GÜNDEM


More

Sözcü Haber

Unknown on : 22 Mart 2015 Pazar 0 YORUMLAR
Unknown
ETİKETLER :

Sözcü Haber


Öğretmen Üniversiteleri Kurulmalı…

Posted: 21 Mar 2015 12:51 PM PDT

Ulusal Eğitim Derneği İzmir Şubesi, Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi Cumbalı Sokak'taki Şımarık Fasıllı Meyhane'de dayanışma yemeği düzenledi.

Yemeğe; Vatan Partisi Merkez Karar Kurulu Üyesi Hasan Fehmi Mavi, Ulusal Eğitim Derneği Üyesi, CHP 1. Bölge Milletvekili Aday Adayı Mustafa Dal, Türkiye Barolar Birliği Delegesi, Vatan Partisi Milletvekili Aday Adayı Enis Dinçeroğlu, Türkiye Gençlik Birliği İzmir İl Başkanı Meltem Ayvalı, Eğitim İş İzmir 3 No'lu Şube Yöneticileri Musa Şen, Ali Abbas Türkmen, Nihat Asilsoy, Büro İş Sendikası İzmir Şubesi Başkanı Soner Sönmez ve Yönetim Kurulu Üyesi Uğur İlkhız, Köy Koop İzmir Birlik Müdürü Yasemin Güngör, Ege Bölgesi Aydınlılar Derneği-Ege ve İç Anadolu Dernekleri Birliği Federasyonu Başkanı Necati Ünal, İzmir Bal-Göç Genel Merkez Yöneticisi Kamuran Gacaner, Çağdaş Eğitim Gönüllüleri Derneği Başkanı Yalçın Aktop, Çankaya Mahallesi Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Neşe Şermeti, Çameria Arnavutları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi İlkan Oduk, TOBAV temsilcileri, Karikatüristler Derneği Temsilcisi Mustafa Yıldız, Eğitim İş Konak Temsilciliği Başkanı Cengiz Oktay ve Sekreteri Önder Karakaş, Eğitim İş Karabağlar Temsilcilik Sekreteri Volkan Koçak, Yazar Abit Dursun ve Aydoğan Yavaşlı, Şair T. Ayhan Çıkın, İlk Kurşun Gazetesi Temsilcisi Berrin Öztürk Kutluk katıldı.

Açış konuşmasını, konuklara katılımları nedeniyle teşekkür sunarak başlayan Ulusal Eğitim Derneği İzmir Şubesi Başkanı Osman Gazi Oktay yaptı.

16 Mart'ın öğretmen okullarının 167. kuruluş yıldönümü olduğunu, bu nedenle; 23 Mart'ta, saat 17.15'de Kıbrıs Şehitleri Caddesi'ndeki Konak Belediyesi Kültür Merkezi Benal Nevzat Salonu'nda ''Öğretmen Okullarının Önemi-Şeyh Bedrettin Destanı'' konulu panel ve sunum düzenlediklerini belirten Oktay, ''Eğitim Fakültelerinden mezun olan öğretmenler, AB normlarında yetiştiriliyor. Alan ve meslek bilgisi yeterli olan öğretmenler, ne yazık ki öğretmenliği sadece derse girip çıkma olarak algılıyor. Öğretmenlerin alan bilgisini en iyi şekilde verme dışında, öğrencilerin bireysel sorunlarıyla ilgilenme, çözüm bulma, ülkesi ve halkına sorumlulukları olduğu bilincini verme, ayrıca halkını aydınlatmanın görev ve sorumlulukları arasında olduğunu bilmiyor. Bu görevi kendilerine, 1921 yılında, daha Cumhuriyet kurulmadan 1. Maarif Kongresi'ni toplayan Mustafa Kemal Atatürk'ün verdiğinden habersiz olarak yetiştiriliyor. Ülkemizde; üniversite bünyesinde eğitim fakültesine değil, tüm branşları bünyesinde toplayan ''Öğretmen Üniversitelerine'' ihtiyaç var'' diyerek konuşmasını tamamladı.

Yağışlı havaya rağmen salonu dolduran konuklar, sanatçının söylediği şarkılara eşlik etti, saz ekibinin çaldığı oyun havalarıyla oynadı, dansözle coştu.
Katılımcılar, birlikte daha kitlesel eylem ve etkinlikler düzenlemek için, moral ve enerji depoladılar.








Haber ve fotoğraf : Özkan SUCUOĞLU

Atatürkçü Düşünce Okulu

Posted: 21 Mar 2015 12:45 PM PDT




Atatürkçü Düşünce Derneği  Genel Merkezi'nin planlaması, ADD "Gül" Isparta Şubesinin eşgüdümünde  Isparta da 14-15 Mart 2015  ve 21- 22 Mart 2015 tarihlerinde "Atatürkçü Düşünce Okulu" adı altında bir etkinlik düzenlenmiştir.
Etkinliğe 10 kadar bilim insanı davet edilmiştir. 

Buraya kadar hiçbir sorun yoktur.

 Ancak;
1.      1995 yılında kurulan, Atatürkçü Düşünce Derneği Isparta Şubesi'nin yasal ve yöntemine göre seçilmiş yöneticileri 2013 yılı şubat ayında, ADD Genel Yönetim Kurulunca hiçbir hukuksal gerekçe gösterilmeksizin, kasıtla görevlerinden alınmışlar, yerlerine ADD üyesi olmayan kişiler atanmıştı.
2.   Görevden alınanlar bu hukuksuzluğa karşı yargı yoluna başvurup, kimi davaları da kazanmaları üzerine Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Yönetim Kurulu ADD ISPARTAŞUBESİNİN KAPATILMASI, önerisini 2014 Haziranında toplanan genel kuruluna önermiştir. Öneri Genel Kurulca kabul edilmiş, böylece 1995 yılı başında kurulan ADD Isparta Şubesi 2014 HAZİRANINDA KAPATILMIŞTIR.
3.     Kapatılmaya neden olan şube yöneticileri hakkında, dernek iç hukuku gereğince işlem yapılması gerekirken, Türkiye coğrafyasında bulunmayan "Gül Isparta" şubesi yöneticileri olarak atanmış ve ödüllendirilmişlerdir. Şubenin önceki yöneticileri ve şubenin Isparta'da ayakta kalabilmesi için emek ve bedel ödeyen yüzlerce Atatürkçü ise cezalandırılmıştır.
4.     Buraya kadar yasalara, dernekler kanununa, ADD Tüzüğüne, mahkeme kararlarına aykırılıklar vardır. Belki bu olabilir bir durumdur.
Bundan sonrası daha da şaşırtıcıdır.
a)     Kapatılan şubenin, ADD GYK tarafından atanan ve kapatmaya neden olan aynı şube yöneticilerine "Atatürkçü Düşünce Derneği GÜL ISPARTA Şubesi" ni açma yetkisi veriliyor.
b)     Türkiye idari yerleşim birimlerinde "GÜL ISPARTA" adında bir il, ilçe, bucak, köy veya mahalle bulunmamaktadır.
c)     Bulunmayan bir yerleşim biriminde "dernek şubesi açılması" kararını veren ADD Yöneticileri, yalnızca Isparta'da bir hukuksuzluğa imza atmakla kalmamışlar, kendilerine bu yetkiyi veren ADD Genel Kurulunun iradesini yanlış ve amaçlı bir biçimde kötüye kullanmışlardır.
Öyle sanıyoruz, ADD Genel Merkezinin, hukuk bir yana , Kemalist düşün sisteminin değerlerine aykırı tutum ve uygulamaları,  bu etkinlik için  Isparta ya davet edilen bilim insanlarına açıklanmamıştır.
Bu etkinlik için Isparta ya gelmeyi planlayan değerli arkadaşlarımız Isparta'da Atatürkçü Düşünceye gönül ve emek vermiş kişilerle değil, devşirilmiş kermes-kaplıca organizatörleri, güzellik ürünleri pazarlamacılarından oluşan, yaşamında bir kez bile olsun, Gazi Mustafa Kemal in "NUTUK" yapıtını eline almamış, dedikodu yapmak/üretmek dışında hiçbir etkinliği olmayan, ancak makyajlanmış, maskelenmiş bir ekiple karşılaşacaklardır.
Bu etkinlik için Isparta ya gelmeyi planlayan değerli arkadaşlarımızın kendilerine 
A.     "ADD Isparta Şubesi niçin kapatıldı?
B.     Kapatılan Şubenin yerine Adının başına "GÜL" eklenen  yeni bir şube açılmasına neden gerek duyuldu?
C.              ADD Isparta Şubesinin kapatılmasına neden olan "ATANMIŞ" KİŞİLER NİÇİN YENİDEN "GÜL" ŞUBESİNDE GÖREVLENDİRİLDİ.?
D.          ADD Isparta Şubesinin "hukuk dışı yöntemlerle görevlerinden alınan önceki yöneticilerinin" yargıdan aldıkları  kararlar niçin "yok hükmünde"  kabul edilerek uygulanmadı?SORULARINI SORMALIDIRLAR
E.              KONU İLE İLGİLİ BELGE VE BİLGİLER AŞAĞIDAKİ WEB SİTELERİNDE BULUNABİLİR..
 
        F.      GÖREVLERİNDEN ALINAN ADD ISPARTA ŞUBE YÖNETİCİLERİ

Mahmut ÖZYÜREK
O.Mümtaz ÇAPÇI
Feray SELEK
Niyazi ÇAMURCU
Abdullah GÖKTAŞ
Muhittin PEKER
Vedat HALICIOĞLU

Emekçi Buna İzin Vermez!

Posted: 21 Mar 2015 12:33 PM PDT



Ulusal Eğitim Derneği İzmir Şubesi yöneticileri, DİSK'e bağlı, metal İş kolunda örgütlü; Birleşik Metal - İş Sendikasının İzmir İl Örgütünü ziyaret Etti.

Birleşik Metal İş Sendikası İzmir Şube Sekreteri Coşkun Yılmaz, Manisa Bölge Temsilcisi Kemal Alim ve sendikanın emektarı Ahmet Taşkın, heyeti memnuniyetle karşıladı.

Ulusal Eğitim Derneği yöneticileri, dernek çalışmaları hakkında Birleşik Metal - İş yöneticilerini bilgilendirdi. Sendika şube sekreteri Coşkun Yılmaz ve Manisa Bölge Temsilcisi Kemal Alim'de sendikalarının yaptığı çalışmalardan söz ettiler.

Kemal Alim, Birleşik Metal İş Sendikası olarak Manisa ve çevresinde 4 sene önce başlattıkları çalışmalar sonucunda 4 fabrikada örgütlenmelerini tamamlayıp 10.000 kişiyi örgütlediklerini, Manisa Organize Sanayi Bölgesi'nin en çok teşvik verilen yerlerin başında geldiğini, Bölgede uluslararası ve Türkiye çapında çok büyük şirketlerin fabrikaları olmasına rağmen; emek sömürüsünün en yoğun yaşandığı, sanayi bölgelerinin başında geldiğini belirtti.

Alim, '' Vestel şirketine ait 4 fabrikada 10.000 kişi istihdam edilmesine rağmen; bu fabrikalarda çalışan işçiler, ya asgari ücretle ya da asgari ücretin 50 veya 100 lira üstünde bir ücretle çalıştırılmaktadır'' dedi.

Daha önceki yıllarda Manisa'da Türk- İşe bağlı sendikaların örgütlü olmasına rağmen; burada çalışan emekçilerin yaşadığı sorun ve sıkıntıları giderme konusunda bir çalışma yürütülmediğini, Birleşik Metal İş'in, işçi sorunlarına sahip çıkma, örgütlenme ve toplu sözleşmelerde gösterdiği başarılar sonucunda, sendikalarının işçilerin ilgi odağı haline geldiğini söyledi.

Sendikanın her kademesinde görev alan ve şu anda Birleşik Metal İş İzmir Şube Sekreteri olan Çoşkun Yılmaz, emek mücadelesinin inişli, çıkışlı bir yol izlediğini, sendikal örgütlenmenin Anayasal bir hak olmasına rağmen; hükümetlerin ve sermaye çevresinin, işçilere karşı son derece kötü davranış sergilediklerini, işverenlerin anti demokratik uygulamaları karşısında mücadele eden sendika olmaları sebebiyle her geçen gün üye sayılarının arttırdıklarını vurguladı.

Yılmaz, ''12 Eylül faşist müdahalesi, 60 Anayasa'sı ile emekçilerin kazanmış olduğu hakları elinden aldı. AKP hükümetleri çıkardığı yasalarla işçinin elinde kalan son kazanımlarını da tırpanlamak istemektedir. İşçinin en büyük güvencesi olan kıdem tazminatlarına göz dikilmiştir. Emekçiler buna izin vermeyecektir. Bu kötü gidişten ancak toplumun bütün kesimleri bir araya getirilerek çıkılacaktır'' dedi.

Ulusal Eğitim Derneği yöneticileri, Birleşik Metal-İş Sendikası İzmir Şube yöneticilerini 13 Mart 2015 Cuma akşamı İzmir Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi, Cumbalı Sokak'ta bulunan Şımarık Fasıllı Meyhane'de gerçekleştirilecekleri dayanışma yemeğine davet etti. Demokratik kitle örgütlerinin birlikte mücadelesinin emekçilerin insanca yaşayacağı güzellikleri getireceğinde hemfikir oldular.

Haber ve fotoğraf : Özkan SUCUOĞLU

“Milli Marşımız” “Vatan türkümüzün” kabul edilişinin 94. yılı‏

Posted: 21 Mar 2015 12:39 PM PDT


 
 
Mehmet Akif  tarafından yazılan  İstiklal Marşımızın 12 Mart 1921'de Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından "Milli Marş" olarak kabul edilişinin 94. yılındayız.
İstiklal Marşımızın ana vurgusu;
Binlerce yıldır bağımsız, özgür yaşamış vatansever bir ulusun hiçbir güç tarafından "zincire vurulamayacağı",
Kendilerini "medeni" olarak adlandıran, ancak mazlum milletlerin vatanlarını "canavarca" egemenlikleri altına alarak sömürgeleştiren "hayâsız" istilacılara karşı, Türk ulusunun tek ocak kalıncaya kadar göğsünü siper ederek çarpışacağıdır.
İstiklal Marşımız, dışarıya bağımlılığın, sömürü,  soygun ve zulüm düzeninin değil, ulusal bağımsızlığımızın, özgürlüğümüzün, yurt sevgisinin, ulusal egemenliğimizin ve ulusal birliğimizin dillendirildiği "Vatan türkümüzdür".
İstiklal Marşımız, bütün ruhuyla ve özüyle devrimci bir marştır. Gerek doğru bir dünya görüşüyle, gerekse bunu ifade ederken kullandığı coşkun ifadelerle 94 yıldır Türk ulusunun antiemperyalist, tam bağımsızlıkçı soylu duygularını dillendiriyor ve dillendirecektir.
Bu nedenle İstiklal Marşımız en üst düzeyde anayasamız tarafından koruma altına alınmıştır. "TC Anayasası'nın 3. maddesi uyarınca Türkiye Devleti'nin "Millî marşı "İstiklal Marşı'dır. Bu hüküm de Anayasanın 4. maddesi uyarınca, değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez.
Varlığını ve iktidarını küresel çeteye borçlu olan AKP ve Erdoğan;  Kuva-i İnzibatiye artıklarının torunlarını da yanına alarak ülke yönetimine zorla, hile ve aldatma ile el koydu.
Siyaset, medya, üniversiteler, emniyet, ordu, yargı, diyanet, sendikalar, odalar, tarım, hayvancılık, sağlık, kısaca Kemalist Cumhuriyetin kurup yücelttiği tüm kurumları, hatta futbolu bile CFR'nin senaryosunu yazdığı operasyonlarla ele geçirildi. Milli duyguları iğdiş edilerek dönüştürülen, direnci kırılarak uyumlu hale getirilen kurumlar yenidünya düzeninin hizmetkârı konumuna getirildi.
Türk ulusunun yeniden uyanışını engellemek, milli bilincini yok etmek amacıyla bu milletin kanıyla, canıyla kazandığı kurtuluş savaşının ve ulusal bağımsızlığımızın, cumhuriyetimizin simgeleri olan milli bayramlarımızı yasaklayan, andımızı kaldıran ılımlı İslamcı çete, şimdi kirli ellerini "vatan türkümüz" İstiklal Marşı'mıza uzatmıştır.
Hiç gereği yokken, İstiklâl Marşı'nı şu ve bu şekilde değiştirme amaçlı girişimler, en hafif söylemle "gaflet, dalalet ve ihanettir". İstiklal Marşı'mızın değiştirilmeye çalışılması, alternatif melodiler üretilerek kamuoyunda algı operasyonu yapılması Türkiye Cumhuriyeti'nin egemenlik hakkına, bağımsızlığına, cumhuriyetine doğrudan yapılmış bir saldırıdır. 
Akif'in 1925'te Mısır'a gitmesinin nedeni "Cumhuriyet Tarihi yalancılarının" dediği gibi şapka devrimine duyduğu tepki değil, Mısır Hıdivi'nin davetlisi olarak çalışmalarına orada daha rahat devam edeceğini düşünmesidir.
Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı Karşı devrimci softalarca neredeyse "Atatürk düşmanı" olmakla itham edilen Mehmet Akif', Mısır'dan Türkiye'ye döndüğünde Atatürk hakkında aynen şunları söylemiştir:
"Mısır'da onbir yıl kaldım. Fakat on bir saat daha kalsaydım artık çıldırırdım. Sana halisane (gerçek) bir fikrimi söyleyeyim mi: İnsanlık da Türkiye'de milliyetçilik de Türkiye'de Müslümanlık da Türkiye'de, hürriyetçilik de Türkiye'de. ALLAH BENİM ÖMRÜMDEN ALIP O'NA (MUSTAFA KEMAL'E) VERSİN"
"Milli Marşımız" "Vatan türkümüzün" kabul edilişinin 94. yılında, Bağımsızlığımızın önderi Mustafa Kemal Atatürk'ü  ve Bağımsızlığımızın anıt destanını yazan Mehmet Akif Ersoy'u saygı ve özlemle anıyoruz.
 
YÖNETİM KURULU ADINA :                                                             Mahmut  ÖZYÜREK
Ulusal Eğitim Derneği
Isparta Şube Başkanı

Hiç yorum yok: