Japonya'da trafiğe çıkan arabaların sistemleri biraz farklı.  Yeni arabalarda (sıfır alınmış) 3 yıl, diğer araçlarda ise 2 yılda bir bakıma gitmesi gerekiyor. Araç a'dan z'ye bakıma girip trafiğe çıkabilir onayı alıyor diyelim.

Bizim de arabamızı alalı 3 yıl olmuştu. Aldığımız galeriye gittik, bakım için fiyat çıkartıldı (ki cidden çok para tutuyor bu bakımlar :( ) Tam fiyatta, günde anlaştık. Üzerine sohbet ettik bebekten, benim ehliyet alma isteğimden, bizim arabanın çok benzin gideri olmasından falan filan. Yaklaşık 10 yıldır Yoshi aynı kişiden aldığı için arabayı bir nevi arkadaş gibi. Satıcı bizi dinledi, hak verdi ve biz evimize döndük.

Derken birkaç gün sonra satıcıdan telefon geldi. Galeriye kadar gelmenizi rica edebilir miyim diye. Biz de ilk izin gününde bizi neyin beklediğini bilmeden gittik. Aralık ayının başıydı. Oturduk masaya ve hemen Toyota Aqua Hybrid kataloglarını gösterdi bize. Aracın katalogu o gün çıkmıştı. Kendisini henüz gören yoktu :)
Bir de ödeme planları hemen yanıbaşında tabii ki :) Neyse bizim kafada yeni araba fikri hiç yok. Çünkü bebek gelecek falan filan. Ama bizim satıcı çok iyi satıcı :) Ağzımızdan, burnumuzdan girdi ve görmediğimiz bir arabayı, rengine katalogdan karar verip sipariş ettik.
Beni tavlayan benzina konusundaki cimriliği oldu. Şimdiki giderimiz yarı yarıya, hatta akıllı kullanılırsa biraz daha fazla azalacaktı. Evet arabamız küçüldü ama ben zaten Japonya yollarında Raw4 sürebileceğimi sanmıyordum. En başta en azından. Bu yüzden benim için de iyi oldu aslında. Allah'ın izni ile ehliyetimi alırsam, sürebilirim bu güzeli diye düşünüyorum.

Neyse 1 ay beklemenin sonunda, annemin doğum gününde arabamız geldi. Ben daha koyu yeşil düşünüyordum ama daha lime green çıktı. Sarı alt tonlu yeşil yani. Vallahi benzin deposunu yarı fiyatına doldurmak (tamam depo daha küçük biliyorum) buna rağmen daha fazla km gitmek süper bence.

Tabii bebek gelirken arabayı küçültmek Yoshi'nin azıcık moralini bozsa da, yeni arabayı da sevdi bence :)

İşte böyle bir aydır bekliyorduk. Kavuştuk.
 O günün videosu da var :)





Ve gelelim bugüne. Shizuoka'da yaşarken 4 ya da 5 kere ehliyet sınavına girmiş ve kazanamamıştım. Her kaybedişte arabada saatlerce ağlamıştım. Çünkü bana göre ve Yoshi'ye göre hatasız sürüyor ama her defasında kalıyordum. Ve hiçbir açıklama yapmadan bugün git, sonra yine gel muamelesi görüyordum. O yüzden caymıştım. Hatta caydırılmıştım diyelim.

Ama beni yine bir ehliyet ateşi sardı. Allah'ın izni ile bu sefer ehliyetimi almak istiyorum. Shizuoka'da fazla Türk yaşamadığı için bırakıyorlardır diyen olmuştu. Zaten para için bırakıyorlar falan da diyorlar. Her defasında sınava giriş parası ödüyorsunuz çünkü.
Bu arada benim Türkiye'de ehlliyetim var. Onu Japon ehliyetine dönüştürmem için öncelikle 10 soruluk bir yazılı sınav, sonrasında da direksiyon sınavını geçmek gerekiyor.
Direksiyon sınavı herkesi çok zorluyor. Çünkü abartılı davranmanızı istiyorlar. Sağı,solu kontrol ederken mesela çoook abartmanız gerekiyor. Yani bir anlamda sınav boyunca mantığınızı biraz devre dışı bırakmanız gerekiyor.
Düşündükçe mideme ağrı giriyor bak!

Neyse bugün yazılı sınavı geçtim. Çooook mutluyum çünkü sınav türkçeydi. Shizuoka'da yazılı test ve ingilizceydi. Ama yok böyle bir ingilizce. Japon mantığı ile çevrilmiş ingilizce soruları ve cevapları anlamak çok zordu.  Bugün yine ingilizce gireceğim sanıyordum sınava derken türkçe olduğunu öğrendim ve çok mutlu oldum. Üstelik Nagoya'da bilgisayardan dokunarak cevapladık. Türkçe sorular da biraz garipti. Bazı kelime hataları falan vardı ama garip ingilizceden iyidir yine ana dilim sonuçta.
10 dakika sürüyor test. Ben 2 dakikada bitirdim. 90'la geçtim wuhuuu :) 1 yanlışım olmuş yani. Hangi soruydu acaba diye merak etmiyor da değilim.

Şimdi darısı direksiyon sınavına! Ay sonuna gün verdiler. O güne kadar biraz özel ders alacağım parkur alanında. Ne olur dualarınızı eksik etmeyin. Bebeğimize sağ salim kavuşmak birinci duam, ehliyetime kavuşup araba sürmek de ikinci duam.  Bir de sizlerin enerjisi, iyi niyeti ve duaları devreye girerse olur bence bu iş :)

Ayyyy Allah'ım hayırlısı ne ise o olsun inşallah!!!

Buraya kadar okudunuz mu? Vallahi süpersiniz.

Ne konuşmuşum beee :)