Sözcü Haber |
- Kadınların en sık yaşadığı hastalıklar!
- Her unutkanlık aynı değil
- Kanser riski yüksek
- Kanseri yiyen bakteri bulundu
- Sırları çözülüyor
- İlacı vermeye hazırız
- Hamileler için tehlikeli olabilir
- Hamas İsrail ile kalıcı ateşkesi kabul etti
- Obama’dan flaş açıklamalar!
- Barzani: İran bize silah veren ilk ülkelerden biri
- Papa IŞİD’in hedefinde!
- ABD’den kritik IŞİD açıklaması
Kadınların en sık yaşadığı hastalıklar! Posted: 26 Aug 2014 12:22 PM PDT Kadınlar fizyolojik yapıları gereği yaşamları boyunca pek çok hastalıkla karşı karşıya kalıyor. Kadınlara özel sağlık problemleri çoğunlukla erken tedavi ile çözüme kavuşabilirken, gerekli önemin gösterilmediği durumlarda ciddi sonuçlar ile karşı karşıya kalınabiliyor. Kadınların hayatları boyunca karşısına en sık çıkabilecek 6 hastalık ile ilgili bilgi veren Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Zeynep Yılmaz, "Önemsemeyip geçiştirdiğiniz her hastalık tedavi sürecini uzatır" dedi. Kadınların hayatları boyunca en sık karşılarına çıkan sorunların başında adet düzensizlikleri gelir. İlk adet 12-13 yaşlarında görülür. Eğer çocukluk döneminde kanama görülürse bunun mutlaka araştırılması gerekir. Buluğ çağı ile menopoza yakın dönemlerde ise vücut bu yeni sürece adapte olmaya çalıştığı için adet düzensizlikleri sıkça görülebilir. Ancak beklenmedik zamanda ortaya çıkan, düzensiz, leke tarzında veya uzun süreli kanamalar mutlaka araştırma ve tedaviyi gerektirir. Menopoz döneminden sonra görülen kanamanın miktarına bakılmaksızın üzerinde önemle durmak gerekir. Kadınlarda en sık rastlanan hormon bozukluğu polikistik over sendromudur. Nedeni tam olarak bilinmese de yanlış beslenme, aşırı kilo alma gibi problemler hastalığı tetikleyebilir. Hastalık tipik olarak genç kızlarda ve genellikle ergenlik döneminde ortaya çıkar. Polikistik over sendromu görülen kızlarda genellikle kilo fazlalığı, tüylenme, saçlarda dökülme ve sivilcelenme problemleri görülür. Tedavideki ilk aşama kilonun kontrol altına alınmasıdır. Polikistik over sendromlu kadınlarda kilo kaybı biraz daha zordur. Hormon bozukluğuna bağlı kilo alımı varsa diyetin buna göre planlanması gerekir. En sık görüleni: İdrar kaçırma İdrar kaçırma sorunu çok önemli bir sosyal problem olup, günümüz modern tedavileri ile başarılı olarak ortadan kaldırılmaktadır. Temelde kadınların hastalığı olan idrar kaçırma 35 yaşın üzerindeki her 5 kadından birinde görülmektedir. Kişinin sosyal yaşantısını etkileyecek olan her idrar kaçırma bir hastalıktır ve tedavi edilmelidir. İdrar kaçırma; öksürme, hapşırma, gülme gibi karın içi basıncın arttığı durumlarda ortaya çıkabileceği gibi, daha az eforla da meydana gelebilir. Kadınların cinsel sağlığını ve yaşamını olumsuz etkileyen ve daha çok enfeksiyon kaynaklı olan "vajinal akıntılar", normal fizyolojik akıntılar ve enfeksiyona bağlı akıntılar olarak ikiye ayrılır. Kokusuz, saydam, renksiz, adetin belirli zamanlarına göre miktarı artıp azalan akıntılar normal fizyolojik akıntılardır. Rahim ağzından gelen sümüksü ve saydam renkli bu akıntılar hormonlarla ilgili olduğundan belirli zamanlarda artış gösterir. Enfeksiyona bağlı olarak ortaya çıkan akıntıların belirtileri arasında renkli, kokulu, rahatsız edici miktarda görülmesi sayılabilir. Bunlar bakteri, mantar ya da parazit kökenli olabilir. Menopoz, bir hastalık olmayıp, kadın hayatının en önemli geçiş dönemlerinden biri olarak sayılabilir. Adet düzenleri bozulduğunda bir çok kadın menopoza girdiğini söylese de, menopoz bir kadının peşi sıra 12 ay adet görmemesidir. Menopoza giriş yaşı dünya genelinde 45-53 arasında değişirken ortalama 51 yaş olarak bildirilmektedir. Ülkemizde ise 46-48 yaşlar arasındadır. Menopoz döneminin başlamasıyla eksilen östrojen hormonuna bağlı olarak;sıcak basmaları,terleme, uykusuzluk,vajinal kuruluk,seksüel istekte azalış,idrar problemleri, yorgunluk, ruh hali değişiklikleri,dikkat ve hafıza sorunları gibi belirtiler ortaya çıkar Ayrıca menopoza giren her kadın şikayeti olmasa dahi kemik kaybından korunmak veya cinsel hayatının devamlılığı için hekime başvurmalıdır. Adet gören kadınların yarısından fazlasının kanamalarının ilk bir-iki günü ağrısı olmaktadır. Genellikle bu ağrı hafiftir, ancak bazen günlük aktivelerini kısıtlayacak kadar şiddetli olabilir. Bu şiddetli ağrı dismenore olarak adlandırılır. Dismenore bulguları arasında alt karında ağrı veya kramplar, baş ağrısı, bulantı – kusma ve baş dönmesi sayılabilir. Dismenorenin tedavisi ilaçlar ve ağrıyı azaltan teknikleri içerir ancak bazı olgularda cerrahi işleme gerek duyulabilir. Sözcü |
Posted: 26 Aug 2014 12:20 PM PDT Unutkanlık, günümüzde pek çoğumuza "Acaba Alzheimer başlangıcında mıyım?" sorusunu sorduruyor. Oysa günlük yaşamda karşılaştığımız unutkanlıkların tümü, yoğunluktan kaynaklanıyor. Yaşımız ilerledikçe beynimizin fonksiyonlarında kayıplar yaşandığı gerçeği ise unutmamamız gerekenlerin başında geliyor.Peki beynimiz nasıl yaşlanıyor?Nöroloji Uzmanı Prof.Dr. Türker Şahiner, sağlıklı bir beynin yaşlanmasını on yıllık dilimlerle anlatıyor. Beynimiz de tıpkı diğer organlarımız gibi zaman içinde bazı değişimler yaşıyor. İyi genler ve sağlıklı bir yaşam tarzı, bu değişimin geciktirilmesini sağlasa da süreci tamamen durdurmak mümkün olmuyor. Nöronlar arasındaki bağlantılar bozulur. Genel kanının aksine beyindeki sinir hücreleri (nöronlar) yaşla birlikte toplu şekilde yok olmaz. Araştırmalar, ilerleyen yıllarla birlikte bazı nöronların kaybedildiğini, ancak yavaş da olsa yeni nöron üretiminin de olduğunu göstermektedir. Beyin de asıl gerçekleşen sinir hücrelerinin küçülmeye başlamasıdır. Bunun bir sonucu olarak nöronlar arasındaki bağlantılar zaman içinde bozulmaya başlar. Bu, kimyasal ileticilerin kabiliyetinin zayıflaması anlamına gelmektedir. Bu değişiklikler, yaş ilerledikçe beynin içinden geçen sinir akımlarının iletimine etki etmeye başlar ve bilişsel işlemin yavaşlayarak hafızamızdaki kayıtlı bilgiye erişiminde gecikmelere neden olur. 20'li yaşlar: Zihin kapasitesi dorukta Bu yaşlardaki insanlar uzun süreli anılar oluşturmak ve karmaşık muhakemeler yapabilmek açısından, zihinsel kapasitelerinin en üst noktasında olurlar. Bu yaşlar, yaratıcılığın zirve yaptığı yıllardır. Birçok yazar, sanatçı ve müzisyen bu yaşlarda en önemli eserlerini ortaya koyarlar. Önemsiz derecede olsa da, beyinde nöron küçülmesi gibi minik fiziksel değişiklikler 20'li yaşlarda başlar. 30'lu yaşlar: İlk gerileme dönemi Bu yıllarda beyin hacmi, nöron küçülmesi yoluyla (önemsiz derecede bile olsa) ağır olarak gerilemeye devam eder. Yapılacak bilişsel testler, bazı bölgelerde meydana gelen küçük gerilemeleri tespit edebilir. Fakat gerilemeye dair bu küçük işaretler, genellikle ne birey, ne de çevresindekiler tarafından fark edilir. 40'lı yaşlar: 'Evin numarası neydi?' Bu yaşlardaki pek çok insan, başta aktif (kısa dönem) hafıza alanı olmak üzere bazı zihinsel işlemlerde biraz yavaşladıklarını hissedecektir. Telefon numaralarını hatırlamak, kafadan hesap yapmak veya hafızaya dayalı zorlu kâğıt oyunları oynamak, önceki yıllara göre daha yorucu olacaktır. Beyin hacmindeki yavaşlama ise devam edecek hatta hızlanacaktır. 50'li yaşlar:İki işi birden yapmak zor Ellili yaşlar bir eşiktir. Bu yaşlardaki kişilerde yeni bir şey öğrenmek daha fazla zaman gerektirir. Kelimeleri ve isimleri hatırlamak eskiye oranla daha uzun sürer. Aynı anda birden fazla işle meşgul olmak ise daha zordur. Bu dönemde ayrıntılara olan ilgi azalır, yaşanmış bir olayın gerçekleştiği yeri ve zamanı hatırlamak zorlaşır. Görsel ve mekânsal işlem yapmak ise daha güçtür. 60'lı yaşlar: 'Dilimin ucunda çıkaramıyorum' Bu yaşlarda beyin hacmindeki kayıplar devam eder. Beynin hafıza ve diğer bilişsel becerileri için gerekli olan yapılar tehlikeye açıktır. Söz konusu yapılar, gençlik yıllarına oranla yüzde 25 küçülmüş olabilir 50'li yaşlarda kendini göstermeye başlayan bilişsel değişiklikler, 60'lı yaşlarda daha fazla fark edilir hale gelir. Bilişsel işlem yapma hızı yavaşladığı için yeni bilgi öğrenme veya karmaşık zihinsel işlerde uzmanlaşmak zorlaşır. Ayrıca odaklanmak ve dikkat dağıtıcı unsurlardan etkilenmemek güçleşir. Bu dönemde beyin yeni anılar oluşturmak ve anıları hatırlayacak çağrışımlar bulmakta zorlanır. Bu yaşlarda, "Dilimin ucunda" deneyimleri giderek sıklaşır. Çünkü beyin, isim, tarih ve kelimelere erişebilmek için daha fazla emek harcamak zorundadır. 70'li yaşlar: Bilişsel beceride ciddi gerileme 70 ve 80'li yaşlarındaki insanların bilişsel kabiliyetleri büyük farklılıklar gösterir. Birçoğu bu yaşlarda uyanıklığını korumak bir yana, bilgi edinmeye devam eder. Bedenleri yüksek tansiyon, diyabet, aşırı alkol kullanımı gibi sağlık sorunları nedeniyle tahrip olmuş insanlarda ise hafıza ve genel bilişsel becerilerde ciddi gerilemeler gözlemlenir. Bunayacak kimseler bu bozukluğun belirtilerini genellikle 75-80 yaşları arasında göstermeye başlar. Sözcü |
Posted: 26 Aug 2014 12:15 PM PDT Sonuçları Lancet dergisinde yayımlanan ve İngiltere'de beş milyon kişinin yedi yıl süresince sağlık verilerinin incelendiği araştırma, aşırı kilolu veya obez kişilerin, en yaygın görülen 10 kanser türüne yakalanma olasılıklarının, aşırı kilolu olmayanlara oranla daha yüksek olduğunu ortaya koydu. Londra Hijyen ve Tropikal Tıp Okulu'ndan bilim adamlarının yaptığı araştırma, ortalama bir yetişkinin aldığı her fazladan 13 ila 16 kilonun, altı kanser türü riskiyle kesinkes ve doğrusal biçimde ilişkili olduğunu gösterdi. Söz konusu kanser türleri, rahim, safra kesesi, böbrek, rahim boynu, tiroid ve lösemi olarak sıralanırken, en yüksek risk rahim, en düşük risk ise lösemide gözlendi. Bilim adamları, vücut kitle endeksi yüksek olan kişilerin, karaciğer, kolon, yumurtalık ve menopoz sonrası meme kanserine yakalanma olasılıklarının daha yüksek olduğunu da belirtti. Sözcü |
Posted: 26 Aug 2014 12:13 PM PDT Fareler ve köpekler üzerinde yapılan deneylerde büyük başarı sağlandı… Her yıl yüz binlerce insanın ölümüne neden olan kanser hastalığının tedavisi için büyük bir adım atıldı. Time dergisinde yayınlanan habere göre, oksijen kullanmayan Clostridium novyi adlı bakterinin, kanserli tümörü küçülttüğü tespit edildi. Fareler üzerinde başarılı olan yöntemin denendiği 16 köpekten üçünde tümör yok oldu. İki yıl saldırıyor DİĞER köpeklerde ise, tümör 21 gün içinde yüzde 30 küçüldü. 53 yaşındaki bir kadında ise tümör önemli ölçüde ufaldı. Bakterinin tümöre 2 yıl boyunca saldırdığı belirtildi. Sözcü |
Posted: 26 Aug 2014 12:11 PM PDT ABD'de bebekler üzerinde gelişmiş görüntüleme teknikleriyle yapılan bir araştırma, otizm gibi nörogelişim bozukluklarının çok erken teşhisini mümkün kılabilecek verilerin elde edilmesini sağladı. California Üniversitesi San Diego'dan (UC San Diego) araştırmacıların başkanlığında, yeni doğan ve 3 aylık toplam 87 sağlıklı bebek üzerinde yapılan araştırma, ABD'deki JAMA Neurology dergisinde yayımlandı. Dominic Holland başkanlığındaki US San Diego Tıp Okulu Nörobilim Bölümü araştırmacılarının yaptığı çalışma, bu konuda gelişmiş görüntüleme teknikleriyle yapılan en önemli araştırma olması açısından önem taşıyor. Yüzlerce yıldır beyinlerinin fiziksel gelişimini izleyerek bozuklukları belirlemek amacıyla bebeklerin kafalarının çevresinin mezura ile ölçülmesi yöntemi kullanılıyordu. Ancak bebeklerin farklı kafa şekillerine sahip olması nedeniyle bu yöntemle eksiksiz sonuçlar almak mümkün olmuyordu. Gelişmiş teknikler yardımıyla yapılan araştırmanın sonuçları, bebek beynindeki en hızlı gelişimin doğum ile ilk 90 gün arasındaki sürede meydana geldiğini ortaya koydu. Erkek bebeklerdeki beyin gelişiminin kızlara oranla daha hızlı olduğunun belirlendiği araştırma, beyindeki en hızlı büyümenin vücudun hareketiyle ilgili beyincik adı verilen bölümünde olduğunu, en yavaş gelişmenin ise hafıza ile ilgili bölümde gerçekleştiğini ortaya çıkardı. Bilim adamları, bu verilerin karşılaştırmalı olarak değerlendirilmesinin otizm gibi beyindeki gelişim bozukluklarının erken teşhisine imkan sağlayabileceğine dikkati çekiyor. Araştırmanın bilimsel sonuçları Araştırmalar, yeni doğan bebeklerin beynindeki en hızlı büyümenin doğumdan hemen sonra başladığını ortaya koydu. Araştırmaya göre doğduktan sonra bebeklerin beyinleri ilk 90 gün içinde günde yüzde 1 oranında büyüyor. Bu oran bu sürenin sonunda yavaşlayarak günde yüzde 0,4'e geriliyor. Araştırmada, erken doğum sonrası dönemde hafıza ile ilgili "hipokampüs" bölgesi de dahil olmak üzere beyinde birçok asimetrinin oluştuğunu gösterdi. Beyindeki asimetri, el becerisi ve dil yetenekleri gibi fonksiyonlarla bağlantılı bulunuyor. Araştırma ekibinin başındaki Holland, UC San Diego'nun internet sitesinde yer alan açıklamasında, "Doğum sonrası dönemdeki nörogelişim bozukluklarının ne zaman ve nasıl ortaya çıktığının daha iyi anlaşılması tedavi yöntemlerinin geliştirilmesine yardımcı olabilir. Beynin yapısal büyüklüğüyle ilgili değişikliklerin ölçülmesi, tedavi amaçlı müdahalelere alınan yanıtın izlenmesini kolaylaştırabilir. Yüksek nöroplastisite döneminde yapılan erken müdahale, belirlenen bozukluklarda gelecek yıllarda ortaya çıkacak ağırlaşmayı hafifletebilir" dedi. Nöroplastisite, sinir sisteminin çevresel değişikliklere ve zedelenmelere karşı nörofiziksel ve nörokimyasal uyum geliştirme yeteneği olarak tanımlanıyor. Holland, "Bulgularımız insan beynindeki en dinamik doğum sonrası büyüme evresinde, her ikisi de hızla gelişen beyin yapısı ve işlevi arasındaki ilişkinin daha derinden kavranmasına imkan veriyor" diye konuştu. Sözcü |
Posted: 26 Aug 2014 12:09 PM PDT Kanada, halen deney aşamasındaki bir aşıyı, Batı Afrika'da Ebola virüsüyle mücadelede kullanılması için Dünya Sağlık Örgütü'ne (DSÖ) önerdi. Kanada Sağlık Bakanı Rona Ambrose, DSÖ Genel Direktörü Margaret Chan'i arayarak, deney aşamasındaki aşıyı verebilecekleri konusunda teklifte bulundu. Kanada'nın elinde "VSV-EBOV" adlı aşıdan bin 500 adet bulunduğunu belirten Ambrose, bunun 800 ila bin tanesini DSÖ'ye vermeye hazır olduklarını iletti. Ambrose, "Küçük bir miktar da olsa elimizdeki bu kaynağı, böylesi şiddetli bir salgının önlenmesine katkı için sunmak istiyoruz. Umarız faydalı olur" diye konuştu. Kanada Halk Sağlığı Ajansı Başkan Yardımcısı Dr. Gregory Taylor da DSÖ'nün Ebola virüsü konusunda deney aşamasında olan ilaç ve aşıların, salgının önlenmesinde kullanılmasının etik kurallara aykırı olamayacağını açıkladığını hatırlattı. Ebola için üzerinde çalıştıkları VSV-EBOV isimli deneysel bir aşı bulunduğunu belirten Taylor, "Aşının en iyi kullanım şeklini belirlemek için global manada bir çalışma içindeyiz" dedi. Taylor, ellerindeki aşı örneğinden 10 adedinin test için Cenevre'ye gönderildiğini de sözlerine ekledi. Herhangi bir kanıtlanmış tedavi yöntemi ve aşısı bulunmayan ve bugüne kadar binden fazla kişinin ölümüne yol açan Ebola virüsü, sudan veya havadan değil hastaların vücut sıvıları yoluyla yayılıyor. Virüs, bugüne kadar daha çok hastayla temasa geçen yakınlarına ve müdahale sırasında yeterli önlem almayan sağlık personeline bulaştı. Sözcü |
Hamileler için tehlikeli olabilir Posted: 26 Aug 2014 12:07 PM PDT Bazı antibakteriyel sabunların gebeler için tehlikeli olabileceği belirlendi. ABD'de bulunan Arizona Eyalet Üniversitesi'nden bilim adamlarının araştırması, bu tür sabunların çokça içerdiği triklosan ve triklokarbon maddelerinin anne adayı ve karnındaki bebek için risk oluşturabileceğini gösterdi. Araştırmaya katılan gebelerin tümünün idrarında bu maddelerin izlerine rastlayan bilim adamları ayrıca göbek kordonu sıvısından alınan kan örneklerinde de bu kimyasalları tespit etti. Bilim adamları, hayvanların gelişimi ve üremesini olumsuz etkileyen söz konusu kimyasalların insanlarda da risk oluşturabileceğini vurguladı. Ancak bilim adamları, bu maddelerin bulunduğu ürünlerin kullanımının kesilmesi halinde triklosan ve triklokarbonun vücuttan kolayca atılabileceğine dikkati çekti. Daha önce yapılan bazı araştırmalar, bu kimyasalların giderek artan bir kamu sağlığı sorunu olan antibiyotik direncini artırabileceğini göstermişti. Triklosan ve triklokarbon, antibakteriyel sabunlarda ve evde kullanılan temizlik ürünlerinde en fazla bulunan kimyasallar. Araştırmanın sonuçları San Francisco'da düzenlenen Amerikan Kimya Derneği'nin kongresinde sunuldu. Sözcü |
Hamas İsrail ile kalıcı ateşkesi kabul etti Posted: 26 Aug 2014 12:05 PM PDT Filistinli kaynaklar, Mısır arabuluculuğunda gerçekleşen görüşmelerde, "İsrail ile Gazze arasında kararlaştırılan ateşkesin" bu akşam başlayacağını açıkladı. Gazze'deki Hamas sözcüsünün yaptığı açıklamaya göre; İsrail ve Filistin arasında kalıcı ateşkes için anlaşmaya varıldı. Resmi açıklamanın bugün Mısır'da yapılması bekleniyor. AFP ajansına konuşan ve isminin açıklanmasını istemeyen yetkili, "Bir süredir devam eden görüşmeler sonucunda kalıcı ateşkes üzerinde anlaşmaya varıldı. Bu, Gazze'ye yönelik ablukaya son verilmesi ve Gazze'nin talepleriyle ihtiyaçlarının karşılanması için garanti sağlanması anlamına geliyor" dedi. İSRAİL ATEŞKESİ KABUL ETTİ İsrail tarafından konuyla ilgili yapılan açıklamada İsrail, Mısır'ın Gazze ateşkes teklifini kabul ettiğini açıkladı. Sözcü |
Posted: 26 Aug 2014 12:05 PM PDT Başkan Barack Obama, emekli askerler tarafından kurulan Amerikan Lejyonu'nun yıllık kongresinde konuştu. Başkomutan olarak Amerikan halkının güvenliği beni birinci önceliği olduğunu dile getiren Obama, bu yüzden IŞİD'in ilerlemesi karşısında oradaki Amerikan diplomatların korunması adına hava saldırısı emri verdiğini söyledi. Obama konuşmasında, Amerikan muharip birliklerinin Irak'a bir daha dönmeyeceğinin altını çizdi. IŞİD'e yönelik yine sert ifadeler kullanan Obama, Amerikalılara zarar veren kişilerin yakalanması için ne gerekiyorsa yapacaklarını söyledi. Obama, "Kendi insanlarımızı korumamız ve topraklarımızı savunmamız gerektiğinde doğrudan harekete geçmeye devam edeceğiz." şeklinde konuştu. Öldürülen Amerikalı gazeteci James Foley'in intikamını alacaklarını kaydeden Obama, "İnsanlarımıza zarar veren kişilere mesajımız net. Amerika unutmaz, gücümüz her yere ulaşır, sabırlıyız, adalet yerine getirilecek." dedi. Son olarak IŞİD gibi gibi bir kanserin kökünün kazınmasının kolay ve hızlı olmayacağını dile getiren Obama, bölgedeki ülkeleri IŞİD'le mücadele için koalisyon kurmaya çağırdı. Obama, "Iraklıları bu barbar teröristlerle savaşırken desteklemek adına çok yakın müttefiklerimiz dahil bölgedeki ülkeleri bir uluslararası koalisyon kurmaya teşvik ediyoruz." şeklinde konuştu. Sözcü |
Barzani: İran bize silah veren ilk ülkelerden biri Posted: 26 Aug 2014 12:00 PM PDT Irak'taki son gelişmeleri takip etmek üzere Erbil'e gelen İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, Irak Mesud Barzani ile görüşmesinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Barzani, radikal selefi IŞİD örgütünün hezimete uğradığını, IŞİD'i bitirmek şerefinin ise Kürt topraklarında ve Kürt halkına nasip olacağını söyledi. İran'ın Kürt yönetimine verdiği destekten dolay Cevad Zarif'e teşekkür eden Barzani, iki tarafın ilişkileri daha da sağlamlaştığını vurguladı. IŞİD'in Musul Barajı'nı yeniden ele geçirdiği ve 200 civarında Peşmerge'yi esir aldığı iddiasının sorulması üzerine Barzani, "Bu haberlerin doğruluk payı yok. IŞİD her yerde hezimete uğramıştır. Bölgelerin çoğu IŞİD militanlarından temizlemiştir ve temizlemeye devam edeceğiz." şeklinde konuştu. Sözcü |
Posted: 26 Aug 2014 11:57 AM PDT Roma'da yayınlanan İl Tempo gazetesi İtalyan gizli servisi kaynaklarına dayandırdığı haberinde IŞİD'in Papa'yı "Sahte gerçeklerin yaymacısı" olmakla suçlayarak tehdit ettiğini yazdı. Vatikan üst düzey yerel yönetimiyle ilgili haberleri yayınlamakla ünlü İl Tempo gazetesinin haberinde İtalyan gizli servisinin Vatikan Jandarmasını Papa'ya yönelik bir suikast tehdidine karşı uyardığı bilgisi yer alıyor. IŞİD'in tehditi sonrası dünyanın çeşitli ülkelerinden gizli servis birimlerinin Papa Francisco'yu korumak için Vatikan'a geldikleri bilgisinin de aktarıldığı haberde "Kendini İslam Devletinin halifesi ilan eden El Bagdadi öncülüğündeki İslamcı köktendinci grup, Avrupa ve İtalya'ya saldırarak şiddetinin dozunu artırma arayışında" ifadeleri kullanıldı. Gazetenin haberinde ayrıca son aylarda 50′den fazla İtalyan gencin İslam uğruna savaşmak için Suriye ve Irak'a giderek İŞİD'e katıldığı bilgisi de yer aldı. Papa Francisco birçok kez IŞİD'in saldırılarını kınayarak Ezidiler başta olmak üzere Irak'taki Hristiyanların yaşadıkları drama dikkat çeken açıklamalarda bulunmuş ve Hristiyan mülteciler yararına kullanılmak üzere kişisel hesabından bir milyon dolarlık bağışta bulunmuştu. Sözcü |
ABD’den kritik IŞİD açıklaması Posted: 26 Aug 2014 11:55 AM PDT ABD Genelkurmay Başkanı Martin Dempsey, terör örgütü Irak Şam İslam Devleti'nin (IŞİD), ülkesine yönelik doğrudan bir tehdit haline gelmesi durumunda örgütün Suriye'deki uzantısına karşı harekete geçeceklerini açıkladı. Afganistan'ı ziyaret edecek Dempsey, uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada, "Irak'taki IŞİD militanlarının, ABD topraklarına doğrudan tehdit haline geldiğine karar verirsem, ABD ordusunun Suriye'de örgüte karşı doğrudan harekete geçmesini tavsiye ederim" dedi. Dempsey, öte yandan IŞİD'in hala bölgesel bir tehdit oluşturduğuna, ABD'de veya Avrupa'da saldırılar düzenleme ya da planlama kabiliyetine sahip olmadığına inandığını ifade etti. Martin Dempsey, IŞİD'in bozguna uğratılmasında, Türkiye, Ürdün ve Suudi Arabistan dahil olmak üzere bölgede kilit öneme sahip müttefiklerin ABD'ye destek vereceklerine yönelik inancını da dile getirdi. ABD Genelkurmay Başkanı Dempsey, "IŞİD'in çok acımasız olduğu ve kendisini, sözünü ettiğim herkesi açıkça tehdit eden, radikal dinci bir meşruiyete sarmaladığı kanısındayım" diyerek, bölgedeki müttefiklerinin bu mücadeleye gönüllü olarak ortaklık edeceklerini düşündüğünü söyledi. IŞİD ile, ABD'de ve Avrupa'da saldırılar planlayan ve saldırılara teşebbüs eden, merkezi Yemen'de bulunan El Kaide örgütü arasında karşılaştırma yapan Dempsey, şu ana kadar IŞİD'in, "ABD topraklarına karşı aktif bir saldırı planıyla meşgul olduğuna" dair herhangi bir işaret bulunmadığını, bunun Yemen'de gördüklerinden farklı bir durum olduğunu ifade etti. Martin Dempsey, "Suriye içinden bir tehditin olması halinde, bununla ilgilenmeleri yönünde güçlü tavsiyede bulunacağını açıklıkla ve net bir şekilde söyleyebileceğini, ABD Başkanı Barack Obama'nın da bu sorunu halledeceğine güvenin tam olduğunu" söyledi. ABD Genelkurmay Başkanı Dempsey, Irak'ta düzenledikleri hava saldırılarının, direnişçilerin hızının kesilmesine yardım ettiğini, "IŞİD'in çok güçlü veya zapt edilemez olduğu" yönündeki inanışı yıktığını bildirdi. Sözcü |
You are subscribed to email updates from Sözcü Haber To stop receiving these emails, you may unsubscribe now. | Email delivery powered by Google |
Google Inc., 20 West Kinzie, Chicago IL USA 60610 |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder