Sözcü Haber |
- Havuz ve denizde lenslere dikkat
- Cesetler mis kokuyor
- Türkiye Bingazi'yi de kapattı
- Suriye ordusu Keseb'i geri aldı
- Taliban parmak kesti
- Irak uçakları bombaladı, Musul'dan dumanlar yükseliyor
- 100 kadar vatandaşımız IŞİD elinde
- IŞİD kapanmayan kadınları böyle götürdü
- IŞİD Telafer'de 5 Türkmeni öldürdü
- IŞİD'i havadan vurun
- Bisiklete Çıplak Binme Günü
- ABD'den olası müdahale için ilk adım
- El Duri’ye kanlı baskın
- Bayrak ve Birlik Yürüyüşü
- Dünyanın derinliklerinde büyük su rezervleri bulundu
- Sıcağın tetiklediği hastalıklara dikkat
- 'Doktor' sülüğün nesli tehlikede
Havuz ve denizde lenslere dikkat Posted: 15 Jun 2014 02:00 PM PDT Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Yağmur, "Eller çok iyi yıkanmadan kontakt lensler ellenmemeli, hiçbir zaman kontakt lenslerle duş alınmamalı, yıkanmamalı, havuza ve denize girilmemelidir" uyarısında bulundu. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Meltem Yağmur, kontakt lensle denize ve havuza girilmesinin sakıncalarına işaret ederek, "Havada, suda, toprakta her yerde bulunabilen çok ciddi bir mikroorganizma var, bu en korktuğumuz mikroorganizmalardan biri. Bundan kaynaklı meydana gelecek enfeksiyonlar gözün görme fonksiyonunun kaybına kadar gidebilir" dedi. Prof. Dr. Yağmur, kuru göz problemi ve kontakt lens kullanımında dikkat edilmesi gerekenlerle ilgili açıklamalarda bulundu. "Kuru göz" probleminin toplumda sık görüldüğünü, özellikle nem oranının düştüğü kuru iklimlerde çok daha fazla ortaya çıktığını anlatan Yağmur, "Daha da önemlisi, çağımızda bilgisayar kullanımının artması ve çok uzun süre bilgisayar karşısında zaman geçirenlerin dikkat etmemesi nedeniyle gözde kuruma bulguları ortaya çıkabilir" dedi. Kuru gözün, erken dönemde tanınıp, uygun tedaviler yapılması halinde rahatlatıcı sonuçlar alındığını bildiren Yağmur, "Nemli bölgelerde belki sık görülmeyebilir ama kuru iklimlerde, özellikle merkezi sistemle ısıtmaların yapıldığı yerlerde ya da klimatize ortamlarda hızlı bir artış gösterebilir" diye konuştu. Kontakt lens kullananlar dikkat Yağmur, hastalarda, göze kum atılmış gibi yanma, batma şikayetlerinin ön planda olduğunu ifade ederek, gözdeki bir takım hastalıkların da kuru göze yol açtığını bildirdi. "Sjögren sendromu" denilen bağışıklık sistemi hastalığının yanı sıra "Kronik blefarit" adı verilen kirpik diplerinin kepeklenmesine yol açan rahatsızlığın da kuru göz bulgularını ortaya çıkardığını belirten Yağmur, kuru gözün, kontakt lens kullanımına bağlı olarak da gelişebildiğini söyledi. Prof. Dr. Yağmur, şunları kaydetti: "Kontakt lens kullanımı bir anlamda gözyaşını ikiye böler. Gözyaşı tabakamız çok incedir ama kontakt lens konulduğunda biraz daha incelir. Bu da buharlaşmayı artırarak hastaların çok sınırda olan kuru göz şikayetlerini belirgin hale getirebilir. Kontakt lens kullanımı her zaman kuru göze yol açmayabilir ama özellikle sınırda olgularda şikayetler hızlı bir şekilde artabilir. Bunun önüne geçilebilir. Kuru gözü evrelendiririz yani hafiften başlar çok ciddi seyre kadar giden bir evreleme yaparız. Özellikle hafif ve orta olgulardaki kuru gözde öncelikle tedavi öneririz. Tedavisiyle birlikte oküler yüzey bulguları toparlarsa seçilen uygun kontakt lensler kullanılabilir. Ama orta ve şiddetli bir grup kuru göz hastası var ki onlar için kontakt lens ancak tedavi amaçlı farklı nedenlerle önerilebilir, fakat normal kontakt lens önerilmez." Hastalıkta gözyaşı miktarı azaldığı için bunun dışarıdan bir şekilde verilmesi gerektiğini ifade eden Yağmur, "Özellikle koruyucu madde içermeyen suni gözyaşı verilmesi tedavinin ana noktasını oluşturuyor. Ama bunun dışında yine kuru gözde gözyaşının azalmasına bağlı iltihabi reaksiyon ortaya çıkıyor. İşte bunun baskılanması gerekiyor. Bunun için de dönem dönem ilaç kullanılabilir" dedi. Hangi lensler kullanılmalı Oksijen geçirgenliği yüksek lenslerin kullanılmasını öneren Prof. Dr. Yağmur, oksijen geçirgenliği düşük lenslerin korneada duyarsızlığa neden olduğunu, buna bağlı göz kırpma sayısının azaldığını, bunun da kurumanın artışına ve gözyaşının azalmasına yol açtığını söyledi. Prof. Dr. Yağmur, "Dolayısıyla hastalarda korneanın oksijenlenmesinin çok iyi olması lazım. Bunun için de yüksek oksijen geçirgenli lensleri tercih ediyoruz" diye konuştu. Yüksek oksijen geçirgenli ve günlük kullanımlı olan lensleri öneren Yağmur, silikon hidrojel lenslerin ıslanabilir özelliğinin arttığını, bunların özellikle kuru gözü olan hastalar tarafından çok daha iyi tolere edilebildiğini bildirdi. Solüsyona dikkat Yağmur, kuru gözün çok faktörlü bir sorun olduğunu, araya kontakt lens de girince işin biraz daha karmaşık hale geldiğini belirterek, şu bilgileri aktardı: "Kontakt lens kullanan hastalar bunları temizlemek için bir takım solüsyonlar kullanmak zorunda. Bu solüsyonların içinde mikroorganizmaları öldürücü özel maddeler vardır. Eskiden kullanılan bu koruyucu maddeler göz için çok toksik etkilere neden olabiliyordu. Son yıllardaki gelişmelerle özellikle büyük molekül ağırlıklı koruyucu maddeler seçilmeye başlandı. Bunlar lensin içine giremiyor, dolayısıyla daha sonra sıkıntı yaratmıyor. Bu maddelerin kullanıldığı kontakt lensler hastalar açısından daha tolere edilebilir." Kontakt lens kullanıcılarının dikkat etmesi gerekenlerle ilgili önerilerde de bulunan Yağmur, kontakt lensin hekim kontrolünde alınması ve kullanılması, hekimlerin önerilerine çok dikkat edilmesi gerektiğini belirtti. Yağmur, şunlara dikkati çekti: "Eller çok iyi yıkanmadan kontakt lensler ellenmemeli, hiçbir zaman kontakt lenslerle duş alınmamalı, yıkanmamalı, havuza ve denize girilmemelidir. Bu çok önemli çünkü akantomoeba keratiti dediğimiz havada, suda, toprakta her yerde bulunabilen çok ciddi bir mikroorganizma var, en korktuğumuz mikroorganizmalardan biri. Bundan kaynaklı meydana gelecek enfeksiyonlar gözün görme fonksiyonunun kaybına kadar gidebilir. Yani kontakt lensle su bir arada olmaz. Bunlara çok dikkat edilmeli." Kontakt lens kutularının temizliğine dikkat edilmesini ve sık değiştirilmesini isteyen Yağmur, "Kontakt lensin kutusunun temiz olmaması mikroorganizma bulaşına neden olabilir" uyarısını dile getirdi. Cumhuriyet |
Posted: 15 Jun 2014 12:30 PM PDT IŞİD'in Türk militanlarının sosyal medya hesaplarında ilginç fotoğraf ve yorumlar... Irak-Şam İslam Devleti'ne (IŞİD) Türkiye üzerinden katılan militanların sosyal medya hesaplarında çarpıcı fotoğraf, video ve yorumlar yer alırken bir militan, "IŞİD'in bünyesi altında suphanallah cesetleri mis kokuyor" mesajını paylaştı. Facebook hesaplarında Türk militanların kimileri, silahlarla poz verip "annesini silahların üstünde cennete taşıyacağını" söylerken kimileri de cihada katıldıktan bir süre sonra vazgeçip geri dönen arkadaşlarına ateş püskürüyor. IŞİD'e son dönemde katılan binlerce Türk militanın, sosyal medya hesaplarından paylaşımlarda bulundukları ortaya çıktı. 1 Haizran günü IŞİD'le savaşmaya gittiğini söyleyen K.U. adlı bir militan, "Gidiyorum gardas sehadeti tatmaya, bana mehrini soyledi illa sehadet diyor, gidiyorum gardas ebedi mutluluğa" ifadelerini kullanıyor. Birkaç gün sonra ise, ağır silahlarla poz verdiği bir paylaşımında "Devletul İslam bagiye annemi bu silahlarin üstünde cennete götürecem biiznillah" İfadeleri yer alıyor. I.U. adlı bir başka militan ise, çevresindekilerin "savaşa, gezmeye gider gider katıldıklarını" söyleyip bu duruma şöyle tepki gösteriyor: "Bundan sonra en az 4 ay kalmak için Allah adına söz vermeyen hiçkimse gelmek için benimle irtibata geçmesin. Allah'tan korkun burası egoların tatmin edileceği bir yer değil ki. Gel iki gün sonra yok annem hasta, yan tatı çamura battı diye cihaddan kaç. Bunun hikmini biliyor musunuz? Videoları görüp de gaza gelmeye gerek yok, sonraki günde gazınız kaçıyor böyle." A.İ. isimli bir başka Türk militan, "Hiçbir şey ölüm kadar anlamlı, şehadet kadar çekici gelmiyor gözüme" sözlerini kullanıyor. Ardından da Arap yarımadasındaki hackerların IŞİD'e destek bildirisini yayımlayarak, "devletimizin siber saldırı kuvvetleri de olacak" diyor. Cesetleri mis kokuyor Z.İ.O. kullanıcı isimli bir kişi ise IŞİD bünyesinde her milletten insan olduğuna dikkat çekerek, "Her yerden insan var ve IŞİD'in bünyesi altında suphanallah cesetleri mis kokuyor" ifadelerine yer veriyor. C.D. adlı bir başka militan ise 6 aylık yeğeninin ağır silahla çekilmiş fotoğrafına "Dünyanın en küçük mücahidi" diye yorum yapıyor. Öte yandan Cumhuriyet'e konuşan IŞİD'e yakın kaynaklar, örgüte son dönemlerde Türkiye üzerinden katılımda yaşanan artışın, IŞİD'in Türkiye'deki yapılanmasının ilk günden bu yana güçlü oluşuna ve IŞİD'in Bağdat'a ilerlerken hiçbir dirençle karşılaşmamasına bağlı olduğunu söyledi. Cumhuriyet |
Posted: 15 Jun 2014 12:00 PM PDT Libya'da yaşanan çatışmalar üzerine Bingazi'deki Türkiye Başkonsolosluğu geçici olarak faaliyetlerini askıya aldı. Kaddafi'yi deviren isyanın beşiği olan Bingazi'de Sidi Farac ve El Havari bölgelerinde yoğun çatışmalar yaşanıyor. Çatışmalar üzerine Bingazi'deki Türkiye Başkonsolosluğu geçici olarak faaliyetlerini askıya aldı. Dışişleri Bakanlığı, Bingazi ve diğer doğu vilayetlerindeki Türk vatandaşlarına bölgeye seyahat etmemelerini, bölgede olanların ayrılmalarını tavsiye etti, "Doğu Libya'dan çıkış için karayolu kullanmayın" mesajı verildi. Emekli Tuğgeneral Hafter, çeşitli suçlamalarda bulunduğu Bingazi'deki hükümet yanlısı gruplara karşı "Onur savaşı" başlattığını duyurmuş, ülkenin parlamentosu Milli Genel Kongre ve geçiş hükümeti, bu durumu "darbe girişimi" olarak tanımlamıştı. Aralarında eski Başbakan Ali Zeydan'ın da bulunduğu çok sayıda siyasetçi ve üst düzey asker ise Hafter'i desteklediğini açıklamıştı. Cumhuriyet |
Suriye ordusu Keseb'i geri aldı Posted: 15 Jun 2014 11:30 AM PDT Suriye televizyonu, ordunun Lazkiye kentinin Türkiye sınırındaki Keseb kasabasını, silahlı gruplardan geri aldığını duyurdu. Suriye Devlet televizyonu, Türkiye sınırı yakınındaki Keseb kasabasının devlet başkanı Beşşar Esad'a bağlı birliklerin düzenlediği operasyon sonucunda yeniden ele geçirildiğini duyurdu. Keseb kasabasının silahlı muhaliflerin eline geçmesinden sonra, Türkiye sınırı boyunca, Suriye hükümet güçlerinin kontrol ettiği bir geçiş noktası kalmamıştı. Katar merkezli medya kuruluşu El Cezire'nin internet sitesinde yer alan habere göre, devlet başkanı Beşşar Esad'ın memleketi Lazkiye yakınlarındaki kasaba için yaşanan çatışmalarda, Esad'ın 4 kuzeni hayatını kaybetti. Suriye'nin Akdeniz kıyısındaki Lazkiye kentinin Türkiye sınırında yer alan Keseb kasabası, 21 Mart'ta başlayan baskınların ardından, 23 Mart'ta, aralarında El Kaide bağlantılı Nusra Cephesi ve ÖSO militanlarının da bulunduğu silahlı grupların eline geçmişti. Bu gelişmenin ardından Suriye ordusunun hava kuvvetleri, silahlı grupların Keseb'deki mevzilerini bombalamaya başlamış, kısa bir süre sonra da Türkiye, hava sahasını ihlal eden bir Suriye savaş uçağını düşürmüştü. Suriye'nin Akdeniz kıyısında, turistik bir kasaba olan Keseb kasabasında çoğunluğu oluşturan Ermenilerin yanış sıra çok sayıda Türkmen de yaşıyordu. Cumhuriyet |
Posted: 15 Jun 2014 11:00 AM PDT Oy kullananların parmaklarını kestiler Afganistan'da ilk turu 5 Nisan'da yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turu yapıldı. Oy verme işlemi devam ederken Taliban'ın düzenlediği saldırılarda 46 kişi öldü. Taliban oy kullanan bazı seçmenlerin boyalı parmaklarını kesti. İlk kez demokratik seçimlerin yapıldığı ülkede Taliban oy kullananlara saldırdı. Taliban'ın düzenlediği saldırılarda ülke genelinde 46 kişi yaşamını yitirdi. Ülkenin batısındaki Herat vilayetinde oy kullanan 11 erkeğin boyalı parmakları Taliban militanları tarafından kesildi. Parmakları kesilen kişiler hastanede tedavi altına alındı. Afganistan İçişleri Bakanı Yardımcısı Muhammed Ajub Salangi, sosyal paylaşım sitesi Twitter'de yaptığı açıklamada, Taliban'ın Herat bölgesinde, oy kullanan birçok seçmenin boyalı parmağını kestiğini belirtti. Afgan yetkililer, en az 11 Afgan'ın oy vermeyi parmağıyla ödediğini duyurdu. Taliban tarafından parmakları kesilen seçmenler hastanelerde tedavi altına alındı. Afganistan'da dün düzenlenen cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci turuna katılım oranının yüzde 60'ı bulduğu tahmin ediliyor. Bağımsız Seçim Komisyonu Başkanı Ahmed Yusuf Nuristani, Hamid Karzai'nin yerine seçilecek cumhurbaşkanını belirlemek üzere 7 milyondan fazla seçmenin sandık başına gittiğini söyledi. İçişleri Bakanı Muhammed Ömer Davudzai ise oy verme işleminin genel olarak huzur içinde geçtiğini söyledi. Bakan Davudzai, bugün düzenlenen saldırılarda 20'si sivil, 15'i asker ve 11'i polis olmak üzere 46 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı. Cumhuriyet |
Irak uçakları bombaladı, Musul'dan dumanlar yükseliyor Posted: 15 Jun 2014 10:30 AM PDT IŞİD'in ele geçirdiği Musul dün akşam saatlerinde Irak Hava Kuvvetleri'ne ait savaş uçakları tarafından bombalandı. IŞİD hedeflerinin bombalandığı Musul'dan dumanlar yükseldi. IŞİD'in elinde tuttuğu Türkiye'nin Musul Başkonsolosluğu personelini ise halen Musul Valiliği'nde tuttuğu belirtildi. IŞİD'in ele geçirdiği Musul'da belirsizlik sürerken, Türkiye'nin Musul Başkonsolosluğu'na baskın yapan örgütün, aralarında Başkonsolos Öztürk Yılmaz'ın da bulunduğu 49 rehineyi bırakması için yoğun temaslar sürüyor. Aralarında 2 bebeğin de bulunduğu Musul Başkonsolosluğu görevlilerinin serbest bırakılması beklenirken, halen Musul Valliği'nde tutuldukları belirtildi. Türkiye'nin Başkonsolosluk'ta rehin alınanların bırakılması için dün Kerkük'ün ileri gelen aşiret liderini devreye soktuğu belirtildi. Türkiye aşiret liderleri aracılığıyla IŞİD'e ulaştı ve rehinelerin serbest bırakılması için temaslar yapıldı.IŞİD tarafından rehin alınan Musul Başkonsolosu ve konsolosluk görevlilerinin serbest bırakılması halinde Türkiye'ye ulaştırılması için Erbil'de hazırlanan araç konvoyu da Musul'a gitmek dün Duhok'a gitmişti. Bu araçların yeni bir gelişme olamaması nedeniyle bölgede tutuldukları belirtildi. IŞİD'in kontrolü ele geçirdiği Musul'da, Irak Hava Kuvvetleri uçakları dün saat 02.00 sıralarında IŞİD mevzilerine bombaladı. Peşmerge yetkilileri savaş uçaklarının daha önceden tespit edilen hedeflere hava saldırısı gerçekleştirdiğini belirtti. Bombardımanda bir çok IŞID mevzisinin vurulduğu kaydedilirken ölü ve yaralılar konusunda bilgi alınamadı. IŞİD'in lojistik merkezlerinin hedef seçildiği Musul'dan duman yükseldiği görüldü. DHA muhabirleri bugün Bölgesel Kürdistan Yönetimi'ne bağlı Erbil ile Musul arasındaki sınır noktasını geçerek, IŞİD'in kurduğu kontrol noktasına 200 metre uzaklıktan kenti görüntüledi. Peşmergenin son kontrol noktası olan Bertile sınırını geçen IŞİD güçlerinin kontrolü elinde tuttuğu kontrol noktasını da görüntüledi. İşyerlerinin kapalı olduğu Musul'da çok sayıda aracın Erbil istikametine geldiği görüldü. IŞİD militanlarının kontrol noktasına gelen araçları uzun süre beklettikten sonra bıraktıkları ifade edildi. IŞİD'İ 200 METREDEN GÖZETLİYORLAR Kürt yönetimine bağlı peşmergenin en seçkin birliği olan Zerevani özel kuvvetleri de Musul-Erbil sınırı olan Bertile bölgesinde bulundukları görüldü. Doçka uçaksavarlarla IŞİD noktalarını gözetleyen Zerevani peşmergeleri zaman zaman kendilerine yönelik taciz ateşi açıldığını ancak, Kürdistan sınırına yönelik ilerleme olmadığını söyledi. Peşmergeler uçaksavar mevzilerinden kendilerine 200 metre uzaklıkta bulunan IŞID kontrol noktalarını sürekli dürbünlerle gözetliyor. IRAK ORDU PANZERİNDE PEŞMERGENİN ZAFER İŞARETİ Peşmerge güçlerinin 3 ayrı kontrol noktası kurduğu bölgede Musul'dan gelen araçlarında titiz aramadan geçirilerek Erbil yönüne gönderildiği görüldü. Peşmerge güçlerinin kontrol altına aldığı bölgede IŞİD'e karşı direnmeden çekilen Irak ordusuna ait çok sayıda araç ve yaşam malzemesinin de bulunduğu görüldü. Irak askerlerinin bırakarak kaçtığı araçlar arasında panzerler, çelik yelekler, askeri elbiseler ve askeri araçların bulunduğu dikkat çekti. Peşmerge güçlerinin kontrol noktasında bulunduğu bazı araçların camlarına mermi isabet ettiği, bazılarında çok sayıda boş kovan bulunduğu görüldü. Peşmergeler kendi kontrol noktalarına çektikleri panzerler üzerinde zafer işaretleri yaptı. Cumhuriyet |
100 kadar vatandaşımız IŞİD elinde Posted: 15 Jun 2014 10:00 AM PDT Başbakan Erdoğan Trabzon'da toplu açılış törenine katılıyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Trabzon'da düzenlenen toplu açılış töreninde açıklamalarda bulundu. İşte Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları: Bu kardeşinize, partinize sahip çıktığınız için her birinize tek tek teşekkür ediyorum. 81 il arasında 30 Mart'ta en yüksek oy oranına Rize'de ulaştık. Ama Trabzon geri kalmadı. Yüzde 83 oy oranıyla Hayrat ilçesi birinci oldu. İller arasında rekor Rize'nin, ilçeler arasında rekor Trabzon Hayrat'ın. TOKİ eliyle Araklı'da başlattığımız 192 adet konutu da resmen hak sahiplerine teslim ediyoruz. Bu arada Ortahisar ve Of'taki iki adet futbol stadıyla gençlerimizi sevindiriyoruz. Toplam 38,5 trilyon liralık dört adet projeyi de Trabzonumuza kazandırıyoruz. Bizim gündemimizde toplu açılışlar var. Önceki gün Rize'de, dün Artvin'de toplu açılışlar yaptık. 30 Mart'a kadar sürekli toplu açılışlar yaptık. Durmadık, devam ediyoruz. Seçim yaptık, yan gelip yatmadık. Süratle durmak yok yola devam dedik. Tabi bu arada çok önemli projelerin de temellerini atıyoruz. İşte geçen Cumartesi İstanbul'da yıllık 150 milyon yolcu kapasiteli dünyanın en büyük havalimanı projesinin temelini attık. Ve Ankara'da Salı günü ATAK helikopterlerimizin teslim törenini gerçekleştirdik. Kendi helikopterimizi üretir hale geldik. Biz çalışıyoruz, üretiyoruz. Biz ülkemize milletimize insanlığa eser kazandırmak için gece gündüz emek sarf ediyoruz. Peki diğerleri ne yapıyor? 12 yıldır ne yapıyorlarsa bugün de onu yapıyorlar. Sadece engellemenin peşindeler. Sadece yıkmanın tahrip etmenin peşindeler. Sadece tuzak kurmanın peşindeler. Gezi olayları çıktı, bu muhalefet arkasına takıldı gitti. 17-25 Aralık'ta Türkiye'nin istiklaline karşı saldırı düzenlendi. Bu muhalefet Pensilvanya'nın peşine takıldı. Diyarbakır'da bayrağımıza saldırı düzenlendi, şimdi onu istismar etmenin peşindeler. Musul'da başkonsolosluğumuz kuşatıldı. Onu dahi istismar etmenin gayreti içindeler. "YAZMADAN ÇİZMEDEN FAZLA DA KONUŞMADAN TAKİP ETMENİZİ İSTİYORUZ" Ben buradan sesleniyorum. Yazılı ve görsel medyaya sesleniyorum. Şu anda 100 kadar vatandaşımız, IŞİD unsurlarının elinde. Biz bunları sağ salim kurtarmanın gayreti içerisindeyken, siz tahrik etmek suretiyle ne elde etmeye gayret ediyorsunuz? Lütfen bir şey rica ediyorum, şu süreci tahrik ederek değil, lütfen yazmadan çizmeden fazla da konuşmadan takip etmenizi istiyoruz. Zira bu tahrikler karşı tarafta lehe değil aleyhte gelişmelere neden oluyor. Biz güvenlik güçlerimizle, dışişlerimizle, ilgili birimlerimizle an be an takip ederken, yazlı ve görsel medyadaki gelişmeler sıkıntı doğuruyor. Gezi olaylarında Türkiye ekonomisini hedef aldılar. Türkiye'ye gelmeyin dediler, imajını sarsmaya çalıştılar. İçeride tüketmeyin ekonomi dursun çağrıları yaptılar. Ardından 17-25 Aralık'ta yine ekonomiyi hedef aldılar. Küresel yatırımlarımıza saldırdılar. Havalimanına, Marmaray'a saldırdılar. Yapılmakta olan ikinci tüp geçide saldırdılar. Yüksek hızlı trene saldırdılar. 250'ye yakın noktada kabloları kestiler. Halkbank'a Ziraat Bankası'na aynen saldırılara devam ettiler. Biz gezi olaylarında da bu projeleri hedef almış başaramayan, 17-25 Aralık'ta bu projeleri hedef alanlara dik durduk, mücadelemizi sürdürdük. Bütün tehditlere rağmen Türkiye ekonomisi bunlara hiç aldırmadı. 2013 yılında yüzde 4. 2014 yılının ilk çeyreğinde yüzde 4,3 büyüme kaydetti. "BU İŞ YÜREK İŞİ YÜREK" Diyarbakır'da bayrağımız indirildi. Bunun hesabını soracağız soruyoruz. İdari soruşturmalar devam ediyor. O hainin ipini tutanların araştırılması devam diyor. Ancak, asıl önemli olan şu. Bakın diyorlar ki, alnının ortasından vurup indireceksin. Kim o? Bahçeli diyor bunu. Bahçeli'ye sormak lazım. Ya sen acaba hayatında şu Diyarbakır'a kaç defa gittin ya? Ya buralar Türkiye tek vatan dediğimiz bizim topraklarımız değil mi? Niye gitmiyorsun? Gidemez, gidemez neden? Bu iş yürek işi yürek. "O HAİNİN CESEDİ ÜZERİNDEN…" Kalkıyor diyor ki, alnının ortasından vuracaksın. Bakın o bayrağa saldıran hain vurulsaydı, doğu ve Güneydoğu'da o hainin cesedi üzerinden yeni bir tahrik kampanyası başlatılacaktı. O hain vurulmadı. İkinci senaryoyu devreye aldılar. Şehirlerimizde gençlerimizi sokağa dökmek için tahrikler başlatıldı. Niye? Çünkü bunların her zaman bayrak derdi yok. Ama bizim var. "SİZ BU İŞTE ÇIRAK BİLE OLAMADINIZ" Biz Afyon'da partimizi kurduk yola çıktık. Şunu söyledim. Bir, tek millet dedik. İki, tek bayrak. Kılıçdaroğlu yeni mi geldi aklına ya? Hakkari mitinginde niye bir tane bayrak yanına götüremedin ya? Dün çıkmış utanmadan sıkılmadan Erdoğan diyor konuşmamalı diyor, susması lazım diyor. Ey Kılıçdaroğlu ey Bahçeli çok mu rahatsız oldunuz? Biz nerede ne zaman nasıl konuşacağımızı gayet iyi biliriz. Ama siz bilmediğiniz için battıkça batıyorsunuz. Siz bu işte çırak bile olamadınız. Tek millet dedik, tek bayrak dedik, tek vatan dedik. Kimse bu topraklar üzerinde operasyon yapamaz. 780 bin kilometrekaresiyle tek vatan. Türkiye'nin dört bir yanında biz varız. Dördüncüsü de tek devlet. Türkiye Cumhuriyeti Devleti. Trabzon'un gençleri bu tuzağa düşmesin. Karadenizli gençler bu tuzağa düşmesinler. Onlar bayrağımızın dalgalandığı yere gidemiyor. Kendi parti bayraklarını dahi sallayamadıkları yerde, Türk bayrağına yapılan saldırı üzerinden nemalanmaya çalışıyorlar. Rabbim Soma'daki 301 şehidimiz ve oradaki babalara da rahmet etsin. Onların da ailelerine sabırlar temenni ediyorum. Bu MHP'ye CHP'ye soruyorum. Ya siz bu bayrağı çok severdiniz de, o bayrağın dalgalandığı şehirlere neden gitmiyorsunuz? 30 Mart'ta CHP de MHP de doğu Güneydoğu'da varlık gösteremedi. Geçenlerde Dışişleri Bakanım, bu parti genel başkanlarını ziyarete gitti. Gidiyor, CHP'nin başkanına, CHP Başkanı diyor ki, biz sizin Ortadoğu politikanızı tasvip etmiyoruz. Dışişleri bakanımız da "Tasvip etseniz zaten aynı partide olurduk" diyor. Arkasından bir şey daha söylüyor. "Bunun bir siyasi bedeli var" diyor. Irak'ta olan olayların. Ona da güzel bir cevap veriyor bakanımız, diyor ki 30 Mart daha yeni bitti, 30 Mart'ta kime ne siyasi bedel ödeteceğini göstertti. Öyle mi? Bunun siyasi faturasını kim keser? Millet keser. Millet de kesti zaten. Aldığın oy belli. CHP MHP toplam oyunuz Ak Parti'nin oyu kadar etmiyor. Daha neyi konuşuyorsunuz? "BUNLAR SİRK CAMBAZI SİRK" Ankara'da geziciler Türk bayrağını yaktı. CHP'liler el ele verdiler. Milletvekilleri polisimize küfür etti. Kılıçdaroğlu, sen önce polisimize küfreden milletvekilleri hakkında ne yaptın onu söyle? Bir diğer vekilin de İstanbul'da o da gelmiş yatıyor TOMA'ların önüne, eline de iki tane mermi bir yerden bulmuş nereden bulmuşsa, bunlar bu işi iyi bilir. Avucunun içinde gösteriyor. Bunlar sirk cambazı sirk. Bunların burada millet sevdası diye bir dertleri yok. "TEMELİ OLMAYANIN ÇATISI OLUR MU?" Biz büyük devletiz. Bayrağa saldıranlara gerekeni yapacağız. Gezi olaylarında, 17 Aralık'ta 25 Aralık'ta başarısız oldular. Şimdi cumhurbaşkanlığı seçimi geliyor. 10 Ağustos'ta Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Şimdi baktılar ki, cumhurbaşkanlığı seçiminde ne yapalım? Diyorlar ki çatı aday. Şu anda dolaşıyorlar. Bir inşaata, soruyorum size, çatıdan mı başlanır temelden mi başlanır? Bunların temeli yok temeli. Temeli olmayanın çatısı olur mu? "İŞTE TEMEL BURADA. AMA TEMEL REİS DEĞİL HA" Yarın bir araya geleceklermiş, gelsinler. İşte temel burada. Ama Temel Reis değil ha. Temel burada ve çatıyı kuracak olan işte burası. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir diyoruz, boşuna söylemiyoruz. İnşallah çıkacak cumhurbaşkanımız… Şunu bilesiniz ki çıkacak cumhurbaşkanı adayımız bu kutlu yürüyüşü daha da güçlendirerek bu yolculuğu devam ettirecektir. Hiç kimse bu yürüyüşü durduramaz. Büyük Türkiye'yi hiç kimse engelleyemez. 2007'deki cumhurbaşkanlığı seçiminde yaşanan sıkıntıları hatırlayın. O zaman bizim meclis'te cumhurbaşkanı seçmemizi engellediler. Bir kriz meydana getirdiler. Biz ne yaptı? O zaman millete gidelim, anayasayı değiştirdik. Yüzde 69 oyla millet artık cumhurbaşkanını ben seçeceğim dedi. İnşallah 2 ay sonra cumhurbaşkanı doğrudan milletin oylarıyla seçilecek. 10 Ağustos'ta seçilecek kişi Türkiye'nin tamamını kucaklayacaktır. Açılışını yaptığımız eserlerin Trabzon'a hayırlı olmasını temenni ediyorum. Cumhuriyet |
IŞİD kapanmayan kadınları böyle götürdü Posted: 15 Jun 2014 10:00 AM PDT IŞID'in şeri kurallara uymayan ve kapanmayan kadınları gözaltına aldığı öne sürülüyor. IŞİD'in atadığı yeni Vali, şehirde şeriat ilan etti ve 16 maddelik kuralları açıkladı. Şeriat kuralları uyarınca kentte yaşayan kadınların zorunlu haller dışında sokağa çıkmasını yasaklandı. Sokağa çıkması gereken kadınların yanında mutlaka ailesinden bir erkeğin olmasını şart koşan uygulamaya göre, kapanmaları da zorunlu hale getirildi. Tecavüzden kaçıyorlar Erkeklerin ise dar ve vücut hatlarını gösterecek kıyafetler giymesi yasaklandı, uymayanların cezalandırılacağı açıklandı. Sosyal medyada IŞİD üyelerinin Musul'da gözaltına aldığı genç kadınlara ait fotoğraflar yayınlandı. Kadınların, şeriat kurallarına uymadıkları için götürüldükleri öne sürülüyor. Ayrıca IŞİD militanlarının, genç kadınları tecavüz etmek veya evliliğe zorlamak için kaçırdığı belirtiliyor. Musul ve çevresinde yaşayan kadınların bu nedenle bölgeden kaçtığı söyleniyor. Kaçanların çoğu, Erbil ve Kerkük'e sığınıyor. Cumhuriyet |
IŞİD Telafer'de 5 Türkmeni öldürdü Posted: 15 Jun 2014 09:30 AM PDT Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) militanları, Türkmenlerin yoğun olarak yaşadığı Musul'a bağlı Türkmenlerin yoğun olarak yaşadığı Telafer ilçesini ateş altına aldı. IŞİD Terör Örgütünün katliamları tüm hızıyla devam ederken, örgüt bu kez de Türkmenlerin yoğunlukta olduğu Musul'a bağlı bir ilçeyi ele geçirdi ve aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 5 Türkmeni katletti. Başbakan Erdoğan güvenlik güçleri tarafından durdurulan TIR'larla ilgili 'Türkmenlere giden yardım TIR'larını durdurdular' diyerek tepki göstermişti. IŞİD'in Türkmenlere saldırısı sonrasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ne gibi bir tavır sergileyeceği ise merak konusu oldu. IŞİD, Telafer'de daha önce yerel polis tarafından gözaltına alınan bazı militanlarının serbest bırakılması talebine olumsuz karşılık verilmesi üzerine saldırıya geçti. IŞİD'in Sabah saatlerinden itibaren ilçeye düzenlediği havan topu saldırılarında, aralarında kadın ve çocukların bulunduğu belirtilen beş Türkmen öldü. Irak Ordu birlikleri çekildiği için ilçeyi, sayıları 5 bin civarında olduğu öğrenilen yerel polis gücü savunuyor. Yerel polis gücü ile IŞİD militanları arasındaki çatışmalar ilçe merkezi dışında devam ediyor. Çatışmalarda 30 Türkmen yaralandı, 26 IŞİD militanı ölü ele geçirildi. IŞİD militanlarının kuşattığı Telafer'e ulaşım sağlanamıyor. Bu arada, Telafer'e 20 kilometre mesafede bulunan, Kürtlerin yaşadığı Sincar ilçesine konuşlanan peşmerge tetikte bekliyor. IŞİD BATIYA İLERLİYOR Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) terör örgütü ve bazı silahlı grupların, ülkenin batısındaki Enbar vilayetine bağlı Secr nahiyesinde kontrolü ele geçirdiği, olaylarda 5 kişinin öldüğü 10 kişinin yaralandığı bildirildi. Aşiret kaynaklarından alınan bilgiye göre, Irak'ın batısında yer alan Enbar vilayetine bağlı Secr nahiyesinde IŞİD terör örgütü ve bazı silahlı gruplar ile Irak ordusu arasında yaşanan çatışmaların ardından Secr nahiyesinin kontrolü IŞİD'in eline geçti. Ağır silahların da kullanıldığı belirtilen çatışmada, 5 kişi öldü 10 kişi yaralandı. IŞİD'in bölgeyi kolay bir şekilde ele geçirdiği, olayda birçok Irak askerinin ise esir alındığı belirtildi. Yıl başından bu yana IŞİD ve silahlı grupların kontrolünde olan Secr nahiyesi, bir ay önce ordunun kontrolüne geçmişti. Bir süredir çatışmaların yaşandığı Irak'ta, IŞİD militanları ve bazı aşiret güçlerinin, ülkenin en büyük kentlerinden Musul ile Salahaddin vilayetinin merkez kenti Tikrit'in yanı sıra bölgedeki kimi yerleşim birimlerinde kontrolü ele geçirdiği açıklanmıştı. Cumhuriyet |
Posted: 15 Jun 2014 08:51 AM PDT Musul Valisi: IŞİD'i havadan vurun Musul Valisi Esil Nuceyfi, "Siyasi, lojistik desteğe ihtiyacımız var ama yabancı askere değil" dedi. Musul Valisi Esil Nuceyfi, Türkiye ve ABD'den askeri operasyon beklediğini söyleyerek, "Kentlerde değil ama yerleşimin olmadığı yerlerde IŞİD'ın üslerine hava operasyonları düzenlenebilir. Siyasi, lojistik desteğe ihtiyacımız var ama yabancı askere değil" dedi. IŞİD tarafından işgal edilen ve ancak korumalarıyla valilikten ayrılabilen Musul Valisi Esil Nuceyfi, Irak Kürt bölgesinde Radikal'den Fahim Taştekin'e konuştu. Musul'un maliye sorumlusu " Durumumuz çok kötü. IŞİD merkez bankasında 500 milyon dolara el koydu, insanlara dağıttı, daha güçlü hale geldi" dedi. Nuceyfi şunları söyledi: Musul'u kim ele geçirdi, IŞİD mi yerel aşiretler mi? Önce IŞİD Musul'un bazı bölümlerini işgal etti. Ardından askerler kaçınca bazı aşiretler ile 2003'teki işgalden sonra Amerikan güçlerine karşı savaşmış olan bazı duriniş gruplardan her biri kentin bir parçasını ele geçirdi. Bu gruplar IŞİD'de katılmadılar. Ancak IŞİD bu grupların en büyüğü. Bu durumda ana aktör IŞİD diyebilir miyiz? Evet ilk gün öyleydi. Ancak dün (perşembe) Medine Belgesi adını verdikleri bir deklarasyon yayınladı ve IŞİD dışındaki hiçbir silahlı gruba izin verilmeyeceği ve buna karşı savaşılacağı belirtiliyor. IŞİD ile birlik değiller Bugün Musul yolunda konuştuğum insanlardan çok sayıda spekülasyon duydum. Mesela bir asker dedi ki, IŞİD'ın arkasında Saddam'ın ikinci adamı olan İzzed İbrahim el Duri, Baas ve Saddam'ın askerlerinin olduğunu öne sürdü. Sanmıyorum. Çünkü dün İzzed el Duri'nin bir açıklamasını gördüm, diyor ki bütün Safevi (İrani unsurlar) ve tekfiri gruplarla savaşacağız. Tekfiri gruplardan IŞİD'ı kast ettiğini biliyoruz. Birlikte çalıştıklarını sanmıyorum. Rolü olmadığını mı söylüyorsunuz? Hayır, rolleri var. Askerler çekilince bu gruplar kendi bölgelerini ele geçirdiler, ama bu IŞİD'la birlikte savaştıkları anlamına gelmiyor. İzzed el Duri ile Baas'ın yaptığı bu. Baasçıların IŞİD'ı kullandıkları iddiasına ne diyorsunuz? IŞİD ve Baas Partisi ayrı yollardalar. Aynı değiller ve olamazlar da. IŞİD'ın aşiretler ya da İslami gruplardan aldığı destek konusunda neler söyleyebilirsiniz? Aşiret liderleri değil, ama bazı aşiret üyelerinden para ve militan desteği alabilirler. SÜNNİLER BİTEBİLİR Musul gibi farklı din, mezhep ve milletlerin bir arada barış içinde yaşayabildiği bir kentte nasıl oldu da IŞİD gibi bir örgüt kök salabildi? Çünkü toplum ordu ve rejimden çok büyük bir baskı gördü. Askerler ve polisler meselelerle baş etmeye çalışırken mezhebi bir yaklaşım sergilediler. Peki siz, Bağdat ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi arasında ortak bir eylem planı şekillendi mi şimdiye kadar? Bağdat'tan ziyade Kürt Bölgesel Yönetimi ile koordinasyon içindeyiz. Bağdat burayla ilgili bir çözüm getirecek durumda değil. Kendi kaynaklarımız ve IKBY'ye bel bağlamış durumdayız. Şu anda bir koordinasyon içindeyiz, kentte belli yerleri ele geçiren gruplardan bazıları IŞİD'a karşı savaşmaya hazır. IŞİD kentten çıkarılsa sorun çözülecek mi? İnsanların istediği Maliki'nin gitmesi. Sizce asıl çözüm nedir? Bizce IŞİD ile mücadelede başka bir yol gerekiyor. Maliki'nin değil bir Sünni düşünce projesi içerisinde çözülmelidir. Biraz açabilir misiniz? IŞİD ile Sünni karakterimizle savaşmalıyız. Maliki IŞİD ile savaşamaz. Sünniler savaşabilir, çünkü IŞİD bu durumda mezhepsel meseleleri kullanamaz. KERKÜK'TE ENDİŞELİ DEĞİLİM Türk rehinelerle ilgili elinizde yeni bir bilgi var mı? IŞİD tarafından kaçırıldıklarını ve Musul'da tutulduklarını biliyoruz. Fidye falan istemediklerini söylüyorlar ama ne istediklerini söylemiyorlar. Arabulucularla görüşmeye çalışıyoruz ama nihai bir yanıt alabilmiş değiliz. Peşmergelerin şimdi kontrolü ele aldıkları yerlerden çekilmeyeceklerine dair endişeleri olanlar var, buna katılıyor musunuz? Özellikle Kerkük konusunda... Hayır... Böyle bir endişem yok. Kürtler için Arap bölgelerini almaları mantıklı değil. Herkesin korkusu IŞİD. ABD ya da Türkiye'den beklentiniz nedir? Destek istiyoruz, ama bölgemizde yabancı asker olmasına taraftar değiliz. Kentlerde değil ama yerleşimin olmadığı yerlerde IŞİD'ın üslerine hava operasyonları düzenlenebilir. Siyasi, lojistik desteğe ihtiyacımız var ama yabancı askere değil. YABANCI IŞİD GELDİ YERLİ IŞİD'E BIRAKTI IŞİD'in güçlenmesinden dolayı yabancı ülkeleri ya da komşularınızı da sorumlu görüyor musunuz? Elbette... Suriye'den farklı olarak Irak'taki IŞİD'ın daha çok yerel savaşçılardan oluştuğu tespitine katılıyor musunuz? Iraki bir IŞİD var ama asıl güç yabancılardan oluşuyor. Başlangıçta Musul'a gelenler yabancılardı, kent düşünce yabancılar yerlerini Iraki IŞİD'a bırakıp gitti. İran ya da dışarıdan başka bir Şii grup duruma müdahale ederse bunun etkileri ne olur? Durumu daha karmaşık hale getirir ve mezhebi bir boyut kazandırır. Korkarım ki o zaman tüm Sünniler IŞİD'e katılırlar. Cumhuriyet |
Posted: 15 Jun 2014 08:00 AM PDT İngiltere'nin başkenti Londra'da geleneksel hale gelen "Bisiklete Çıplak Binme Günü'nde çıplak bisikletliler insanları otomobil bağımlılığı yerine bisiklet kullanmaya teşvik etmek için bir araya geldi. Her yıl Haziran ayının ikinci haftası dünya çapında düzenlenen "Bisiklete Çıplak Binme Günü'nde Londra'da her yaştan bisikletli çıplak veya yarı çıplak vaziyette pedal çevirdi. Petrol bağımlığına ve hava kirliliğine dikkat çekmek ve bisiklet kullanımını teşvik etmek üzere Londra'nın ünlü Hyde Park'ında toplanarak Piccadilly Meydanı'na doğru ilerleyen yüzlerce bisikletliyi yoldan geçenler şaşkın bakışlarla seyretti. Bisikletliler, kaldırımlardan yollara taşan izleyenler yüzünden bisiklet kullanmakta zorlandılar. Soyunarak bisikletlilerin trafikte ne kadar korunmasız olduklarını vurgulamak istediklerini ifade eden bisiklet kullanananlar üzerlerinde bisikletlileri öldürmeye son verin yazan afişler taşıdı. İlk kez 2001 yılında İspanya'da başlayan çıplak bisiklet sürme eylemi İngiltere 'nin başkenti Londra'da da her yıl yüzlerce kişinin katıldığı "London Naked Bike Ride" adıyla düzenleniyor. Cumhuriyet |
ABD'den olası müdahale için ilk adım Posted: 15 Jun 2014 07:45 AM PDT ABD, Irak'ta Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) terör örgütünün yaydığı tehdit sonrasında, Ortadoğu bölgesinde bulunan ABD donanmasına ait "USS George HW Bush" gemisini tedbir amaçlı Basra Körfezi'ne yönlendirdi. ABD Savunma Bakanlığı Pentagon Sözcüsü John Kirby, ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel'in şu anda halihazırda bölgede bulunan "USS George HW Bush" gemisinin bugün Basra Körfezi'ne yönlendirilmesi emrini verdiğini bildirdi. Kirby, "Bu emir, Irak'ta, Amerikalı vatandaşların hayatlarını ve Amerikan çıkarlarını koruma noktasında askeri seçenek gerekli olursa, Başkomutana (Barack Obama) ek esneklik sağlayacaktır" dedi. Kirby, "USS George HW Bush" gemisine, güdümlü füze kruvazörü "USS Philippine Sea" ile güdümlü füze destroyerı "USS Truxtun"un eşlik edeceğini kaydetti ve gemilerin bu akşam mevkilerine ulaşmasının beklendiğini dile getirdi. AA |
Posted: 15 Jun 2014 07:30 AM PDT Iraklı Şiilerin lideri Ayetullah Ali el Sistani'nin IŞİD'e karşı ayaklanın çağrısının ardından yüzlerce gencin çatışmalara katılmak üzeri gönüllü merkezlerine başvurduğu belirtiliyor. Irak'ta güvenlik güçlerinin Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) militanlarının kontrolüne geçtiği belirtilen Tikrit'te önceki gece düzenlenen operasyonunda Sünni direnişinin önde gelen isimlerinden İzzet İbrahim el Duri'nin oğlunun da aralarında olduğu en az 50 kişinin öldüğü belirtildi. AA'nın haberine göre, güvenlik kaynaklarından alınan bilgiye göre, Irak'ın devrik lideri Saddam Hüseyin'in yardımcısı İzzet el Duri'nin oğlu Ahmet İzzet el Duri'nin de aralarında olduğu Baas Partisi'nin üst düzey lider kadrosunun Tikrit'te bir evde toplantı halinde olduğu haberi üzerine baskın düzenlendi. Evdekilerin güvenlik güçlerine ateş açması sonucunda çatışma çıktı. Operasyonun Irak Hava Kuvvetleri'ne ait savaş uçaklarının kente düzenlediği bombardımandan sonra gerçekleştiği bildirildi. Kimi ABD basınında yer alan haberlerde ölenler arasında IŞİD militanlarının da olduğu kaydedildi. Öte yandan Bağdat yönetiminin militanlara karşı saldırılarını arttırdığına yönelik haberler geliyor. Bu çerçevede Irak ordusunun Bağdat'ın kuzeyinde IŞİD militanları ve Baasçı direnişçi grupların kontrolüne geçen kimi yerleri geri aldığı belirtiliyor. Selahaddin bölgesinde İşaki, Duhuliye ve Diyala'da Mutaasam bölgelerinde yoğun çatışmaların ardından kontrolün yeniden Irak güvenlik güçlerine geçtiği savunuldu. Bir yetkili Işaki'ye girmelerinin ardından polis oldukları belirtilen ve militanlarca ele geçirilen 12 kişinin yanmış cesetlerini bulduklarını söyledi. AFP'nin haberinde Irak ordusundan bir albayın Dur ve Tikrit'e yönelik üslerinden saldırı emri beklediklerini söylediğini aktardı. Kimi kaynak ise IŞİD'in Diyala vilayetine bağlı Sadiye nahiyesi ile bazı bölge ve köylerde kontrolü ele geçirdiğini duyurdu. Sadiye sakinlerinin Kürt bölgelerine göç ettiği gelen bilgiler arasında. Diyala'ya bağlı Celevla nahiyesinde ise Peşmerge ile IŞİD'le ittifak yapan kimi aşiret güçleri arasında çatışma çıktığı belirtiliyor. IŞİD'in ayrıca orduyla girdiği şiddetli çatışmaların ardından, Felluce'nin kuzeyindeki Saklaviye nahiyesinde kontrolü ele geçirdiği de iddialar ediliyor. Yılbaşından bu yana IŞİD'in elinde olan Saklaviye nahiyesi, birkaç ay önce ordunun kontrolüne geçmişti. Salahaddin ilinin Tuzhurmatu ilçesinde polisle çıkan çatışmada 14 IŞİD militanının öldüğü bildirildi. Öte yandan Irak Başbakanı Nuri el Maliki önceki gün televizyondan yaptığı konuşmada halka birlik çağrısında bulundu. Maliki, Samarra'nın IŞİD başta olmak üzere silahlı grupların ele geçirdiği topraklara karşı hareket için hareket noktası olacağını belirtti ve "Sünni ve Şii diye ayrım yaparak konuşanları dinlemeyin" dedi. Irak ordusunun yaşanan gelişmelerde düştüğü duruma değinen Maliki, "Ordunun silah ve techizat bakımından bir eksiği yoktu ancak belli odaklarca planlanmış bir tuzağa düştü" ifadesini kullandı. Ayrıca "ordudan firar edenlerin dönmemeleri durumunda idam da dahil sert cezalara çaptırılacağını" söyledi. Maliki önceki gün Şiilerin kutsal kenti Samarra'ya sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdi. Bu arada Iraklı Şiilerin lideri Ayetullah Ali el Sistani'nin IŞİD'e karşı ayaklanın çağrısının ardından yüzlerce gencin çatışmalara katılmak üzere gönüllü merkezlerine başvurduğu belirtiliyor. Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesud Barzani, peşmerge güçlerinin, çöken ve dağılan Irak ordusunun bıraktığı güvenlik boşluğunu doldurduğunu söyleyerek "Peşmerge güçleri, Kürdistan bölgesi sınırlarını hassasiyetle korumalıdır" dedi. IŞİD'den tövbe noktaları IŞİD'in Musul'da Irak ordusunda görev yapmış asker ve polisler için "Tövbe noktaları" oluşturduğu belirtiliyor. Bazı kaynaklar töbenin sadece Sünniler için geçerli olduğunu duyurdu. Bu arada Bağdat'ta önceki gün kilisede ellerinde Irak bayrakları olan kalabalık barış için dua etti. Başkentin dün iki ayrı noktasında ise dün bomba yüklü araçlarla gerçekleşen saldırılarda 6 kişi yaşamını yitirdi. Cumhuriyet |
Posted: 15 Jun 2014 07:19 AM PDT Bayrak İnmez Vatan Bölünmez! Diyarbakır 2. Ana Jet Hava Üssü'nde gönderden indirilen Bayrak nedeniyle; yurdun pek çok ilinde olduğu gibi İzmir'de 3. miting düzenlendi. Cumhuriyet İçin Güç Birliği tarafından düzenlenen, ''Bayrak ve Birlik'' yürüyüşü, 14.06.2014 tarihinde saat 18.00'de Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi'nden başladı. Yürüyüş kolu, ''Kahrolsun ABD İşbirlikçi AKP, Bayrak İnmez Vatan Bölünmez, Kahrolsun PKK İşbirlikçi AKP'' sloganları eşliğinde Gündoğdu Meydanı'na, 1. Kordon'dan Cumhuriyet Meydanı'na yöneldi. Yürüyüş kolunu, Cumhuriyet Meydanı'nda bayrak nöbeti tutan Anadolu Kartalları, karşıladı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı söylendi. Basın açıklamasını, Cumhuriyet İçin Güç Birliği dönem sözcüsü Ömer Değirmenci okudu. Değirmenci, Hükümetin Soma'yı, Gezi'yi,17-25 Aralık'ı, Muavement adlı geminin başına gelenleri, ordunun başına geçirilen çuvalı, Kumpasla yıllarca cezaevlerinde tutulan asker, gazeteci ve aydınları, Suriye'ye gönderilen gizemli tırları, yurt dışına kaçırılmış kirli paraları, bunlar ve vergi kaçıranlar için çıkarılan afları, cemaatle yaptıkları işbirliğini, yargı bağımsızlığını ve bağımsız medyayı nasıl ortadan kaldırdıklarını, ülke topraklarını ve Kamu İktisadi Teşekküllerini emperyalizme peşkeş çekişlerini, doğal güzelliklerimizi, villalar, AVM ve HES'lere kurban ettirişlerini unutturmak istediğini belirtti. Şimdi de AKP'nin, gönderinden indirilen bayrak olayını unutturmaya çalıştığını vurgulayan Değirmenci, ''Bayrak indirilmiş, ülke topraklarına saldıran insanlar yurttaşlarımızı rehin almış, şimdi biz sormayacak mıyız nerede bu devlet diye? Nerede Genel Kurmay Başkanlığı, nerede Dışişleri Bakanlığı diye? Tabi sorabiliriz, soruyoruz da… '' dedi. Ömer Değirmenci konuşmasını, '' Milletimizin isyan duygularını galeyana getiren bu elim olayın altında, tarih bilincinden yoksun, köklerinden kopmuş, emperyalist taşeronu bir terör örgütü ve onun iç ve dış destekçilerinin olduğunu biliyoruz. İndirdikleri bayrağın, yalnızca etnik kökeni Türk olanların bayrağı olduğunu sanan, hatta bunu açıkça ifade eden gafiller; Türk ulusunun etnisite üzerinden tanımlanmadığını, tersine anayasal vatandaşlık bağıyla bu devlete bağlı olan herkesin ulusun bir parçası olduğunu ve dolayısıyla gönderinden haince indirilen bayrağın, emperyalistlere karşı birlikte mücadele eden ve cumhuriyeti birlikte kuranların ortak bayrağı olduğunu bilmelidir'' diyerek sonlandırdı. Haber ve fotoğraf : Osman Gazi OKTAY |
Dünyanın derinliklerinde büyük su rezervleri bulundu Posted: 15 Jun 2014 07:02 AM PDT New Scientist dergisinde yayımlanan bir makaleye göre bilim insanları dünyanın derinliklerinde büyük su rezervleri olduğu sonucuna vardılar. Bilim insanları yeraltındaki su kaynaklarının tüm okyanusların üç katı büyüklükte olduğunu ancak rezervlerin Ringwoodite isimli kaya minerallerinin altında bulunduğunu belirtiyorlar. Rezervler yerin 700 kilometre altında bulunuyor. Yeraltında bulunan büyük su rezervleri dünyadaki su kaynaklarının burada oluştuğu ve kuyruklu yıldızlarca gezegene getirilmediği yönündeki hipotezi destekliyor. Ancak haber ajansları bulunan suyun tatlı mı yoksa tuzlu su mu olduğunu bildirmiyorlar. Dünyada uzun bir süreden beridir tatlı su sıkıntısı yaşanıyor. Çeşitli kaynaklara göre tatlı su dünyadaki su rezervlerinin ancak %3'üne tekabül ediyor. Yalnızca Çin'de 300'ün üzerinde şehir tatlı su sıkıntısı çekiyor. Pek çok uzman dünyada 25 yıl sonra tatlı su konusunda büyük sıkıntı yaşanacağını belirtiyorlar. Cumhuriyet |
Sıcağın tetiklediği hastalıklara dikkat Posted: 14 Jun 2014 11:00 PM PDT Sıcağın tetiklediği 5 hastalık Yaşlılar, kronik hastalıkları olanlar, çocuklar ve işi gereği gün boyu güneşin altında çalışmak zorunda olanlar, aman dikkat! O değişimlerle aktivasyon sürecine giren bazı kronik hastalıklar. Nihayetinde yaz mevsimi kapıyı çaldı. Bunaltıcı sıcakların sinyalleri de gelmeye başladı. İşte o sıcaklarla birçok hastalığın komplikasyonlarında artış görüleceği kesin. Yazın özellikle de anne babalara çok daha büyük görev düşüyor. Zira çocukları hem güneşin zararlı ışınlarından hem de bunaltıcı sıcaklardan korumak çok önemli. Aşırı yaz sıcaklarının tetiklediği kronik hastalıklara karşı tedbir almak gerekiyor. İç Hastalıkları Uzmanı Murat Özışık, "Beni bu güzel havalar mahvetti' diyen Orhan Veli'ye katılmamak elde değil ama alacağımız tedbirlerle korunmak da pek tabi ki mümkün" diyor. Dr. Özışık, sıcak yaz aylarında alınması gereken önlemlere ve uyulması gereken kurallara yönelik önemli uyarılarda ve önerilerde bulundu. KALP KRİZİ RİSKİ ARTIYOR Sıcaklık artışı ile birlikte kalp hızı artıyor ve cilt damarları genişleyerek kan dolaşımından daha çok pay alıyor. Terleme ile vücut, ısısını düşürmeye çalışıyor, solunum sıklığı ve derinliği artıyor. Hipertansiyonu ve damar sertliği olanlar ve bu hastalıklar ile ilgili ilaç kullananlar için bu durum; inme, ritm bozuklukları ve kalp krizi riskini artırıyor. Aşırı sıcaklarda vücut adaptasyon için bu değişimleri yaparken bu, organlar için hem aşırı yük oluşuyor hem de bir yandan bu yükü engellemeye yönelik ilaçlar kullanıldığından sıcaklık artışına yeterince adaptasyon sağlanamıyor. İşte bu risklerden kaçınmak için bol sıvı tüketimi şart. Açık renkli kıyafetler giymek, sıcaklığın yoğun olduğu zamanlarda bedenimizi zorlayacak yürüyüş, egzersiz, aşırı yemek yeme, alkol alımı gibi alışkanlıklardan kaçınmak gerekiyor. İDRAR RENGİNİ KONTROL EDİN Artan sıvı kaybıyla birlikte idrar miktarı azalıyor ve idrarımızda bulunan bazı atık maddelerin (kalsiyum oksalat, bilirubin vs) yoğunluğu artıyor. Bu durum hem yeni taşların oluşumuna neden olurken hem de olan taşların idrar yollarımıza zarar verme potansiyelini arttırıyor. Ayrıca yavaşlamış idrar akımı enfeksiyonlara yatkınlığı da artırıyor. Bunu önlemek için mutlaka bol sıvı tüketmek ve idrar rengimizi kontrol etmek gerekiyor. Çok basit bir öneri, idrar renginin çok açık sarı renkte olması. Daha koyu idrar rengi az sıvı tükettiğimizin ve bu hastalıklara aday olduğumuzun göstergesi olabiliyor. CİLT KANSERİNE DİKKAT Uzun süre ve yüksek dozda ultraviyole ışınlarına maruz kalmak cildimizde hem akut değişikliklere yol açıyor hem de bazı cilt kanserlerinin oluşumuna öncülük ediyor. Bunun için yapabileceğimiz şey güneş ışınlarının etkisinin yoğun olduğu saatlerde (11-16 arası) direk güneş ışığına çıkmaktan kaçınmak, koruyucu kıyafetler seçmek ve maruziyet kaçınılmazsa yüksek koruyucu faktörlü kremler kullanmak. Çoğu cilt kanseri için öncü lezyonlar çocukluk çağında aldığımız UV ile bağlantılı olduğundan özellikle çocukluk çağından itibaren dikkatli olunması gerekiyor. Bu konuda anne-babalara da büyük görev düşüyor. Bununla birlikte aşırı terleme ile birlikte nemli kalan cilt bölgelerinde cilt mantarlarında artış sık görülebiliyor. Uygun kıyafet ve iç çamaşırı seçimi (aşırı terletmeyen, çabuk kuruyan vs) sık iç çamaşırı değişimi bundan korunmada önemli rol oynuyor. DİYABET HASTALARINI SEVİYOR Sıcağın tetiklediği hastalıklardan biri de diyabet. Sıcaklığın artışı ve terlemeyle birlikte sıvı ve vücut için gerekli elektrolitler kaybedilebiliyor. Ayrıca duyu kaybı nedeniyle güneşin cilt üzerindeki olumsuz yakıcı etkisi yeterince hissedilmiyor. Tüm bunlara terleme bozukluğu da eklenince aşırı sıcaklar diyabetikler için risk oluşturuyor. Diyabetlileri bekleyen başka bir riskler de var: Yazın gündüzlerin daha uzun olması, mevsim dolayısıyla, kavun karpuz gibi birçok glisemik indeksi yüksek meyvenin bolca bulunması ve çok tüketilmesi, aşırı dondurma tüketimi, belirli bir beslenme- uyku düzenine sahip olması gereken diyabetiklerde sorun oluşturabiliyor. Diyabetiklerin beslenmelerine dikkat etmeleri aşırı sıcakta efor yapmaktan kaçınmaları ve bol sıvı tüketmeleri gerekiyor. MİGREN ATAKLARINI TETİKLİYOR Yapılan çalışmalarda sıcaklıktaki her 5 derece artışın migren atağı nedeniyle hastanelere başvuran hastalarda yüzde 7.5 artışa yol açtığı tespit edilmiş. Bunun yanı sıra nem oranın artması ve ani ısı artışlarının migren ataklarını tetikleyen diğer faktörler. Bu nedenle aşırı sıcaklarda bol sıvı tüketimi, kaliteli camlara sahip güneş gözlüğü kullanımı, saçların ıslatılması gibi önlemler ön plana çıksa da aşırı sıcak günlerde mecbur kalınmadıkça güneşe çıkılmaması, klimalı ortamlarda bulunulması gerekiyor. Acıbadem Beylikdüzü Tıp Merkezi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Murat Özışık, "Sonuç olarak 'beni bu güzel havalar mahvetti' diyen Orhan Veli'ye katılmamak elde değil ama alacağımız tedbirlerle korunmak da, yazın keyfini çıkarmak da pek tabi ki mümkün" diyor. Cumhuriyet |
'Doktor' sülüğün nesli tehlikede Posted: 14 Jun 2014 10:00 PM PDT Halk arasında "doktor" ve "iyileştirici" gibi isimlerle anılan sülüklerin, Nesli Tükenmekte Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme (CITES) kapsamında dünyaya satışını yapan tek ülke konumundaki Türkiye'de neslinin tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu bildirildi. Fırat Üniversitesi (FÜ) Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naim Sağlam, sülük kaynakları açısından dünyanın en zengin ülkesi olan Türkiye'nin, aynı zamanda CITES kapsamında dünyaya doğal sülük satan tek ülke olduğunu söyledi. Avrupa'da 300'ün üzerinde sülükle tedavi merkezinin olduğunu ve bu ülkelerin Türkiye'den düşük fiyatlarla ithal ettikleri doğal sülükleri laboratuvar ortamında çoğaltmak suretiyle hem kullandığını hem de yüksek fiyatlara 3. dünya ülkelerine sattığını aktaran Sağlam, şunları kaydetti: "Ülkemizde kilolarla satılıyor ama yurt dışında taneyle satılıyorlar. Amerika'da tanesi 15,70 dolara, Rusya'da 3 avroya, İngiltere'de 7 sterline alıcı buluyor. Dolayısıyla 1 kiloda bin tane olduğunu hesaba katarsak ve tanesini 10 dolardan düşünürsek kiloda 10 bin dolar gibi bir gelir sağlıyor. Ekonomik getirisi çok yüksek olan bu türün neslinin devamı için korunması ve gelecek nesillere mutlaka aktarılması lazım." Kaçakçılıkla yurt dışına götürülüyor Sülükler üzerine yaklaşık 20 yıldır araştırmalar yapan Prof. Dr. Sağlam, CITES kapsamında tıbbi sülük türlerinin ticaretine ilişkin kotayı TÜBİTAK'ın belirlediğini, kendisinin de bu bilim kurulunda danışmanlık yaptığını söyledi. Sağlam, kotaların her yıl geçen yıl azaldığını belirterek, geçen yıl 3 ton olarak belirlenen kotanın bu sene 2 tona düştüğünü kaydetti. Kotaya rağmen su kaynaklarındaki sülük varlığında ciddi azalmalar görüldüğünü ve bu hayvanın neslinin tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirten Sağlam, buna çevresel faktörlerin yanı sıra kaçak avlanmanın da neden olduğunu savundu. Kaynaklar yeterince korunmadığından, kaçakçıların daha ucuza mal etmek için yasa dışı yollardan sülük ticareti yaptıklarını öne süren Sağlam, "Kotalardaki bu azalma, kotaların doldurulamaması akla şunu getiriyor; Çevresel faktörlerin sınırlayıcı olmasıyla beraber bu tip kaçırma olayları da kotalarımızı engelliyor mu diye düşünmeden yapamıyoruz. Bunun için ciddi önlemlerin alınması ve ülke genelinde koruma eylem planlarının oluşturulması gerekiyor" diye konuştu. Sağlık Bakanlığınca "Tamamlayıcı, Alternatif Tıp Uygulamaları Yönetmelik Taslağı"nın ilgililerin görüş ve önerilerine açıldığını hatırlatan Sağlam, taslağa göre, hekimlere ve sağlık uzmanlarına "alternatif tıp" adı altında kupa terapisi (hacamat), sülük muayenesi, alkol bağımlılarına hipnoz tedavisi gibi yöntemlerin eğitiminin verilerek bu tür uygulamaların kontrollü bir şekilde uygulanmasının önünün açılacağını dile getirdi. Bu yönetmeliğin yürürlüğe girmesi halinde tıbbi sülük kullanımının daha da yaygınlaşacağını aktaran Sağlam, sülük yetiştiriciliğiyle, göllerin, bataklıkların ve "hiçbir şey olmaz" denilen alanların ekonomiye kazandırılabileceğini belirterek, şunları söyledi: "Dolayısıyla yatırımcıların yetiştiriciliğe önem verip, bataklık alanlara yapacakları yatırımlarla çok büyük ekonomik kazançlar sağlayacaklarını temenni ediyoruz. Bu alanlarda kurulacak laboratuvarlardan elde edilecek steril sülükleri çok rahat bir şekilde satabiliriz. Bunu yaptığımız takdirde doğal ortamda satılma yoluna da gidilmeyeceği için sülüklerin neslini de korumuş olacağız." Plastik cerrahi, kardiyoloji, nöroloji ve ortopedi gibi tıp alanlarında yaygın olarak kullanılan sülükler, özellikle gelişmiş ülkelerde modern tıbba "tamamlayıcı" olarak hatta bazı durumlarda "alternatif" olarak kullanılıyor. AA |
You are subscribed to email updates from Sözcü Haber To stop receiving these emails, you may unsubscribe now. | Email delivery powered by Google |
Google Inc., 20 West Kinzie, Chicago IL USA 60610 |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder