Sözcü Haber |
- İstanbul'daki canlı bombanın fotoğraflarını yayınladılar
- Facebook’tan çalışanlara özel sosyal ağ
- Gençler Instagramı yaşlılar Facebook’u seviyor
- Ermeni yalanlarına Çanakkale’den cevap verilecek
- Cumhuriyet’in vekilinden Cumhuriyet’e hakaret
- Terör örgütünde “Öcalan-KCK” kavgası büyüyor
- İhanet sürecinde yeni muhatap TSK
- IŞİD’in en büyük destekçisi AKP
- 888 savcı ile hakimin yeri değişti
- Atatürk sevgisine engel olunamaz
- 100 yıllık Kürt projesi
- PKK, Kandil’de Yargıtay kurdu!
- ‘Biji Apo’ ifade özgürlüğü!
- Bölücüyle saf tutanlar Paris'te ne diye yürür!
| İstanbul'daki canlı bombanın fotoğraflarını yayınladılar Posted: 16 Jan 2015 05:00 AM PST Sultanahmet'te 6 Ocak'ta polise yönelik bombalı saldırıyı düzenlediği belirtilen Diana Ramazanova'nın ailesi kızlarını resimlerde tespit ettiler. Ayrıca, Diana'nın annesi Rayzanat'tan DNA testi yapmak için kan alındığı açıklandı. Rus haber sitesi LifeNews'de yer alan habere göre kolluk kuruluşlarından yapılan açıklamalarda, DNA testinin İnterpol aracılığıyla yapılacağı, şüpheli Diana Ramazanova'nın DNA örneklerinin annesinin DNA örneği ile karşılaştırılmak üzere Rus yetkililere teslim edileceği belirtildi. Rus basını Diana Ramazanova'ya ait olduğunu belirttikleri fotoğraflar da paylaştı. 18 yaşındaki Diana Ramazanova'nın Dağıstan'ın Derbent kentinde doğduğu ve oradan ailesiyle birlikte Moskova'ya taşındıkları belirtildi. Edinilen ilk bilgilere göre, Moskova'da bir mağazada çalışmaya başlayan Ramazanova, internet aracılığıyla Türkiye'de yaşayan İdris adında biriyle tanıştı ve daha sonra evlendi. Kolluk kuruluşlarından edinilen bilgilere göre, Türkiye'de Diana Ramazanova'yı aktif bir şekilde "işleyip" Rusya'da terör saldırısı yapmaya ikna etmeye çalıştılar, fakat bilinmeyen sebeplerden dolayı bu saldırı İstanbul'da düzenlendi. |
| Facebook’tan çalışanlara özel sosyal ağ Posted: 16 Jan 2015 04:00 AM PST Facebook yeni sitesini duyurdu: Hedef çalışanlar Kasım ayının ortalarında, The Financial Times kaynaklı bir haberle, Facebook'un çalışanlara özel bir sosyal ağ açacağı bilgisi sızmış, teknoloji dünyası merakla bu ağı beklemeye başlamıştı. Facebook At Work, test sürüşlerinde ivmeyi arttırmaya başladı. Facebook At Work'ü en iyi şekilde tanımlayacak olursak, çalışma alanınızın sosyal ağı diyebiliriz. PC World'ün haberi şöyle: Android ve iOS uygulamalarına ek olarak bilgisayarlardan erişilebilen de bir web sitesi var. Aynı Facebook'a benziyor ama şirketinizin markasını taşıyorsunuz. Son olarak da Facebook, içeride reklam göstermiyor. Orijinal ağda olduğu gibi ne yaptığınızı da takip etmiyor veya verileri depolamıyor. Bunların dışında tüm özellikler ve araçlar, Facebook'takiyle aynı olacak. Bu konuda Facebook Gruplar'a ayrı önem veriyor. Toplu e-postalara bir son vermesi umulan Gruplar dışında yöneticiler ayrı girişler yaratma imkanı buluyor ve çalışanlar da dilerlerse kendi Facebook hesaplarını, Facebook At Work hesabına da bağlayabiliyorlar. Yine de şimdilik büyük bir sıkıntı var. Facebook At Work, ne kadar süreceği bilinmeyen bir test sürüşünde. Yani yalnızca sınırlı sayıda şirketin çalışanları bu yeni sosyal ağı kullanma fırsatı bulabiliyor. İlk duyurulduğunda da bir elin parmaklarını geçmeyen sayıda şirketin test ettiği sistem, şimdi yalnızca biraz daha açılmış oldu. Şu an için ücretsiz olan hizmetin de, reklam göstermeyeceği için ileride abonelik sistemine veya premium hesaplara geçmesi kimseyi şaşırtmayacaktır. |
| Gençler Instagramı yaşlılar Facebook’u seviyor Posted: 16 Jan 2015 03:00 AM PST Facebook'un rekor kırdığı günler son buldu. Son yıllarda gençler hızla Facebook'u bırakıp yeni platformlara geçiş yapıyor. Geçtiğimiz yıl yapılan araştırmalara göre gençler Facebook'tan sıkılıp Instagram, WhatsApp ve diğer platformlara öncelik vermeye başlamıştı. Orta yaş üzeri insanlar ise Facebook'tan oldukça memnundu. Facebook bu araştırma sonuçları ortada dolanırken, Instagram'ı satın aldı. Bu yıl tekrarlanan anketler bu satın almamın çok iyi bir karar olduğunu gösteriyor. Amerika ve İngiltere'de yapılan araştırmaya göre 65 yaş üzeri yaşlıların % 56'sı sosyal ağları kullanıyor. Bu grubun % 31'i Facebook'u tercih ediyor. 18 – 29 yaş arası gençlerin % 53'ü ise, sosyal ağ tercihini Instagram'dan yana kullanıyor. Instagram'ın geçtiğimiz haftalarda sahte hesapları ve reklam yapanları silmesi, tekrar popüler bir platform olmasını sağlamış. Cumhuriyet |
| Ermeni yalanlarına Çanakkale’den cevap verilecek Posted: 16 Jan 2015 02:00 AM PST Türkiye, Ermeni lobisinin 24 Nisan atağını, aynı gün dünya liderlerini Çanakkale'de misafir ederek boşa çıkaracak Tarihi misilleme Ermenİ lobisi, 24 Nisan'da 1915 sözde soykırımı yalanının 100. yılını bahane ederek dünyayı ayağa kaldırmayı planlarken Türkiye'den karşı hamle geldi. 24 Nisan'da tüm devlet başkanları Çanakkale Savaşları'nın 100. yıldönümü dolayısıyla Türkiye'ye davet edildi. Anlamlı seçim Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev'le düzenlediği toplantıda konuyla ilgili açıklama yapan Tayyip Erdoğan, "24 Nisan'da Aliyev kardeşimizle Çanakkale'de olacağız" dedi. Aliyev de böyle önemli bir etkinlik için 24 Nisan tarihinin seçilmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Ermeniler'in bu yıl 24 Nisan için hazırlandıkları 1915 olaylarının 100. yıldönümü etkinliklerine, Türkiye ve Azerbaycan'dan "Çanakkale misillemesi" geldi. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Recep Tayyip Erdoğan'ın davetlisi olarak Türkiye'ye resmî bir ziyaret gerçekleştirdi. Erdoğan, ikili görüşmelerin ardından Aliyev ile birlikte düzenlediği ortak basın toplantısında, bu yıl 24 Nisan'da, Çanakkale Savaşları'nın 100. yıldönümü çerçevesinde, Çanakkale'de uluslararası bir zirve planlandığını açıkladı. Erdoğan, Aliyev'in de katılacağı etkinliğe, tüm dünya liderlerinin de davet edileceğini söyledi. İlham Aliyev de, Çanakkale Savaşı'nın 100. yıl dönümü etkinliği için 24 Nisan'ın seçilmesinden dolayı memnuniyetini dile getirdi. Aliyev, "Bu manidar tarihin seçilmesi nedeniyle teşekkür ederim" dedi. Yukarı Karabağ sorunu Erdoğan, ikili görüşmede Azerbaycan-Türkiye ilişkilerinde dünden bugüne nereye gelindiğini, bölge sorunların masaya yatırıldığını, atılacak adımların değerlendirildiğini anlattı. Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi'nin Azerbaycan ile askeri, siyasi, ekonomik, ekonomik gibi tüm ilişkileri çok daha ileri seviyelere taşıyacağına olan inancını dile getiren Erdoğan, siyasi noktada Türkiye-Azerbaycan arasında herhangi bir sıkıntının söz konusu olmadığını, askeri alanda işbirliğinin artarak devam ettiğini ifade etti. Yukarı Karabağ, sorunun çözümü müzakerelerinde gelinen aşamadaki son bilgileri de Aliyev'den aldığını anlatan Erdoğan şöyle dedi: "Görünen o ki maalesef MİNSK üçlüsü burada hala kararlı bir adım atmamak suretiyle bu süreç bir oyalama taktiği ile geçiştiriliyor. Burada verilmiş olan uluslararası kararlar olmasına rağmen bu sürecin böyle hala oyalama taktikleri ile sürdürülmesi üzücüdür. Yukarı Karabağ sorunun Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü içinde barışçıl yollardan çözülmesi konusunda Azerbaycan'a desteğimiz aynı kararlılıkla devam edecektir." Bizim için büyük şeref Bu yıl G-20'nin Türkiye'nin ev sahipliğinde gerçekleşeceğini anımsatan Erdoğan, "Bizim hakkımız olan bir yetkiyi bu noktada Azerbaycan için kullandık. G-20'de bu yıl Azerbaycan da bizim davetlimiz olarak yerini alacak" dedi. 2015'in Çanakkale Savaşları'nın 100. Yıl dönümü olduğunu da hatırlatan Erdoğan, 24 Nisan için birçok devlet başkanlarına davet çıkarıldığını belirterek, Aliyev ile 24 Nisan'da beraber olacaklarını kaydetti. İlham Aliyev de, bugün dünyada Türkiye ve Azerbaycan kadar birbirine bağlı ve yakın başka ülkeler olmadığına dikkat çekerek, şöyle konuştu: "Bu birliği tescilleyen birçok şey var. Bunlardan biri de Türkiye, G-20'ye Azerbaycan'ı davet etti. Bu bizim için büyük şereftir. Yeniçağ |
| Cumhuriyet’in vekilinden Cumhuriyet’e hakaret Posted: 16 Jan 2015 01:30 AM PST Filistin Devlet Başkanı ile Erdoğan'ın temsili Türk askerleri ile birlikte Ak Saray'da çekilmiş olan fotoğrafını paylaşan AKP'li Tülay Babuşcu, yaptığı yorumda Osmanlı İmparatorluğu'nun 90 yıllık reklam arasının sona erdiğini öne sürdü. Teslimiyetçi AKP Babuşcu'nun sözlerine-, siyasilerden tepki yağdı. MHP'li Oktay Vural: Bu ifadeler AKP'nin teslimiyetçi zihniyetini ortaya koyuyor. CHP'li Bülent Tezcan: Cumhuriyeti yok saymaya çalışmak tarih bilincine sahip olmamak anlamına gelir. AKP Balıkesir Milletvekili Tülay Babuşcu, sosyal medya hesabından yaptığı yorumda Osmanlı İmparatorluğu'nun 90 yıllık reklam arasının sona erdiğini öne sürdü. Babuşcu, bu yorumuyla dikkatleri üzerine çekti. Tülay Babuşcu, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile birlikte Recep Tayyip Erdoğan'ın tarihteki temsili Türk askerleriyle birlikte Ak Saray'da çekilmiş olan fotoğrafını paylaştı. Bu fotoğrafla ilgili yorumda bulunan Babuşcu sosyal medya hesabından şunları yazdı: "Bu resim okunması gereken bir resim. Filistin'i vermediği bahanesiyle yıkılan Osmanlı İmparatorluğu ve Filistin Devlet Başkanı'yla Cumhurbaşkanımızın arka plan görüntüsü. Muhteşem bir zekâ. Tabii ki Sayın Cumhurbaşkanımızın zekâsı. 600 yıllık imparatorluğun 90 yıllık reklam arası sona erdi." AKP'li Babuşçu'nun bu yorumu Balıkesir'de yayın yapan bir gazete tarafından "Babuşçu'nun gafı" başlığıyla manşete taşınırken Türkiye Cumhuriyeti'nin Millet Meclisi'nde yemin ettiği hatırlatıldı. Teslimiyetçi zihniyet AKP Balıkesir Milletvekili Tülay Babuşcu'nun twitter hesabından paylaştığı, "600 yıllık imparatorluğun 90 yıllık reklam arası sona erdi" sözlerine muhalefetten sert tepkiler geldi. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Babuşçu'nun sözlerine "Allah akıl fikir versin" diye tepki gösterdi. Vural şöyle konuştu: "Cumhuriyetten neden rahatsız oluyorlar. Cumhuriyet hem Osmanlı İmparatorluğu'nun hem de Büyük Selçuklu'nun devamıdır. Türkiye Cumhuriyeti yedi düvele karşı verilmiş emperyal güçlerle mücadelenin bir sembolüdür. Kurtuluş savaşımız rahatsız mı ediyor? Böyle fikirler tarihte ancak mandacı zihniyetlerde görülür. AKP, bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'nden mi rahatsız oluyor? Bu ifadeler Türkiye cumhuriyetinin bağımsızlık anlayışıyla asla bağdaşmıyor. AKP'nin teslimiyetçi gerçek zihniyetini ortaya koyuyor." Bağımsızlık mücadelesi CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan ise Türkiye Cumhuriyeti'nin Türk tarihinin devamı olduğunu belirtti. Tezcan şunları söyledi: "Biz tarihimize sahip çıkıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti bütün tarihe sahip çıkmaktır. Tarihimize sahip çıkmak Türkiye Cumhuriyeti'ni inkâr etmek anlamına gelmez. Mustafa Kemal Atatürk ve o büyük kadro tüm bu tarihin birikimi üzerine bağımsızlığı inşa etti. Bunları söyleyenler aklını yitirmiş. Biz Türkiye Cumhuriyeti olarak Osmanlı İmparatorluğu'nun da, Selçuklu İmparatorluğu'nun da, Gaznelilerin de, Karahanlıların da devamıyız. Bunların bilinciyle bağımsızlık mücadelesi verildi, Türkiye Cumhuriyeti kuruldu. Türkiye Cumhuriyeti'ni 'reklam arası'ya da başka ifadeler kullanarak yok saymaya çalışmak tarih bilincine sahip olmamak anlamına gelir." Yeniçağ |
| Terör örgütünde “Öcalan-KCK” kavgası büyüyor Posted: 16 Jan 2015 01:00 AM PST Kandil, Cizre'de 12 yaşındaki bir çocuğun ölmesi üzerine "başkaldırın" çağrısı yaparken, Öcalan, sözde çözüm için "görüşmeleri" işaret etti. Teröristbaşı, "maskeli eylem" yapılmamasını isterken, KCK, halka "karşılık verin" çağrısında bulundu. Kandil bildiğini okuyor KCK'nın ısrarla "isyan çağrısı" yapmasına rağmen, Hatip Dicle, İmralı'da görüştüğü Öcalan'ın PKK'lılardan "yüzü kapalı gösteri" ve "kepenk kapattırma" eylemleri yapılmayacağı yönünde alınan kararları pratiğe koymasını istediğini tekrarladı. Terör örgütü içindeki bölünme en son Cizre olaylarına yaklaşımda tekrar gün yüzüne çıktı. Terör örgütü KCK, ilçede 12 yaşındaki bir çocuğun hayatını kaybetmesi üzerine "başkaldırma-serhıldan" çağrısı yaparken İmralı canisi Abdullah Öcalan, ziyaretçileri kanalıyla çözüm için yine "görüşmeleri" işaret etti. Öcalan, "yüzü maskeli eylem" yapılmamasını isterken KCK, yandaşlarına karşılık verilmesi çağrısında bulundu. Savaş çağrısı gibi Cizre'de önceki akşamki olaylarda hayatını kaybeden 12 yaşındaki Nihat Kazanhan'ın ölümü üzerine "isyan çağrısı" yapan terör örgütü KCK şöyle dedi: "Halkımız, AKP devletine ve Hüda - Par'ın saldırılarına karşı öz savunmasını ve örgütlülüğünü geliştirerek cevap vermelidir. Kürdistan'da hiçbir saldırı karşılıksız kalmamalıdır. Halkımız her türlü saldırılara karşı öz savunma, meşru ve demokratik direnme hakkını geliştirerek karşılık vermelidir." Terör örgütü KCK, AKP'nin yürütülen müzakere sürecine yönelik adım atmadığını, bölgede çatışmalara yol açtığını öne sürdü. Cizre'deki olaylar için AKP iktidarı, polis ve asker ile Hüda-Par'ı suçlayan açıklamada şöyle denildi: "AKP devletinin, Apo ile yaptığı görüşmelerin amacı Kürdistan'da sömürgeci sistem istikrarını sağlamaktır. Bir taraftan çözüm süreci adına sahte algı yaratarak Kürtleri yanıltmaya, her türlü baskıya karşı sesiz ve tepkisiz kalmaya zorlamak istemekte, diğer yandan katliamlarla halkı sindirmeye ve teslim alamaya çalışmaktadır." KCK'nın tavrı başka Terör örgütü KCK'nın bu tavrına karşı İmralı canisi tarafı yürütülen görüşmelerden yana tutumda kararlı. Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Başkanı Hatip Dicle, Yardımcısı HDP Şırnak Milletvekili Selma Irmak ve Milletvekili Faysal Sarıyıldız ile geldiği Cizre'de, olaylardan devleti sorumlu tuttu. Hatip Dicle, Öcalan'ın Kürt gençlerinden daha önce yüzü kapalı eylem yapılmayacağı ve kepenk kapattırma eylemleri yapılmayacağı yönünde alınan kararları pratiğe koymasını istediğini tekrarladı. Hatip Dicle, "Biz ümit ediyoruz ki Başkan Apo'nun etrafında kilitlenen, onun mesajına, onun yüreğine sahip çıkanlar olarak, örgütlülüğümüzü koruyarak, onun bu mesajına sahip çıkmak gerekiyor. Biz demokratik yollarla her şeyi halledebiliriz. Başkan Apo diyor ki, 'milim dahil barış umudu varsa ben bu masadan kalkmayacağım. Bu görüşmeleri sürdüreceğim' diyor. Kürt halkı Başkan Apo'nun çevresinde, yanında, yüreğinde ve beynindedir ve her zaman onunladır" diye konuştu. Yeniçağ |
| İhanet sürecinde yeni muhatap TSK Posted: 16 Jan 2015 12:30 AM PST HDP Kars Milletvekili Mülkiye Birtane, "Öcalan'ın Mart ayında vereceği Nevruz mesajında silah bırakma ya da eylemsizlik çağrısı beklentisinde olmayın" dedi. Birtane, silah bırakma konusunun da PKK ile TSK'nın arasında çözülmesi gereken konu olduğunu söyledi. HDP Kars Milletvekili Mülkiye Birtane, Mart ayında bebek katili Abdullah Öcalan'dan Nevruz mesajı geleceğini belirterek, silah bırakma ya da eylemsizlik çağrısı beklenmemesi gerektiğini söyledi. Birtane, "Mart ayında Öcalan'dan mesaj gelme ihtimali yüksek. Eylemsizlik ya da silahlanma konusunda keskin bir mesaj geleceğini düşünmüyorum " dedi. Mülkiye Birtane, örgütün silah bırakma konusunun PKK ile TSK'nın arasında çözülmesi gereken bir konu olduğunu iddia etti. Birtane, "Silah bırakma işi, PKK ile TSK'nın aralarında çözeceği bir mesele. Bu konu hakkında Öcalan'dan bir mesaj gelmesi beklenemez" diye konuştu. Öte yandan HDP'li Birtane, İmralı heyetinde yer alması beklenen Ceylan Bağrıyanık'a Adalet Bakanlığı'nın engel çıkardığını söyledi. Hukuki olarak heyete dahil olan Hatip Dicle ile Bağrıyanık'ın aynı durumda olduklarını anlatan Mülkiye Birtane şunları söyledi: "Adaya gönderilecek isimler konusunda Adalet Bakanlığı'ndan onay alınıyor, işleyiş bu şekilde. Fakat Ceylan Bağrıyanık konusunda hala bir karar gelmedi. Bizim kendisi konusunda ısrarımız sürüyor. Ama neden onay alamadığı konusunda bir bilgim yok. Kendisinin cezaevi geçmişi var. Bununla alakalı desek Hatip Dicle de gidemezdi. İkisi de örgüt üyesi olmaktan yargılanmıştı." Bu arada Mülkiye Birtane, Cizre'de yaşanan olaylarla ilgili olarak Öcalan'ın heyet aracılığıyla mesaj gönderdiği iddialarını da yalanladı. Bu konuda bir mesaj alınmadığını açıklayan Birtane, "Cizre olayları konusunda Öcalan'ın heyete bir mesaj ilettiği iddia edildi. Konuyu Hatip Bey'le de konuştum fakat böyle bir şey yok. DTK olarak Cizre'ye gitme kararımız var. Bu duyulmuş olabilir" dedi. Yeniçağ |
| IŞİD’in en büyük destekçisi AKP Posted: 16 Jan 2015 12:00 AM PST MHP Hatay Milletvekili Şefik Çirkin, IŞİD'in Türkiye'de milyonlara ulaşan sempatizanı olduğunu belirterek, "İktidar IŞİD'e yakın duran bir görüntü verince doğal olarak AKP'nin tabanı da örgüte sempati duyuyor. Örgüt hükümetin tutumundan dolayı zemin buluyor" dedi. MHP Hatay Milletvekili Şefik Çirkin, Suriye ve Irak'ı kana bulayan Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) terör örgütünün Türkiye'de milyonlara ulaşan sempatizanı olduğunu belirterek, "İktidar IŞİD'e yakın duran bir görüntü verince doğal olarak AKP'nin tabanı da örgüte sempati duyuyor" dedi. Şefik Çirkin, Türkiye'de bugüne kadar IŞİD'e karşı operasyon yapılmamasının ve yine Milli Güvenlik Kurulu'nda (MGK) terör örgütü ile ilgili bir karar alınmamasının düşündürücü olduğunu söyledi. IŞİD'in sempati kazanmasında PKK'lı teröristleri öldürmesinin de etkili olduğunu anlatan Çirkin, şöyle dedi: "12 bin dolayında Türk vatandaşının IŞİD saflarına katıldığı biliniyor. IŞİD'in milyonlara varan bir tabanın Türkiye'de bulunduğuna ilişkin olarak yapılan saptamalar varsayımın çok ötesinde bir gerçekliğe işaret ediyor. Bunlar ortadayken Türkiye'de IŞİD teröristlerine karşı hangi operasyonlar yapıldı? MGK'nın hangi toplantısına konu oldu ve buna ilişkin karar alındı? Bu sorular cevap bekleyen ciddi sorulardır. Sonuçta IŞİD AKP iktidarının tutumundan dolayı zemin buluyor." Felaket olur AKP'nin Türkiye'yi ateşe sürüklediğini kaydeden Çirkin, IŞİD'e verilen desteğin "PKK ile mücadele" kılıfa sokulmak istendiğini vurguladı. IŞİD'e karşı önlem alınmaması halinde Türkiye'nin uluslararası arenada zor durumda kalacağını kaydeden Çirkin, şöyle konuştu: "IŞİD ile PKK arasındaki çatışmalarda örgüt yanında olmak Kürt kökenli vatandaşlarımızın devletle arasına mesafe koymasını beraberinde getirir. Öte yandan IŞİD mezhepçi bir terör örgütü. Türkiye'de ise milyonlarca Alevi yaşıyor. Burada IŞİD'den yana durmak mezhep gerginliğini beraberinde getirir ki, bu da Türkiye'nin felaketine neden olur." Yeniçağ |
| 888 savcı ile hakimin yeri değişti Posted: 15 Jan 2015 11:30 PM PST HSYK, 888 hakim ve savcının yerini değiştiren kararnameyi yayınladı. Kararname ile Dink davası hakimi Eryılmaz ve Balyoz davası Hakimi Diken İstanbul dışına atandı. Ankara Başsavcılığı'na Başsavcı Vekili Kodalak, İstanbul Anadolu Başsavcılığı'na ise Tosun getirildi. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) 1. Dairesi, 888 kişilik adli ve idari yargı hakim ve cumhuriyet savcısını kapsayan kararname yayımladı. "Tasfiye kararnamesi" yle adli yargıdan 784, idari yargıdan 104 hakim ve cumhuriyet savcısının görev yeri değişti. Kararnameyle Yargıtay üyeliğine seçilen Fethi Şimşek'ten boşalan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na Başsavcı Vekili Harun Kodalak getirildi. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'na ise Fehmi Tosun atandı. Kararname ile Hrant Dink davası hakimi Rüstem Eryılmaz ve Balyoz davası Hakimi Ömer Diken de İstanbul dışı göreve atandı. HSYK bağımsız adaylarından Yeşim Sayıldı ve eşi Selami Sayıldı da İstanbul dışına atandı. Atamalardan bazıları şöyle: İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı Celal Avar, İstanbul Hakimliğine, Aksaray Cumhuriyet Başsavcısı Gürhan Aktaş, Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekilliğine, Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcısı Murat Gökçe, Eskişehir Cumhuriyet Savcılığına, Yalova Cumhuriyet Başsavcısı Şaban Yılmaz, Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığına getirildi. Ankara Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hayrettin Türe, Ankara Batı Hakimliğine, İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Ahmet Müşteba Özbek, Küçükçekmece Hakimliğine, İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı İshak Eken, Bakırköy Hakimliğine, İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Erol Ceylan, Trabzon Hakimliğine, İzmir Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Atilla Rahman, Torbalı Hakimliğine, Adana Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı İsmail Ademoğlu, Yargıtay Cumhuriyet Savcılığına atandı. Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Ömer Diken, Uşak Hakimliğine, Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Rüstem Eryılmaz, Şanlıurfa Hakimliğine, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Savcısı Sadrettin Sarıkaya, Erzurum Cumhuriyet Savcılığına atandı. Kararname HSYK internet sitesinden de açıklandı. Yeniçağ |
| Atatürk sevgisine engel olunamaz Posted: 15 Jan 2015 11:00 PM PST Dudullu esnafı Atatürk figürü yaptırdı, İBB, "yer bizim dikemezsin" diye yıkacak İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Dudullu Organize Sanayi Bölgesi (OSB) yönetimi arasında gerginliğe neden olan Atatürk anıtı, tadilattan sonra gece ani bir kararla yerine dikildi. Zabıta ekiplerinin anıtı kaldırma ihtimaline karşı esnaf önlem aldı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Dudullu Organize Sanayi Bölgesi (OSB) yönetimi arasında gerginliğe neden olan Atatürk anıtı, gece yerine konuldu. Yaklaşık 5 ay önce Dudullu Organize Sanayi Bölgesi yönetimi tarafından sorumluluk alanına dikilen Atatürk anıtı, yaklaşık 2 hafta önceki fırtınada zarar görmüş tamir için yerinden sökülmüştü. Tamir işlemleri bittikten sonra yerine konulmak için getirilen anıt, Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı zabıta ekipleri tarafından engellenmişti. Anıtın konulduğu yerin ana arter olması nedeniyle Büyükşehir Belediyesi'nin sorumluluk alanında olduğunu iddia eden zabıta ekipleri, figürün üzerinde konulduğu ankraj sistemini oksijen kaynağıyla kesmek istedi. Büyükşehir Belediyesi çalışanlarının bu hareketi OSB yönetimini de harekete geçirdi. OSB çalışanları ile zabıtalar arasında gerginlik yaşandı. Yargıtay 4. Dairesi'nin kararını gösteren OSB yönetimi, bölgenin kendilerine ait olduğunu öne sürmüştü. Gerginlik önceki gece sona erdi, Atatürk figürü, eski yerine dikildi. OSB yönetimi yaşanabilecek olumsuz durumları düşünerek figürün başına iki güvenlik görevlisi dikti. Yeniçağ |
| Posted: 15 Jan 2015 10:30 PM PST Bebek katili Öcalan'ın Türkiye'yi bölmek için yaptığı "Konfederal Orta Doğu" çağrısı 1960 darbesinde "Pilot Planlama Bölgesi", 1980 Evren darbesiyle ise "Eyalet"e dönüşmüştü Kenan Evren, Türkiye'nin 8 eyalete bölünebileceğini belirterek, bu eyaletleri "Ankara, İstanbul, İzmir, Adana, Erzurum, Diyarbakır, Eskişehir, Trabzon" olarak sıralamış, "Türkiye de mutlaka 'çok bayraklı' eyalet sistemine geçecek. Özal, cumhurbaşkanı iken 'federasyonu tartışalım' demişti" ifadelerini kullanmıştı. Demirel de dillendirmişti Süleyman Demirel de Adalet Partisi Genel Başkanı iken, "Türkiye'yi Ankara'dan yönetmek imkânı kalmamıştır. 15 bölgeye ayrılmalı, her bölge için de ayrı plan yapılmalı" görüşünü dile getirmiş, Cumhurbaşkanlığı döneminde de başkanlık sistemini ve "eyalet" yönetimini Türkiye'nin gündemine taşımıştı. Türkiye'nin üniter yapısının parçalanması noktasındaki 100 yıllık ihanet projesi kuşaktan kuşağa bugünlere taşındı. Bugün projenin bayraktarlığını AKP iktidarı ile stratejik ortağı PKK yürütüyor. Teröristbaşı Abdullah Öcalan, Oslo görüşmeleriyle başlayan ihanet sürecinde aldıkları tavizlerin başında "demokratik konfederal" sistemin olduğunu, yazdığı mektupla ortaya koydu. İmralı'dan Asuri, Süryanı ve Keldanilere "devlet eliyle" mesaj gönderen Öcalan, kurtuluşlarının bu sistemle olacağını öne sürdü. Aynı düşünce Osmanlı İmparatorluğu'nun parçalanma sürecinde Ahrar Fırkası tarafından "Adem-i merkeziyyetçilik" adı altında gündeme getirilmişti. Ahrar Fırkası, 14 Eylül 1908'de, Prens Sabahattin'in önderliğinde "Teşebbüsü Şahsi ve Adem-i Merkeziyet Cemiyeti" çatısında örgütlenen liberal Jön Türk kanadı tarafından kuruldu. Merkezi otoriteye karşı ve bireysel girişimciliğe destek veren "Adem-i merkeziyet" i savunan Prens Sabahattin, kendisine önerilen parti başkanlığını kabul etmedi, ancak girişimi destekledi. İngiliz siyasi parti geleneğini esas alan Ahrar'ın "Adem-i merkeziyet" görüşü Osmanlı'yı bölme girişimi olarak yorumlanmıştı. Divan-ı Harp'te yargılandı Parti 1908 seçimlerine katıldı, ancak İttihat ve Terakki Fırkası karşısında başarı gösteremedi. İttihat ve Terakki karşıtı İkdam, Sabah, Yeni Gazete, Sadayı Millet ve Servet-i Fünun gazeteleri, Ahrar Fırkası'nı destekledi. 31 Mart Vakası nedeniyle Prens Sabahattin ve kurucu üye Ahmet Fazlı Bey divanı harpte yargılandı ve suçsuz bulunarak serbest bırakıldı. Fırka üyelerinin bir kısmı yurt dışına kaçtı. Nurettin Ferruh Bey 1910'da ülkeye döndü ve partinin feshedildiğini belirten bir bildiri yayımladı. Prens Sabahattin, İngiliz ajanı olduğu gerekçesiyle cumhuriyet döneminde ülkeden kovuldu. Pilot Planlama Bölgesi Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasından bu yana geçen süreç içinde Prens Sabahattin'in "Adem-i merkeziyet" çilik fikirlerini savunan siyasiler zaman zaman iktidara geldi, ancak anayasadaki değişmez maddeleri değiştirmeye cesaret edemediler. "Adem-i merkeziyet" fikri 1960 askeri darbesi döneminde "Pilot Planlama Bölgesi" olarak hortlatıldı. 7 Aralık 1960 tarihli Hürriyet gazetesindeki habere göre; Türkiye, iktisadi, kültürel ve sosyal bütünlük taşıyan, kendi başına yaşama imkanına sahip bölgelere ayrılacaktı. Bu amaçla İmar ve İskan Bakanlığı Bölge Planlama Dairesi'nce programlar hazırlandı. İlk uygulama projesi "Marmara Pilot Planlama Bölgesi" olarak yapıldı. Pilot bölge, Çatalca'dan çekilen hatla İstanbul Boğazı'na kadar uzanan arazi parçasını ve Sakarya vadisi ile Bursa ovasını içine almaktaydı. Bölgenin kültür, ticaret ve turizm merkezi İstanbul olacaktı. Evren ve Özal aynı fikirde 9. Cumhurbaşkanı Kenan Evren, Türkiye'nin 8 eyalete bölünebileceğini belirterek, bu eyaletleri "Ankara, İstanbul, İzmir, Adana, Erzurum, Diyarbakır, Eskişehir, Trabzon" olarak sıralamıştı. Evren şunları kaydetmişti: "Daha 1980'li yılların başında bunları düşündüm. Cumhurbaşkanı iken Bavyera'yı ziyarete gitmiştim. Baktım 3 bayrak çekmişler. Bir Türk, öteki Alman bayrağıydı. 'Üçüncüsü ne bayrağı' diye sordum. 'Burası Bavyera Eyaleti, onun bayrağı' dediler. Birçok ülkede bu var. Türkiye de mutlaka eyalet sistemine geçecek. Eski cumhurbaşkanlarından Turgut Özal da DPT'deyken eyaleti önermiş ve Güneydoğu için ABD'deki Tennesse Eyaleti'nde uygulanan kalkınma projesi fikrini ortaya atmıştı. İsmet Paşa ise, "Bayrak da verelim mi?" diye sormuştu. Dönemin Başbakanı Turgut Özal projeye karşı çıkan dönemin eski Bakanı İsmail Özdağlar'ı Yüce Divan'a gönderdi. Özal, cumhurbaşkanı iken de "Federasyonu tartışalım" demişti. Demirel de dillendirmişti Süleyman Demirel de Adalet Partisi Genel Başkanı iken, "Türkiye'yi Ankara'dan yönetmek imkânı kalmamıştır. 15 bölgeye ayrılmalı, her bölge için de ayrı plan yapılmalı" görüşünü dile getirmiş, cumhurbaşkanlığı döneminde de başkanlık sistemini ve "eyalet" yönetimini Türkiye'nin gündemine taşımıştı. Demirel, Türkiye'nin üniter yapısına zarar gelebileceği endişesiyle eyalet sisteminin gündeme getirilemediğine dikkat çekerken, "Düşünmedikçe de merkeziyetçiliğe saplanıyoruz" diyerek, "Adem-i merkeziyetçi" sistemin tartışılmasını istemişti. Yeniçağ |
| PKK, Kandil’de Yargıtay kurdu! Posted: 15 Jan 2015 10:00 PM PST Bölücü terör örgütü, Güneydoğu'da kurduğu adli sistemi genişletti. Küçük davalar yerelde görülüyor. İtiraz olursa son sözü Murat Karayılan söylüyor Aylarca süren dava tek celsede bitiyor PKK, Hakkâri ve ilçelerinde kurduğu 5 ayrı mahkeme ile davalara bakmaya başladı. Resmiyette aylarca süren davaları bir celsede karara bağlayan örgüt mahkemeleri, vatandaşların işini de kolaylaştırıyor. Son bir yıl içerisinde onlarca davanın örgüte gittiği ifade ediliyor. Üst mahkeme kararını Karayılan onaylıyor Yüksekova'da iki aile arasında çıkan arazi meselesi örgütün "Avaşin" mahkemesine gidiyor. Karara taraflardan biri itiraz edince Kandil'deki bir üst mahkemede çözülüyor. Örgüt, üst mahkeme olduğu için 150'şer bin TL alıyor, kararı da bizzat Karayılan onaylıyor. Yeniçağ |
| Posted: 15 Jan 2015 09:00 PM PST Gaziantep'te, Öcalan'ı övücü slogan attıkları için 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan 10 sanık beraat etti. Mahkeme, atılan sloganın "ifade özgürlüğü" kapsamında kaldığı kararına vardı. Gaziantep'te 2013 yılı Nisan ayında düzenlenen Nevruz kutlamalarına katılan Osman T., Aydın Vedat E., İlhan B. ve Yasemin E. ile Temmuz ayında yapılan BDP Şehitkamil İlçe binası açılışına katılan Mehmet E., Mehmet Salih K., Remzi A., Salih Y., Semra Ş. ve Tahir O. hakkında; Türkçe ve Kürtçe olarak attıkları "Biji serok Apo" (Yaşasın Başkan Apo), "PKK halktır halk burada", "Dişe diş kana kan, seninleyiz Öcalan" sloganları attıkları gerekçesiyle Özel Yetkili Adana 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde 2 ayrı dava açıldı. Özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasıyla her iki dava da geçen yıl Mart ayında suç yeri olan Gaziantep'e gönderildi ve duruşmalar 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başladı. Mahkeme heyeti, geçtiğimiz günlerde birkaç gün arayla gördüğü 2 duruşmada da sanıkların oy birliğiyle beraatına karar verdi. Mahkeme heyeti, yargılanan 10 kişinin attıkları Öcalan'ı övücü sloganların "şiddet veya tehdit yöntemini teşvik edici olmadığı ve ifade özgürlüğü kapsamında kaldığı"na hükmetti. Yeniçağ |
| Bölücüyle saf tutanlar Paris'te ne diye yürür! Posted: 15 Jan 2015 08:00 PM PST MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nu bu sözlerle eleştirdi Partisinin grup toplantısında konuşan MHP lideri, "Biz kundaktaki yavrumuzu kaybederken teröristler Paris'te dolaşıyordu. 'Bir kaç asker öldü diye Meclis toplanmaz' diyenler 17 kişi için koştura koştura Fransa'ya gidip, orada İsrail'in başbakanı ile aynı safa girdi" ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Paris saldırısına ilişkin "insanlık suçudur" tanımlaması yaparken, geçtiğimiz pazar günü terörü kınamak için Paris'te düzenlenen yürüyüşe katılan Başbakan Ahmet Davutoğlu'nu sert bir dille eleştirdi. Bahçeli, "Terörist ile masaya oturan, hangi teröristle, kimle düşüp kalktığı belli olmayan iktidar, Paris'te yürüyüşe katılmıştır" dedi. Partisinin grup toplantısında konuşan Bahçeli, şunları söyledi: "Yaşanan bu olayla birlikte, terörizmin lanetli yüzünün çok iyi tanınması gereği bir kere daha ortaya çıkmıştır. İnsanlık çok ciddi ve dramatik bir terör sorunuyla karşı karşıyadır. Terör, hangi ülkede ortaya çıkarsa çıksın, hangi gerekçelere dayanırsa dayansın ve bahanesi ne olursa olsun, hain ve vicdansız niyetini gizleyemeyecektir. Kimden gelirse gelsin terör faaliyetleri utanç verici bir eylem, insanlık dışı bir eğilim, aşağılık ve iğrenç bir yöntemdir." Vicdan bunalımı MHP lideri şöyle devam etti: "Ne tuhaftır ki, Başbakan Davutoğlu terörist devlet diye suçladığı İsrail'in başbakanıyla birlikte Paris'te aynı safa girmiştir. Biz kundaktaki yavrumuzu kaybederken teröristler Paris'te dolaşıyordu. 'Bir kaç asker öldü diye Meclis toplanmaz' diyenler 17 kişi için koştura koştura Fransa'ya gidip, orada İsrail'in başbakanı ile saf tuttu. Çelişkiye bakınız ki, bölücü terörle Türkiye'de masaya oturan, Kandil'in vagonu olan bir zihniyet Paris'te teröre karşı yürümüştür. Türkiye'yi teröristlerin geçiş güzergâhı haline getiren, hangi terör örgütüyle düşüp kalktığı artık belli olmayan iktidar, Paris'te ortak tepkiye katılmıştır. Acaba Başbakan Davutoğlu, bu kafa ve vicdan bunalımını nasıl atlatacaktır? Başbakan, terör tehdidinin büyük olduğundan yakınmaktadır. Biz yıllardır bu kapsamdaki tehlikeleri sıralıyorken, 'Hayal görüyorsunuz, korkutuyorsunuz, vehim yapıyorsunuz, büyütüyorsunuz, şehit istismarına kalkışıyorsunuz'diyen siyaset kirlenmişliği, bugün tehdidin büyüklüğünden şikâyetçidir. Doğu ve Güneydoğu'dan bayrağa sarılı naaşlar gelirken, caniler yol kontrolleri yapıp ehliyet ve ruhsat denetimine kadar işi götürmüşken, bir şey olmuyor da, Paris'te silahlar patlayınca mı mesele oluyor?" Kendisini ne sanıyor! "6-7 Ekim olaylarında 50'ye yakın insan ölürken, Cizre'de teröristler uzun namlulu silahlarla çatışıp devletin egemenlik haklarını dinamitlerken tehdit görülmüyor da Paris saldırısı mı tehdit olarak algılanıyor?" diyen Bahçeli, şunları kaydetti: "Başbakan Davutoğlu nerede yaşamaktadır, kendisini hangi ülkenin Başbakanı sanmaktadır? Başbakan teröre karşı ilkesel tutumdan, bunu da dünyanın her yerinde tekrar etmekten bahsetmektedir. Hakikaten bu ilkesel tutumu çok merak ediyor, neleri içerdiğini, hangi değerlerle kesiştiğini sorguluyoruz. Müslüman'ın teröristi olmaz, teröristin dini, milliyeti, mezhebi, kimliği, cinsiyeti, fikriyatı olmaz, olamayacaktır. Küresel vicdan, küresel adalet, küresel hoşgörü, küresel iş birliği tesis edilmez ve nefes alamazsa, insanlık adı konulmamış bir dünya savaşının içine yuvarlanacaktır." Yeniçağ |
| You are subscribed to email updates from Sözcü Haber To stop receiving these emails, you may unsubscribe now. | Email delivery powered by Google |
| Google Inc., 1600 Amphitheatre Parkway, Mountain View, CA 94043, United States | |
















Hiç yorum yok:
Yorum Gönder