GÜNDEM


More

Müslüm Gürses Baba Hayatını Kaybetti

Unknown on : 3 Mart 2013 Pazar 0 YORUMLAR
Unknown
Bypass ameliyatı olmak için hastaneye yatan ve ameliyat sonrasında akciğer problemi yaşayan Müslüm Gürses, 4 aydır yoğun bakımda uyutuluyordu. Ünlü sanatçı bugün tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.

Müslüm Gürses’in doktoru Deniz Şener, sanatçının vefat ettiğini açıkladı.

Kameraların karşısına geçen Deniz Şener, acı haberi “Müslüm Baba’yı maalesef kaybettik” sözleriyle duyurdu.

Deniz Şener, sabah saat 08.30 sıralarında tansiyonu düşen ve kalbi duran Gürses’in, saat 10.30 civarında vefat ettiğini söyledi.

Tüm Türkiye’ye başsağlığı dileyen Şener, şöyle konuştu: “Bu sabah tansiyonu düştü, kalbi durdu. Yapılan müdahalelere rağmen maalesef kendisini kaybettik. Uzun tedavi sürecini birlikte yaşadık, söyleyecek bir şey yok. Allah sevenlerine sabır versin, hepimizin başı sağolsun.”

İLK TÖREN CRR'DE
Müslüm Gürses için Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda tören düzenlenecek. Törenin ardından Teşvikiye Camii’sinde cenaze namazı kılınacak.

Müslüm Gürses’in naaşı Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verilecek.

MÜSLÜM GÜRSES'İN HAYATINDAN SATIR BAŞLARI
Arabesk müziğin efsane ismi, ezilenlerin, isyanın, aşkın sesiydi... İlk kez 13 yaşında mikrofonu eline aldı ve hiç bırakmadı. Müslüm Gürses'in, Şanlıurfa'dan Adana'ya oradan da İstanbul'a uzanan 59 yıllık hayatı müzikle doluydu.

Arabesk müziğin babası, efsane ismi Müslüm Akbaş, 1953 yılında Şanlıurfa'nın Halfeti ilçesinde kerpiç duvarlı bir köyevinde dünyaya gelir. Yanık sesini o da memleketinden alır.

Ailesi o henüz 3 yaşındayken daha iyi bir hayat uğruna Adana'ya göçer. Küçük Müslüm mikrofonu ilk kez 13 yaşında eline alır. Adana'da bir çay bahçesinde şarkılar söyler. Mikrofonu bir daha hiç elinden bırakmayacaktır.

Terzi çıraklığı ve kunduracılık yapar, bu sırada bir arkadaşı ile birlikte Halkevine de gider. Sesi ile dikkat çeken Küçük Müslüm, Çukurova Radyosu'nda sanatçı olur. Henüz 14 yaşında TRT-Adana-Çukurova Radyosunda her hafta sonu canlı olarak türküler söyler. Soyadını da orada çalışırken "Gürses" olarak değiştirirler.

Bir yıl sonra piyasaya ilk 45'likleri çıkmaya başlar. Ve 15 yaşına geldiğinde İlk plağı "Emmioglu/Ovada Tasa Basma" plağı müzik piyasasındadır artık. Sonrası çorap söküğü gibi gelir, İstanbul'a taşınır, Unkapanı Plakçılar çarşısında arabesk müzik piyasasını altüst eder.

16 yaşında çıkardığı "Sevda Yüklü Kervanlar/Vurma Güzel Vurma" isimli 45'lik Plağı satış rekoru kırar. Gürses bu plaktan sonra askere gider.

Askerlik dönüşü Tarsus'tan Adanaya giderken geçirdiği trafik kazası hayatının dönüm noktası olur. Öldü zannedilip morga kaldırılır, fakat o hayata tutunur. Bu kazadan sonra kulağı az işitecektir ama o müzikten kopmayacaktır. Acılı hayatlar onunla teselli bulur, sevip de söyleyemeyenlerin, söyleyip de karşılık bulamayanların, ezilenlerin sesi olur. İsyan, acı, aşk şarkılarına damga vurur.
Müslüm Gürses o yıllarda beyazperde ile de buluşur. 1979 yılında ilk defa İsyankar filmiyle kamera karşısına geçen sanatçı, onlarca filmde rol alır.

Müziği arabeskin sınırlarını da aşar. O kendisini hep yeniler, yıllar içinde pop ve rock tarzındaki parçaları da repertuvarına katar. Milyonların gönlünde taht kurar, bir daha ebediyen inmemek üzere...

Hiç yorum yok: