Annem Japonya'ya geldiğinde tek amacımız bolca gezmekti ve sanırım bunu gerçekleştirdik. Çünkü son zamanlarda annem ben artık gelmesem falan demeye başlamıştı :) Unesco Dünya Mirasları Listesi'ndeki Shirakawa-go  da planlarımız arasındaydı. Kendi arabamızla gitmek yerine otobüs turu ile gitmeyi tercih ettik.
Nagoya istasyonu önünde toplandık ve otobüslere dağıtıldık.


Bizim turumuz Takayama ve Shirakawa-go'yu kapsıyordu. Bugün direkt son duraktan başlayacağız ama sonra geri döneriz.

Otobüse yerleştik. Ben önce annemin yanına otursam da, sonrasında Yoshi'nin yanına gidip sızdım :)

Görece güneşli Nagoya'dan yola çıktık ve yaklaştıkça yollarda kar görmeye başladık.

Ve mutlu son Shiraka-go'ya ulaştık. Shirakawa-go'nun içinden büyük bir nehir geçiyor. Uzun bir asma köprü ile karşılaştık varır varmaz. Otobüsler bizi şehrin diğer tarafında bıraktı. Biz de hemen köprüye koştuk. Tam o anda deli gibi kar yağmaya başladı ve donduk! Kalın giyinmiş ve ceplerimizde ısıtıcı kömür olmasına rağmen d-o-n-d-u-k!!!

Ama her şey bu manzara içindi :)

 Kar zaman zaman dursa da genel olarak bizi zor durumda bıraktı. Bu yüzden biraz tepede kalan müze gibi bir yer vardı. Oraya gitmemeyi tercih ettik.
 Şehrin ortasında kar kütlesinden mini mağara yapmışlar. Buzdan otel gibiydi içi. Ve inanır mısınız sıcaktı. Girişine de fotoğraf çekilelim diye böyle bir atraksiyon yapmışlar. Anne- kız pozumuzu verdik. Kameram yüzünden hamile gibi çıkmışım.


Mini mağaranın tepesine de çıkabiliyorsunuz. Yukarıda sol tarafta bulunan evi cafe haline getirmişler. Zaten çoğu pansiyon, otel ve cafe olarak işletiliyor. Ama konaklama çok pahalı ne yazık ki :(
  Yukarıda görülen cafeye gittik. Her yere fincanlar asmışlar. Müşteri kendi seçiyor fincanını. Çooook güzellerdi. Resmen dibimiz düştü.

Dönme saatimiz yaklaştığında hava kararmış ve aydınlatmalar başlamıştı. Soldaki ev bizim gittiğimiz cafe. Gece gözüyle bir başka oluyor değil mi?


Ve benim bayıldığım soldaki ev. Burası da cafe olarak düzenlenmiş ve bir cephesi sadece pencere. Çok istedik gitmeyi ama menüsünde sadece kahve vardı. Üçümüz de kahvesever olmadığımız için giremedik.

O günden aklımızda kalan sadece 'çok soğuk' oldu. Hava şartları yüzünden pek gezemedik. Bunun da etkisiyle bizim pek favorimiz olamadı. Yoshi de ben de Gokayama'yı daha çok beğendiğimize karar verdik. Ama tabii bir daha gidip görmeli!

O günden bir de videomuz var. İyi seyirler


Gokayama yazım için buraya tık tık