Sözcü Haber |
- İzmirlilerden Ata’ya Saygı!
- Kemalizm, Emperyalizmle Hesaplaşmanın Adıdır
- ‘AKP üniversiteleri’ kuruluyor!
- Deniz Gezmiş'in 10 Kasım çağrısı
- ‘Game of Thrones’ askeri lisede yasak
- O madenin sahibi: Suçlu devlet
- Yeteri kadar TOMA alındı!
- İşte yeni havalimanı kıyımı: Binlerce ağaç yok oldu!
- Artık her 50 kişiye bir gaz bombası düşecek
- Cemaati terör örgütlerine benzetti
- Gülen TSK içindeki yapıyı henüz devreye sokmadı
- Atatürk’e ‘Yezid’ diyemedi ‘Dersim’e Kerbela dedi
- Atatürk’ü anma satranç turnuvası
- Kitle örgütleri 10 Kasım’a çağırdı
- Yeni mezunlar dikkat!
- IŞiD'e ağır darbe
- PKK üstlendi!
- "Cep" tarifelerinde kafa karışıklığı sona erecek
- Her Yer Mustafa Her Yer Kemal
- Cep telefonunda en pahalı ülke Türkiye
- ABD ülkelere baskı yapıyor
- Erdoğan, atı bu kez sevmekle yetindi
- Vatandaşın parasıyla kalkmışsın kendine saraylar yapıyorsun
- Alevi’nin hakkı sadece aşure
- Şırnak Belediyesi Türkçe isimleri Kürtçe yapıyor
Posted: 09 Nov 2014 03:03 PM PST İzmirliler 9 Kasım 2014 tarihinde saat 14.00'de Alsancak Limanı önünde toplanarak, ''Ata'ya Saygı Yürüyüşü'' yaptı. Bazı İzmir milletvekilleri ve belediye başkanlarının da katıldığı yürüyüş, 1. Kordon üzerinde Cumhuriyet Meydanı'nda son buldu. Yürüyüş boyunca, Mustafa Kemal'in Askerleriyiz, Vatan Sana Canım Feda, Ne Mutlu Türküm Diyene'' sloganları atıldı. Yürüyüş devam ederken, topluca Andımızın da okundu. Cumhuriyet Meydanı'nda İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu konuşma yaptı. Konuşmasında, ''Büyük Atatürk, her ne kadar seni ve ilkelerini unutturmaya çalışsalar da İzmirliler olarak, unutmayacağız, unutturmayacağız'' dedi. Halk oyunları ekibinin gösterisi ile son bulan etkinlik, katılımcıları coşturdu. Haber ve fotoğraf : Osman Gazi OKTAY |
Kemalizm, Emperyalizmle Hesaplaşmanın Adıdır Posted: 09 Nov 2014 02:57 PM PST Batılı emperyalistlerin mazlum uluslara biçtiği kadere, sömürgeleştirmeye başkaldıran, ezilen Dünyanın İlk Bağımsızlık Hareketini gerçekleştiren, Türk ulusunu "emperyalizm ve kapitalizm tahakkümünden ve zulmünden kurtararak, idare ve hâkimiyetin hakiki sahibi" kılan, ortaçağ karanlığını yırtıp toplumu aydınlığa kavuşturan, Mustafa Kemal Atatürk'ün bedensel varlığının aramızdan ayrılışının 76. Yılındayız. Atatürk'ün bize bıraktığı düşünsel yol haritasının adı "Kemalizm'dir. Kemalizm; temel ilkesi emperyalizme karşı tam bağımsızlık olan bütünlüklü bir devrimci mücadelenin programıdır. Bu program, emperyalizme, gericiliğe, bölücülüğe ve emperyalist sistemden kopuş amacından dolayı liberal kapitalizme karşı direnişin, batılılaşmadan/batıcılıktan kopuşun adıdır. Yani Kemalizm, Türk devrimidir. Tam bağımsızlıktır. Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Laiklik, Devletçilik, Halkçılık ve Devrimciliktir. Akıl ve bilim ilkeleri doğrultusunda çağdaşlaşmaktır. Kendi tarihinden beslenmek, kendi diline sahip çıkmaktır. İnsan sevgisi, doğa dostluğu ve barışseverliktir. Ulusal kültürle evrensel uygarlığa katkı sunabilmektir. Atatürk'ün ifadesiyle, "Bizi mahvetmek isteyen emperyalizme ve bizi yutmak isteyen kapitalizme başkaldırabilmektir". Kemalizm, Yeni Sevr'in eşiğine sürüklenmiş Türkiye'de devrim yapma kararlılığının adıdır. Kemalizm; "Kahredici bir istibdada karşı ancak ihtilalle cevap vermek ve köhnemiş olan çürük idareyi yıkmak, milleti hâkim kılmak, hülasa vatanı kurtarmak için sizleri vazifeye davet ediyorum" diyebilmenin, emperyalist yağmacıların işgallerine karşı "Ya İstiklal, Ya ölüm" kararlılığı ile ayağa kalkmaktır. İşte tam da bu nedenlerle Tam bağımsızlığı, ulusal egemenliği "bir ulusun tutsak yaşamaktansa yok olmasının daha iyi olacağını" inanç ve kararlılıkla savunan bu siyasal anlayışın amaçları, hedefleri, ilkeleri çarpıtılıp saptırılarak "Yeni Atatürkçülük" yaratıldı. Yeni Atatürkçülük, Atatürkçülere yalnızca laikliği, çağdaşlığı savunan, düzenin uslu vatandaşları olmaktan fazla bir rol biçmez. Yeni Atatürkçülük, mandacılığın, emperyalizme uşaklığın, masonluğun diğer adıdır. Türkiye'de halkın bağımsızlık ve demokrasi mücadelelerine karşı düzenlenen Amerikancı darbeler bile çıkıp hareketlerini Atatürkçülük ile açıkladılar. Ülkemiz ABD'nin AB'nin uydusu haline getirilip, ekonomisi çökertilirken, emperyalizmin vurucu gücü NATO'ya bağlılık yeminleri edilirken' de Atatürkçülük bahane edildi. Kuran Kursları, İmam Hatipler açılıp, Türk-İslam sentezi devletin resmi ideolojisi haline getirilirken de, tarikatlar iktidara taşınırken de bunları yapanların " Atatürkçü" oldukları algısı yerleştirildi halkımızın zihinlerine. Bu özünde "Cumhuriyet yıkıcılığının ideolojik olarak aklanmasıdır" Başına "Atatürk" eklemlenerek yıkım meşrulaştırılmıştır. Böylece; Atatürk'ün kurduğu devrimci Cumhuriyet, yozlaşıp yerini emperyalizme bağımlı, gerici bir düzene bıraktı. Bu noktaya Cumhuriyet resmen yıkılmadan, ama tüm temel devrimci-halkçı- bağımsızlıkçı özü ve nitelikleri terkedilerek gelindi. Bu karşıdevrim sürecinde, egemen güçler, Atatürk'ü bambaşka bir kılığa soktular. Büyük bir asker, devletin kurucusu, büyük bir devlet adamı ve bugünkü devletin simgesel otoritesi olmanın ötesine geçemeyecek yeni bir kılıktı bu. Düzenin egemenleri, Atatürk'ü basit bir "devlet kurucusu" niteliğine indirgeyerek hem kendi soyguncu ve köhne düzenlerine halkın gözünde meşruluk sağlamaya, hem de Atatürk'ün devrimci pratiğinin ülkemize tuttuğu ışığı karartmaya yöneldiler. Ancak Atatürk'ün fikirlerinin çarpıtılması, yalnızca onu istismar etmek isteyenlerin suçu değildir. Kendine Atatürkçüyüm diyen pek çok kesim de düzenin izin verdiği ölçüde bir "Atatürkçülüğe" razı olarak bu suça ortak oldular ve olmaktalar. Böylece Atatürkçülük siyasi niteliğinden tamamen arındırıldı. Atatürk ise, siyaset üstü bir "tabu" haline getirildi. Mustafa Kemal yalnızca emperyalizmin kuklası vatan hainlerine karşı değil, manda ve himayeyi savunan inançsız kişilere karşı da mücadele vermiştir. Türk devrimi, emperyalizmle girdiği en sert hesaplaşma dönemlerinde, her zaman karşısında gerici –bölücü ayaklanmaları ve şeriatçı hareketi bulmuştur. Laik devrimlerin en kökten uygulandığı dönemler, emperyalizmden kopulduğu ve gericiliğin ekonomik altyapısının zayıfladığı dönemlerdir. Emperyalizme bağımlılık ise Türkiye'de gericiliği ve bölücülüğü hortlatmıştır. Ve bugün Mustafa Kemal'in makamını, Mustafa Kemal ve mücadele arkadaşlarının kurdukları Meclisi, Onların sindirdikleri, yeraltına gönderdikleri Orta çağcı güçler işgal etmiş durumda. Çok büyük bedeller ödeyerek inlerine gönderdiğimiz emperyalistler, bugün artık ellerini kollarını sallayarak giriyorlar ülkemize Mustafa Kemal Atatürk ün "Türkiye bir maymun değildir ve hiçbir milleti taklit etmeyecektir. Türkiye ne Amerikanlaşacak, ne Batılılaşacak, o sadece özleşecektir" öngörüsünü görmezden gelen, köklerini bilmeyen veya reddeden, Kuvayı Milliye bilincinden yoksun Kimi sözde Atatürkçü Mandacılar ve liberal solcular, bilerek veya bilmeyerek emperyalist batıya/batıcı sömürgecilere hizmet etmektedirler. Sömürgeciliğin en azgın olduğu coğrafyalarda Batılılaştırma hareketleri de sömürgeciler tarafından en vahşi şekilde uygulanmıştır. Afrika ve Amerika'da dilleri, dinleri ve kültürlerini yitiren topluluklar İngilizce konuşarak ve Hristiyanlaşarak "sahiplerinin" mertebesine yükselememişlerdir. Tersine sömürü daha da içselleştirilmiş, bu halkların bağımsız birer ülke haline gelmeleri için önemli bir potansiyel olan kültürel ve milli varlıkları ortadan kaldırılmıştır. Dünyanın bugün en geri kalmış ülkelerinin buraları olması da şaşırtıcı değildir. Atatürk'ün aramızdan ayrılışının 76. Yılında, Birinci Ulusal Kurtuluş Savaşı yıllarına göre durum daha vahim. Karşıdevrimci cephe AB-D Emperyalist canavarlarının yanında yerli Para babaları (TÜSİAD, TİSK, TOBB, MÜSİAD), Orta çağcı-Şeriatçı Tayyipgiller, satılmış, devşirilmiş medya kalemşorları, gaflet ve dalalet içine düşerek AB-D yolunu savunan, farkında olmadan solculuk yaptığını sanıp bu cephenin içinde yer alan Sahte Solcular, hainliğinden AB-D kucağında gönüllü yer alan Sorosçu uşaklarla, daha da genişlemiş durumda. Karşıdevrimci cephe Öylesine örgütlendi ki, azınlık olmalarına rağmen çok büyük bir güçmüş gibi görünüyorlar. Artık pervasızlar. Mustafa Kemal ve Birinci Kuvayı milliyecilerin kapattıkları tekke ve zaviyelerin açılmasına, 29 Ekim'in, 19 Mayıs'ın kutlanmasına, 10 Kasım'da törenler yapılmasına yasaklar koymaya kadar vardırdılar işi. Ne yazık ki Mustafa Kemal'in bedence aramızdan ayrılışının 76. Yılında bu hain amaçları doğrultusunda büyük kazanımlar elde ettiler, Bu nedenle Verilen bu mücadele; Çanakkale'de, Sakarya da, İnönü de, Dumlupınar'da, menemende, Tunceli'de verilen Kemalist devrim mücadelesinin günümüzdeki adıdır. Verilen bu mücadele, yalnız Ülkemizdeki birkaç kendini bilmez "Piyon" ve "Taşeron" parti ile yapılan mücadele değil, aynı zamanda "Bizi mahvetmek isteyen emperyalizme karşı ve bizi yutmak isteyen kapitalizme karşı" verilen bir mücadeledir. Bu amacı gerçekleştirmek için, Soylu Türk ulusu Haziran direnişinde, 29 Ekimlerde,19 Mayıslarda yüksek bir azim ve Kararlılıkla ayağa kalkmıştır. Yıkım sürecinin dolaylı destekçiliğine, piyon ve taşeronluğuna soyunmuş olanlara bir kez daha çağrı yapıyoruz. "Kemalist devrim; Sicilli Cumhuriyet düşmanları ile işbirliği yaparak, onlara ödün verilerek savunulmaz! Kemalist devrim; her türlü gericilikle, Gericiliği besleyen iç ve dış ihanet cepheleriyle kararlılıkla, ödünsüz savaşarak savunulur" İşte bu "ahval ve şerait" içinde dahi, ulusal uyanışı gerçekleştirip, milli cepheyi kuracak ve ulusumuza dayatılan "Büyük Ortadoğu Projesini " yırtıp Sevr'in yanına, tarihin çöplüğüne atacağız. Kemalist Devrimi yeniden inşa edeceğiz. Kemalist Cumhuriyeti, etrafını saran ayrık otlarından temizleyeceğiz. Emperyalizme karşı ilk ulusal kurtuluş hareketini gerçekleştiren, Müslümanların namusunu, ezilen halkların onurunu kurtaran Mustafa Kemal Atatürk'ü kalbimizin durduğu bugün 10 Kasım'da saygı ile anıyor... Arıyoruz... Mahmut ÖZYÜREK |
‘AKP üniversiteleri’ kuruluyor! Posted: 09 Nov 2014 10:30 AM PST Eğitim İş Genel Başkanı Veli Demir, TÜRGEV tarafından İstanbul'da kurulacak olan "İbni Haldun Üniversitesi ile Türkiye Uluslararası İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi hakkında "Kurulmaya çalışılan 'devlet üniversitesi' değil 'hükümet üniversitesi'dir dedi. Türkiye Uluslararası İslam, Bilim ve Teknoloji Üniversitesi, İbn-i Haldun Üniversitesi ve İstinye Üniversitesi'nin kurulmasını öngören kanun tasarısı AKP oylarıyla Meclis komisyonundan geçti. Tasarı çerçevesinde Bilal Erdoğan'ın başında olduğu ve 17-25 Aralık yolsuzluk soruşturmalarıyla gündeme gelen TÜRGEV tarafından İstanbul'da İbni Haldun Üniversitesi kurulacak. Tasarıya göre yine İstanbul'da Türkiye Uluslararası İslam, Bilim ve Teknoloji Üniversitesi adıyla bir üniversite kurulması öngörülüyor. Veli Demir, TÜRGEV ve benzeri kurumlar yoluyla çağdaş, bilimsel, laik eğitim sisteminin yerine cinsiyet temelinde örgütlenmiş hurafelerle dolu eğitim anlayışı yerleştirilmek istendiğini belirtti. Kurulması öngörülen üniversitelerde daha önce hiçbir devlet üniversitesinde kullanılmayan "Türkiye" isminin kullanılacak olmasını büyük bir çelişki olarak yorumlayan Demir, "İslami ilimlerle ilgili eğitim vereceği düşünülen bu devlet üniversitesi, pozitif bilimlerin okutulacağı fakültelerin örgütlenmesine neden ve nasıl girişecektir? Örneğin, İslam Üniversitesinde kurulacak bir Hukuk Fakültesi, hangi hukuk mantığına göre yapılandırılacaktır? Modern Hukuk ve İslam Hukukunun ters düştüğü konularda nasıl bir tutum takınılacaktır? Benzeri birçok soru yanıt beklerken, yaşadığımız deneyimlerin nasıl sonuçlar doğuracağını tahmin etmek hiç de zor görünmemektedir. Kurulmaya çalışılan 'devlet üniversitesi' değil 'hükümet üniversitesi'dir. Bu girişim açık Anayasa ihlalleri içermektedir" diye konuştu. Aydınlık |
Deniz Gezmiş'in 10 Kasım çağrısı Posted: 09 Nov 2014 09:30 AM PST Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının, 1 Kasım 1968'de Samsun'dan başlayan, 10 Kasım'da Ankara'da Anıtkabir'de sonlanması planlanan "Mustafa Kemal Yürüyüşü"nde Türk Halkına yapılan çağrısı'dır. Ve bugün aynı çağrı tekrarlanmaktadır. 10 Kasım'da Anıtkabir'de. İşte Deniz Gezmiş'in halka yaptığı o çağrı: Büyük Türk Milleti! Atatürk için toplanalım! Mustafa Kemal'in Milli Kurtuluş idealini yaşatmak için, Mustafa Kemal devrimine saldıran karanlık güçlere dur demek için, Milletçe yabancı uşaklığına düşmekten kurtulmak için, Tam bağımsız geçekten demokratik Türkiye için, Gazi Mustafa Kemal'in Milli Kurtuluşçu saflarında toplanalım.! Yaşasın Türkiye! Yaşasın yarının bağımsız Türkiyesi için mücadele! Ulusalkanal |
‘Game of Thrones’ askeri lisede yasak Posted: 09 Nov 2014 08:30 AM PST Askeri liselerde dil eğitimi için izlettirilen, "Game of Thrones" (Taht oyunları) dizisi yasaklandı. Cumhuriyet Gazetesi'nin haberine göre, Askeri liselerde dil eğitimini pekiştirmek için izlettirilen yabancı dizilere de sınırlama getirilen bir yönetmelik yayımlandı. Yönetmeliğe göre "pornografi, cinsel sömürü" içerdiği gerekçesiyle "Game of Thrones" benzeri dizilerin okullarda izletilmesine izin verilmeyecek. 2012 yılında da "Game of Thrones" dizinin Maltepe Askeri Lisesi'nde öğrencilere izletilmesi üzerine, 2 albay, 1 kadın yarbay ve 1 yüzbaşı hakkında "Cinsel istismar ve Türklüğe hakaret" soruşturması açılmış ve 4 rütbeli ordudan uzaklaştırılmıştı. DİN DERSLERİ ASKERİ OKULDA Öte yandan yapılan bir başka yönetmelik değişikliğiyle de "Temel dini bilgiler, Kuranıkerim ve Hz. Muhammet'in hayatı" gibi seçmeli derslerin askeri okullarda okutulmasının yasal altyapısı kuruldu. Yeni yönetmelik ile sözlü sınavlar da kalktı ve bunun yerini "performans sınavları" kavramı aldı. Aydınlık |
O madenin sahibi: Suçlu devlet Posted: 09 Nov 2014 07:37 AM PST Ermenek'teki facianın ardından bugün teslim olan madenin sahibi avukatı aracılığıyla yaptığı açıklamada, "suçlu devlet" dedi. Ermenek'teki madenin sahibi Saffet Uyar, avukatıyla Ermenek Adliyesi'ne geldi. Uyar'ın avukatı yaptığı açıklamada, "Suçlu devlet" dedi. Avukat Şeref Han, 'Kimdir sorumlusu, ben size bir ipucu vereyim mi? Madende yerin altında kömürü çıkarmak için hayatını veren işçisi bilmiyorsa, mühendisi bilmiyorsa, işvereni, patronu bilmiyorsa kim biliyor. 1995- 97 yılında orada kimin üretim yaptığını, kimin üretim planladığını, üretim planlarının kime verildiği niye oradaki mevcut işletmeci de eskiden yapılan imalatların imalat planları, imalat haritaları yok. 'diye konuştu. Habersol |
Posted: 09 Nov 2014 07:35 AM PST İçişleri Bakanı Efkan Ala, "TOMA'ların toplumsal olaylarda zafiyete düşülmeyecek şekilde, yeteri kadar satın alındığını" söyledi. CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka'nın soru önergesini yanıtlayan İçişleri Bakanı, toplumsal olaylara müdahale aracının (TOMA) toplumsal olaylarda zafiyete düşülmeyecek şekilde, yeteri kadar satın alındığını, illerin ihtiyaçlarına göre tahsis edildiğini söyledi. İçişleri Bakanı, "gelişmiş tüm modern ülkelerde kullanılan TOMA'ların olayların yoğun olarak yaşandığı yerlerde, kamu düzeni/güvenliğini tehlikeye düşürecek, şiddet içerikli ve kanuna aykırı eylemlere müdahale etmek amacıyla bekletildiğini" dile getirdi. ANKA |
İşte yeni havalimanı kıyımı: Binlerce ağaç yok oldu! Posted: 09 Nov 2014 07:33 AM PST Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geçtiğimiz günlerde "dev proje, hazımsızlık yapıyorlar" dediği üçüncü havalimanına ilişkin ortaya çıkan yeni kareler çevre katliamının boyutlarını da gözler önüne serdi. Gelen tüm tepkilere ve yargı kararlarına rağmen devam eden üçüncü havalimanı kıyımı sürüyor. Havalimanı inşaatından ortaya çıkan son kare, kıyımın boyutuu da gözler önüne serdi. 'Hazımsızlık' demişti Bu kıyıma yönelik tepkilere geçtiğimiz gün yaptığı açıklamayla tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bakıyorsunuz bazı hazmedemeyenler kenarda, köşede bir şeyler yazıp çiziyorlar. 'Bu projeden vazgeçilme düşünceleri var' gibi şeyler yazıp, çiziyorlar. Hazımsızlık çok kötü. Oturdu mu bir daha halledemezler. Onun için bunların ani, acil operasyonlara ihtiyacı var. Çünkü 'bir ülkenin evladıyım, o ülkenin vatandaşıyım' diyenlerin, atılan bu tür adımlara karşı bir hazımsızlık yaşaması hakikaten anlaşılabilir değildir" ifadelerini kullanmıştı. Habersol |
Artık her 50 kişiye bir gaz bombası düşecek Posted: 09 Nov 2014 07:31 AM PST Emniyet Genel Müdürlüğü 2015 yılında bir buçuk milyondan fazla gaz ve ses-ışık bombası almayı hedefliyor. Bu alımlarla birlikte Türkiye'de her 50 kişiye bir gaz bombası düşecek. Gezi eylemleri ile birlikte gaz bombası kullanma rekoları kıran AKP, şimdi de Türkiye'de her 50 kişiye bir gaz bombası düşecek şekilde gaz bombası alımı yapacak. Emniyet Genel Müdürlüğü Güvenlik Dairesi Başkanı Arif Çankal'ın 20 Ekim'de imzaladığı teknik şartnamelere göre polis güçlerinin 2015'teki mühimmat ihtiyacı 1 milyon 431 bin 615 adet göz yaşartıcı gaz fişeği, 77 bin 400 ses-ışık fişeği ve 5 bin sis el bombası olarak belirlendi. Polis güçleri Gezi eylemlerinde üç haftada 130 bin gaz fişeği kullanmıştı. BirGün gazetesinden Onur Erem'in haberine göre, 2015 için alınacak gazlar Gezi'de kullanılan gaz miktarının yaklaşık 12 katına denk geliyor. Gaz fişeklerinin fiyatı üreticiden üreticiye göre değişse de ortalama 11-17 dolar aralığında. Türkiye bu gazlar için toplam 40-60 milyon TL arası bir para ödeyecek. Yeni gaz fişeklerinin dört farklı tipi olacak. Farklı tiplere göre alınacak gaz fişeği miktarları ise şöyle: 600 bin adet Tip-1 37/38 milimetrelik göz yaşartıcı gaz fişeği: İçindeki CS oranı yüzde 20 ile 25 arasında olacak. Kimyasal madde miktarı (CS, yakıcı madde ve diğer kimyasallar) en az 90 gram olacak. Fişek en az 120 metre mesafeye atılabilecek. 57 bin 300 adet Tip-1/A beş odacıklı 37/38 milimetrelik göz yaşartıcı gaz fişeği: İçinde beş ayrı gaz odacığı bulunacak. Bu odacıklar fişek ateşlendikten sonra ayrılıp birbirlerinden bağımsız olarak içerisindeki gazı yayma özelliğine sahip. Odacıklar fişekten ayrıldıktan sonra 50 metrelik alan içinde dağılma gösterecek. İçindeki CS oranı yüzde 20 ile 25 arasında, kimyasal madde miktarı en az 80 gram olacak, 75 metre uzağa ateşlenebilecek. 374 bin 315 adet Tip-1/B üç odacıklı 37/38 milimetrelik göz yaşartıcı gaz fişeği: İçinde üç ayrı gaz odacığı bulunacak. Fişek ateşlenince birbirinden ayrılacak bu odacıklar 40 metrelik bir alana yayılacak. İçindeki CS oranı yüzde 20 ile 25 arasında, kimyasal madde miktarı en az 80 gram olacak, 75 metre uzağa ateşlenebilecek. 400 bin adet Tip-2 40 milimetrelik gaz fişeği: İçindeki CS oranı yüzde 20-25 arasında olacak, yakıcı ve kimyasal madde toplamı en az 90 gram olacak, 120 metre mesafeye atılabilecek. Bu fişeklerin ortak özellikleri ise şöyle: 2-3 saniye içinde gaz yaymaya başlayacak, 20-35 saniye arasında bütün içeriğini salacak olmaları. Fişeklerin toplam ağırlığı en fazla 250 gram olacak. Yere yedi metre yükseklikten çarptırılıp kullanılabilecek. Kovanın dışı alüminyum veya aynı sertlikteki bir malzemeden olacak, ısıya dayanacak. 77 bin 400 Tip-4 ses-ışık fişeği: 3-5 gram arasında patlayıcı içerecek. Fişek patladığında 170-180 desibel ses, 5-8 milyon mum ışığı parlaklığa sahip olacak. Atıldıktan sonra 2-3 saniye içinde patlayacak. Ağırlığı en fazla 220 gram olacak. Fişekler -25 derece ile 50 derece arasında çalışabilir özellikte olacak. 5 bin sis el bombası: İçinde beyaz renkli yoğun duman perdesi oluşturabilecek terephthalic acid (TPA) veya 9-10 antrakinon olacak. 1-3 saniye içinde gaz yaymaya başlayıp 30-55 saniye arasında gazı salacak. En fazla 400 gram olacak, -25 ile 50 derece arasında çalışabilecek. Raf ömrü 5 yıl olacak. ALIM GÖRÜŞMELERİ BAŞLADI Emniyet Genel Müdürlüğü ve ithalat-ihracat firmaları ekim sonunda imzalanan şartnamelerin ardından kimyasal silah üreticisi şirketlerle ilişkiye geçerek gaz tedariki için görüşmeler yapmaya başladı. İlk aşamada tedarikin yaklaşık 500 bininin Güney Kore'deki Daekwang Kimyasal Şirketi'nden yapılması planlanıyor. Sene içindeki ek alımlarla birlikte sayının iki milyona kadar çıkması da mümkün. Diğer alımların ise Brezilya'daki Condor, ABD'deki NonLethal Technologies, Çin'deki Hubei NanXing Chemical ve Norinco'dan yapılması gündemde. Koreli Daekwang'ın Türkiye ve Bahreyn gibi ülkelere kimyasal gaz satışı 2013 yılında Kore kamuoyunda tepki yaratmıştı. Bahreynli bir sivil toplum heyetinin Kore'ye ziyareti sonrasında konu Kore meclisine taşınmış ve sevkıyatlar iptal edilmişti. Bu yüzden Daekwang ve Türkiye'deki ithalat partnerlerinin tepki çekmemek için sevkıyatı üçüncü bir ülke üzerinden yapmayı planladığı iddia ediliyor. Habersol |
Cemaati terör örgütlerine benzetti Posted: 09 Nov 2014 07:27 AM PST Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Cemaat'in yurtdışındaki işleyişini çok çarpıcı sözlerle aktardı. Bozdağ, Cemaat'in yurtdışındaki Türkiye aleyhine yaptığı lobi faaliyetlerini terör örgütlerinin yöntemlerine benzetti. Adalet Bakanı Bozdağ "Eskiden DHKP-C, PKK gibi terör örgütleri, yurtdışında Türkiye aleyhinde propaganda yapanlara destek veriyordu, bunu yapmaya devam ediyorlar. Bunlara bir de 17 Aralık'tan sonra Fethullah Gülen'e bağlı bazı kişiler eklendi. Parlamentolara gidip, lobicilik yapıyorlar; günün tamamında bir ibadet saikiyle, Türkiye aleyhine bir açıklama alabilir miyiz diye çalışıyorlar. Bunu başardıklarında kendilerini muzaffer bir komutan gibi hissediyorlar" dedi. Sabah'tan Ali Ünal'a konuşan Bozdağ, AB Komisyonu'nun eski genişleme ve komşuluk politikasından sorumlu üyesi Stefan Füle ile yaptığı sohbetinin detaylarını anlattı. Bozdağ, " Füle'yle görüşmemizde şunu söyledim: Siz bir bakansınız ve müsteşarınıza talimat veriyorsunuz. Bu talimatı müsteşarınız, bağlı olduğu bir kişiyle istişare ediyor. O kişi beğeniyorsa hemen yapıyor, beğenmezse 'zamana yay ve bakana unuttur' diyor. Siz bakan olsanız ne yaparsınız? Kendisi de bana kendi ülkesinden Komünizmden geçiş sürecinde yaşanan bir hadiseden örnek verdi, 'gereğini yaparım' dedi. Haliyle bizim mücadelemize de hak verdi" diye konuştu. Odatv |
Gülen TSK içindeki yapıyı henüz devreye sokmadı Posted: 09 Nov 2014 07:22 AM PST Aydınlık gazetesi Fethullah Gülen'e ilişkin soruşturma dosyasını yayınlamaya devam ediyor. Gazete bugün yıllarca Gülen'İn yakınında olan, soruşturma açıldıktan sonra tanık olarak ifade veren Latif Erdoğan'ın ifadesinin devamını yayınladı. Can Özçelik'İn haberine göre Fethullah Gülen soruşturmasında tanık olarak ifade veren Latif Erdoğan, cemaatin bundan sonraki hamlesini açıkladı. Erdoğan, asker içindeki yapılanmanın harekete geçebileceğini söyledi. Gülen'in kişiliği ile ilgili bir ayrıntıyı dile getiren Erdoğan, Gülen'in kendisini mesih ilan edenleri desteklediğini anlattı 40 YILDIR ÇALIŞMA YAPIYORLAR İfade kapsamında Latif Erdoğan'a, Fethullah Gülen'İn Cemaat'in eylemlerinde dahlinin olup olmadığı ve Cemaatinin bundan sonraki hamlesiyle ilgili de yöneltilen soruya Erdoğan şu yanıtı verdi: "Fethullah Gülen'in yapmış olduğu açıklamalardan konuyu sahiplendiği belli olmuştur. Zaten onun bilgisi dışında bu gelişmelerin olması mümkün değil. Bir sonraki süreçte şu ana kadar Fethullah Gülen tarafından devreye henüz sokulmayan güç Askeriye içerisindeki yapılanmadır. Bu yapılanma küçümsenecek bir yapılanma değildir. 40 yıldır asker içinde çok ciddi çalışmalar yapıldığını biliyorum. O dönem öğrenci evlerinden yetişerek Askeri kurumlara subay-astsubay-uzmançavuş-sivil memur statüsünde yerleştirilen şahıslar şu an kurum içerisinde belirli bir mertebeye ulaşmışlardır. Benim askeri unsurlar içinde ismen bildiğim bir kişi yoktur. Bilmem de mümkün değildir. Çünkü yapı içerisinde bu tür kurumlarda görevlendirilen şahısların isimleri çok gizli tutulur ve bu şahısları sadece kurumun sorumlusu bilir." ASKERİ OKUL İSTEYENLERİN MASRAFLARINI KARŞILIYORLAR Seyfullah Ekmen isimli bir kişinin soruşturma dosyasına giren ifadesinde de cemaatin kendisini askeriyeye yerleştirmeye çalıştığını ancak bunu kabul etmediğini anlatıyor. Ekmen ifadesinde şunları söyledi: "Konya'da oturuyordum Bir tanıdığım vasıtası ile İstanbul'a geldim. Bağcılar'da bulunan Birey dershanesine kayıt yaptırdım. Cemaatin evinde kalıyordum. Beni ve arkadaşımı Birey dershanesine kaydettirdiler. Bunun sebebi de askeriyeye gidecek kişilerin deşifre olmamasıdır. Bu nedenle kendi dershanelerine kayıt yaptırmadılar. Bana 'eğer sende askeri okula gidersen senin dershane masraflarını biz karşılarız harçlıkta veririz dediler. Askeri okulu tercih edenlere bol bol harçlık veriyorlardı. Onlara özel ilgi gösteriyorlardı. Ben kabul etmeyince beni askeri okula gidecek öğrencilerin arasından ayırıp başka bir eve gönderdiler." 'MESİH İLAN EDENLERİ DESTEKLEDİ' Fethullah Gülen'in nasıl bir kişiliğe sahip olduğu yönündeki soruya ilginç bir yanıt veren Latif Erdoğan şu ifadeleri kullandı: "Adaptasyonu çok güçlü, ikna kabiliyeti samimiyet bakımından etkin, şahsa göre tavrını koyarak onunla konuşan, insanları iyi analiz eden, ikili görüşmeler öncesinde ön bilgi toplayarak hazırlık yapan, bu bilgileri cemaat içinden şahıslarla toplayan bir şahıstır. Mustafa Özcan, Kudret Ünal ve Mehmet Demircan bilgi toplama hususunda kendisine bilgi aktarır. İtaat ve başarı Fethullah Gülen'in şahıslara güven duymasında en çok önem teşkil eden iki etmendir. Talimatları ne kadar zamanda tamamladığı önemlidir. 'SİYONİST GÜÇLER KULLANIYOR' Mehmet Tabanca, Hüseyin Gemici isimli şahışlar 1970 yıllarda hocanın mesih olduğunu yaymışlar ve bu konu ile ilgili kitaplar yayınlamışlardır ancak şuan aktif değildirler. Kendisi bu tür benzetme ve hitapları hiç bir zaman yalanlamadığı gibi bu tarz yaklaşımları ya da yazılan yazıları destekleyerek yayınlanmasını istemiştir. Hatta Hüseyin Gemici'ye bu konu hakkında 'ya inanmazlarsa' şeklinde bir söylemde bulunmuştur. Fethullah Gülen kendisi ve yapı ile ilgili olumlu yorumlanan bir rüyanın her ortamda söylenmesini isterken aleyhte bir rüya durumunda ise kendisi bizzat buna yalan bir rüya olduğunu dile getiriyor, bu da cemaat tabanında kendine yönelik etkin bir sistem oluşturuyordu. Geçmişteki misyonu ile şuandaki misyonu arasında belirgin bir şekilde farklılık vardır. Vatikanı idare ettiği gibi İslam alemini de hegomanyası altına almaya çalışan siyonist gücün, bu amacı için Fethullah Gülen ve yapılanmayı kullanarak hareket ettiği apaçık ortadadır." 15 YIL DİNLETTİ Fethullah Gülen'in Amerika'ya gitmeden önce Latif Erdoğan'a, "seni 15 ylıdır dinletiyorum" diyerek itirafta bulunduğu da ifade kapsamında ortaya çıktı. İfadesinde kendisine yöneltilen "Hanefi Avcı, Orhan Özdemir, Celal Uzunkaya'yı tanıyor musunuz?" sorusunu yanıtlrken dinlenmesi olayını da Erdoğan şöyle anlattı: "Yukarıda isimi geçen şahısları tanımıyorum ancak Hanefi Avcı'yı da basından gördüğüm kadar biliyorum. Hanefi Avcı'nın mahkeme safahatında 'cemaat kendi ağabeylerini de dinletiyordu' şeklinde sorması üzerine cevaben 'örneği Latif Erdoğan'dır' şeklinde beyanda bulunduğundan dolayı kendisi hakkında bilgi sahibi oldum. Bu bağlamda cemaatin istihbarat birimlerini kontrol ettiğini ve istemedikleri şahısları dinledikleri ortaya çıkmıştır. Hatta Fethullah Gülen ile yaptığım bir görüşme esnasında bana 'seni de 15 yıldır dinletiyorum hakkını helal et' şeklinde söylemesi üzerine dinlendiğimi öğrendim. Bu konuşma Amerika'ya gitmeden önce olmuştur." FETHULLAH'A BAĞLILIK YEMİNİ Aydınlık'tan Can Özçelik dün de Erdoğan'ın ifadesinin ilk bölümünü yayınlamıştı. Erdoğan"Cemaat olarak adlandırılan oluşumun kuruluşunda görev alan kişilerin yaptığı bir ant ya da Fethullah Gülen'e bağlılık yemini var mıydı?" sorusuna şöyle yanıt verdi: "Evet böyle bir yemin vardır. İlk kez 1986 yılında bana bu yemin ettirilmiştir. Ben hizmet içerisinde bulunduğum yıllarda böyle bir yeminin olduğunu biliyordum ve gizlilik esası olan bir uygulamadır. Bu yemin toplu halde yapılmaz. Bu yemin için çağırılmışsanız belirli bir mertebeye gelmişsiniz demektir. Bana bu yemin metnini okuyan Nurettin Veren'dir. Yüzüme karşı bu metin okunduğunda Fethullah Gülen orada yoktu. Bu yemin Fethullah Gülen'e bağlılık anlamını taşır. Bende yemin metni yok ama Nurettin Veren'in bir röportajında okuduğu metin doğrudur. Bu yapı içerisinde belirli bir mertebeye gelmemiş iseniz kesinlikle yemin ettirilmezsiniz. Aynı zamanda yapı içerisinde önemli bir göreve gelmek istiyorsanız da bu yemini etmeniz zorunludur." 'YAHUDİ AJANLAR GÜLEN'İ SORGULADI' Latif Erdoğan'a yöneltilen bir diğer soru da Fethullah Gülen cemaatinin dış ülke istihbarat servisleriyle bağlantıları oldu. "Fethullah Gülen ve kendisine bağlı yapılanmanın CIA-MOSSAD ya da başka ülkelerin servisleri ile irtibatları var mıydı?" sorusuna Latif Erdoğan, "Bu sorunun yanıtını Ali Ünal'ın 'Bir Portre Denemesi' isimli kitabında bulabilirsiniz. Çünkü bu kitap bizzat Ali Ünal'a Fethullah Gülen tarafından yazdırılmıştır ve o açıdan bu kitaptaki bilgiler doğrudur." "ABD, Fethullah Gülen ile neden temas kurdu? Başka ülkelerde teması oldu mu?" sorusunu da cevaplayan Latif Erdoğan, cemaatin Amerika ile ilişkilerini şu sözlerle anlattı: 'ABD, GÜLEN'E DEKLARE EDİYORDU' Amerika'da Ortadoğu ve Türkiye masasında Yahudi görevliler vardır. Fethullah Gülen'in bu masalar tarafından birçok kez sorgulandığını kendisi bana anlatmıştır. Hatta Usame bin Ladin sorusunu bile sorduklarını anlattığını hatırlıyorum. Amerika hangi ülkeyi terör örgütü ilan edecekse Fethullah Gülen'i çağırarak deklare etmesini istiyordu." 'KOD İSİM KULLANIYORLAR' Latif Erdoğan'ın, "Fethullah Gülen cemaati içerisinde kod isim kullanımı var mıdır? Ne amaçla kod isim kullanılır" sorusuna da yanıtı şöyle: "Yapılanma içerisinde kod isim uygulaması vardır. Özellikle mahremiyet içeren kamu kurumlarında görev alan şahıslar kod isim kullanır ancak bu kod isimlerden sadece Hamidullah Öztürk'ün 'Talip' kod adını kullandığını biliyorum. Kod isim kim tarafından verilir bilmiyorum. Ama bağlı olduğu sorumlu şahsa kod isim verilebilir. Benim ise sadece gazetede müstear bir isimle bir dönem yazılarım yayınlanmıştır." İŞTE CEMAAT'İN JARGONU Cemaat içinde kullanılan kavramların da karşılığının yer aldığı "Fethullah Gülen Suç Örgütü" soruşturma dosyasında, "Cemaat içerisinde 'öğrenci evi, ağabey, imam, hadim' jargonlarının tam karşılığı olan bir tanımlama var mıdır" diye soruluyor. Latif Erdoğan sorunun yanıtını ayrıntılı bir şekilde açıklıyor: - "Cemaat: Genel manada iman ve Kuran inancını dünya ve Türkiye bazında yaymaya çalışan belli bir statü ve hiyerarşisi olan geniş kitlenin geniş ismidir. - Hizmet: Hizmette cemaat ile aynı anlamı taşır. - Öğrenci evi ağabeyi: Bir ev içinde kalan cemaat üyelerinin başlarında sorumlu olan şahıstır. - Semt ağabeyi: Bir kaç evden sorumlu olan kişiye denilir ancak bu ev sayısı şehirlere göre değişir. - İlçe İmamı: Kazalara bakan ve onlardan sorumlu olan kişidir. - İl İmamı: Bağlı olduğu illerde koordinasyonu sağlayan ve onlardan sorumlu olan kişidir. O ilde olan cemaatin bütün faaliyetlerinden haberdar olan kişidir. Eskiden bu yapılanma içinde bulunduğum zamanda il imamları Fethullah Gülen'in katıldığı aylık rutin toplantılarda bulunan sorumlu kişilerdir. Toplantıda alınan kararlar bu şahıslar aracılığıyla görevli olduğu ilde cemaat adına faaliyet yürüten diğer sorumlu kişilere iletilir. - Bölge İmamı: Normalde birkaç semtin içinde olduğu bir yapıyı anlatırdı. Ancak bizim dönemimizde Türkiye'nin coğrafi bölge dağılımına göre bölge imamları mevcuttu. - Müfettiş: İmamlık konumundan alınan yani emekli olabilecek gibi görülen il imamlarının faaliyetlerini denetlemek maksadıyla kısıtlı yetkilerle göstermelik olarak cemaatin illerdeki faaliyetlerini kontrole giden şahıslardır. - İrşat Ekipleri: Cemaat içerisinde tüm sorumluluk görevlerini yerine getirdikten sonra herhangi bir vazife almadan sadece sohbet-vaaz vermekle görevlendirilen şahıslardır. - Mütevelli Heyeti: Hizmet bölgesinde mali işlere bakan ve çoğunluğu esnaftan oluşan topluluktur. - Tayin Heyeti: O dönemde cemaat içinde en üst düzeyde görev yapan şahısların oluşturduğu heyettir. - Şakirt: Bediüzzaman dönemine ait bir tabirdir. Talebe anlamına gelir. Hizmette kullanılmaz. - Hadim: Hizmetçi anlamına gelir ancak cemaat yapılanması içinde imam anlamında kullanılmıştır. Şu anda kullanılmamaktadır. - Ağabey: Hizmette öncülüğü olan kişi anlamındadır. - Abla: Bayanlarda ağabeyin yaptığı görevi üstlenen kişidir. - Kardeş: Müslümanlarda umumi bir kavramdır. Geleneksel olarak yapı içinde kullanılmaktadır." |
Atatürk’e ‘Yezid’ diyemedi ‘Dersim’e Kerbela dedi Posted: 09 Nov 2014 06:57 AM PST Başbakan Davutoğlu, 4. Uluslararası Hacıbektaş Aşure Günü'nde, Cumhuriyet yönetiminin Dersim isyanını bastırmasıyla ilgili 'O bir Kerbela'ydı' dedi. Davutoğlu, bu ifadeyle Atatürk ve Cumhuriyet yöneticilerini 'Yezid' olmakla suçladı Başbakan Ahmet Davutoğlu, Cumhuriyet düşmanlığında sınır tanımadı. Atatürk ve Cumhuriyet yönetiminin feodal derebeyliklerinin Dersim isyanını bastırmasını "Dersim Kerbela'ydı" diye yorumladı. Davutoğlu, "Alevi açılımı" kapsamında Hacıbektaş Veli Kültür Derneği tarafından bu yıl 4'üncüsü düzenlenen Aşure etkinliğine katılmak için Nevşehir'e gitti. Etkinlikte konuşan Davutoğlu, Tayyip Erdoğan'ın "Dersim özrünü" hatırlatarak, Dersim olayı dolayısıyla başbakanımız bütün vatandaşlarımızdan özür diledi. Cumhuriyet tarihinde kimse buna cesaret edememişti. O dönemde o zulmü yapan tek particiler de çıkıp özür dilemeliler. Biz özür diledik, çünkü o açıkça bir Kerbela'ydı" dedi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da Cumhuriyet'e karşı başlatılan Dersim isyanını savunmuş ve isyanın bastırılmasını eleştirmişti. 5-6 Eylül tarihlerinde yapılan CHP olağanüstü kongresinde "Ben Dersimli Kemal'im" diyerek kimlik beyanında bulunmuştu. 'DERSİMLİ KEMAL'E RAKİP ÇIKTI Tayyip Erdoğan da birçok kez yaptığı konuşmada Cumhuriyet'e karşı isyan eden Seyit Rızayı savunmuş ve Cumhuriyet dönemine hakaret etmişti. Erdoğan ve Kılıçdaroğlu'nun Cumhuriyet düşmanlığı yarışına Davutoğlu da katıldı. Davutoğlu, "Dersim Kerbelay'dı" ifadesiyle Dersim isyanını bastıran Atatürk ve Cumhuriyet yöneticilerini "Yezid" olmakla suçladı. Aydınlık |
Atatürk’ü anma satranç turnuvası Posted: 09 Nov 2014 06:50 AM PST İstanbul Bakırköy Belediyesi ve Türkiye Satranç Federasyonu (TSF) Bakırköy İlçe Temsilciliği tarafından düzenlenen 10 Kasım Atatürk'ü Anma Satranç Turnuvası 8-9 Kasım tarihlerinde Yeşilköy Sahili'ndeki Bakırköy Belediyesi Sanat Evi ve Kent Müzesi'nde yapılacak. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Bakırköy Belediye Başkanı Dr. Bülent Kerimoğu şunları söyledi: "Hepinizin bildiği üzere Atatürk, spora ve sporcuya her zaman değer verirdi, aynı zamanda iyi bir satranç oyuncusuydu, strateji oyunlarında çok başarılıydı. Biz de Bakırköy Belediyesi olarak satranç dahil her tür spor faaliyetini desteklemeye devam edeceğiz. 10 Kasım Atatürk'ü Anma Satranç Turnuvası'na katılacak küçük, büyük tüm sporcularımıza başarılar diliyorum. Turnuva, 9 Kasım saat 16.00'da gerçekleşecek 6. Tur final müsabakalarıyla sona erecek." |
Kitle örgütleri 10 Kasım’a çağırdı Posted: 09 Nov 2014 06:04 AM PST Kitle örgütleri temsilcileri, 10 Kasım sabahı Tandoğan'da Atatürk için saygı duruşunda bulunup ardından Anıtkabir'e yürüyeceklerini açıkladı ve Ankaralıları Tandoğan'a çağırdı. Geçen yıl 10 Kasım'da 1 milyonun üzerinde yurttaşın ziyaret ettiği Anıtkabir, yarın yine en kalabalık günlerinden birisini yaşayacak. Türkiye Gençlik Birliği Genel Başkan Yardımcısı Cemil Gözel, Aydınlık'a yaptığı açıklamada, 10 Kasım'ın mücadele günü olduğunu belirterek, "Mücadele insanları mücadele ile anılır. 29 Ekim bölücü teröre karşı birlik ve beraberlik özlemlerini öne çıkarmıştı.10 Kasım ise milyonların Arslanlı Yol'dan milli çözüme yürüyüş başlattığı bir tarih olacak" dedi. Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Sekreteri Öner Tanık ise, "10 Kasım'da, Atatürk'ü hem anıyor, hem de anlıyoruz. Türkiye'yi bölünmenin eşiğine getiren ve kaçak saraylara milyonlarca lira harcayan bu iktidara Atatürk'le yanıt vereceğiz. 10 Kasım'da saat 08.30'da tüm halkımızı Tandoğan Meydanı'na bekliyoruz" açıklamasında bulundu. Vardiya Bizde Platformu Ankara Temsilcisi Ali İhsan Gönüldaş, Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) ile birlikte 09.05'te Tandoğan'da olacaklarını duyurdu. Gönüldaş, Tandoğan'da yapılacak saygı duruşunun ardından Anıtkabir'e yürüyeceklerini açıkladı. |
Posted: 09 Nov 2014 06:02 AM PST Mezun olduktan sonra, kendinize uyduğunu düşündüğünüz iş ilanlarında, sizde olmayan nitelikler isteniyorsa hemen vazgeçmeyin, kendinize alternatif yaratın. Mezuniyet sonrası ve iş arama sürecinde karşılaşabileceğiniz durumları sizler için derledik. Diplomasını alan yeni mezunlar, evlerine döndükleri zaman ailelerinin 'Şimdi ne yapacaksın?' sorusuna, genelde"iş arayacağım" diye cevap verirler. İş aramaya koyulan yeni mezunlar, umduklarını bulamayıp, bir yerden başlamak gerek düşüncesiyle vasıfsız işlere girerler. Okuduğu meslek üzerine iş ararken, zorluk çekmek istemeyenler kendilerine yeni şeyler katmaları gerekiyor. 'KENDİMİ GELİŞTİRECEĞİM' Mezuniyetten sonra mezunlar, ne yapacaklarını düşünmeye koyulurlar. Askerlik yapmak erkekler için ön planda olmasına rağmen, birçoğu mezun için yüksek lisans ya da Kamu Personeli Seçme Sınavılistenin başında geliyor. Bunlarla uğraşmam diyenler için ise diğer bir seçenek, özel sektöre atılmak. Tabi ki şu soruyu da cevaplamakta fayda var: 'Türkiye'de özel sektör, çalışanlarına hak ettiği değeri veriyor mu?' KPSS için de özel sektör için de öğrenciler dershanelere yönelebiliyor. Dershaneye yazılıp, kendini geliştirmeyi hedefleyen mezunlar, ailelerinden de maddi destek alamayacağının farkına varıp, hem çalışıyor hem de sınava hazırlanıyor. İŞ İLANLARININ VAZGEÇİLMEZ UNSURU: TECRÜBE Sınavlara hazırlanmayıp, iş aramaya koyulan mezunlar için ilk hedefte iş ilanları var. İlanlara bakarken karşılaştıkları 'tecrübeli' kelimesi moral bozukluğu yaratır ve hayal kırıklığı başlar. İş bulamama telaşı, insanları 'bir yerden başlamak gerek' mantığıyla hareket ettirmeye başlar. Villa bekciliği yapan üniversite mezunun olduğu ülkemizde, KPSS'den 95 alıp atanamayan öğretmenlerin olması çok şaşırtıcı değil. Gazetecilik ve neredeyse her meslek grubunda acı bir gerçek var. Yaklaşık beş ya da altı ay ücretsiz çalışıp, kendinizi göstermeniz gerekiyor. İşe alındınız diyelim, ilk olarak alacağınız maaş, asgari ücret. Dört yıl okuyup, diploma da alsanız, liseyi bitirip üniversite okumasanız da asgari ücret için herkesin çalışacağı görülüyor. SEVDİĞİNİZ İŞİ YAPIN Şimdiye kadar yazılanları okuduktan sonra iş bulunamayacağı düşüncesindeyseniz, yanılıyorsunuz. Çünkü, üç tarafı çevrili, transit ülkemizde herkese göre bir iş var. Herkesin doğuştan gelen ve sonradan ilgi alanlarına göre kazanılan belli yetenekleri var. Eğer bu yeteneklerin farkındaysanız, o yeteneklerinizi ya da ilgi alanlarınızı geliştirin. Fotoğraf çekmeye meraklı iseniz, daha fazla fotoğraf çekin. Yapacak hiçbir iş bulamadığınızı düşünüyorsanız, en kötü fotoğraf çekip, satabilirsiniz. Denize ve balıklara ilginiz varsa, balıkçılık yapabilirsiniz. Uzmanlar, en önemlisi olarak kişilerin sevdikleri işleri yapmalarını öneriyor. "İSTEKLERİNİZİN PEŞİNDEN KOŞUN" 2010'da Marmara Üniversitesi Tarih Bölümünü bitiren Hasan Gürer, mezun olduktan sonra iş bulma sürecinde yaşadığı sıkıntıları anlattı. Gürer, şunları söyledi: "Lisans döneminde amacım, akademik kariyer yapıp üniversitede kalmaktı. Bütün çalışmalarımı bu alana yoğunlaştırdım fakat mezun olduktan sonra yüksek lisans programı, kazanmış olmama rağmen açılmadı. Bu durum, kendime farklı alternatifler yaratmadığımdan psikolojik olarak sıkıntı yaratıp, beni boşluğa attı. Hiç plan yapmadan askere gittim. Dönüşte, Garsonluk dahil farklı işlerde çalıştım. Geçen sene, yüksek lisans programım açıldı ve başladım. Mezun olacak arkadaşlara tavsiyem, farklı alternatifleri olsun ve istedikleri şeyin peşinden koşsunlar." İNSAN KAYNAKLARI UZMANI ALİ KAYA: HERKESİN BİR HEDEFİ OLMALI Yeni mezunları işe alırken daha önce yarı zamanlı dahi olsa bir işte çalışıp çalışmadığının kontrolü yaptığını söyleyen İnsan Kaynakları Uzmanı Ali Kaya, herkesin bir hedefinin olması gerektiğini belirtti. Kaya, insanların kendilerini o hedefe sabitlemeli ve önüne çıkacak her engele rağmen o hedefe ulaşmak için çabalaması gerektiğini belirterek, şunları ifade etti: "İnsanlar sevdiği iş ile daha başarılı olur, sevmediği işler insana başarı değil üzüntü getirir. Sonuç olarak; a. İnsanın hedefi olmalı, b. Sevdiği işi yapmalı, c. Azimli bir şekilde çalışmalı." Ulusal Kanal |
Posted: 09 Nov 2014 05:56 AM PST Irak'ın Selahaddin ilinde faaliyet gösteren Selahattin Operasyonlar Komutanlığı Beyci ilçesinde 80 militanın öldüğünü, onlara ait 13 yakıt tankerinin de yakıldığını açıkladı. Irak'ın Selahaddin ilinde faaliyet gösteren Selahattin Operasyonlar Komutanlığı Beyci ilçesinde 80 militanın öldüğünü, onlara ait 13 yakıt tankerinin de yakıldığını açıkladı. Basın açıklamasında komutanlık güvenlik güçlerinin hava kuvvetlerinin de desteğiyle Tikrit'in 40km Kuzeyindeki Beyci ilçesinde IŞİD militanlarına karşı zorlu bir operasyon yaptığını, bunun sonucunda 80 militanın öldüğünü, 13 tankerin yakıldığını ayrıca teröristlerin hem maddi hem de beşeri yönden büyük zarara uğratıldığını belirtti. Komutanlık ayrıca IŞİD'e ait çok sayıda çeşitli silahlara da el konulduğunu açıkladı. Güvenlik güçleri daha önce Beyci ilçesine girerek IŞİD militanlarını uzaklaştırarak, kontrol sağlamayı başarmıştı. Militanlar Musul il sınırında olan ve militanların merkezi olan Şirgat ilçesine doğru kaçmıştı. (DHA) |
Posted: 09 Nov 2014 05:52 AM PST Şırnak'ın Cizre ilçesinde başından vurulan 22 yaşındaki Abdullah Budak suikastini PKK üstlendi. PKK'nın gençlik yapılanması YDG-H'den yapılan açıklamada, Budak'ın ajanlık yaptığı iddia edildi. Şırnak'ın Cizre ilçesinde Abdullah Budak'ın başından vurularak öldürülmesini, PKK'nın gençlik yapılanması olan YDG-H üstlendi. Cinayet Cuma günü Nur Mahallesi Karataş Sokak'ta yaşandı. 22 yaşındaki Abdullah Budak isimli genç, sokak ortasında başından vurularak ölü olarak bulunmuştu. Olay sonrası güvenlik güçleri ilçede geniş çaplı bir araştırma başlattı. Saldırıyı PKK'nın yaptığı kısa sürede ortaya çıktı. PKK'nın gençlik yapılanması YDG-H'ye bağlı 'Botan Şehit Reber Timi' üstlendi. Budak'ın ölümü ile ilgili açıklama ev ve iş yerlerine bildiriyle dağıtıldı. Bildiride, 22 yaşındaki Budak'ın 'ajan' olduğu iddia edildi. Ulusal Kanal |
"Cep" tarifelerinde kafa karışıklığı sona erecek Posted: 09 Nov 2014 05:40 AM PST Cep telefonu kampanyalarında tüketicilerin kafa karışıklığını giderecek uygulamanın bu ay hayata geçmesi bekleniyor. Günlük hayatın vazgeçilmez bir parçası haline gelen cep telefonu hizmetlerine ilişkin kampanya ve tarife çeşitliliği, başdöndürücü bir noktaya gelmiş durumda. Tarifelerle ilgili yeterince bilgi sahibi olunmaması nedeniyle zaman zaman tüketicilerin kafaları karışabiliyor. Bu kafa karışıklığını önlemek için yeni düzenlemeler yapıldı. Tüketicilerin mağdur olmaması için bilgilendirme seferberliği başlatılacak. Bu amaçla Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından "Tüketici Bilgilendirme Rehberi" hazırlandı. Cep telefonu kullanan vatandaşların merak ettikleri bütün soruların cevaplarının yer aldığı bu rehberler pano haline getirilerek GSM bayilerine asılacak, broşür şeklinde bastırılıp dağıtılacak veya internet sitelerinde duyurulacak. Tüketici Bilgilendirme Rehberinde, bilgilendirme yapılacak başlıklardan bazıları şöyle: "Mobil haberleşme hizmetlerinde abonelik tesis ederken dikkat etmem gereken hususlar nelerdir? Aboneliğimi nasıl iptal edebilirim? Tarife ücreti değişikliği durumunda yapılması gerekenler? Taahhütlü tarife nedir ve neden tercih edilmeli ya da edilmemelidir? Taahhütlü tarife aboneliğimi istediğim zaman sonlandırabilir miyim? Faturam tarifemde belirtilen tutardan fazla geldi. Ne yapmalıyım? Mobil telefon cihazı alırken nelere dikkat edilmelidir? Cihazımı kaybettim/çaldırdım. Ne yapmam gerekir?" Yeni Mesaj |
Posted: 09 Nov 2014 05:30 AM PST Atatürk hayranlığı ile tanınan İngiliz ressam Ned Pamphilon 24 saatlik canlı maratonla Mustafa Kemal Atatürk'ü resmedecek. Pamphilon, 9 Kasım sabahı başlayacağı resim maratonunu 10 Kasım sabahı 9'u 5 geçe tamamlayacak İstanbul resimleri ve Atatürk temalı resimleriyle sanatseverlerin yakından tanıdığı İngiliz ressam Ned Pamphilon'un yeni sergisi "Her Yer Mustafa Her Yer Kemal" Palladium Alışveriş Merkezi'nde açıldı. Cumhuriyetin kurucusu Atatürk'ü konu edinen çok sayıda eserlerin yer aldığı sergi için pek çok yeni resim hazırlayan Pamphilon, yoğun ısrar üzerine daha önce sergilenen "Atatürk'ün Gözleri" adlı eserini de yeniden ziyaretçilerle buluşturuyor. Sanatçı, Atatürk'ün ölüm tarihi 10 Kasım'ın önemini de özellikle vurgulamak istiyor. Pamphilon, 9 Kasım sabahı başlayacağı resim maratonunu 10 Kasım sabahı 9'u 5 geçe tamamlayarak 24 saatlik bir çalışma ile farklı bir Atatürk tablosunu resmedecek. Maraton kapsamında Atatürk'ün yeni bir eserini tuvale taşıyacak olan sanatçının çalışması da tüm ziyaretçiler tarafından 24 saat boyunca izlenebilecek. Sergi öncesi yaptığı açıklamada Pamphilon, Mustafa Kemal Atatürk'ün dünyanın her ülkesinde saygı gören vizyonerliği, liderliği, ülke sevgisi ve barışseverliğinin, özellikle bugünün tüm toplumları tarafından örnek alınması gereken önemli ilkeler olduğunu vurguluyor. Sergi kapsamında Ned Pamphilon'un tasarladığı bazı ürünler de İstanbul 1881 markasıyla ziyaretçilerin beğenisine sunuluyor. Sadece seçkin sanat eserlerine değil, bu eserlerin farklı uygulamalarının ulaşılabilir materyallere dönüşmesine öncülük etme fikriyle yola çıkan İstanbul 1881'in pek çok dekoratif objesine de sahip olunabilecek. |
Cep telefonunda en pahalı ülke Türkiye Posted: 09 Nov 2014 05:27 AM PST Dünyanın en büyük bilişim şirketi olan Apple, Tayland'da iPad Air 2 ve iPad Mini 3 satışlarını arttırmak için resmi online satış sitesinde yüzde 0 vade farkıyla 10 aya kadar taksit uyguluyor. Apple ayrıca Türkiye websitesinde ücretsiz kargo limiti 235 TL üzeri alışverişlerdeyken bu miktarı Tayland için sadece 2000 Baht (135 TL) olarak belirledi. Yapılan bir araştırmaya göre 2013'te piyasaya sürülen Iphone 5'i en ucuz satıldığı ülkeler arasında ilk sırayı yüzde 10.4 vergi indirimiyle ABD alırken, Tayland yüzde 4.1'lik vergi indirimiyle 8'inci olmuştu. Türkiye ise Ürdün'den sonra en pahalı iPhone'u satan ikinci ülkeydi. Ancak iPhone 6 ve iPhone 6 Plus satışında ise en pahalı ülke Türkiye çıktı. Tayland'da iPhone 6 model telefonlar 24.600 Baht'tan (Bin 640 TL) satışa sunuluyor. iPhone 6'nın Türkiye fiyatları 2 bin 349 liradan başlıyor. Türkiye'de cep telefonları satışından yüzde 18 Katma Değer Vergisi ve yüzde 25 oranında Özel İletişim Vergisi alınıyor. Bunların üzerine ürünün ithal olarak Türkiye'ye getirildiği düşünülürse fiyat bu kadar yükseliyor. Yeni Mesaj |
Posted: 09 Nov 2014 05:10 AM PST Rusya Federasyonu Parlamentosu Alt Kanadı Devlet Duması Uluslararası İşler Komitesi Başkanı Aleksey Puşkov, Macaristan örneğinde olduğu gibi ABD'nin yakın bir zaman içerisinde dünyanın pek çok ülkesine baskıda bulunacağının iyi görülebildiğini söyledi Macaristan Başbakanı Victor Orban daha önce yaptığı açıklamada Rusya ile enerji bağları nedeniyle ABD'nin Macaristan'a baskı yapmaya çalıştığını söylemişti. Başbakan Victor Orban bu açıklamasını Bavyera Başbakanı Horst Seehofer ile Münih'teki görüşmesinin ardından yapmıştı. Victor Orban yaptığı açıklamasında Avrupa Birliği'nin karşı çıktığı Güney Akım Doğalgaz Boru Hattı Projesi'ni hayata geçirmekte kararlı olduğunu söylemişti. Orban bu projenin ABD tarafından 'Macaristan'ın Rusya ile yakınlaşması' olarak görüldüğünü de söylemişti. Yeni Mesaj |
Erdoğan, atı bu kez sevmekle yetindi Posted: 09 Nov 2014 05:06 AM PST Açılışını yapmak üzere 2003 yılında geldiği Bayrampaşa Şehir Parkı'nda bindiği atın üzerinden attığı Erdoğan, Türkmenistan gezisinde Devlet Başkanı Berdimuhamedov'un kendisine hediye ettiği "Doğan" isimli Ahal Teke cinsi atı bu kez sadece sevmekle yetindi. Atın künyesi hakkında ilgililerin bilgi verdiği Erdoğan, "Doğan"ı sevdi ve elleriyle havuç yedirdi. Türkmenistan ziyaretini sürdüren Tayyip Erdoğan, Devlet Başkanı Gurbangulı Berdimuhamedov ile Oğuzhan Köşkü'nde baş başa görüştü. Açılışını yapmak üzere 2003 yılında geldiği Bayrampaşa Şehir Parkı'nda bindiği atın üzerinden attığı Erdoğan, Türkmenistan gezisinde Devlet Başkanı Berdimuhamedov'un kendisine hediye ettiği "Doğan" isimli Ahal Teke cinsi atı bu kez sadece sevmekle yetindi. Atın künyesi hakkında ilgililerin bilgi verdiği Erdoğan, "Doğan"ı sevdi ve elleriyle havuç yedirdi. Orta Asya'ya cumhurbaşkanı olarak ilk ziyaretini gerçekleştirdiğini belirten Erdoğan, Başbakan olarak yaptığı ziyaretlerle Türkmenistan'a beşinci kez geldiğini ifade etti. Türkmenistan'daki yatırımlarda Türk müteahhitlerin üst düzey projeler yüklendiğini belirten Erdoğan, bundan sonra da ticaret, kültür ve turizm alanında önemli adımlar atılacağına inandığını söyledi. Türkmenistan Devlet Başkanı Berdimuhamedov da, davetini kabul ederek Cumhurbaşkanı olarak Orta Asya'daki ilk ziyaretini Türkmenistan'a yapan Erdoğan'a teşekkür etti. Berdimuhamedov, "stratejik" olarak nitelediği iki ülke arasındaki ilişkilerin sürekli ilerlediğini söyledi. "Türkmenistan ve Türkiye'nin dünyada refahın ve barışın tesisi için ortak yaklaşımları var" diyen Berdimuhamedov, uluslararası kuruluşlarda birlikte çalışıldığını kaydetti. Türk şirketlerinin Türkmenistan'da önemli ve büyük projelere imza attığına, kaliteli işler ortaya çıkarıldığına dikkati çeken Berdimuhamedov, eğitim, turizm, spor ve kültür alanındaki ilişkilerin de önemini vurguladı. Ülkeler arasındaki anlaşmaların dostluk ve kardeşliği güçlendirdiğini belirten Berdimuhamedov, Erdoğan'a çalışmalarında başarı diledi. Yeniçağ |
Vatandaşın parasıyla kalkmışsın kendine saraylar yapıyorsun Posted: 09 Nov 2014 05:04 AM PST CHP Lideri Kılıçdaroğlu, 'Ak Saray' için, "Erdoğan Çankaya'da oturmadığı için memnunum, zaten oraya yakışmaz. Vatandaş borç batağında, fukaranın parasıyla kalkmışsın kendine saraylar yapıyorsun. Lale Devrini yaşıyorlar bunlar" dedi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Halk TV'de katıldığı programda ülke gündemine ilişkin önemli açıklamalar yaptı.Cumhurbaşkanlığı sarayı için, "Nedir bu saray aşkı?" diye soran Kılıçdaroğlu, "Çankaya'da oturmadığı için çok memnumum, yakışmaz zaten oraya. Kaçak sarayda otursun. Fakir fukaranın parasıyla, vatandaşlar borç batağında, kalkmışsın kendine saraylar yapıyorsun. Lale Devrini yaşıyorlar bunlar. 4-5 odalı yerde otur, niye böyle bir yerde oturuyorsun. Para kasaları mı koyacaksın, zaten koydun koyacağın kadar" dedi. Kılıçdaroğlu, dünyanın Türkiye ile dalga geçtiğini belirtti. Kılıçdaroğlu, "Sizin üniversiteleriniz bilgi üretiyorsa, sizin ekonominiz çok güçlü ise siz saygın bir ülkesiniz. Sizin sanatınız ilerideyse bir değil 10 tane 100 tane Fazıl Say'ınız varsa siz saygın bir ülkesiniz. Eğer kalkıp da bu yoksul halkın ödediği vergilerle kaçak saray yapıyorsanız, saygın olamazsınız, komik bir ülke olursunuz" diye konuştu. Kılıçdaroğlu, partisinden istifa eden Emine Ülker Tarhan için de şunları söyledi: "Hiçbir koltuk hiç kimsenin malı değildir. Kişilere bağlı olarak olayları götürmek doğru değildir. Ağaç budandıkça güçlenir. O nedenle ufku dolanlar bizden ayrılabilir." Partinin aldığı kararın bütün partililer tarafından uygulanması gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, bu kararlara uymak istemeyen kişilerin partiden istifa edip istediklerini istediği gibi söyleyebileceğini aktardı. Aydın sorumluluğuna da değinen Kılıçdaroğlu, "Ben sokağa çıktığım zaman milyonlar da sokağa çıksın. Ben sokağa çıktığım zaman sendikalar da sokağa çıksın. Ben sokağa çıktığım zamana Boğaz'da rakı masalarında kimseyi görmek istemiyorum. Bu ülkede aydınlar korkularından konuşamıyorlarsa kimse kusura bakmasın ben onlara 'aydın' demem. Dizide oynayacağım diye gidip, Erdoğan'ın önünde 2 kat, 2 büklüm olana ben 'aydın' demem." Yeniçağ |
Posted: 09 Nov 2014 05:01 AM PST TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda konuşan CHP İstanbul Milletvekili İhsan Özkes, Diyanet bütçesinden Aleviler için pay ayrılmamasını eleştirdi. "Diyanet bütçesinden Alevilerin hakkı sadece aşure yemek midir?" diyen Özkes, şunları söyledi: "Din görevlilerinde son yıllarda intihar olayı görülüyor. Din görevlilerine uygulanan rotasyon, kan ve gözyaşı getirmiştir. 2015 seçimlerinde camilerin siyasi propaganda yeri olacağı kaygısı taşıyoruz. Diyanet, siyaset, ticaret üçgeni kurulmuştur. Din, iç siyasetten sonra dış politikaya da alet ediliyor. IŞİD'in kullandığı amblemi Diyanet'in kullanması manidardır." Yeniçağ |
Şırnak Belediyesi Türkçe isimleri Kürtçe yapıyor Posted: 09 Nov 2014 04:58 AM PST Şırnak Belediye Meclisi, şehir merkezindeki 12 mahalle ve 2 meydanın Türkçe isimlerini Kürtçeleriyle değiştirme kararı aldı. Oy çokluğu ile alınan karar, önümüzdeki hafta Şırnak Valiliği'ne gönderilecek. Şırnak Belediye Başkanı Serhat Kadırhan, mahalle ve meydan isimlerinin değiştirilmesi konusunun uzun süredir gündemlerinde olduğunu söyledi. Kadırhan, "Zaten bu halkın da talebiydi. Kendilerinin hiç bilmediği, hazmetmediği ve tepeden inme konulmuş isimler vardı. Daha sonra mahalle komisyonlarımız ve muhtarlarımıza bunu bildirdik. İnsanların en çok hangi ismi istediğini öğrendik. Bize birkaç alternatif sundular. Tamamen onların istekleri doğrultusunda mahalle isimlerini bu şekilde değiştirdik. Kararı valiliğe göndereceğiz. Valiliğin isim değişikliği konusunda veto yetkisi var ama ben veto olacağını sanmıyorum." Yeniçağ |
You are subscribed to email updates from Sözcü Haber To stop receiving these emails, you may unsubscribe now. | Email delivery powered by Google |
Google Inc., 1600 Amphitheatre Parkway, Mountain View, CA 94043, United States |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder