GÜNDEM


More

Sözcü Haber

Unknown on : 23 Şubat 2015 Pazartesi 0 YORUMLAR
Unknown
ETİKETLER :

Sözcü Haber


Kırılma Noktası "Ekonomi"

Posted: 22 Feb 2015 10:18 AM PST



Bugün piyasa şartları içinde cari durgunluk açısından 2002 mali krizinden çok daha fazla sıkıntı yaşıyor olmamıza rağmen nedense iktidar mensubu ali cenap (!) tuzu kurular cephesinde her daim olduğu gibi laf ebeliğinden gayrı icraat yok

İşin garip tarafı kamu kaynaklarına sırtına yaslayan asalak çıkarcılar ve rant sevicileri dışında kalan çalışan üreten ve alnı terleyerek doğru dürüst biçimde kamu idaresinin kılı kırk yarma mertebesinde sinekten yağ çıkarma hesabı içinde bin bir çeşit borç ve yükümlülük icat ettiği mali sistemin talan çarkları arasında hayatta kalma mücadelesi veren bu ülkenin çilekeş emekçilerin daha egzantrik ve moda ifadesiyle kobilerin " iliklerine kadar hissettikleri bu adı konmamış kriz ile alakalı tek bir satır yazı yahut kelam dahi terennüm edilmemekte

" 17 aralık sonrasında hükümet cenahının şahsını ve ahalisini bir bohça içerisinde kurtarma ve geride kalanları " devlet düşmanı " lakırtılarıyla aşağılama içgüdüsüyle çalıp söylediği paralel masal düttürüsü ile bu değirmen dönmez beyler..

Unutmayın ki siyasi çalkantıların devamında gelen yıkıntılarının ilk çıkış noktası mali disiplin ve piyasa ekonomisinin istikrarsızlaşması ve amiyane tabirle mevcut otoritenin idari ve siyasi tercihleri istikametinde varlığını devam ettirme mecburiyetinde bulunan halkların " sosyo ekonomik yaşam standartlarını kaybetmeleridir "

Devlet kavramı ortaya çıktığından beri en ciddi siyasi kırılmalar yada değişkenler " ekonomik dengelerin bozulmasıyla doğru orantılıdır " 2001 yılında yaşana mali kriz nasıl ki 2002 de henüz çiçeği burnunda yeni filizlenme aşamasında bulunan üstelikte gömlek değiştirme merhalesi sonrası mevcut tabanını kaybetmiş olduğu halde bile akp;yı tek başına iktidara taşımaya neden olduysa özellikle yerel seçim sonrası tüm piyasa içinde hacim ve büyüklüğüne bakılmaksızın tüm ülke sathında derinlemesine hissedilen " iktidar güdümlü siyasi düşmanlık politikasının tetiklemesi ile kaybolan mali disiplinle orantılı olarak yaşanmakta lakin kamu ve yaltakçılarının eliyle saklanmakta olan ekonomik kriz önümüzde ki genel seçimde rollerin ciddi anlamda değişmesine sebebiyet vermesi kaçınılmazdır.

Her durum ve hadiseden siyaset üretme kabiliyeti ile hakikatleri perdeleme ve iletişim araçlarının tek merkezden koordine edilmesi ve kitleleri yönlendirme adına propaganda aracı olarak kullanılması gibi basit sosyal mühendislik harekatlarıyla " idare içinde ki hükümranlığını devam ettirebileceğini zanneden kamu zaafiyetçileri,içine düştükleri bu yanılgı ile yüzleşmeye mahkumdur.

1876 Fransız İhtilali,tüm dünya halkları için özellikle kendini yönetme kabiliyeti ve özverisinin gelişmesi ve milliyetçilik duygularının ön plana çıkması açsından bir devrimdir lakin bu devrimin asıl çıkış nedeni insanların hak ve özgürlük konusunda ki hassasiyetleri ve kraldan bu konudaki talepleri değll,ağırlıklı olarak Fransız varoşlarında yaşayan Fransız toplumunun nerdeyse % 80`nine tekabül eden bir nüfusun açlık ve sefalet içinde yaşamaya mahkum bırakılmasıdır

Yani siyasal anlamda özgürleşme hareketlerinin temel noktasında yatan asıl gaye ekmek kavgasıdır...

" Duaya Rabbena diye başlayıp hep bana diye bitiren bukalemun misali renk değiştiren neo vesayetin muzafezekar soslu temsilcilerine duyrulur "



Malum-u İlam
pembekonak@hotmail.com
http://twitter.com/rasyonelboyut

Üniter yapıya çifte tehdit

Posted: 22 Feb 2015 08:58 AM PST



Hükümet, bir yandan özerklik temeline dayanan çözüm sürecini diğer yandan da federasyon temeline dayanan başkanlık sistemini Türkiye'ye dayatıyor. Paralel yürüyen her iki projenin de ortak sonucu Türkiye'nin üniter yapısının bozulması olacak

Nihai hedefi özerklik yani Türkiye'yi federasyonlara ayırmak olan terörle müzakere sürecinde yeni bir aşamaya geçildi. Bu aşamada İmralıAnkaraKandil hattında yapılan görüşmelerle ilgili açıklamaların ortak yapılması bekleniyor. HDP'nin müzakere heyetinde yer alan Hatip Dicle konuyla ilgili olarak Diyarbakır'da yaptığı açıklamada, Kandil ile görüştükten sonra heyetimiz tekrar hükümetle bir görüşme gerçekleştirecek. Ondan sonra da ortak açıklamalar olacak" dedi.

'Öcalan serbest kalacak'
İmralıAnkaraKandil hattında müzakere edilen ve üzerinde mutabık kalınan metnin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın onayından sonra kamuoyuna açıklanacağı ifade ediliyor. Metnin en dikkat çekici başlıklarının özerklik, PKK için genel af ve Öcalan'ın serbest bırakılması olduğu ifade ediliyor. Hükümete yakın yorumcular da katıldıkları TV programlarında 'Öcalan seçimlerden sonra serbest kalacak' demeye başladı. Bu isimlerden biri olan Nagehan Alçı, katıldığı bir TV programında "Hükümetin çözüm sürecinin önünü açacak radikal hamlelere kamuoyu açısından hazır olduğunu düşünüyorum. Mesela Öcalan'ın serbest kalması gibi... Hem de seçimden çok kısa bir süre sonra. Ben buna Türkiye kamuoyunun hazır olduğunu düşünüyorum. Öcalan'ın seçimden sonra serbest kalması olası" dedi.

Seçimden önce genel af hazırlığı
Konuyla ilgili bir açıklama da açılımın eski koordinatörü olan AKP sözcüsü Beşir Atalay'dan geldi. Bir TV programına katılan Atalay, "Silahların bırakılmasının ardından devletin, hükümetin yapacağı adımlar gelecek. Eve dönüş gibi düzenlemeler, bütün bunları yol haritasının önemli ayakları olarak görmek lazım" dedi. Beşir Atalay, "Eğer İmralı ve Kandil'den beklenen adım atılırsa hükümetin atacağı ilk adım eve dönüş düzenlemesi mi olacak?" sorusuna da şu cevabı verdi: "Bu yol haritasının belli bir safhasıdır. Seçim öncesi bu konuda belli mesafeler alınacak gibi görünüyor. Tabi bunun seçime de büyük katkısı olacak."

Başkanlık sistemi AKP seçim beyannamesinde
Nihai hedefi özerklik olan çözüm süreciyle paralel olarak yürütülen başkanlık sistemi çalışmaları da Türkiye'yi federatif yapıya götürmeyi amaçlıyor. AKP yeni anayasa ve başkanlık sistemini 7 Haziran seçimleri için hazırladığı seçim beyannamesine almaya hazırlanıyor. Paralel yürüyen her iki projenin de ortak sonucu Türkiye'nin üniter yapısının bozulması olacak.


Yeni Mesaj

Emniyet ilk kez ‘FETÖ’ dedi

Posted: 22 Feb 2015 08:53 AM PST



İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından 12 ilde düzenlenen operasyona ilişkin hazırlanan fezlekede, "paralel devlet yapılanması" ifadesinin yanı sıra ilk kez "Fethullahçı Terör Örgütü" (FETÖ) ifadesi de kullanıldı.

Hazırlanan fezlekede, "Örgütün en önemli hedefinin, yasal veya yasa dışı dinleme, izleme, raporlarla elde ettiği bilgileri tehdit-şantaj olarak kullanmak ve Türkiye'de devletin bütün anayasal kurumlarını, güvenlik birimlerini, mülki ve adli yapısını ele geçirmek, aynı zamanda uluslararası düzeyde büyük, etkili bir siyasi ve ekonomik güç haline gelmek olduğu anlaşılmaktadır" denildi. Fethullah Gülen'in öz geçmişi ve faaliyetlerine yer verilen, bu kişinin görünen ve örtülü olmak üzere iki temel amacı bulunduğu anlatılan fezlekede, "Örgüt tabanına 'İlay-ı Kelimetullah' gayesi ile hareket edildiği, Türkiye ve Türk coğrafyası başta olmak üzere ahlaklı toplum yetiştirme arzusunda olunduğu vurgusu yapılmakta ise de asıl amacın Türkiye'de devletin bütün anayasal kurumlarını, güvenlik birimlerini, mülki ve adli yapısını ele geçirmek ve aynı zamanda uluslararası düzeyde büyük ve etkili bir siyasi ve ekonomik güç haline gelmek olduğu anlaşılmıştır" denildi.


Yeni Mesaj

Süleyman Şah türbesinin yeni yeri

Posted: 22 Feb 2015 08:35 AM PST



Süleyman Şah'ın yeni yeri Eşme, Kürt güçlerinin kontrolünde

IŞİD tehdidinin artması nedeniyle TSK'nın operasyonuyla tahliye edilen Süleyman Şah Türbesi'nin, Türkiye sınırına çok yakın noktadaki Eşme köyüne taşınması için yapılan hazırlıklar YPG'nin kontrol noktalarından fotoğraflandı.

Türkiye 'nin, kendi sınırları dışında sahip olduğu tek toprak parçası olma özelliği taşıyan Süleyman Şah Türbesi ve Saygı Karakolu'ndaki askerleri ve tarihi öneme sahip emanetleri tahliye operasyonunun yankıları sürüyor. Konunun en çok dikkat çeken yanı ise Süleyman Şah Türbesi'nin gerek eski yerinin gerekse bu sabah saatlerinde taşınacağı açıklanan yeni yerinin, yakın zamana kadar Kürt güçleri ile IŞİD arasında bir ölüm kalım savaşının yaşandığı Kobani'ye çok yakın olması... Bu yakınlık, "Operasyon sürecinde YPG ile nasıl bir temas oldu" sorusunu gündeme getirdi. Başbakan Davutoğlu sabah bu konuda, "Tüm mercilerin bilgilendirildiğini" söylemekle yetinirken, Kürt cephesinden gelen haber ve görüntüler, "operasyon süresince YPG güçleriyle çok sık temas edilmiş olabilir mi" ve "türbenin yeni yeri YPG'nin kontrolünde mi" sorularını gündeme getiriyor.

Tanklar ve kara unsurlarının katıldığı operasyonla Süleyman Şah Saygı Karakolu'ndaki askerler Türkiye'ye getirilirken, Türk askeri konvoyu, tamamen YPG'nin kontrolünde olan Kobani'den de geçti. Bu konuda Genelkurmay'ın ve Başbakan Davutoğlu'nun yaptığı resmi açıklamalarda net bir bilgilendirme yapılmazken, hem yabancı ajanslar hem de Kürt haber kaynakları zırhlı birlikleri Kobani'den geçerken gösteren fotoğraflar yayınladılar. Fransız AFP ajansı, Türk tankları ve zırhlı birliklerinin Kobani kent merkezinden geçerken görüntülendiği fotoğrafları servis etti.

Ancak en ilginç görüntüler YPG kaynaklarına yakınlığıyla bilinen Fırat Haber Ajansı (ANF) tarafından yayınlandı. Ajansın, "YPG'nin hakimiyetindeki Aşme'de türbe çalışması sürüyor" başlığıyla geçtiği haberde, Süleyman Şah Türbesi'nin yeni yeri olacağı için bayrak dikilerek çevre düzenleme çalışması başlatılan alanın YPG'nin kontrol ve nöbet noktalarına sadece birkaç yüz metre uzaklıkta olduğu görülüyor.

Türk yetkililerin de türbe ve karakolun Eşme'ye taşınacağını belirtmesinin ardından yayınlanan fotoğraflarda, yüksek bir direğe dikilmiş Türk bayrağı ile çevre düzenlemesi için çalışan iş makineleri görülüyor. Fotoğraflarını çekildiği ve Türk bayrağı dikili alana sadece 100 metre kadar uzaklıktaki bölgede ise Abdullah Öcalan posterleri ve nöbet tutan silahlı YPG milisleri dikkat çekiyor.

YPG güçleri Kobani'nin batısında bulunan Eşme köyünü, yaklaşık 10 gün önce IŞİD militanlarından temizleyerek kontrol altına almıştı.

YPG basın sözcüsü Polat Can dün kişisel twitter hesabından, Türk tarafının Süleyman Şah operasyonu için kendilerinden yardım istediğini aktarmış, kısa bir süre sonra da Can'ın twitter hesabı IŞİD bağlantılı olduğunu ileri süren hacker gruplarınca ele geçirilmişti.

HDP Şırnak milletvekili Habip Kaplan da operasyonun "YPG ile birlikte yapıldığını" iddia etmişti.



Radikal

PKK üniversitelerde terör estiriyor

Posted: 22 Feb 2015 08:23 AM PST



Güneydoğu'yu kurtarılmış bölge ilan eden terör örgütü Ege'de Ülkücü kanı dökecek kadar azgınlaştı

Fakülteler saldırı üssü kampüs örgüt kampı Bazı üniversiteleri saldırı üssü olarak kullanıp, kampüsleri örgüt kamplarına çeviren eli kanlı bölücülerin, İzmir'deki Ege Üniversitesi'nde kurmak istedikleri hekimiyete karşı çıkan ve daha önce de tehdit ettikleri Ülkücü öğrenci Fırat Yılmaz Çakıroğlu'nu bıçaklayarak alçakça katletmesine tepki yağdı.

Vural: Hükümeti ve emniyeti uyarmıştım
MHP Grup Başkan Vekili Oktay Vural, "Ege Üniversitesi'nde Öcalan posterleri açılıyor, hatta kimlik kontrolü bile yapılıyor. Hükümeti, emniyeti ve YÖK'ü uyarmıştım" dedi. Ülkü Ocakları Genel Başkanı Olcay Kılavuz da, "İhanet süreci bu defa üniversitede etkisini gösterdi" ifadesini kullandı.

Polislere, "PKK'yı koruyorsun" tepkisi
Olay yerinde 5 bıçak bulunurken, 7 kişi gözaltına alındı. Fırat Yılmaz Çakıroğlu'nun ölüm haberini alan arkadaşları polise, "PKK'lıları koruyorsunuz" diye tepki gösterdi. Çakıroğlu için bir çok ilde protesto gösterileri düzenlendi, Erzurum'da göstericilerle polis arasında gerginlik yaşandı.

MHP lideri Bahçeli: Kanlı oyuna düşmeyiz
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir'deki resepsiyonu iptal ederken, Başbakan Davutoğlu'da taziyelerini iletti. MHP lideri Devlet Bahçeli de, sükunet çağrısı yaptı. Bahçeli, "Ülkücü hareket sabrından ve asaletinden taviz vermeyecek. Kanlı döngünün içine düşmeyecektir" dedi.

İktidardan "çözüm" adı altında taviz üstüne taviz koparan terör örgütü yandaşlarının yeni hedefi üniversiteler oldu. İmralı, Kandil ve iktidar arasında müzakereler son aşamaya gelirken terör örgütü yandaşları da üniversiteleri savaş alanına çevirdi. Hükümetten "Nevruz'da iyi şeyler olacak", PKK'dan da "Verilen sözler yerine getirmeden olmaz" açıklamaları yapılırken bölücü yandaşları da üniversitelere yerleşti. Doğu ve Güneydoğu'nun bir çok ilini neredeyse "kurtarılmış bölge" ilan eden PKK, Oslo sürecinin ardından üniversite hamlesi başlattı. Terör örgütü yandaşları tüm üniversitelerde olaylar çıkardı. Bu, gazete ve televizyonlar tarafından "karşıt görüşlü öğrenciler arasında kavga" olarak yansıtıldı.

Hiç önlem almadılar
Ege Üniversitesi'nde terör örgütü yandaşları Ülkücü öğrencilere saldırdı. Edebiyat Fakültesi önünde PKK'lıların taşlı, bıçaklı ve sopalı saldırısında Fırat Yılmaz Çakıroğlu bacağından, Nurullah S. de karnından yaralandı. Çakıroğlu Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Acil Servisi'ne, Nurullah S. ise Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürüldü. Atar damarı kesildiği öğrenilen Çakıroğlu yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Arkadaşlarının öldüğünü öğrenen bir grup öğrenci hastanenin acil servisi önünde toplandı. Gözyaşı döken öğrenciler Çakıroğlu'nun ölümünden bugüne kadar üniversitelerde yapılanan bölücülere karşı önlem almayan üniversite yönetimini ve güvenlik güçlerini sorumlu tuttu. Ülkü Ocakları Genel Başkanı Olcay Kılavuz, "Ege Üniversitesi Kampüsü'nde vatan haini bölücü canavarların saldırısı sonucu ağır yaralanan Ege Üniversitesi Teşkilat Başkanımız Fırat Çakıroğlu tüm çabalara rağmen kurtarılamayarak şehit oldu" dedi.

7 kişi gözaltına alındı
Soruşturmayı yürüten Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, üniversitedeki güvenlik kamera kayıtlarından olaya karışan bazı kişileri tespit etti. Polis, olay yerinde 5 bıçak bulurken 7 kişiye de gözaltına aldı. Bölücü saldırıda hayatını kaybeden Fırat Yılmaz Çakıroğlu için sosyal medyada başsağlığında bulunuldu. Çakıroğlu'nun ölüm haberini alarak büyük üzüntü yaşayan arkadaşları polise, "PKK'lıları koruyorsunuz" diye tepki gösterdi. Sosyal paylaşım sitesi Twitter'da ise ismiyle açılan hashtag'i kısa sürede üst sıralara yükseldi. MHP sosyal hesabı Twitter'dan şu paylaşımlarda bulunuldu: "Ege Üniversite Teşkilat Başkanımız F. Çakıroğlu PKK'lı vatan hainleri tarafından şehit edilmiştir. Başımız sağ olsun" "Ülkü şehidimiz Fırat Çakıroğlu'na Allah'tan rahmet diliyoruz. Ülkücü hareketin başı sağ olsun. Mekanı cennet olsun." "Ülkü şehidimiz Fırat Çakıroğlu mekanın cennet olsun Bozkurt Fırat."

Üniversite 3 gün tatil
Öte yandan Ege Üniversitesi'nde Fırat Çakıroğlu'nun ölümü, yedi öğrencinin yaralanmasıyla sonuçlanan olayların ardından Ege Ünivesitesi Senatosu dün olağanüstü toplandı. Senato olaylar nedeniyle Ege Üniversitesi'nin tüm fakülte, yüksek okullarında 23 Şubat Pazartesi, 24 Şubat Salı ve 25 Şubat Çarşamba günlerini tatil ilan etti.

Son yolculuğuna on binler uğurladı

PKK'lılar tarafından öldürülen Fırat Yılmaz Çakıroğlu için İzmir'de dün cenaze tören düzenlendi. Binlerce kişinin katıldığı törende Fırat Yılmaz Çakıroğlu için Kuran-ı Kerim okunarak dualar edildi. Bornova Cumhuriyet Meydanı'nda toplanan kalabalık grup Mustafa Kemal Caddesi üzerinden sloganlar eşliğinde yürüdü. Fırat Yılmaz Çakıroğlu'nun Türk Bayrağı'na sarılı tabutu, cenaze aracının içerisinde kortejin en önünde yer aldı. Cenaze öncesinde düzenlenen anma törenine Türkiye'nin farklı illerinden katılım olması da dikkat çekti. Fırat Yılmaz Çakıroğlu'nun annesi Özlem Çakıroğlu ise oğlunun fotoğrafını göğsüne bastı. Gözyaşlarına boğulan anne Çakıroğlu katillerin cezalandırılmasını istedi. Çakıroğlu'nun cenazesi daha sonra Bayraklı Fatih Camisi'ne getirildi. Cenazeye Çakıroğlu'nun ailesi, akrabası olduğu bildirilen AKP Konya Milletvekili Mustafa Baloğlu, MHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Kenan Tanrıkulu, MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, CHP Milletvekilleri Aytun Çıray ve Mehmet Ali Susam, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, partililer ve vatandaşlar katıldı. Cenazeye katılan bazı gruplar, olayı protesto eden sloganlar attı, tekbir getirdi. İkindiyi takiben kılınan cenaze namazının ardından Çakıroğlu'nun cenazesi Pınarbaşı Kabristanı'na götürülerek defnedildi.

Gıyabi cenaze namazları
Birçok ilde de Fırat Yılmaz Çakıroğlu için cenaze töreni düzenlenirken gıyabi cenaze namazları kılındı. Bugün de bir çok ilde Çakıroğlu'nun öldürülmesinin protesto edileceği bildirildi.

Devlet Bahçeli'den sükunet çağrısı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli yaptığı açıklamada, "Milliyetçi, Ülkücü hareket sabrından, asalet ve vakarından taviz vermeyecek. Projelendirilen oyunlara kapılmayacak. Kanlı döngünün içine düşmeyecektir" dedi. "Dava arkadaşlarımı sakinliğe davet ediyorum" diyen Devlet Bahçeli, tehdide rağmen tedbir almayanların akan kanda payı olduğunu söyledi. Bahçeli, "AKP-PKK terörü aklını başına almalı, ateşle daha fazla oynamamalı, önümüze derin çukurlar kazmaktan acilen vazgeçmelidir. Şayet sözün bittiği noktaya tam olarak gelinirse, olacak ve doğacak olaylardan Milliyetçi-Ülkücü Hareket mesul tutulamayacaktır" ifadelerini kullandı.

Başbakan'dan taziye
Başbakan Davutoğlu, Ege Üniversitesinde yaşanan olaylarda hayatını kaybeden Fırat Yılmaz Çakıroğlu'nun babası Fuat Çakıroğlu'nu arayarak taziyelerini iletti ve olayın soruşturulması ve bir ihmal var ise tespiti için iki müfettişin görevlendirildiğini ifade etti.

Vural: Emniyet duyarsız kalıyor
MHP Grup başkanvekili Oktay Vural, partisinin il binasında basın toplantısı düzenledi. Vural, "Ege Üniversitesi'nde terörist başının posterleriyle çadırlar kuruyorlar, şenlikler düzenliyorlar. Elimdeki resimleri görüyorsunuz. Bu resimler Kandil'de değil, Ege Üniversitesi'nde çekildi. Bunlar okulda sözde paçavra bayraklarını taşıyorlar" dedi. Vural şöyle devam etti. Elimizi vicdanımıza koyalım buna tepki gösterenler karşıt görüşlü değil. Vicdanı onlan herkes bunlara tepki koyar. Üniversitelerde yaptıkları bunlar. Şimdi soruyorum. Bunlarla ilgili üniversitelerde ilgili yapılanma konusunda çeşitli tarihlerde uyarılarda bulundum. Emniyeti, üniversiteyi YÖK'ü uyardım. Kürdistan bayrakları açıyorlar. Türk bayrakları indiriliyor bunları ifade ettim. Basın toplantısında emniyeti hükümeti uyardım. Nevruz kutlamaları yapıyorlar. Abdullah Öcalan'ın açıklamalarını okuyorlar. Bütün bunların yanında Ege Üniversitesi'nde kimlik kontrolü yapıyorlar. Emniyet duyarsız kalıyor. Bunları söyledik."

Yeniçağ

Bin 150 odalı Ak Saray'da oda başına bir polis düşecek

Posted: 22 Feb 2015 08:20 AM PST



Emniyet Genel Müdürlüğü'ne bağlı olarak Cumhurbaşkanlığı koruma hizmetlerinde kullanılmak üzere 2 şube müdürlüğü kurulmasına ilişkin Bakanlar kurulu kararı Resmi Gazete'de yayımlandı.

Resmi Gazete'de, söz konusu şubelerin kurulması kararının, İçişleri Bakanlığı'nın 5 Aralık 2014 tarihli resmi yazısı üzerine Bakanlar Kurulu'nca 15 Aralık 2014 tarihinde alındığı kaydedildi. 1150 odalı Ak Saray denilen Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın korumasını halen 1150 polis sağlıyor. Ak Saray, özellikle muhalefet tarafından çok israf yapıldığı gerekçesiyle yapıldığı günden beri eleştiri konusu yapılıyor.

Yeniçağ

Sümeyye suikasti için suç duyurusu

Posted: 22 Feb 2015 08:17 AM PST



CHP Milletvekili Umut Oran, "Fuat Avni'den Sümeyye Erdoğan suikastı hakkında bilgi alıyor" iddiasını ortaya atan haberi yayımlayan gazeteler hakkında suç duyurusunda bulundu. "Bunun arkasında çete var" diyen Oran, "Alçakça, şerefsizce, ahlaksızca iftiralar" dedi.

Yandaş medya gazeteleri Star, Akşam ve Güneş'in aynı gün gündeme getirdiği "Gülen, Sümeyye Erdoğan için suikast emri verdi, CHP destekledi" haberlerinde adı geçen CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, "İktidarın kumpas kurma birikimini herkes biliyor" diyerek konuyla ilgili suç duyurusunda bulundu.Kendisinin üzerinden CHP'yi de hedef alan yandaş medya saldırısında bugün gelinen aşamayı "hastalıklı yayın" olarak niteleyen Oran, "Fuat Avni'den Sümeyye suikasti hakkında bilgi alıyor" iddialarıyla ilgili açıklama yaptı. Halk TV'de Ayşenur Arslan'ın sunduğu programa konuk olan Oran, "Ne söyleyeceğimi bilmiyorum, kabus gibi. Kabusa uyanmış gibiyim. Hatırlarsanız, genel başkanımız aylar önce MİT'in CHP'yi dinlediğini, fişlediğini söylemişti. Biz o yüzden konuşmalarımıza çok dikkat ediyoruz. Bu haberler tek bir kaynaktan çıkıyor, havuz medyasından. Bütün gazetelerin cümleleri aynı" dedi. "Bunun arkasında bir çete var" diyen Oran, şöyle devam etti: "Alçakça, şerefsizce, ahlaksızca iftiralar. Teknik olarak imkansız bir şey. Ben bu bahsedilen şahısları takip etmiyorum, onlar da beni takip etmiyor, bir diyalog içinde olmamız teknik olarak mümkün değil. AKP'nin kumpas kurma konusundaki mantığı ve aklı belli ki değişmemiş, gelişmemiş. Daha önce Ergenekon'da Bilal Erdoğan'a, Bülent Arınç'a da suikast yapılacağı öne sürülmüştü. Savcılığın yayınlarla ilgili soruşturma başlatmış olmasına da sevindim."

Yeniçağ

Algı yönetimiyle AKP’nin oyları yüksekmiş gibi gösteriliyor

Posted: 22 Feb 2015 08:15 AM PST



DSP Genel Başkanı Masum Türker, AKP'nin gerçek oy oranlarının kamuoyundaki anketlere yansıtılmadığını belirterek, "AKP'nin oyu yüzde 32 ile 34 arasındadır" dedi.

DSP Genel Başkanı Masum Türker, AKP'nin gerçek oy oranlarının kamuoyundaki anketlere yansıtılmadığını belirterek, "Kamuoyundaki anketler gerçeği yansıtmıyor. AKP'nin oyu yüzde 32 ile 34 arasındadır. Algı yönetimiyle AKP'nin oyları yüksekmiş gibi gösteriliyor" diye konuştu.

"EKONOMİK SORUNLAR YÜZÜNDEN İNSANLAR RUH HASTASI OLDU"

Türker, Yol-İş Sendikası 10. Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, "Bülent Ecevit'in kurduğu DSP hükümetleri hiçbir zaman emeğin emri dışında hiç kimsenin emrine girmemiştir. 12 yıldır AKP iktidarının ala ala bitiremediği işçi hakları DSP hükümetleri tarafından verilmiştir" dedi.

Ekonomik sorunların ruhsal hastalıkları beraberinde getirdiğini belirten Türker, "AKP iktidarı iç güvenlik yasasını çıkarmak istiyor. Türkiye'de güvenlik sorunu var ki böyle bir yasa çıkarmaya çalışıyorlar. Eğer Türkiye'de güvenlik sorunu varsa hükümet 12 yıldır ne yapıyor? Türkiye'de çok kötü şeyler oluyor. Ekonomik sorunlar nedeniyle insanlar ruh hastası oldu. yaşıyor. Kimsenin kimseye güveni kalmadı. Bu durumun önüne geçilmesi lazım" dedi.

"AKP'NİN OYLARI YÜKSEKMİŞ GİBİ GÖSTERİLİYOR"

AKP'nin gerçek oy oranlarının kamuoyundaki anketlere yansıtılmadığını belirten Türker, "Kamuoyundaki anketler gerçeği yansıtmıyor. AKP'nin oyu yüzde 32 ile 34 arasındadır. Algı yönetimiyle AKP'nin oyları yüksekmiş gibi gösteriliyor. Bu nedenle Cumhurbaşkanı meydanlarda 400 milletvekili istiyor. AKP'nin gerçek oyunun kamuoyunda konuşulmaması için algı oluşturuluyor" diye konuştu.

"İÇ GÜVENLİK YASA TASARISI KANUNLAŞIRSA…"

MGK toplantısında, "illegal faaliyetlerde bulunan legal örgütler kontrol altına alınacaktır" şeklinde karar alındığını hatırlatan Türker, "İktidar, sendikaları çalışamaz hale getirmek istiyor. MGK'da alınan bu kararın, paralel yapı ile mücadele için alındığını söylüyorlar. Bu kararı hükümet-cemaat kavgasının bir sonucu şeklinde kamuoyuna yansıtıldı. Aslında bu kararın hedefinde siyasi partiler, sendikalar, kamu nitelikli meslek kuruluşları ve sivil toplum örgütleri var. İç güvenlik yasa tasarısı kanunlaşırsa sendikacılık ve örgütlenme bu bağlamda hükümetin kontrolüne geçecektir" ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet

Tekin'den 'Süleyman Şah' için sert açıklama

Posted: 22 Feb 2015 08:14 AM PST



CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin, CHP Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında gündemi değerlendirdi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Sekreteri Gürsel Tekin, Süleyman Şah Saygı Karakolu'ndaki askerlerin Türkiye'ye getirilmesiyle ilgili açıklama yaparak gazetecilerin sorularını yanıtladı. Tekin, "Şah değil, 'Mat' operasyonu olmuştur. 90 yıllık cumhuriyet tarihinde ilk defa savaşmadan topraklarımızı kaybediyoruz, bu kabul edilebilecek bir durum değildir" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı dönemindeki ifadelerini hatırlatan Tekin, "Kobani meselesinde gerçekten bir terör örgütüyle vatandaşların karşı karşıya kaldığı ortamda çıktı dedi ki eski Başbakan 'PKK nasıl terör örgütüyse PYD de terör örgütüdür'. Dün sizin terör örgütü dediğiniz PYD'nin kontrolünde bu operasyonu yaptınız. Böyle bir Türkiye olabilir mi? Onu söylemeyeceksiniz ya da bunu yapmayacaksınız. Ne yazık ki gelmiş olduğumuz durum çok vahim. Kabul edilebilecek bir durum değildir. 20-25 gündür bütün uyarılarımıza rağmen Süleyman Şah Türbesinde nöbet değişimi, asker değişimi olmuyor. Hatta asker değişiminin ötesinde hiçbir lojistik destek olmuyor, oradaki çocuklarımızın akıbetini bile bilmiyoruz, dediğimizde kesinlikle böyle bir şey yoktur diyen iktidarın bugün Türkiye'yi getirdiği durum çok vahim bir durum olduğunu paylaşmak istedim" şeklinde konuştu.

"BİZ İKTİDAR GİBİ YASA DIŞI OLARAK HİÇBİR TELEVİZYONA, GAZETEYE EL KOYMAYIZ"
Tekin, "Biz iktidar gibi yasa dışı olarak hiçbir televizyona, gazeteye el koymayız. Ne kadar gazeteye el konulmuş, kaç kişi tutuklanmış bütün raporları burada" ifadelerini kullandı.

"BANA EL KOYSANIZ NE OLUR EĞER YÜREĞİNİZ YETİYORSA GİDİN KENDİ TOPRAKLARINIZA EL KOYUN"
Süleyman Şah Türbesi'ne gitme konusunda 2 gün önce çağrı yaptığını söyleyen Tekin, "Gürsel Tekin'e 8 Haziran'da el koyacaklarmış. Bana el koysanız ne olur. Eğer yüreğiniz yetiyorsa gidin kendi topraklarınıza el koyun. Önünüze de biz vereceğiz. Hadi hodri meydan. 2 gün önce çağrı yaptım. Gelin Süleyman Şah Türbesi'ne hep beraber gidelim dedim. Sorun yok dediler. Ne yazık ki çok üzücü bir olay ile Türkiye karşı karşıya" açıklamasında bulundu.

"ŞAH" DEĞİL "MAT" OPERASYONU OLMUŞ SAVAŞMADAN TOPRAKLARIMIZI KAYBEDİYORUZ"
Tekin, "Şah değil, 'Mat' operasyonu olmuştur. Şah Türbesi operasyonu Türkiye için kabul edilebilecek bir durum değildir. İlk kez 90 yıllık cumhuriyet tarihinde kendi topraklarımızı savaşmadan topraklarımızı kaybediyoruz. Biz küresel bir dünyanın parçasıyız. Ortadoğu'yu dizayn edeceğiz. Yapmayın, etmeyin. CHP bu konuda çok çaba sarf etti. Özellikle Ortadoğu coğrafyasındaki belli ülkelerde heyetlerimizle görüşmelere gittik. Bu görüşmelerin sonucunda hazırlamış olduğumuz bu raporların tamamını geçmişin Dışişleri Bakanı, bugünün Başbakanına gönderildi. Aman ha önleminizi alın. Maalesef bu önlemlerin hiçbir tanesi alınamadı. Yine 53 vatandaşımızın dışında Türkiye Cumhuriyeti'nin uçağı düşürüldü. 2 tane pilotu şehit oldu. CHP olarak soruyoruz. Bir sorumluluk içinde soruyoruz. Çok net bir şekilde 6 aydır, üç tane soru sormuşum. İlkokul çocuklarına sorduğunuzda rahatlıkla cevap alabileceğiniz sorulara hala cevap alabilmiş değiliz. Bu uçağı kim düşürdü? Bu uçak niçin hava sahası ihlal etti? Ne yazık ki bu coğrafyanın en güçlü ülkesi bu iktidar tarafından biçare hale gelmiştir. Bunu kabul etmek mümkün değildir" diye konuştu.

"NE YAZIK Kİ GELMİŞ OLDUĞUMUZ DURUM ÇOK VAHİM"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı dönemindeki ifadelerini hatırlattığı konuşmasında Tekin, şunları kaydetti: "Kobani meselesinde biliyorsunuz siyasetçiler özellikle dış politika konusunda söyleyecekleri çok önemlidir. Her cümlenin size yol, su, elektrik olarak dönebileceğini bilmeniz lazım. Atarsınız. İç politikada yapabilirsiniz bunu. Ama dış politikada bunu yaparsanız bunun bedelini çok ağır ödersiniz. Kobani meselesinde gerçekten bir terör örgütüyle vatandaşların karşı karşıya kaldığı ortamda çıktı dedi ki eski Başbakan 'PKK nasıl terör örgütüyse PYD de terör örgütüdür'. Dün sizin terör örgütü dediğiniz PYD'nin kontrolünde bu operasyonu yaptınız. Böyle bir Türkiye olabilir mi? Onu söylemeyeceksiniz ya da bunu yapmayacaksınız. Ne yazık ki gelmiş olduğumuz durum çok vahim. Kabul edilebilecek bir durum değildir. 20-25 gündür bütün uyarılarımıza rağmen Süleyman Şah Türbesinde nöbet değişimi, asker değişimi olmuyor. Hatta asker değişiminin ötesinde hiçbir lojistik destek olmuyor, oradaki çocuklarımızın akıbetini bile bilmiyoruz, dediğimizde kesinlikle böyle bir şey yoktur diyen iktidarın bugün Türkiye'yi getirdiği durum çok vahim bir durum olduğunu paylaşmak istedim"


Cumhuriyet

Yarın ülkeden de kaçacaklar

Posted: 22 Feb 2015 08:13 AM PST



CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu Süleyman Şah Türbesi'nin terk edilmesi ile ilgili Twitter'dan açıklama yaptı.

Kılıçdaroğlu açıklamasında şu ifadelere yer verdi; "Teröristin önünde eğilen, vatan toprağını satan hükümet, yarın karşılaşılacak diğer tehditlere karşı ilk işinin "kaçmak" olacağını gösterdi. Güçlü devlet, karşılaşılan ilk tehditte topraklarını bırakıp kaçmakla değil, teröristlere dersini vermekle olunur.Bu utanç Türkiye'ye fazla! Kendi karakolunu yıkıp, kendi askerini geri çekip, kendi toprağını terk etmeyi "başarı" diye sunmak danışıklı bir dövüşün kanıtıdır.Süleyman Şah'tan kaçma talimatını verenler yarın bu ülkeden de kaçacak ancak, Türkiye'ye yaşattığınız her türlü utancın hesabını soracağım"


Cumhuriyet


Fındık borsasını Karadeniz'de kurmazsam siyaseti bırakacağım

Posted: 22 Feb 2015 08:11 AM PST



CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Bakırköy Belediyesi Sosyal Tesisleri'nde Karadeniz sivil toplum örgütlerinin temsilcileriyle kahvaltıda bir araya geldi.

Kılıçdaroğlu programda bir konuşma yaptı. Kemal Kılıçdaroğlu konuşmasında Karadenizlilerden sadece 4 yıl yetki istediğini belirterek, "4 yılın içinde Karadeniz'de fındık borsasını kurmazsam, dünya fındık borsasını kurmazsan, fındık üreticisinin alın terinin karşılığını vermezsem; 4 yılın sonun deyin ki 'Kardeşim sen söz verdin, sözünü yerine getirmedin'. Ama ben buradan, İstanbul'dan Karadenizliler'in önünde bütün Karadeniz'e söz veriyorum; 4 yılın içinde dünya fındık borsasını Karadeniz'de kurmazsam siyaseti bırakacağım. Açık ve net. Dünyada bir numara olacaksınız, fiyatını başkaları belirleyecek. Niye benim insanım belirlemiyor. Hangi gerekçeyle belirlemiyor" dedi.

"4 YIL İÇİN EMANET OY İSTİYORUM"

Kılıçdaroğlu, Karadeniz'in tabiatını koruyacaklarını belirterek, "Yeni istihdam alanları yaratacağız. Sadece Karadeniz değil, bütün Türkiye'de sorunları çözeceğiz. 4 yıllık bir yetki istiyorum sizden, 4 yıl, öyle uzun uzun değil. Bakarsınız, denersiniz, görürsünüz. Belki CHP'ye hiç oy vermeyen vatandaşlarımız olacak. Onlarda söylüyorum, 4 yıl için emanet oy istiyorum sizden. Verin, bir Türkiye nasıl yönetilirmiş hep beraber görelim" diye konuştu.

"ESKİ ALIŞKANLIKLARIMIZ BIRAKALIM"

Kemal Kılıçdaroğlu, 19 Mayıs'ın Karadeniz'den, Samsun'dan başladığını ifade ederek, "Karadeniz'den. Nerede başladı, Samsun. Gelin yeni bir hareket başlatalım. Yeni bir Türkiye için mücadele eden, yiğit insanların mücadelesiyle desteklenen güzel bir Türkiye mücadelesi yapalım. Elimizde önümüzde hiçbir engel yok. Eski alışkanlıklarımız bırakalım. Eski düşüncelerimizi de atalım. Daha güzel, daha özgür, barış içinde yaşayan bir Türkiye'yi inşa edelim" dedi.

"NE OLACAK BU İNSANLAR?"

Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin bütün komşularıyla kavgalı olduğunu ve Türkiye'de 1 milyon 700 bin Suriyeli bulunduğunu ifade etti.

Kılıçdaroğlu, "Ne işleri var bizim ülkemizde. Ölümden kaçıyorlar. Kucağımızı açtık 'gelin' dedik. Arkası gelecek daha. Ne olacak bu insanlar? 5.5 milyar dolar para verdik. Onlar yaşasınlar bizim ülkemizde diye. Elbette yaşasınlar, elbette kucak açacağız. Ama size sözüm söz; Ortadoğu'ya barışı biz getireceğiz. Ortadoğu'ya huzuru biz getireceğiz. Ortadoğu'da Müslüman kanının akmasını biz önleyeceğiz. Biz nasıl ülkemizde barışı savunuyorsak bütün komşularımızda da barışı savunacağız. Huzur itiyoruz, sadece ülkemizde değil, bütün bölgede huzur istiyoruz. Kimse kimseyi öldürmesin. Cumhuriyet Halk Partisi'nin iktidarında katırlarla oraya silah gitmeyecek, eline silah alan bizim sınırlarımızdan geçip orada kardeşini öldürmeyecek. Buna izin vermeyeceğiz. 1 milyon 700 bin Suriyeliye de 'tamam kardeşim Suriye'de savaş bitti git ülkene'. Yeter mi, hayır. Suriye yıkıldı. Suriye'nin yeniden onarılması gerekiyor. Karadenizli müteahhit kardeşim gidecek oraya, Suriye'yi yeniden inşa edecek, 'ben buraya barışı getiriyorum, huzuru getiriyorum' diyecek. Bunu savunacak" şeklinde konuştu.

Toplantıya, CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, CHP İstanbul İl Başkanı Murat Karayalçın ve CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran'da katıldı.


DHA

'Pakette 132 madde var, AKP 2 maddeyi açıklıyor'

Posted: 22 Feb 2015 08:10 AM PST



HDP'li Demirtaş, 'İç güvenlik Paketi'yle ilgili "132 madde ancak iki maddesi molotof ve bonzaidir. Peki geri kalan 130 madde nedir? Başbakan niye bunları konuşmuyor" dedi.

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Bağcılar'daki Çağdaş Esnaf Sanayici ve İşverenleri Derneği'ni ziyaret etti.

Demirtaş burada dernek başkanı Hasan Hüseyin Türkeş ve dernek üyeleriyle görüştü. Ziyarete ilişkin bir açıklama yapan Demirtaş, daha sonra basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, mecliste görüşülen iç güvenlik paketi için Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun dün söylediği 'molotof koalisyonu' sözlerini hatırlatarak, değerlendirmesini istedi.

Selahattin Demirtaş, "Başbakan, ısrarla 'bonzai', 'molotof kokteyli' diyor. Biz bu konuda yalan söylediğini, çarpıttığını ispatladık. Paket 132 madde ancak iki maddesi molotof ve bonzaidir. Peki geri kalan 130 madde nedir? Başbakan niye bunları konuşmuyor. Eğer derdi bonzai ve molotof ise o iki madde kalsın geri kalan 130 maddeyi geri çeksinler çıkaralım. Ama o 130 maddede ne var? Bunları niye anlatmıyorlar? Efendim, biz molotofu, bonzaiyi savunuyormuşuz, bunların hepsi yalan. Molotof suç değilmiş! Molotofa 20 yıl ceza veriliyor. Ülkenin şu anda molotof gibi bir sorunu yok. Yalancı bir başbakan ve onu destekleyen bir cumhurbaşkanı sorunu var. En büyük sorunumuz budur" dedi.



"BU İSYAN BASTIRMA YASASIDIR"

Molotofa ve sokaklardaki şiddete karşı olduklarının altını çizen Demirtaş , "Zannediyorsunuz ki sokaklar molotof ile yanıyor da acilen bu yasayı çıkarmak lazım. Sanki ceza kanununda bunlar suç değilmiş gibi davranıyorlar. Molotof ceza kanununda suçtur, silahtır cezası ağırdır. Bak, muhalefet bunu engellemeye çalışıyor yaygarası çıkarıyorlar. Molotof suç değilmiş diyorlar. Cumhurbaşkanına 'hırsız' demek bu ülkede tutuklanma nedenidir. Molotof 20 yıl ağır ceza ile yargılanıyor. Yani yeterince yasa bunların elinde var. Peki ne istiyorlar? Halk korkudan sokağa çıkamasın istiyorlar. Sokaktan çok korkuyorlar. Bir iktidar sokaktan niye korkar? Çünkü sokağı çok incitmiştir, kırmıştır, rencide etmiştir. Sokağa hakaret etmiştir. İşte sokak infial halindedir, isyan halindedir. İnsanların mezhebine, kimliğine hakaret edilmiştir. Yaşam tarzına hakaret edilmiştir. Kadınların cinsiyetine hakaret, tecavüz edilmiştir. Toplum bu nedenle isyan halindedir. Bu isyan bastırma yasasıdır" ifadelerini kullandı.



"NEFESİMİZ YETTİĞİ ORANDA BU YASAYI ENGELLEYECEĞİZ"

Yasanın geri çekilmesi gerektiğini ifade eden Demirtaş, iki madde olarak getirilmesi durumunda ise destekleyeceklerini söyledi. Meclisteki iç güvenlik paketi görüşmelerine de değinen HDP Eş Başkanı Demirtaş, yasaya karşı direneceklerini söyledi. Demirtaş, "5 gündür, dün gece 1 cümle ile sadece yasanın görüşmelerini başlatabildiler. Her maddeyi 5 gün tartışmak istiyorlarsa 130 madde kaç günde çıkar hesaplayın. Göze alıyorlarsa biz direneceğiz. Özellikle bir cumhurbaşkanı 'bu yasa çıkacak' diyorsa biz de muhalefet olarak hem cumhurbaşkanına hem de başbakana söylüyoruz; nefesimiz yettiği oranda bu yasayı engelleyeceğiz. Bu faşizan bir yasadır. Parlamentoda bu yasanın ne demek olduğunu milletvekilleriniz iyi anlatıyor. Milletvekilleriniz uyguladığı şiddet ile kendi düşüncülerini bu yasanın içeriğini pratikte gösteriyorlar. Halk sokakta dayak yiyeceğine biz sokakta dayak yemeyi göze alırız. Ancak bu yasayı çıkarmayız. Bu yasayı şu veya bu şekilde AKP geri çekmek zorunda kalacak" dedi.



"CUMHURBAŞKANI OLARAK YASADAN YANA GÖRÜŞ BELİRTMENİZ AÇIKÇA ANAYASAYA AYKIRIDIR"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yasa ile ilgili görüşlerini açıklamasını da eleştiren Demirtaş, "Özellikle de sayın cumhurbaşkanına şunu ifade etmek istiyorum; Siz bir cumhurbaşkanısınız. Bu yasa parlamentodan çıktıktan sonra sizin önünüze gelecek. Sizin veto hakkınız var. İnceledikten sonra ya veto edeceksiniz ya da onaylayacaksınız. Yasa daha parlamentoda görüşülürken, siz bir cumhurbaşkanı olarak açıkça yasadan yana görüş belirtmeniz anayasaya aykırıdır. Zaten siz anayasayı takmadığınızı, tanımadığınız gece gündüz ilan ediyorsunuz. Ancak bu kadar açıkça bunu yapmayın. Cumhurbaşkanı olarak sistemi bu kadar ihlal eden, anayasayı ihlal eden, suç işleyen bir konumda olmayın lütfen. Temsil ettiğiniz cumhurbaşkanlığı makamına denk değil. Ülkeyi ve parlamentoyu geriyorsunuz. Biz ülkede, huzur, barış kardeşlik olsun isterken, ülkenin cumhurbaşkanı ortalığı karıştırmak için elinden geleni yapıyor. Biz bu tuzağa düşmeyeceğiz" diye konuştu.



EGE ÜNİVERSİTESİNDE YAŞANAN OLAYLAR

Öte yandan, dün İzmir Ege Üniversitesi'nde karşıt görüşlü gruplar arasında çıkan olaylarda bir kişinin bıçakla öldürülmesi olayıyla ilgili olarak Selahattin Demirtaş, "Ege Üniversitesi'nde yaşanan olayın iç güvenlik paketinin parlamentoda görüşülmeye başlandığı ve hükümetin parlamentoda dayatmaya çalıştığı bir dönemde gerçekleşmiş olması gerçekten de olayın arkasının iyi araştırılması gerektiği hissiyatı bizde uyandırdı. Elbette ki acı bir olay, bu tür ölüm ve cinayetlerin kesinlikle arkalarında kimlerinin olduğunun iyi bir araştırmayla ortaya çıkarılması lazım. Kimliği, düşüncesi ne olursa olsun gençlerin öldürülmesi hepimizi üzüyor, derinden kaygılandırıyor. Hepsi ana, baba evladıdır. Annesinin, babasının, ailesinin acısı paylaştığımızı belirtmek istiyorum.



"BÜTÜN BUNLAR BİR TEZGAH MIDIR?"

Herkesin çok dikkatli olması gerektiğinin altını çizen Demirtaş, "Seçim atmosferine girilen her süreçte üniversitelerde özel olarak tahrikler planlanır. Bu tahrikler hükümetin bilgisi dışında hükümete karşı gerçekleştirilmez. Bizatihi hükümet çoğu zaman bunları örgütler. AKP hükümeti de dün Ege Üniversitesi'nde meydana gelen veya getirilen olayın hesabını vermek zorundadır. Örneğin aralarında üniversite dışından da insanların olduğu 150 kişilik grubun üniversiteye girdiği söyleniyor. Hiçbir polis yok, güvenlikçi yok. Yani öğrenciler kavga edecek belli, ancak gece, gündüz üniversiteyi işgal eden polis o saatlerde üniversitede yok. Gençlerden biri bıçaklanıyor, 45 dakika ambulans yok. Zar zor hastaneye yetiştiriliyor ve hayatını kaybediyor. Bütün bunlar bir tezgah mıdır iyice araştırılması lazım" ifadelerini kullandı.



ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİ TAHRİKLERE KAPILMAMALARI İÇİN UYARDI

Üniversite öğrencilerine de seslenen Demirtaş, tahriklere kapılmamaları için öğrencileri uyardı. Selahattin Demirtaş, "Sakın ola ki, duygusal reflekslerle birbirini kıracak, tahrik edecek hamleler yapmasınlar. Bundan hepimiz zarar görürüz. Bunlar Türkiye'de denendi, görüldü...Bu nedenle MHP'lisi, HDP'lisi, CHP'lisi, AKP'lisi, ayrım gözetmeksizin bütün gençlere söylüyorum; aman aman dikkatli olun. Her biri ana, baba evladıdır. Bir kişi MHP'lidir diye kıymetsizdir diyemezsiniz. Bir gençtir annesi babası vardır. Ateş düştüğü yeri yakar ama Türkiye'nin tamamı bu tür olaylardan kaygı duyar, bizde HDP olarak bu tür olaylar olmasın diye çağrı yapmak isteriz" dedi.


Cumhuriyet

İHD'den çarpıcı rapor: Mücadeleyi İmralı zayıflattı

Posted: 22 Feb 2015 08:06 AM PST



İHD'nin oluşturduğu Barış ve Çözüm Sürecini İzleme Komisyonu rapor açıkladı.

İHD'nin oluşturduğu Barış ve Çözüm Sürecini İzleme Komisyonu, Kuzey Irak temasları sırasında KCK Eş Başkanları Cemil Bayık ve Bese Hozat ile yaptığı görüşmeyle ilgili raporu açıkladı.

İHD'nin oluşturduğu Barış ve Çözüm Sürecini İzleme Komisyonu, Kuzey Irak temasları sırasında KCK Eş Başkanları Cemil Bayık ve Bese Hozat ile yaptığı görüşmeyle ilgili raporu açıkladı.

Müzakereye geçilmemesinin ve İç Güvenlik Paketi'nin süreci tehlikeye attığını belirten KCK eş başkanları, Öcalan ile aralarında bir görüş farklılığı olmadığını söyledi.

İnsan Hakları Derneği (İHD) bünyesinde çalışmalar yapan Barış ve Çözüm Sürecini İzleme Komisyonu, KCK yetkilileri ile görüşmek, IŞİD'den sığınmacıların durumlarını incelemek ve Kürt Bölgesel Yönetimi Parlamentosu İnsan Hakları Komisyonu'yla temasta bulunmak amacıyla Kuzey Irak'a yaptığı ziyaretle ilgili bir rapor hazırladı.

İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu (FİDH) Genel Başkan Yardımcısı Yusuf Alataş, İHD Genel Başkan Yardımcıları Raci Bilici, Osman Süzen, İHD Genel Saymanı Sevim Salihoğlu, İHD Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölge Temsilcileri Abdulselam İnceören ve Orhan Koparan, İHD Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri Vetha Aydın ve İsmail Akbulut ile İHD Hakkâri şube yöneticisi Ferzende Taş'tan oluşan heyet Kandil'de KCK Eş Başkanları Cemil Bayık ve Bese Hozat ile görüştü.

Raporda, PKK - devlet diyaloğunun 21 Mart 1993'te başladığı, devam eden çözüm sürecinin müzakere aşamasına gelemediği belirtilerek bunun sebepleri üzerinde durulduğu belirtildi.

Roparda "Sayın Öcalan ile devlet görevlilerinin görüşmesinin Kürt siyasal hareketinde gevşemeye sebep olduğu, nasıl olsa sorunları Sayın Öcalan görüşerek çözebilir anlayışının geliştiğini, bunun da mücadeleyi zayıflattığını ve hükümetin müzakereye geçmeme eğilimini güçlendirdiğini belirtmiştir" denildi.

Türkiye demokratik kamuoyunun sorunun müzakere yolu ile çözülmesi noktasında güçlü bir tepki vermediği, Öcalan'ın yalnız kaldığının ifade edildiği raporda, devletin süreci zamana yaydığı, çözüm niyetinin olmadığı belirtilerek "sürekli seçimlerde malzeme olarak kullandığını belirtip daha güçlü bir toplumsal mücadele ile Sayın Öcalan'ın elinin güçlendirilmesi gerektiğini ifade etmiştir.

Tüm bunlara rağmen 8 Mayıs 2013 tarihinde PKK'nin gerilla güçlerini Türkiye sahasından çekmeye başladığını ancak hükümetin taahhütlerini yerine getirmemesi nedeni ile sürecin eylül ayında sona erdirildiğini, şu anda geri çekilen gerillaların yerlerine geri döndüğünü ve örgütün tarihindeki en güçlü dönemini yaşadığını ifade etmişlerdir" denildi.



'Öcalan oyalamaya tahammül ediyor'

Barış ve çözüm sürecinin ısrarla sürdürülmesinin Öcalan'ın gayretleri ile olduğunun belirtildiği raporda, "Son barış ve çözüm sürecinin ısrarla sürdürülmesinin tamamen Sayın Öcalan'ın gayretleri ile olduğunu, Sayın Öcalan'ın AKP'nin oyalama tavrına tahammül ettiğini, bunun sebepleri olduğunu ifade etmişlerdir. Öcalan'ın Rojava devrimini yaşatmak, Türkiye'deki zihniyetin değiştirilmesi ile ilgili barışın toplumsallaştırılması çalışmalarına zaman tanımak ve AKP'nin gerçek yüzünü hem Türkiye'nin hem Ortadoğu'nun hem de dünyanın anlamasını sağlamak için süreci devam ettirdiği" bildirildi.

Raporda KCK yöneticilerinin, AKP'nin sorunları çözüyormuş gibi yapıp esasında çözmediğini söylediği ifade edilerek "Devlet-Öcalan görüşmelerinin 15 Şubat'a kadar müzakereye geçmesi gerektiğini, geçilmemesi halinde sürecin tehlikeye gireceğini ifade etmişlerdir. AKP'nin son iç güvenlik yasası ile esasen bir nevi savaşa hazırlık yaptığını, bunun kabul edilemez bir durum olduğunu ifade etmişlerdir" denildi. Görüşmede KCK yöneticilerinin seçim sürecinde HDP'nin parti olarak sol ve sosyalist partilerle ittifak yaparak seçime girmesini önerdiği belirtildi.


Cumhuriyet

Bahçeli'den Fırat Çakıroğlu açıklaması

Posted: 22 Feb 2015 08:02 AM PST



MHP Genel Başkanı Bahçeli, Ege Üniversitesinde iki grup arasında yaşanan kavgada bıçaklanarak hayatını kaybeden Fırat Çakıroğlu'nun ölümüne ilişkin açıklama yaptı.

Bahçeli, açıklamasında "Aziz dava arkadaşlarımı sakinliğe davet ediyor, AKP-PKK tuzağına titizlikle, uyanıklıkla ve sabırla dikkat etmelerini bekliyorum. Türkiye'yi istikrarsızlığa itecek, kavga ve kaosa düşürecek her niyet ve teşebbüse mesafeli tavrımız devam edecek, ihanet ve cinayetlerin faturası 7 Haziran'da şer ortaklarına çıkarılacaktır" ifadelerine yer verdi.

'HEPİMİZİN YÜREĞİNİ ALEV ALEV YAKMIŞTIR'

Bahçeli, "Milliyetçi-Ülkücü Hareket yeni ve tarifsiz bir acıyla karşı karşıyadır. Üniversite kampüslerine yuvalanmış eli kanlı teröristler gencecik bir evladımızı, kalbi vatan aşkıyla çarpan bir Ülküdaşımızı, henüz hayatının baharında bir millet sevdalısı fidanımızı katletmiştir. Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi öğrencisi Fırat Yılmaz Çakıroğlu'nun PKK'lı caniler tarafından bıçaklanarak hunharca şehit edilmesi hepimizin yüreğini alev alev yakmıştır" dedi.

'YIKIM PROJESİYLE BELİNİ DOĞRULTAN TERÖRİSTLER GÜNAHI OLMAYAN VATAN EVLATLARINA KIYMAKTADIR'

Bahçeli, "Öfkemiz dağ gibi, durum çok ciddi, tehdit çok büyük, kederimiz tahammül edilemeyecek boyuttadır. PKK'lı alçaklar AKP'nin yardım ve yataklığıyla Türkiye'nin her yerine mevzilenmekte, hayatın her alanına nüfuz etmektedir. Yıkım projesiyle belini doğrultan, ihanet süreciyle şımaran ve kuduran teröristler masum canlara, hiçbir suçu ve günahı olmayan vatan evlatlarına kıymaktadır. Türkiye sözün bittiği noktaya doğru günden güne savrulmakta, yönetilemez, öngörülemez bir hale hızla sürüklenmektedir. İç kavga ve karışıklık ortamı planlayan çevrelerin oyun ve tezgâhları toplumsal huzur ve asayişe kast etmekte, bunun yanında birlikte yaşama iradesini kırmaktadır" dedi.

'ÇÜRÜMÜŞ DEVLET GÖREVLİLERİ İZMİR'DEKİ KANLI CİNAYETİN ESAS AZMETTİRİCİSİ, GERÇEK SORUMLUSUDUR'

Bahçeli, "AKP'nin; Ankara'da, İmralı'da ve Kandil'de pazarlık yaptığı, jest ve tavizlerle elini güçlendirdiği hainler saldırı ve tahrik kampanyalarına devamlı yenilerini eklemektedir. Çözüm diyerek PKK'nın silahını temizleyen, namlusuna hedef belirleyen Hükümet ve çürümüş devlet görevlileri İzmir'deki kanlı cinayetin esas azmettiricisi, gerçek sorumlusudur. İç güvenliği pakete sokma amacında olan, PKK'yla şerefsizce, ahlaksızca aynı kareye giren AKP'nin, şiddet ve dehşetin kapanına düştüğü, şuursuzca sarayın çıkarlarına hizmet ettiği kuşkusuzdur" dedi.

'HİÇ KİMSE, MİLLİYETÇİ-ÜLKÜCÜ HAREKET'İN CESARETİNİ SINAMAYA, KALKIŞMAMALIDIR'

Bahçeli, "Fırat'ımızı hayattan koparan İzmir'deki kanlı cinayet AKP-PKK ortak yapımı olarak milli hafızalara kazınmıştır. Ege Üniversitesi'nde süren bölücü tehdide rağmen emniyet tedbirlerini almayan, Ülküdaşımızın ağır yaralanmasından sonra ambulansın zamanında gelmesini sağlamayan veya sağlayamayan kim varsa akan kanda payı vardır. Sorumlular mutlaka mahşeri vicdan ve adalet önünde hesap vereceklerdir. Milliyetçi Hareket Partisi şehidinin hakkını ve hukukunu sonuna kadar savunacak, duygusal taşkınlık, kontrolsüz nefret ve anlık tepkilerle hıyanetten nemalananların ekmeğine yağ sürmeyecektir. Milliyetçi-Ülkücü Hareket vakarından, sabrından, asaletinden elbette taviz vermeyecek, projelendirilen oyunlara kapılmayacak, kanlı döngünün içine düşmeyecektir. Kaybımız ne kadar ağır, hüznümüz ne kadar fazla, feryadımız ne kadar haklı olsa da sağduyu ve soğukkanlılığımızı muhafaza etmede kararlıyız. Şunu da açık açık tarihe not etmek isterim ki; Hiç kimse, Milliyetçi-Ülkücü Hareket'in cesaretini sınamaya, metanetini test etmeye, dayanıklılığını ölçmeye kalkışmamalıdır" dedi.

'KONU VATAN VE MİLLET ESENLİĞİ OLUNCA GÖZÜMÜZÜ DALDAN BUDAKTAN ESİRGEMEYECEĞİMİZİ HERKES BİLMEKTEDİR'

Bahçeli, "Yarım asırdır şehit veren, onurlu mücadelesiyle ilke ve ülkülerinden ayrılmayan kutlu davamızı provokasyonlara, kapalı devre sürdürülen operasyonlara, devlet içine konuşlanmış çetelerin senaryolarına hiçbir güç alet edemeyecektir. Sokağın dilinde buluşan, sokak ruhuyla nifak saçan AKP-PKK'ya karşı, milletin hizmetinden sapmayarak, sandığın ve demokrasinin yolundan ayrılmayarak kararlı yürüyüşümüzü devam ettireceğiz. Milliyetçi-Ülkücü Hareket ölüm, kumpas, şantaj, komplo ve saldırıya teslim olmayacak; hak bildiği, doğru gördüğü, inanıp vicdanında simgeleştirdiği ülkülerinden milim de olsa dönmeyecek, ödün vermeyecektir. AKP-PKK terörü aklını başına almalı, ateşle daha fazla oynamamalı, önümüze derin çukurlar kazmaktan acilen vazgeçmelidir. Şayet sözün bittiği noktaya tam olarak gelinirse, olacak ve doğacak olaylardan Milliyetçi-Ülkücü Hareket mesul tutulamayacaktır. Kahrımız ve celalimiz devasadır, konu vatan ve millet esenliği olunca gözümüzü daldan budaktan esirgemeyeceğimizi herkes bilmektedir" dedi.

'AZİZ DAVA ARKADAŞLARIMI SAKİNLİĞE DAVET EDİYORUM'

Bahçeli, "Bu düşüncelerle aziz dava arkadaşlarımı sakinliğe davet ediyor, AKP-PKK tuzağına titizlikle, uyanıklıkla ve sabırla dikkat etmelerini bekliyorum. Türkiye'yi istikrarsızlığa itecek, kavga ve kaosa düşürecek her niyet ve teşebbüse mesafeli tavrımız devam edecek, ihanet ve cinayetlerin faturası 7 Haziran'da şer ortaklarına çıkarılacaktır. Ülküdaşımız, şehidimiz, Yusuf yüzlümüz Fırat Yılmaz Çakıroğlu'na Fatihalarla Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum. Ailesine, sevenlerine, Milliyetçi-Ülkücü Hareket'e sabırlar niyaz ediyorum. Hepimizin başı sağolsun diyorum" dedi.


AA

Gezi'den Özgecan'a: Analar ağlamasın

Posted: 22 Feb 2015 07:44 AM PST



İsmail Korkmaz ve Abdullah Cömert'in aileleri Özgecan cinayetinin takipçisi olacaklarını belirtti.

Gezi Direnişi sırasında polis şiddeti sonucu öldürülen Ali İsmail Korkmaz ve Abdullah Cömert'in aileleri Mersin'de vahşice öldürülen Özgecan Aslan'ın ailesini ziyaret etti.



Korkmaz: Ali kadar canım yandı

Ali İsmail Korkmaz'ın annesi Emel Korkmaz ve ağabeyi Gürkan Korkmaz, Abdullah Cömert'in annesi Hatice Cömert ve babası Edip Cömert ile CHP Hatay İl Başkanı Ertuğrul Gün, Hatay'dan Mersin'e giderek Özgecan Aslan'ın ailesine taziye ziyaretinde bulundu. Siyahlar giyen Gezi aileleri, anne Songül Aslan ve baba Mehmet Aslan ile bir süre görüştü. Ali İsmail'in annesi Emel Korkmaz, "Ali'de hissettiğim acıyı ben Özgecan'da da hissettim. Bu acıların sona ermesi için en ağır cezaların verilmesi gerekiyor. İyi hal indirimi ne oluyor? Yeter artık, bu analar ağlamasın, bu canlar yitirilmesin" dedi.



Cömert: Oğlum gibi katlettiler

Abdullah Cömert'in annesi Hatice Cömert de gözyaşları içinde yaptığı açıklamada, "Herkes soruyor, 'Nasıl dayanılır bu acıya?' diye. Allah bize güç veriyor, öyle dayanıyoruz. Özgecan'ı da benim evladım gibi katlettiler. Oğlumu kaybedeli 2 yıl oldu. Çok gençti. Acımız çok büyük, o acıyla yaşıyoruz" diye konuştu.



Özgecan için de adalet yerini bulsun

Ali İsmail Korkmaz'ın ağabeyi avukat Gürkan Korkmaz, "Özgecan'ın ailesinin acısı henüz çok taze. Ziyaret sırasında çok konuşmadık. Acılı aileler bir araya geldi, herkesin acısı taze, herkes aynı acıları yaşıyor. Özgecan'ın öldürülmesiyle ilgili soruşturmayı takip ediyoruz. Davanın takipçisi olacağımızı aileye ilettik. Aynı acıları yaşamış aileler olarak Aslan ailesinin yanında olacağız" dedi.


Cumhuriyet

Bütün Güçler Birleşmeli!

Posted: 22 Feb 2015 07:25 AM PST

Çankaya Mahallesi Kültür ve Dayanışma Derneği, 21 Şubat 2015 tarihinde, Çankaya Mahallesi 129 Sokak No: 12/B Hatay/İzmir adresinde (Behçet Uz Parkı yanı) düzenlenen törenle açılışını yaptı.

Eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Yüksel Çakmur, Ulusal Eğitim Derneği İzmir Şubesi Başkanı Osman Gazi Oktay, Çağdaş Eğitim Gönüllüleri Derneği Başkanı Yalçın Aktop'un ve mahalle sakinlerinin hazır bulunduğu törende açılış kurdelesini; Yüksel Çakmur, İzmir Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası Başkanı Celil Anık ve Dernek Başkanı Neşe Şermeti birlikte kesti.

Neşe Şermeti yaptığı açılış konuşmasında, ''Kimsesizlerin kimsesi olan Cumhuriyetimizin kurumu olan derneğimiz, mahallemizdeki dostluk ve kardeşlik duygularını geliştirmek, açacağımız meslek kurslarıyla işsizleri üretim içine sokmak, kültür, eğlence etkinlikleri ve daha güzel çevre oluşturarak mahallemizi çekim merkezi haline getirmek amacıyla derneğimizi kurduk. Tüm mahalle sakinlerini dernek çatısı altında örgütlenerek hizmetin gelmesinde, ülke sorunlarına sahip çıkmada güç oluşturmaya davet ediyorum'' dedi.

Sözü Yüksel Çakmur'a bıraktı. Kadınların olmadığı hiçbir mücadelenin başarıya ulaşamayacağını belirterek konuşmasına başlayan Çakmur, ''Hırsızın sağcısı solcusu olmaz. Haramilerin iktidarını yıkmak için tek parti yetmez. Cumhuriyetimize, bağımsızlığımıza ve özgürlüklere sahip çıkan tüm onurlu insanlar bir araya gelmelidir. Derneğinizin kuruluşunu destekliyorum'' diyerek konuşmasını bitirdi.
Konak Belediyesi'nin gönderdiği pilav ve ayran davetlilere ikram edildi.





Haber : Osman Gazi OKTAY

Özgecan'dan sonra bir yakılmış kadın cesedi daha!

Posted: 22 Feb 2015 07:23 AM PST



Manisa'nın Akhisar İlçesi'nde zeytinlik içindeki bir barakada yakılmış bir kadın cesedi bulundu. Ölen kişinin kimliğini belirlemeye çalışan polis, cinayeti aydınlatmak için çalışma başlattı.

Cumhuriyet Mahallesi Su yolu Mezarlığı Mevkii'nde bulunan zeytinlik içindeki barakada, bugün saat 11.00 sıralarında, yakılmış bir kadın cesedi bulundu.

Cesedi bulan zeytinliğin sahibinin ihbarı üzerine polis harekete geçti. Cinayet bürosu dedektifleri ile olay yeri inceleme ekipleri, barakada ve çevresinde delil aramaya başladı. Polis, cesedi bulan zeytinliğin sahibinin ifadesine de başvurdu.

Ölen kişinin kimliği ile katil ya da katillerin belirlenmesi için çalışma başlatıldı. Olayla ilgili soruşturmanın sürdüğü bildirildi.

Cumhuriyet

Beyoğlu'nda binler Özgecan için yürüdü

Posted: 22 Feb 2015 07:09 AM PST



Kadın Cinayetlerine Karşı Acil Önlem Grubu, Özgecan Aslan cinayetini protesto etmek için Taksim Tünel Meydanı'nda toplandı.

Güldünya, Ayşe, Özgecan İsyanımız Büyüyor yazılı pankart açan yüzlerce kadın Özgecan'ın katili erkeklerin şiddeti, Fıtrat cinnet dediniz kadınları katlettiniz şeklinde sloganlar atarak Galatasaray Meydanı'na yürüdü.

HEPSİNİN ORTAK ÖZELLİĞİ DEVLET YETKİLİLERİ TARAFINDAN SIRTININ SIVAZLANMASI
Genç-yaşlı eyleme katılan kadınlar sloganlar atarak Galatasaray Lisesi önüne gelince Kadın Cinayetlerine Karşı Acil Önlem Grubu adına basın açıklaması okundu. Grup adına basın açıklamasını okuyan Öznur Subaşı, Özgecan Aslan'ın öldürülmesi olayının ülke gündemine oturduğunu ancak cinayetin sorumluluğunu kimsenin aldığını belirtti. Türkiye'de hergün en az 3 kadının eşi, babası, sevgilisi, ağabeyi tarafından katledildiğini ifade eden Subaşı, Kadın cinayetleri ne kadar vahşice işlense de katillerin hiçbiri ruh hastası değil, hepsinin ortak özelliği erkek olmak ve devlet yetkilileri tarafından bu katillerin sırtının sıvazlanması dedi.

KATİLLERİN CEZALARINDA İYİ HAL, TAHRİK İNDİRİMİNE HAYIR
Kadın cinayetlerinin önlenmesi için taleplerinin dikkate alınması gerektiğini kaydeden Subaşı, Meclis toplansın, acil önlem alınsın. Tecavüzde rıza aranmaz, tacizde ve tecavüzde kadının beyanı esastır. Aile değil kadınız, Kadın Bakanlığı kurulsun. Kadın katillerinin cezalarında iyi hal, tahrik indirimine hayır. Evlilik, aile eğitim programları kaldırılsın. Boşanmalar değil, erkek şiddeti engellenmeli. Fıtrat dediniz, eşitliğe saldırdınız. Kadınlar için gerçek eşitlik diye konuştu. Türkçe basın açıklamasının ardından Kürtçe basın açıklaması da okuyan kadınlar, eylemlerini sonlandırdı.

Cumhuriyet

Süleyman Şah tepkisi: "Tayyip Erdoğan, tarihe geçtin"

Posted: 22 Feb 2015 07:07 AM PST



Türkiye Süleyman Şah Türbesi'ni terk etti ve Eşme köyünde yeni karakol çalışamaları başladı.

Türkiye'nin yurt dışındaki tek toprağını da terk etmesi büyük tepkiye neden oldu. Türk toprağının terkedilmesini büyük bir başarı gibi gösterilmesi ve bununla ilgili yapılan propaganda çalışmasına da sert tepki geldi.

Özellikle sosyal medyada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Süleyman Şah'ın tamamen boşaltılması ve toprağın tamamen terk edilmesi sonrasında TSK ve AKP hükümetine teşekkür etmesi ve durumu sevinçle karşılaması sosyal medyanın günedemine oturdu.

aylin kotil ‏@aylin_kotil

Süleyman Şah türbesini kaybetmişiz. Madem yeni Osmanlısınız kaybedilen toprağın diyeti nasıl verilir onu da bilirsiniz.
arif kızılyalın ‏ @arifkizilyalin

Taliban'dan ne farkimiz var, teknik olarak biz de türbe yıktık

Can Bedirhan Er ‏@canbedirhaner

Süleyman Şah Türbesi koruyamadigimiz sahip cıkamadigimiz Ata emaneti olarak tarihe gecti hayirli olsun.

Altuğ Öztan ‏@altugoztan

Süleyman Şah Türbesi Işid boşaltın orayı dediği için değil, biz Işid'in eline geçmesin diye boşalttık orayı dimi ? "YERSEN"

Ahmet sağer ‏@raindrop571

Vatan demeden, Şehit liği göze almadan, Allah'tan değilde IŞitten korkup, Süleyman Şah Türbesini bırakıp kaçanlara da sorulur elbet bir gün.

Tekin Koç ‏@tekkoc44

kobane değil süleymanşah düştü. stratejik derinlik dedikleri bu olsa gerek.

Yalçın Beriat ‏@yberiat

Dedemden Kıbrıs'a paraşütlerle inip adayı nasıl aldığımızı dinledim,çocuğuma Süleyman Şah'ı nasıl bırakıp kaçtığımızı anlatıcam.Utanca bak!

.. murat ... ‏@quadro_men

.." bir taraftan dünyanın 160 ülkesinde türk bayrağını göklere açanlar , bir taraftan süleyman şah dan türk bayrağı alıp kaçanlar "...

Hüseyin Kurt ‏@huseyinkurt42

928 yıldır ecdad yadigarı olan Türk toprağı Süleyman Şah Türbesi artık yok Stratejik Derinlik error "




Cumhuriyet

Davutoğlu'ndan Süleyman Şah operasyonu açıklaması

Posted: 22 Feb 2015 07:02 AM PST

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Süleyman Şah Saygı Karakolu'ndaki askerlerin Türkiye'ye getirilmesiyle ilgili açıklama yaparak gazetecilerin sorularını yanıtladı. Davutoğlu, "Bu mekan üçüncü kez yer değiştirmiş. Yine Suriye sınırları içinde kalmıştır. Bu da geçici bir nakildir. Suriye'de şartlar düzeltildiğinde ümit ederiz ki asıl yerine nakli kubur yapılabilir" dedi.


Başbakan Davutoğlu, "Suriye'de iç çatışmaların çıkması savaşın yaygınlaşması ile birlikte bir çok kez bu toprağımızın korunması için tedbirler alınmıştır. Oradaki silahlı kuvvetlerimizin sayısı arttırılmış. Son olarak 38'e kadar çıkmıştır. Yakından takip ile her türlü çalışma yapılmış. Son dönemde özellikle bölgede çatışmaların artması üzerine Türk Silahlı Kuvvetleri'nin gördüğü askeri zaruretler neticesinde hükümetimiz tarafından bir direktif ile gerekli tedbirlerin alınması direktifi verilmiştir. Burada Türkiye'nin uluslararası hukuktan doğan haklarının korunması, manevi mekan olarak bu mekanın kutsiyetini ve manevi emanetlerin korunmasını ve silahlı kuvvetlerimizin güvenliklerini de teminat altına alınması prensipleri etrafında her türlü tedbirin alınması yönünde geçtiğimiz ay içinde silahlı kuvvetlerimize direktif verilmiştir. Bu direktif sonrasında sayın Cumhurbaşkanımızın talimat ve onaylarından geçtikten sonra bu hafta yani geçtiğimiz hafta içinde nihai aşamaya gelmiş. Zamanlaması son ana kadar gizli tutulan bir operasyon" diye konuştu.

Cumhuriyet

Libya IŞİD'in oyun sahası oldu

Posted: 22 Feb 2015 07:00 AM PST



Radikal İslamcı örgüt Libya'nın Sirte, Derne kentlerinin yanında Trablus'a da sızıyor.

Muammer Kaddafi'nin 2011'te devrilmesinin ardından kaosa teslim olan Libya IŞİD'in oyun alanı haline geldi. Libya'nın doğusunda ilan ettiği "emirlikle" etkinliğini artırırken, başkent Trablus ile Bingazi'ye de sirayet eiyor. Ülkenin petrol zenginliği ve yasadışı silah deposu olması önemli motivasyon kaynağı.

Sirte ve Derne'de kontrolü ele geçiren IŞİD'in, El Kaide ile bağlantılı militan gruplardan gençleri saflarına çektiği, eğitim kampları, camiler ve medya ağlarıyla yayıldığı belirtiliyor.

Rakip milis güçlerinden bir yetkili, IŞİD'in önde gelen ulemasından Bahreynli Turki el Binali'nin 2013'te ve geçen yılın sonunda Sirte'yi ziyaret ettiğini aktardı. Libya İçişleri Bakanı Ömer el Sinki'ye göre çoğu Yemen ve Tunuslu 400 savaşçı Sirte'de konuşlu.


Kaddafi'nin merkezine kondular

Örgüt Kaddafi'nin bir zamanlar Afrika liderliği emelleri için inşa ettirdiği Ouagadougou Merkezi'ni kalesi kıldı. Yakınlarda gizlice Sirte'ye giren bir AP muhabiri militanların merkez etrafındaki kontrolünü doğruladı. Sirte'den siyah bayraklı konvoyların Nufaliya bölgesine girip petrol limanları Ras Lanouf ve Brega'ya yöneldikleri belirtiliyor.

Sirte'de radyolar IŞİD lideri Bağdadi'nin çağrılarını yayınlıyor. Durum Trablus'taki İslamcı hükümete yakın Misrata'da da kaygıyla izleniyor. Doğuda Derna'da IŞİD'e bağlı militanların kontrolü ele aldığı, Trablus'ta da bazı mahallelere sızıp, "İslamda yasak" gerekçesiyle bazı heykelleri yok ettikleri ve mesajlarını içeren broşürler dağıttıkları aktarılıyor. Tunus doğumlu Ebu Talha'nın Libya'nın doğusunun kontrolü için "Emir" ilan edildiği öne sürülüyor.


Cumhuriyet

İran'dan 'Süleyman Şah' için Türkiye'ye sert tepki

Posted: 22 Feb 2015 06:57 AM PST



İran'daki resmi medya kuruluşları, Şah Fırat Operasyonu'nu "Suriye topraklarının ihlali" olarak duyurdu

Şah Fırat Operasyonu, İran basınında geniş yer bulurken, resmi basın organları operasyonu, "Türk ordusunun Suriye topraklarını ihlali olarak" şeklinde duyurdu.

İran resmi haber ajansı IRNA, "Türk ordusu Suriye topraklarını ihlal etti" başlığıyla duyurduğu haberinde, "Türk ordusu, Suriye topraklarındaki Süleyman Şah Türbesi'nin kuşatılması gibi asılsız bir sebeple, Suriye topraklarını ihlal etti" ifadesini kullandı.

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun bu sabah operasyon hakkında yaptığı açıklamalara da yer verilen haberde, " Türkiye , türbenin bulunduğu toprakların uluslararası anlaşmalar esasınca kendisine ait olduğunu iddia ediyor" denildi.

İRNA ayrıca CHP Genel Sekreter Gürsel Tekin'in operasyona ilişkin yaptığı açıklamalara yer verdi. Haberde Tekin'in "'Şah değil mat operasyonu olmuştur. 90 yıllık Cumhuriyet tarihinde ilk defa savaşmadan topraklarımızı kaybediyoruz, bu kabul edilebilecek bir durum değildir" sözlerine yer verildi. IRNA, CHP'yi ise okurlarına, "Suriye krizinin başladığı tarihten bu yana Türkiye hükümetinin Suriye'ye yönelik düşmanca tutumlarını eleştiren parti " sözleriyle tanıttı.

İngilizce yayın yapan devlet televizyonu Press TV de operasyonu "Türkiye Suriye topraklarına askeri müdahalede bulundu" başlığıyla duyururken haberinde, "Türk ordusu Süleyman Şah Türbesini koruma bahanesi ile Suriye topraklarını ihlal etti" ifadesini kullandı.


Cumhuriyet

Süleyman Şah operasyonu dış basında

Posted: 22 Feb 2015 06:55 AM PST



Süleyman Şah Saygı Karakolu'na yapılan 'Şah Fırat' operasyonu dış basın ve yabancı ajanslar tarafından son dakika gelişmesi olarak duyuruldu.

AFP: Türk birlikleri IŞİD'in kontrolünde olan Suriye topraklarındaki Osmanlı türbesinde görev yapan askerlerini tahliye etti. 700 askerden oluşan Türk birlikleri cumartesi gecesi Suriye topraklarına girerek IŞİD'in tehdidi altındaki askerlerini ülkeye geri getirmek üzere operasyon yaptı.

AP: Türkiye gece yarısı Suriye'ye başlattığı operasyonla Osmanlı türbesini koruyan askerlerini tahliye etti. Ordudan yapılan açıklamada bir askerin 'kaza sonucu' hayatını kaybettiğini açıkladı. Başbakan Davutoğlu ise türbenin Suriye'de yeni bir yere nakledileceğini söyledi.

New York Times: Türk ordusu Suriye'ye başlattığı askeri operasyonla, bir süredir IŞİD'in kuşatması altında olan Süleyman Şah Türbesi'ni Türkiye'ye getirdi ve burayı koruyan askerlerini tahliye etti.

Reuters: Türk ordusu 39 tankın da dahil olduğu 100 askeri araçla Suriye'ye girerek gece saatlerinde başlattığı operasyonla Süleyman Şah Türbesi'ndeki askerlerini tahliye etti. Operasyonu Başbakan Davutoğlu açıkladı.

BBC: Türkiye Süleyman Şah Türbesi'ni tahliye etmek için Suriye'ye girdi. Tankların da dahil olduğu büyük bir konvoy, Süleyman Şah'tan geri kalanları ve türbeyi koruyan askerleri geri getirdi.

CNN: Yaklaşık 40 Türk askeri tarafından korunan Suriye'deki Süleyman Şah Türbesi devam eden güvensizlik ortamı nedeniyle boşaltıldı. Türbe Suriye'de bulunmasına rağmen Türk toprağı olarak sayılıyordu.

France 24: Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu Pazar sabahı Twitter hesabından yaptığı açıklamada Türk askerleri tarafından korunan Suriye'deki Süleyman Şah Türbesi'nin askeri bir operasyonla başarılı şekilde tahliye edildiğini duyurdu. Türk ordusunun yaptığı açıklamada operasyon sırasında çatışma yaşanmadığı ancak bir askerin kaza sonucu hayatını kaybettiği belirtildi.


Cumhuriyet

Alkol ve sigaraya vergi düzenlemesi geliyor

Posted: 22 Feb 2015 06:49 AM PST



Alkol ve sigaraya Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) düzenlemesi geliyor. Maliye Bakanı Şimşek, "Bugün Başbakanlığa gönderdiğimiz düzenleme ile ÖTV'deki dağınık yapı toparlanacak, gri alanlar giderilecek. Mevzuat, basit ve anlaşılır olacak, Dört aşamada yapılacak değişikliğe akaryakıt sektöründen başladık. Ardından sırasıyla otomotiv, alkol, sigara ve ÖTV'ye tabi diğer ürünlere el atacağız" diye konuştu.

Maliye Bakanı Şimşek, uluslararası yatırımcılarla görüşmek için gideceği bir haftalık Hindistan ve Japonya ziyareti öncesi AA muhabirine açıklamalarda bulundu. Göreve geldiği ilk günden bu yana Maliye Bakanlığında ciddi bir anlayış değişikliğini oluşturmaya çalıştıklarını dile getiren Şimşek, vatandaşa söz verdikleri gibi bürokratların, tüm sektörlerin sorunlarını yerinde dinlediğini ve bu kapsamda çözüm odaklı, hızlı maliye anlayışını her geçen gün yerleştirdiklerini ifade etti.

Bir süredir üzerinde çalışılan ÖTV mevzuatını sadeleştiren çalışmanın tamamlandığını belirten Şimşek, ilk müjdeyi akaryakıt ve akaryakıt harici petrol ürünleri sektörüne verdi. Şimşek, "ÖTV gelirlerinin yarısı akaryakıt sektöründen elde ediliyor. Bugün Başbakanlığa gönderdiğimiz düzenleme ile ÖTV'deki dağınık yapı toparlanacak, gri alanlar giderilecek. Mevzuat, basit ve anlaşılır olacak" diye konuştu. Yeni tebliğ ile ÖTV Kanununun yürürlüğe girdiği 2002'den bu yana yapılan yüzlerce değişikliğin, artık tek bir tebliğ altında toplandığına dikkati çeken Şimşek, 4 aşamada yapılacak değişikliğe yaklaşık 50 milyar ÖTV gelirinin elde edildiği akaryakıt ve akaryakıt harici petrol ürünleri sektöründen başladıklarını açıkladı. Şimşek, bunun ardından ise sırasıyla otomotiv, alkol, sigara ve ÖTV'ye tabi diğer ürünlere el atacaklarını bildirdi.

YORUMA AÇIK ALANLAR GİDERİLDİ

Şimşek, ÖTV'de yapılan değişikliği "önemli bir reform" olarak niteleyerek, şunları kaydetti: "ÖTV Kanununun yürürlüğe girdiği 2002 yılından itibaren, Kanunda 22 ayrı değişiklik yapılmış, 73 Bakanlar Kurulu kararı, 36 genel tebliğ ve 22 adet sirküler çıkarılmış, çeşitli konularda çok sayıda özelge ve görüş verilmiş. Şimdi bu yüzlerce değişikliği, tek bir tebliğ altında topladık. KDV'de yaptığımız gibi ÖTV'de de dağınık yapı toparlanacak, gri alanlar giderilecek. Mevzuat, basit ve anlaşılır olacak. Böylece mükellefler de Maliye çalışanları da yeminli mali müşavirler ve serbest muhasebeci mali müşavirler ile diğer ilgililer de hak ve yükümlülüklerini daha iyi kavrayacak, yoruma açık alanlar giderilecek."

İADE SÜRELERİ KISALACAK

Yapılacak değişikliğin ayrıntılarına ilişkin de bilgi veren Şimşek, iade konusunda sıkıntı yaşayan mükelleflerin sorunlarının çözüleceğini, gereksiz bürokrasiden vazgeçilerek, iade sürelerinin kısalacağını söyledi. Mevcut sistemde, mükellefe ÖTV iadesi yapılması için vergi daireleri arasında uzun süren yazışmalar yapıldığını anlatan Şimşek, "Aynı il içinde bile bir vergi dairesinden diğerine yazının gidip gelmesi günler, bazen aylar alıyordu. Oysa, teknoloji alanında yaptığımız yatırımlar sayesinde vergi daireleri bunu ekranlarında görebiliyor artık. Şimdi bu yazışmaları da kaldırıyoruz. Bu sayede ÖTV iadelerinde günler, aylar alan süreç anında sonuçlanacak" diye konuştu. Mehmet Şimşek, KDV'deki düzenlemenin ardından iadelerin daha da hızlandığını ve bir önceki yıla göre 4,5 milyar lira fazla iade yapıldığını hatırlatarak, benzer sonucu ÖTV'de yaptıkları bu düzenlemeden sonra da beklediklerini kaydetti.

YENİ BİR ADIM ADIYORUZ

Borcunu zamanında ödeyen ve belirli bir kapasiteye sahip sanayicilerin ithalat sırasında verdikleri teminatın çözümüne daha önce de Erken Teminat Çözümü Sertifikası (ETÇS) uygulaması ile bir kolaylık getirdiklerini hatırlatan Bakan Şimşek, şimdi bunun üzerine yeni bir adım daha attıklarını bildirdi. Söz konusu uygulamanın şartları arasında yer alan çalışan sayısı şartının, mükellef lehine değiştirildiğini dile getiren Şimşek, mevcut sistemde söz konusu uygulamadan imalat işinde en az 35 işçi çalıştıranlar yararlanırken, yapılan düzenlemeyle bu sayının 25'e indiğini ifade etti. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ülkenin üretimine katkı yapan ve vergisini zamanında ödeyenleri her alanda desteklemeye devam edeceklerini vurgulayarak, ÖTV'si sıfır olarak uygulanan uçak, jet gibi hava araçlarının yakıtlarından kaynaklanan kaçakçılığı engellemek için bazı önlemler aldıklarını ancak vergisini düzgün ödeyen mükellefleri de ödüllendireceklerini söyledi. Bu kapsamda, yeni düzenleme ile söz konusu yakıtlarının ithali ve yurtiçi teslimlerine teminat uygulaması getirildiğini aktaran

Şimşek, "Buna karşın, söz konusu işi 3 yıldır lisans sahibi olarak yapan ve vergilerini zamanında ödeyen mükelleflere sertifika verilecek ve sadece bir kereliğine 10 milyon liralık teminat alınacak. Bu sayede söz konusu mükelleflerden, yaptıkları işlemlerde her seferinde teminat istenmeyecek" dedi.

10 NUMARA YAĞA YAKIN TAKİP

Hem vergi kaybı hem de tehlikeli olması nedeniyle çeşitli madde ve yağların amacı dışında akaryakıt olarak kullanılmasına müsaade etmediklerini belirten Şimşek, bunu engellemek için hem denetimleri artırdıklarını hem de gerekli düzenlemeleri yaptıklarını ifade etti. Yeni düzenlemeyle bu konuda bir adım daha atıldığını anlatan Şimşek, "Kötü niyetli kişilerin 10 numara yağ konusundaki cambazlığının da önüne geçiyoruz. Maliye artık 10 numaralı yağları daha yakından takip edecek ve haksız yere ÖTV iadesi alınmasına engel olacağız" diye konuştu. Farklı düzenlemelerin içinde yer alan istisna uygulamalarının da söz konusu tebliğde toplanacağını ve bu sayede kafa karışıklığının önleneceğini belirten Şimşek, örneğin; diplomatik, askeri amaçlı ve petrol arama üretim istisnalarının şartları, bunlardan yararlanabilecekler ve yapılacak işlemlerin netleştirildiğini ifade etti.

Şimşek, mevcut ÖTV tebliğlerinde olup da geçerliliği kalmayan düzenlemelere, yeni tebliğde yer verilmeyerek, yanlış anlaşılmaların giderildiğini kaydetti. Öte yandan, sıkça gündeme getirilen bazı uygulamaları da yeni tebliğle netleştirdiklerine dikkati çeken Şimşek, "Mesela, bir malın ÖTV'ye tabi olması veya olmamasından ne anlaşılması gerektiği, malların (I) sayılı liste kapsamında olup olmadığının nasıl anlaşılacağı netleştirildi" diye konuştu. Yapılan düzenlemeyle herhangi bir vergi artışı, azalışı veya herhangi bir istisna getirilmesi, kaldırılmasının söz konusu olmadığını vurgulayan Şimşek, bu değişikliğin tamamen dağınıklığı ve gri alanları gidermek ile mevzuatı sadeleştirmek amaçlı yapıldığını bildirdi.


Cumhuriyet

AKP seçim için borç gizliyor

Posted: 22 Feb 2015 06:43 AM PST



Seçim öncesi yurttaşa "SGK borcun var" diyerek oy kaybetmek istemeyen AKP'nin, prim borçları tebligatlarının büyük bir bölümünü göndermediği iddia edildi. Yurttaş ancak hastaneye gitiğinde borcunun olduğundan haberdar olabiliyor. Yurttaşın toplam borcunun 10 milyon lirayı bulduğu vurgulanıyor.

Sosyal Güvenlik Kurumu'na (SGK) 5.3 milyon yurttaşın ödemesi gereken borç toplamı 10 milyar lira. 5.3 milyon yurttaştan 3.5 milyonunun borcundan hiç haberi yok. 4.5 aydır borcunu bir şekilde öğrenip Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'na gelir testi yaptıranların toplam sayısı sadece 153 bin. Önümüzdeki 1 ay 10 günde yani 30 Mart'a kadar, 5 milyon 147 bin yurttaşın gelir testi yaptırması gerekiyor.

AKP hükümeti tarafından Torba Yasa kapsamında çıkarılan ve ardından yapılandırılan genel sağlık sigortası (GSS) prim borçlarını yurttaş öğrenemiyor çünkü tebligatlar yurttaşa gönderilmiyor. Tebligatı almayan yurttaş borcundan haberdar olmadığı için gelir testi yaptırmıyor. 1552 sayılı yasada yeniden yapılandırmanın son tarihi 30 Mart 2015 olduğu için o güne kadar gelir testi yaptırıp borcu olanlar borcunu taksitlendirmez ise borçlarına yüzde 10 oranında faiz işletilecek. Prim borçlarını öğrenmenin iki yolu var; ya Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından tebligat gönderilmesi ya da internetten öğrenilmesi. Ancak Türkiye'de birçok kişinin hâlâ internet kullanmadığı için bu yolla borcunu öğrenemediğini söyleyen Türk-İş Sosyal Güvenlik Uzmanı Celal Tozan, "Yurttaş hastaneye gittiğinde 'Borcunuz var, önce onu ödeyin sonra sağlık hizmeti alabilirsiniz' dendiği zaman borcu olduğunu anlıyor. Sistem zorunluluk esası uygulamasına dayanıyor" dedi.

Seçim öncesi hükümetin yurttaşı devlete olan borcuyla yüzleştirerek oy kaybetmemek için tebligatların yarıdan fazlasını tebliğ etmediğini söyleyen CHP Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu,
"Sadece Bağ-Kur borcu olduğu için sağlık sisteminden yararlanamayan 1 milyonun üzerinde insan var" dedi. Bakanlığa göre 3.5 milyonun henüz borcundan hiçbir şekilde haberi olmadığını söyleyen Kuşoğlu, "Genel sağlık sigortası sistemi çöktü" dedi.



Bir ay 10 gün kaldı

Bunların yanı sıra gelir testi yaptıranların aylık geliri 378 liranın altında çıkarsa ya da 4 kişilik bir ailenin aylık toplam geliri 1512 liranın altındaysa bu kişiler sigorta primi ödemeyecek ve tüm borçları silinecek. Primini devlet ödeyecek. Torba yasayla SGK'ye ait borçların yeniden yapılandırılması kapsamında, 30 Nisan 2014'ten önceki Bağ-Kur, SSK, genel sağlık sigortası idari para cezaları da dahil tüm prim borçları, gecikme zammı, gecikme faizi var. Bakanlar Kurulu'nun 30 Mart 2015'ten sonra süreyi 6 ay uzatma yetkisi olduğunu söyleyen uzmanlar, mağduriyetlerin önlenmesi için tebligatlar ulaşmasa da bir an önce gelir testi yaptırılmasını öneriyor. Çıkan borçlar 6, 9, 12 veya 18 eşit taksitte ödenebilecek ancak taksitler her ay değil, iki ayda bir ödenecek. İlk taksidin 30 Nisan ödenmesi gerekiyor. Bu tarihe kadar borcun tamamını ödeyenler borcun aslını ödeyecek ve faiz ya da da masraf ödemek zorunda kalmayacak.



Kimler gelir testi yaptıracak:

* Hiçbir Sosyal Güvenliği olmayanlar.
* Yeşil Kartlılar.
* Kısmi Süreli Çalışanlar (part time çalışanlar).
* Öğrenciler (25 yaşını doldurmuş üniversite öğrencileri).
* Zorunlu sigortası sona erenler.
* SGK prim borçları, sgk.gov.tr adresine girip, 'GSS Prim borçlarınızı yapılandırıyoruz'a basıp, çıkan sayfanın en altında 'Genel sağlık sigortası tescil ve borç durumunuzu öğrenmek için tıklayın'a basıp kimlik bilgilerini girerek öğrenilebiliyor.


Cumhuriyet

Hiç yorum yok: