Sözcü Haber |
Posted: 25 Jul 2014 02:21 PM PDT Bu sabahta uyandık bir kadir gününe ; Eş, dost, iş arkadaşı, aile ortamı her yerde herkeste aynı konu ne olacak bu ülkenin hali. Ne olacak şimdi bizim halimiz. Bak yeni bir seçim yaklaşıyor oy vereceğiz yine. Ama sonucu bile bile göre göre.... Ne vahim ne acı ne kederli bir durum. Bir tarafta başbakanımız var. İzi belli görüşü belli hedefi belli. Gizlemiyor ki zaten bilinmez olsun. Ama işte gören göz ile gören kalbin farkı burda saklı olsa gerek bile bile izinde insanlar. Benzetilmez belki kızarsın ama atam izindeyiz der gibi adam izindeyiz derler. Körü körüne sapla balta gibiler. Ayrılmazlar, ayrılamazlar işte. Diğer tarafta Demirtaş. Ama ne demir ne taş. Haddi midir bilmem aday olmuş ama 2.turda çekileceği aşikar sonra oydaşlarına kime oy verdireceği aşikar. eşitlik der durur ayrıma karşı kurulmuştur ama asıl ayrımı sadece kürt partisi olarak kendi yapar. Kaypak duruma düşürür bin aslı. Güvenilmez kılar kanını. Öteki yana bakamıyorum bile ekmek mi ? Unu belli , hamurunun yoğruluşu, yoğuran belli. O da gizlemiyor ki kendini. Ektim biçeceğim der elbet başı dik. Ektiğini biçemez ise bitecek bilir elbet son hasatı.... Peki ya bizler ... Şimdi baktım şu küçücük ofiste bile cemaatçisi, ampulün ilk yakılışında var oluşundaki ilkelere inanarak desteğini vermişler, kendini bildi bileli hep aynı yoldan yürümüş aynı partiye oy vermiş ben. Bizim ne işimiz var ekmel ile. Ülkem iyi olsun diye başı çeken denize bile yıllarca oy vermiş ben ekmele bile mi oy vermeyeceğim o ayrı . ama ne işi var bu partinin cemaatle ekmelle. nereye sürükleniyoruz. Şimdi kime oy versek nafile. Yeni Türkiye kurulacak. Bağıra bağıra anlatıyoruz bu artık yasa ile seçimle olacak iş değil DEVRİM yerinde gerek diye. Ama peynir kadar beyni kalmış ondan mıdır esaret ruhunu sarmış ondan mıdır, dinine en çok hitap etmiş ondan mıdır bilinmez vazgeçmezler asla. NE OLACAK ŞİMDİ bilinmezdeyiz Kartal 23/07/2014 |
Posted: 25 Jul 2014 02:23 PM PDT 23.07.2014 tarihli Resmi Gazete'de 13.05.2014 tarihinde Bosna-Hersek'te yaşanan sel felaketi nedeniyle anılan ülkeye ekonomik destek sağlamak amacıyla 15.000 ton büyükbaş hayvan etinin(taze veya soğutulmuş, dondurulmuş) sıfır gümrükle 31.12.2014 tarihine kadar ithal edilmesi için Et ve Balık Kurumuna tarife kontenjanı tahsis edildiği kararı yayınlandı. 2013-Aralık-2014 Şubat ayı arasında döviz fiyatlarında %30 oranındaki artış ithl yem girdisi fiyatlarını da artırmış bu da dolayısı ile canlı hayvan beslenme fiyatlarını yukarı çekmişti. Canlı hayvan fiyatları yurt içinde bu yüzden artsa da Et SÜT Kurumu besicilerden aldığı fiyatı artırmayınca besicilerde EBK'na değil piyasaya canlı hayvanları satmaya başlayınca EBK kendi bayilerinin Ramazan ayında artan et ihtiyacını tedarik edemez olmuştu. Bunun üzerine gümrük vergilerinin sıfırlanarak canlı hayvan ithalatının önünün açılacağı konuşulmaya başlanmıştı. 50-200 aralığında büyükbaş canlı hayvan besleyen küçük besiciler olası canlı hayvan ve et ithalatına karşı çıkarken Banvit gibi 1000-5000 aralığında büyükbaş canlı hayvan besi sahipleri ise besilik canlı hayvan ithalatını yapılması gerektiği savunmakta idi. Geçmişteki Canlı Hayvan ithalatı 2010 Nisan-2012 Aralık tarihleri arasında Türkiye tarihinin en büyük canlı hayvan, kesilmiş et ithalatı yapılarak hayvancılık sektörüne büyük darbe vurulmuştu.! 2010 Nisan ayında da o zamanki adı EBK na sınırlı tonajda, gümrüksüz et,canlı hayvan ithal etme yetkisi verilmişti. Et fiyatlarının düşmemesi karşısında Müsiad (Müstakil İşadamları Derneği) iktidara baskı yaparak 2010 Agustos ayında özel firmalarında sıfır gümrükle canlı hayvan, et ithalatı yapmalarını sağlamıştı. Ne yaman bir çelişki idi ki Türkiye hem canlı hayvan, et ithal ediyor hem de hayvancılığa hayvan başına üretim, çiğ süt üretim desteği veriliyordu. 2002 yılında 80 milyon TL'lik teşvikle hayvancılık yönetilebilir halde iken 2013 yılına gelindiğinde 1,7 milyar destek ile sektör yönetilemez hale gelmişti. İşte görüldüğü gibi yine ülkemiz et ithal eder konuma düşürüldü.! Tuhaf Bir Et İthalatı Bosna Hersek'ten 31.12.2014 tarihine kadar yani 5 ay içersinde 15.000 ton taze/donduulmuş et ithalatındaki miktarın 15 bin ton olması Bosna-Hersek için tuhaf bir miktar. Bosna-Hersek 15 bin ton Sığır etini karşılayabilirmi? Bosna-Hersek istatistik Ajansının verilerine göre sığır eti üretimi 2007 yılında 23.809 ton, 2008 yılında 26.335 tondur.2007-2008 yılı için bir yıllık üretim artışı % 9 olduğuna göre 2009-28708 ton, 2010-31291 ton, 2011-34107 ton,2012-37176 ton, 2013-40521 ton et üretmiş olması olası, 2014 yılının sonuna kadar 44167 ton sığır eti üreteceğini olası olarak kabul edelim.! Et Ve Süt Kurumu'nun ithal edeceği et miktarı 2014 sonuna kadar Bosna Hersek'ten ithal edeceği 15000 ton et, anılan ülkenin 2014 yılında olası üreteceği 44167 ton etin 1/3 miktarı olup Bosna Hersek'teki et fiyatlarını alt üst edecek bir miktardır. Öyle İse Neler Olacak Biz bu filmin aynısını 2010-2013 canlı hayvan ithalatında görmüştük. Deli dana hastalığından dolayı, Almanya ve Fransa'dan ithal izni verilmeyip Macaristan vb. ülkelerden ithal izni verilince Türkiye'deki et ithalat firmaları Macaristan'ı mesken tutmuşlar, bu ülkeden ithalat artınca fiyatlarda artmıştı. Bunun üzerine Alman ve Fransız Canlı hayvanları Macaristan'a ithal edilerek orada menşei şahadetnameleri, kulak küpeleri değiştirildikten sonra Türkiye'ye sevk edilmeye başlanmıştı. Bosna-Hersek'te de benzeri olacak. Kesilmiş ette menşei değişikliği daha kolay olacak. Et ve Süt Kurumu'nun veterinerleri bizzat Bosna-Hersek mezbahalarında kesimin başında bile dursa çözüm değil. Et ve Süt Kurumu Bosna Hersek'ten ithalatı başlatınca fiyatlar yükselecek. Türkiye'de et, canlı hayvan ithalatı yapılsın diyen firmalar,lobiler Bosna-Hersek'i mesken tutup yine Almanya , Fransa'dan ithal edecekleri ve menşei, kulak küpelerini değiştirecekleri canlı hayvanları Bosna Hersek'te kesilmek üzere Et ve Süt Kurumu'na sunacaklar. Çözüm ülkede üretmek, ülke çiftçisine ürettirmektir. Bosna-Hersek e ''yardım '' algısı ile yardımseverlik algısı yaratalım derken Bosna –Hersek çiftçisi değil yine batılı ülkelerin çiftçileri kalkındırılmış olacaktır. Üretimde girdinin fiyatı artıyorsa çıktının da fiyat artar. İster hayvanların, isterse insanların yediği gıdalar artık ucuz olamaz. Türkiye gıda üretmeyip ithal etmeye kalkarsa bugünün dış dünyasındaki 'ucuz gıda' da pahalılaşmak zorundadır. Çapar Kanat https://twitter.com/caparkanat |
Posted: 25 Jul 2014 02:12 PM PDT Sabah Yunanistan'ı terk eden grup, Makedonya sınırları içerisinde olan, Atatürk'ün Askeri İdadi'yi okuduğu ve Osmanlı ordusunun Rumeli'deki önemli bir merkezi olan Manastır'a ulaştı. Manastır, Üsküp'ten sonra Makedonya'nın 2. büyük şehri. Ülkenin nüfusu 2 milyon 100 bindir. 8 il 81 ilçeden oluşur. Halkın %25'i Arnavut, %6'sı Türk, geri kalan Makedon'dur. Manastır'da grubu, Yugoslavya'nın dağılmasıyla oluşan ülkelerde ve Arnavutluk'ta rehberlik edecek olan, Makedonya'da yaşayan Türklerden Ercan Elez karşıladı. Atatürk'ün 1896'da girip 1899 yılında bitirdiği, bugün Atatürk Müzesi olarak kullanılan Manastır Askeri İdadisi ziyaret edildi. İdadi önünde grup birlikte poz verdi. Osmanlı döneminde askeri kışla olarak kullanılan alanda diğer binalar yıkılmış, sadece müze binası ayakta kalmıştı. Bir kısmı Makedonya müzesi olarak kullanılan binada, Makedon kültürü hakkında geniş bilgi sahibi olmamızı sağlayacak buluntular sergilenmekte. Müzeden Manastır Orduevi'ne geçildi. Osmanlı döneminde en büyük ordu güçleri burada bulundurulduğundan; 1911 yılında inşa edilen bina, diğer ülkelerin pek çok temsilcisini konuk etmiş. Rehberimiz, Atatürk'ün çarşıya çıkışlarını balkondan izleyen Eleni'nin çarşı içindeki evini gösterdi. Eleni, Manastır'ın musevi kökenli ordu komutanının kızıdır. Evleri çarşı merkezindedir. Manastır Askeri İdadisi'nde öğrenciyken Atatürk'le tanışmışlar, O'na aşık olmuştur. Ailesi Atatürk'le evlenmesine karşı çıkmış; bu nedenle yaşamı boyunca evlenmemiştir. Eleni'nin Atatürk'e yazdığı mektubu Işıl Soğukpınar Atatürk Müzesi'nde seslendirdi. ''Çok seneler geçti, ben halen her gün senden haber bekliyorum. Herhangi bir zamanda mektubumu alırsan, beni hatırla. Kağıttaki gözyaşlarımı görebileceksin. Yıllar ve olaylar geçiyor, seninle ilgili çok şeyler konuşuluyor. Mektubumu okurken, başka kadını seviyorsan, mektubumu yırt. Manastırlı Eleni Karinte, bir gün tanıdığı ve aşık olduğu adama bütün ömrünü harcamıştır. Benim seni sevdiğim kadar, o kadını o kadar çok seviyorsan, kendisine hiçbir şey söyleme, senin kadar mutlu olmasını diliyorum. Fakat, balkondaki kızı hatırlıyorsan ve başkasını sevmiyorsan, seni beklediğimi ve ömrüm boyunca bekleyeceğimi bilmeni istiyorum. Döneceğini, beni unutmayacağını biliyorum. Babam vefat etti. Beni senden ayırdığından tam bir yıl geçti, beni eve kapattı ve bir ay çıkmama izin vermedi. Ağladım, biliyorum ki tüm kilitleri ve hapisleri boşuna harcadı. Beni evlendirecekleri adamı sadece bir kez gördüm ve kendisi bana onu sevebileceğimi söyledi. Ben kendisine, 'Hayır, ben sadece ilk aşkımı seviyorum' dedim. Babam beni hiç bir zaman affetmedi ve ben de kendisini affetmedim. O zamanlardaki gibi artık genç ve güzel değilim. Ebediyen seni seven ve seni bekleyen, Eleni Karinte'n.'' Özgürlük aşığı Milas Ortaokulu'ndan Türkçe öğretmenim Mehmet Emin Berber, Manastır Özgürlük Anıtı önünde poz verdi. Bir grup konuk, kendileri için hazırlanmış kaşar peynirli Manastır köftesi yedi. İleride Manastır'a gitmeyi düşünenlere önerilir. Ulusal Eğitim üyeleri ve dostları, Gökmen Car kaptanlığında Karadeveci'ye ait otobüsle, Balkan turunun bir sonraki durağı Makedonya'nın turizm merkezi olan Ohrid'e hareket etti. Haber : Osman Gazi OKTAY Fotoğraflar : Mehmet Emin Berber |
You are subscribed to email updates from Sözcü Haber To stop receiving these emails, you may unsubscribe now. | Email delivery powered by Google |
Google Inc., 20 West Kinzie, Chicago IL USA 60610 |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder