Sözcü Haber olarak 2010 yılından bu yana süregelen internet haberciliğimizi yeni bir boyuta tanışıyoruz.

   Öncelikle Türkiye'de haberciliği objektif bakışla değilde ilgi çekme üzerine kuranları mercek altına alarak başlıyoruz. Bir haber başlığı görürsünüz (bu başlık ilgi çekicidir genelde) ve haberi okumaya karar verirsiniz. Başlığı ile hem fikir olduğunuz haberin tamamını okuduğunuzda zıtlığa düşebilirsiniz. Haberlerin ilk paragraflarını okuma alışkanlığımızı da dahil edersek yanlış yönlendirilen büyük bir kitleden bahsedebiliriz.

   Bununla birlikte biz, Atatürkçülerin, kendi içerisinde birbirine zıt düşüncelere ayrıldığından, haber ve olaylardan farklı anlamlar çıkararak birbirlerine düşman edildiklerinden, ortak fikir, ortak düşünce, ortak ideal ve neticesinde ortak bir gelecek inşa edememekten endişe duymaktayız.

  Bundan böyle haberimizi halkın sözü doğrultusunda oluşturacağız. Değerli yazarlarımızla devam ettiğimiz bu yola değerli okuyucularımızı da dahil ederek devam edeceğiz.

   Artık 7'den 70'e herkes bize ulaşabilir. Özgün eserlerini, yorumlarını bize iletebilir.

   Tek yapmanız gereken 'YAZ GÖNDER' bölümünü doldurup tarafımıza göndermektir.

CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan'ın oğlu Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV) Yönetim Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan, dün İstanbul Ümraniye'de Özel Palet Eğitim Kurumları'nın düzenlediği 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitler Günü etkinliğine katıldı. Bilal Erdoğan, Palet Okulları'nda Montessori yöntemiyle müzik eğitiminde çığır açılacağını söyledi. Erdoğan şöyle konuştu:

"Milli Eğitim Bakanlığı Özel Okullar Genel Müdürlüğü'nün başını çekeceği projeyle ilkokuldan konservatuvara kadar müzik eğitimi alınabilecek okullar açılacak. Bu işe en yatkın çocukların erken yaşta müzikle tanışmasını sağlayacağız. Anadolu imam-hatip liselerinin yanında uygulamalı ana sınıfı olmasını ve okul öncesi değerler eğitiminin nasıl yapılacağını planlıyoruz. Bu imam-hatiplerde kızlarımız pedagojik eğitim de alacaklar ve oradaki uygulamalı ana okulunda bunu hayata geçirecekler."

50. Avrupa Büyükler Karate Şampiyonası'nda Türk Kadın Kata Milli Takımı altın madalya kazandı.

Sinan Erdem Spor Salonu'nda gerçekleştirilen organizasyonun üçüncü ve son gününde tatamiye çıkan Kadın Kata Milli Takımı, final müsabakasında Almanya'yla karşılaştı.

Rabia Küsmüş, Gizem Şahin ve Dilara Bozan'dan oluşan ay-yıldızlı ekip, son dünya şampiyonu karşısında mücadeleden 5-0 galip ayrılarak altın madalyanın sahibi oldu.

Türkiye, bu kategoride tarihinde ilk kez altın madalya kazanırken, bu turnuvada oynadığı yedinci finalde ilk kez birincilik kürsüsüne çıktı.

50. Avrupa Büyükler Karate Şampiyonası'nda Türk Erkek Kumite Milli Takımı finalde Fransa'yı yenerek altın madalya kazandı.

- Bakan Kılıç'tan kutlama

Bu arada Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç'ın final müsabakası sırasında Türkiye Karate Federasyonu Başkanı Esat Delihasan'ı telefonla aradığı ve "Biz bu müsabakayı kazandık" dediği, mücadelenin sona ermesinin ardından da elde edilen başarıdan dolayı Delihasan'ı tebrik ettiği öğrenildi.

Mücadele sonrası düzenlenen seremonide madalyalarını Başkan Delihasan'dan alan milli sporcular, elde ettikleri başarıyı Türkiye Karate Milil Takımı teknik heyeti ve ay-yıldızlı diğer sporcularla birlikte kutladı.

Türkiye bugün Balkanlar üzerinden gelecek yeni bir soğuk ve yağışlı sistemin etkisine girecek. Soğuk ve yağışlı hava hafta sonuna kadar etkili olmaya devam edecek

Mevsim normallerinin altına düşen hava sıcaklıkları, pazar gününe kadar azalmaya devam edecek. Pazar günü batı bölgelerden başlayarak gelecek hafta yurt genelinde artacak sıcaklıklar mevsim normalleri civarında seyredecek.

İstanbul'da cuma günü akşam saatlerinde yağmur şeklinde başlayacak yağış, gece ve cumartesi günü sabah saatlerinde kentin iç ve yüksek kesimlerinde karla karışık yağmur olarak görülebilecek.

PAZARTESİ ILIK HAVA ETKİLİ OLACAK

Soğuk ve yağışlı sistem, pazar günü doğu bölgelerde etkili olduktan sonra ülkeyi terk edecek. Ancak Türkiye, pazartesi günü batı bölgelerden itibaren ılık ve yağışlı yeni bir sistemin etkisine girecek. Bu sistem ise hızlı bir şekilde hareket ederek salı günü etkisini kaybedecek.

MARMARA:Çok bulutlu, batısı ile zamanla bölge genelinin yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Yağışların; Trakya ile güneydoğu kesimlerinde karla karışık yağmur, diğer kesimlerde yağmur şeklinde olması bekleniyor.

EGE

:Parçalı, zamanla çok bulutlu, iç kesimlerinin hafif yağmur ve karla karışık yağmurlu, Kütahya ve Afyonkarahisar çevrelerinin hafif kar yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Rüzgarın; Kıyı Ege' de kuzey yönlerden kuvvetlice (30-50 km/saat) esmesi bekleniyor.

AKDENİZ:

Parçalı ve çok bulutlu, Antalya dışında bölge genelinin yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Yağışların; Osmaniye, Hatay'ın kıyı kesimleri ve Adana'nın doğu ilçelerinde kuvvetli olmak üzere, genellikle sağanak, Doğu Akdeniz'de yer yer gök gürültülü sağanak, Göller Yöresinde karla karışık yağmur ve kar şeklinde olması bekleniyor. Rüzgarın; Doğu Akdeniz kıyılarında güney ve güneybatı yönlerden kuvvetlice (30-50 km/sa) eseceği tahmin ediliyor.

İÇ ANADOLU:Parçalı ve çok bulutlu, doğusu ile zamanla bölgenin genelinin karla karışık yağmur ve kar yağışlı geçeceği tahmin ediliyor.

BATI KARADENİZ:

Çok bulutlu, öğle saatlerinden itibaren kıyı kesimleri yağmurlu, iç kesimleri karla karışık yağmur ve kar yağışlı.

ORTA ve DOĞU KARADENİZ:Çok bulutlu, bölge genelinin yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Yağışların; genellikle yağmur ve sağanak, iç ve yüksek kesimlerde yer yer karla karışık yağmur şeklinde olması bekleniyor.

DOĞU ANADOLU:Çok bulutlu, bölge genelinin yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Yağışların; genellikle karla karışık yağmur ve kar, Malatya, Elazığ, Şırnak ve Iğdır çevrelerinde yağmur şeklinde, Hakkari ve Bitlis ile Van'ın güney kesimlerinde yoğun kar yağışı şeklinde olması bekleniyor. Sabah ve gece saatlerinde bölgenin doğusunda yer yer buzlanma ve don olayı tahmin ediliyor.

GÜNEYDOĞU ANADOLU:

Parçalı çok bulutlu, bölge genelinin yağmur ve sağanak yağışlı geçeceği tahmin ediliyor.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli kendisinin yeniden genel başkan seçildiği ve parti yönetiminin yeniden belirlendiği kongre sonrasında bir teşekkür konuşması yaptı. Bahçeli burada yaptığı konuşmada cami ve cemevi dahil her yerde seçim çalışması yapacaklarını söyledi:

"Türkiye'nin üzerine geçirilmeye çalışılan kefeni Milliyetçi Haraket yırtıp atmıştır. Bölücü hainlere dur demenin yolu Milliyetçi harekettir. Gece gündüz demeden çok çalışacağız. Her insanımıza ulaşacağız. Tarlada fabrikada, mezbaha da, çarşı pazarda her sokak ve caddede cami ve cemevinde her yerde olacağız. Her gönüle gireceğiz, her eli sıkacağız. Kapımız ve gönlümüz herkese açık olacaktır. Bu vesile ile 11 Olağan Büyük Kurultayımıza katılan herkese teşekkür ediyor, şahsıma gösterilen muazzam ilginin ve yüklenen tarihi sorumluluğun şuuruyla iktidar mücadelesine heyecanla baş edebileceğime herkes emin olmalıdır. Kurultay sonucunun kutlu davamıza, partimize, demokrasimize, milletimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Yolunuz, bahtınız açık olsun, bizimle yürü Türkiye, Ne mutlu Türkiye."

Yeni yönetim belirlendi

MHP kurultayında genel başkanlık seçiminin yanı sıra 75 üyeli Merkez Yönetim Kurulu ile Disiplin Kurulu üyelikleri için de seçim yapıldı. Tek liste ile gidilen seçimde Merkez Yönetim Kurulu üyelikleri için 140 isim aday gösterildi, delege bu 140 isimden 75 ismi işaretledi. MHP lideri Bahçeli partiyi seçime götürecek yeni yönetim kadrosunu belirlerken mevcut başkanlık divanı üyelerinin tamamını Merkez Yönetim Kurulu'na yeniden aday gösterdi. Şevkat Çetin, Tuğrul Türkeş, Ruhsar Demirel, Semih Yalçın, Celal Adan bu isimler arasında yer aldı.

Listede Özdağ süprizi

MHP lideri Devlet Bahçeli 2005 yılında kendisine rakip olduğunu açıklayan ancak genel başkan adaylığı kabul edilmeyen ve aynı yıl partiden ihraç edilen Profesör Ümit Özdağ'a Merkez Yönetim Kurulu listesinde yer verdi. Özdağ 2010 yılında yeniden MHP üyesi olmuş ardından 2011 seçimlerinde de milletvekili adayı olmuştu.

Eski bakanlar yeni yönetimde yer almadı Kurultay öncesindeki yönetimde yer almasına karşın eski bakanlardan Faruk Bal, Murat Başesgioğlu, Bahattin Şeker , Tunca Toskay ve Tokat Milletvekili Reşat Doğru ise Merkez Yönetim Kurulu'na aday gösterilmedi. Antalya Milletvekili Toskay ve Doğru bu seçimde milletvekilliğine yeniden aday olmayacaklarını açıklamıştı.

Antalya Milletvekili Mehmet Günal, Mersin Milletvekili ve eski Grup Başkanvekili Mehmet Şandır Bahçeli'nin yönetime aday gösterdiği yeni isimler arasında yer aldı. CHP milletvekili Mehmet Haberal'ın oğlu Erkan Haberal, eski futbolcu Saffet Sancaklı da Merkez Yönetim Kurulu'nda yerini koruyan isimler arasında oldu.

MHP yöneticilerinin verdiği bilgiye göre başkanlık divanındaki kurmay kadrosunun tamamını yeniden yönetime aday gösteren MHP lideri Merkez Yönetim Kurulu 75 üyeli Merkez Yönetim Kurulu listesinde 40 yeni isme yer verdi. Bu isimler arasında ülkü ocaklarından yetişen gençler de yer aldı. Boston Üniversitesi Uluslararası ticaret bölümü mezunu Oğuz Turhan ile Oxford Üniversitesinde bir yıl süreyle denetçilik görevini üstlenen Alper Çağrı Yılmaz bu isimler arasında.

MHP lideri Devlet Bahçeli partinin yürütme organı niteliğindeki Başkanlık Divaanı üyelerini 75 üyeli Merkez Yönetim Kurulu üyeleri arasından belirleyecek.

Abdullah Öcalan 2013 Nevruzu'nda okunan mektubuyla sürecin başlangıcını ilan etti. 2014'te sürece ilişkin tereddütleri, son mektubunda ise süreçte yeni dönemin başladığı vurgusu vardı.

Çözüm süreci başladıktan sonra Abdullah Öcalan'ın 2013 Nevruzu'nda Diyarbakır'da okunan ilk mesajı 'Türkiye'deki PKK'lılara geri çekilme' çağrısı içeriyordu.

2013'te silah bırakma

Sık sık "Yeni bir dönem başlıyor" vurgusu yaptığı mesajında Öcalan, geri çekilme çağrısının zeminini ise şu sözlerle anlatmıştı:

"Silahlı direniş sürecinden, demokratik siyaset sürecine kapı açılıyor. Artık silahlar sussun, fikirler ve siyaset konuşsun noktasına geldik. Silah değil, siyaset öne çıkıyor. Artık silahlı unsurlarımızın sınır ötesine çekilmesi aşamasına gelinmiştir. Bu bir son değil, yeni bir başlangıçtır. Bu mücadeleyi bırakma değil, daha farklı bir mücadeleyi başlatmadır."

Geri çekilme çağrısı dışında o mesajdan akıllarda kalan İslam bayrağı altında ortak yaşam vurgusu ve "Misak-ı Milli'ye aykırı olarak parçalanmış ve bugün Suriye ve Irak Arap Cumhuriyetinde ağır sorunlar ve çatışmalar içinde yaşamaya mahkûm edilen Kürtleri, Türkmenleri, Asurileri ve Arapları birleşik bir 'Milli Dayanışma ve Barış Konferansı' temelinde kendi gerçeklerini tartışmaya çağırıyorum" sözleriydi.

2013 mesajı bir ilkti ve her cümlesi çözüm süreci açısından anlamlı bulunmuştu. Ancak 2013'te Öcalan'ın verdiği bu mesajdan sonra sadece süreç için değil tüm Türkiye açısından önemli gerilim alanları ortaya çıktı.

Önce Gezi olayları, ardından 17 ve 25 Aralık soruşturmaları sürecin ilerleyişini yavaşlattı. Önce geri çekilme durdu, sürecin görünen ve gidişatın anlaşılmasını sağlayan tek göstergesi niteliğindeki HDP-hükümet görüşmeleri aksamaya ve bazı sorunlara takılmaya başladı.

Karşılıklı güven bunalımı yaşanırken 2013 Nevruzu'nda okunan mesajla ilan edilen süreçte ikinci Nevruz yaklaştı. Çünkü artık Nevruz süreç açısından önemli bir milattı. Gözler Öcalan'ın 2014 Nevruzu'nda vereceği mesajdaydı.

2014'te hükümete çağrı

Diyarbakır'da Nevruz alanında okunan yeni mesajda bu defa yaşanan sorunların yansımaları vardı. Öcalan 2014 mesajında, "Tarih bize göstermiştir ki eğer kararlı bir barış önderliği sergilenemezse tarihsel sorunlar bildiğini okur ve genellikle çok kayıplı dönüşümlerle cevaplarını üretirler. Önümüzde en yakıcı bir şekilde cevap bekleyen şey, birbirlerini tekrarlayan darbelerle mi yoksa tam ve radikal bir demokrasiyle mi yola devam edeceğimiz sorusudur" dedi ve ardından da müzakerelere geçilmesi talebini dile getirdi: "Gelinen noktada müzakere sistematiği için yasal bir çerçeve kaçınılmaz olmuştur."

2014 Nevruzu'ndan sonra çözüm sürecinde sorunlar devam etti. Türkiye iki seçim geçirdi; yerel seçimler ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri. Ardından ise en önemli dönüm noktası yaşandı, Kobani'nin IŞİD tarafından işgaliyle başlayan 6-7 Ekim olayları. Görüşmeler kesildi, tarafların yeniden masaya oturmasına kadar yaşanan sancılı süreçlerden sonra çözüm süreci net bir çağrı ve 2013 Nevruzu kadar anlam yüklenen Dolmabahçe açıklamasıyla yeniden canlandı. Öcalan PKK'ya silah bırakma kararı almak üzere 'kongreyi toplayın' çağrısında bulundu.

Ve yeniden Nevruz yaklaşırken Öcalan'ın Nevruz'da farklı bir mesaj verip vermeyeceği tartışılmaya başlandı. Hükümet, Öcalan'ın silah bırakma için toplanacak kongrenin tarihini net olarak belirlemesini istedi. HDP kanadı ise sekretarya ve izleme heyetinin devreye girmesini, yani Öcalan'ın 2014'te çağrısını yaptığı müzakere sürecinin başlamasını. Sekretarya oluşturuldu, yeni mahkûmlar adaya gitti ama izleme heyetinde yer alan isimler konusunda büyük ölçüde uzlaşma sağlanmış olsa da heyet İmralı Adası'na gitmedi. Hükümet kanadından da, HDP kanadından da gelen ortak bilgiler heyetin bir hafta sonra İmralı Adası'na gideceği yönündeydi.

HDP'nin İmralı heyeti adaya gidip Öcalan'ın mesajını aldıktan sonra ise süreçte yeni bir sürpriz daha yaşandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan izleme heyetine olumlu bakmadığını açıkladı.

2015'te kongre çağrısı

Öcalan'ın Cumhurbaşkanı'nın bu açıklamasından bir gün önce verdiği mesaj Diyarbakır Nevruzu'nda okundu. Bu defa sadece iki sayfadan oluşan mesajda, hükümetin beklediği kongre tarihi yoktu ama Öcalan çağrısını yineledi. Dolmabahçe açıklamasında mutabakata varıldığını vurguladı ve "PKK'nin Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı yaklaşık kırk yıldır yürüttüğü silahlı mücadeleyi sonlandırmak ve yeni dönemin ruhuna uygun siyasal ve toplumsal strateji ve taktiklerini belirlemek için bir kongre yapmalarını gerekli görmekteyim" dedi. Bir sonraki cümlesinde ise bu kongre öncesinde atılmasını istediği adımlara yer verdi, "Umarım en kısa sürede ilkesel mutabakata varıp parlamento üyeleri ve izleme heyetinden teşkil edilen bir 'Hakikat ve Yüzleşme Komisyonu'ndan geçerek bu kongreyi başarıyla realize etmek durumunu yaşarız." Yani net tarih olmadığı gibi kongre öncesinde izleme heyeti ve Meclis'ten milletvekillerinin katılımıyla Hakikat ve Yüzleşme Komisyonu oluşturulup kongre aşamasına bu yolla gelinmesini istiyordu Öcalan. Süleyman Şah Türbesi'nin taşındığı Eşme için "Eşme ruhu" ifadesini kullanması, bunu "halklarımız arasında yeni tarihin sembolü" olarak tanımlaması da açıklamanın en önemli bölümlerinden biriydi.

2014 mesajında hükümete seslenen Öcalan bu defa hükümetten beklentilerini satır aralarında dile getirdi. Dolmabahçe'de okunan 10 madde ile ilgili mutabakat vurgusu, ayrıca TBMM'den milletvekilleri ile henüz son noktaya gelmeyen ve Cumhurbaşkanı'nın açıklamalarından sonra akıbeti merak edilen izleme heyetinden isimlerin de katılımıyla oluşturulacak 'Hakikat ve Yüzleşme Komisyonu'nun oluşturulması da bu talepler arasında sayılabilir.

Öcalan'ın mesajı Nevruz alanında nasıl karşılandı?

Sabah saatlerinden itibaren her yıl olduğu gibi bu yıl da çocuk, genç, yaşlı yüzbinlerce kişi Diyarbakır'daki Nevruz kutlamalarının yapıldığı alanını sabahın ilk saatlerinden itibaren doldurmaya başladı.

Soğuk hava ve yağmura rağmen alan hıncahınç doluydu.

Hatta öyle ki sahnenin önünde bulunan ve gazetecilerin kullanımı için hazırlanan platform alandaki Nevruz ateşinin yakılmasından çok önce, bariyerleri yıkıp gelenler izdihama neden oldu.
IŞİD saldırıları nedeniyle coşku daha azdı

Coşku bir önceki yıla oranla daha az gibiydi zira konuşmalarda da vurgulandığı gibi İŞİD saldırıları sonucunda yaşanan ölümler, bayram havası coşkusunu azaltmışa benziyordu.

Gazeteci olduğumuzu söylediğimizde Haseke'de gerçekleşen saldırılar ve İŞİD'in elindeki Peşmergelerle ilgili herhangi bir gelişme olup olmadığı yönündeki sorular ve buna eşlik eden kaygılı gözler de coşkunun neden azaldığını özetliyordu.

Alanda birçok kişinin elinde YPG (Halk Savunma Birlikleri) ve YPJ (Kadın Savunma Birlikleri) bayrakları ile birlikte Kobani'deki çatışmalar sırasında hayatını kaybeden savaşçıların posterleri vardı.
Öcalan'dan sonra en çok alkış Asya Abdullah'a

Abdullah Öcalan'ın mesajından sonra en fazla tezahürat ve alkış, PYD (Demokratik Birlik Partisi) Eş Başkanı Asya Abdullah için geldi.

Abdullah konuşmasını yerel kıyafetler ile yaptı.

Bir önceki gün Diyarbakır Tabip Odası 'nın verdiği "Barış, Dostluk ve Demokrasi" ödülünü alan Asya Abdullah "Kobani enternasyonal direnişin adıdır" diyerek Kobani çatışmaları sırasında hayatını kaybeden birçok yabancı savaşçının ailesine selam gönderdi.

Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nden gelen ve yedi parti adına konuşma yapan Rebwar Ahmet de konuşmasında barış sürecini desteklediğini, Öcalan'ın özgür kalması gerektiğini söyleyerek "Kürdistan IŞİD saldırıları altında. PKK, Peşmerge, YPG, YPJ hep birlikte onlara karşı mücadele ediyor" diyerek IŞİD'e karşı Kürtlerin birliğine dikkat çekti.

13 Mart'ta Abdullah Öcalan'ın serbest kalması yüzlerce Cizreli yürüyerek Diyarbakır'a kadar geldi. Yürüyüşün temsilcilerinden bir genç sahnede "Başkanımızın özgür bırakılması için gerekirse İmralı'ya kadar da yürürüz" dedi.

Nevruz alanına gelen insanların büyü bir kısmı, Abdullah Öcalan'dan gelecek olan mesajı bekliyordu.
Soğuk havada mektup bekleyişi

Bu sırada bastıran yağmura rağmen gözler sahnede okunacak mesajdaydı. Yağmurda şemsiyelerinin altına sığındığım Sibel ve Dilan kardeşler de "Mektubu bekliyoruz, okunur okunmaz gideceğiz. Hava çok soğuk" dediler.

Pervin Buldan mektubun Kürtçesini okudu ama çeviri çok iyi anlaşılmadığı için birçok kişi Sırrı Süreyya Önder'in okuyacağı Türkçe mektubu bekledi.

Mektubun Türkçesi okunduğu sırada birden kesilen yağmur ve açılan güneş ile birlikte Sırrı Süreya Önder'in "Sayın Öcalan'ın sesi gelince bu baran ve fırtına dindi, güneş doğdu" sözü büyük alkış aldı.

Abdullah Öcalan, mektubunda Dolmabahçe'deki açıklamaya vurgu yapıp daha önce belirlemiş olduğu 10 maddenin hükümet tarafından hayat geçirilmesi karşılığında PKK'ya silahlı mücadeleyi gündemiyle kongre çağrısı yapıyordu.
Mektup okunurken alandakiler pür dikkat kesildi

Öcalan'ın Kobani için gönderdiği selam ile birlikte hep bir ağızdan alandan "Bijî Berxwedana Kobani, Bijî Serok Apo" sloganları yükseldi. Alandaki yüzbinler pür dikkat kesilmiş mektubu dinliyordu ve Öcalan'ın barışçıl mesajları insanları rahatlatmışa benziyordu.

Öcalan'ın çağrısını cep telefonuyla kaydederek dinleyen Şerif adındaki öğretmen "Malum bu tarihi bir an ve ben de de bu tarihi kayıt altına alıyorum" diyerek gülüyordu.

Ahmet Yalçın da "Öcalan her seferinde barış çağrısı yapıyor, Kürtlerin barış içinde demokratik bir ülkede yaşaması için çabalıyor fakat maalesef hükümet her zaman olduğu gibi bu sefer de oyalıyor. Bence hükümet Öcalan'ın belirlediği 10 maddenin altında ezilecek" diyerek 21. yy'da Ortadoğu'da barışın ancak Kürtler eliyle sağlanabileceğini söyledi.
Silahlı mücadeleyi sonlandırma konusunda farklı yaklaşımlar

19 yaşındaki Ömer Faruk da "Mektubun içeriği çok pozitif. Artık barışın gelmesi gerekiyor ve İnşallah hükümet de bu çabaları destekler" dedi.

Taksi şoförü olduğunu söyleyen Serdar Dakman, mektubu olumlu karşıladığını belirtti ama hükümetten umutlu değildi: "PKK'nın silah bırakmasını istiyoruz ama Kürdistan'in dört tarafı ateş altında iken silah bırakması pek doğru değil. PKK silahlı gücümüz, onun bu koşullarda silah bırakmasını nasıl isteriz?" şeklinde konuştu.

Vasfi Coli, Silopi'den yedi arkadaşıyla gelmiş. "Öcalan halkı için her zaman olumlu şeyler ister. Biz her zaman barış istiyoruz ve o da bu isteğimizi dile getirdi. Devlet adım atmadan PKK'in silah bırakmasını istemiyoruz" yorumunu yaptı.

Öcalan'ın mektubundan kısa süre sonra sahne sanatçılarındı.

Mesajdan sonra katılımcılar yavaş yavaş dağılmaya başladı.

Meydan ise davul zurna eşliğinde büyük bir coşkuyla halay çeken gençlere kalacaktı.

Spor Toto Süper Lig'in 25. haftasında, Fenerbahçe ile Beşiktaş, Pazar günü derbi maçta karşı karşıya gelecek. Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'nda saat 20.00'de başlayacak mücadeleyi hakem Fırat Aydınus yönetecek.

Derbi öncesi Süper Lig'de Beşiktaş 54 puanla zirvede bulunurken, 50 puanlı Fenerbahçe ise 3. sırada yer alıyor. Sezonun ilk yarısında iki takım arasında Atatürk Olimpiyat Stadı'nda yapılan mücadeleyi Fenerbahçe 2-0 kazanmıştı.

Kale arkası tribünler boş kalacak

Sarı-lacivertli takımın cezası nedeniyle Kadıköy'de kale arkası tribünler boş kalacak. Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'nun, Galatasaray derbisindeki çirkin ve kötü tezahürat nedeniyle verdiği cezanın ardından derbide sadece maraton ve Fenerium tribünlerinde seyirci bulunacak. Pazar günkü karşılaşmada iki kulübün anlaşması gereği siyah-beyazlı takımın taraftarı Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'nda yer almayacak.

BEŞİKTAŞ

Siyah-beyazlı takım, rakibiyle derbi mücadelesinde karşı karşıya gelecek. Ligde 54 puanla zirvede yer alan "Kara Kartallar", yarın sarı-lacivertli rakibini yenerek hem bu sezonki ilk derbi galibiyetini hem de liderliğini sürdürmeyi hedefliyor. Beşiktaş, Fenerbahçe karşısında UEFA Avrupa Ligi'nde Club Brugge'e elenmenin moral bozukluğuyla çıkacak. Rakibine ilk maçta 2-1 mağlup olan ve sahasındaki karşılaşmadan da 3-1 yenilgiyle ayrılan siyah-beyazlılarda taraftarlar, özellikle kaleci Tolga Zengin ile Mustafa Pektemek'i ıslıkladı. Karşılaşmada sahaya inen bir taraftar da teknik direktör Slaven Bilic'in yanına gelerek tepki gösterdi.

Siyah-beyazlı takım, Club Brugge karşısında beklediği sonuca ulaşamasa da ligde son 2 maçını kazanarak zirveyi geri aldı. Eskişehirspor karşısında alınan 1-0 mağlubiyetin ardından Balıkesirspor ile de 2-2 berabere kalan Beşiktaş, Medicana Sivasspor'u 1-0 ve Suat Altın İnşaat Kayseri Erciyesspor'u 5-1 yenerek liderlik koltuğuna oturdu.

Beşiktaş'ta Fenerbahçe maçı öncesi Daniel Opare, İsmail Köybaşı, Alexander Milosevic ve Serdar Kurtuluş'un sakatlığı bulunuyor. Gribal enfeksiyon geçiren Olcay Şahan ile Ersan Gülüm'ün durumu bu akşamki idmanda netlik kazanacak. Sakatlıkları nedeniyle son maçlarda forma giymeyen Atiba Hutchinson ve Jose Sosa, iyileşmelerinin ardından takımla çalıştı.

FENERBAHÇE

Beşiktaş'ı konuk edecek Fenerbahçe, derbiyi kazanarak zirveyle arasındaki puan farkını azaltmayı hedefliyor. Ligde 25. haftaya, 54 puanlı lider Beşiktaş'ın 4 puan gerisinde 3. sırada giren sarı-lacivertli takım, seyirci avantajını da kullanarak kazanmaya çalışacak. Kadıköy'de Galatasaray galibiyetinden (1-0) sonra deplasmanda Gençlerbirliği'ne 2-1 kaybeden Fenerbahçe, Beşiktaş derbisinde de 3 puan arayacak.

Fenerbahçe Teknik Direktörü İsmail Kartal'ın, ligde son iki maçta sahaya sürdüğü ilk 11 kurgusunda değişiklik yapması bekleniyor.

Fenerbahçe'nin muhtemel ilk 11'i: Volkan Demirel, Gökhan Gönül, Alves, Egemen Korkmaz, Caner Erkin, Mehmet Topal, Meireles, Kuyt, Emre Belözoğlu, Alper Potuk, Emenike (Webo)

Beşiktaş'ın muhtemel ilk 11'i: Tolga, Serdar, Franco, Necip, Motta, Veli, Atiba, Gökhan, Sosa, Olcay, Demba Ba

Diyanet İşleri Başkanlığı'na ait, 'Fetva mercii' olarak işlev gören, 'Dini Soruları Cevaplandırma Platformu'na, "Tüp bebek yöntemi ile çocuk sahibi olmak caiz midir?" sorusu yöneltildi.

Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı, bu konuda 5 Ocak 2012 tarihinde kadın veya erkekteki 'bir kusur' nedeniyle, "Tabii ilişkiyle gebeliğin gerçekleşmesinin mümkün olmadığı durumlarla" ilgili karar verdiğini hatırlattı.

Bu kararda, "Döllendirilecek yumurta ve sperm, her ikisinin de nikahlı eşlere ait olması, yani bunlardan herhangi biri yabancıya ait olmaması; Döllenmiş olan yumurta, başka bir kadının rahminde değil de yumurtanın sahibi olan eşin rahminde gelişmesi; Bu işlemin, gerek anne, babanın; gerek doğacak çocuğun maddi, ruhi ve akli sağlığı üzerinde olumsuz bir etkisinin olmayacağı tıbben sabit olmak şartıyla tüp bebek yöntemine başvurmakta bir sakınca yoktur" denildiği belirtildi. Bu konuda verilen fetvanın sonunda, şu ifadeler yer aldı:

"Fiilen nikahlı olmayan kişiler arasında başlayıp sonuçlamayan tüp bebek uygulaması, insanlık duygularını rencide etmesi ve zina unsurlarını taşıması sebebiyle caiz değildir."

"Alkolün temizlikte kullanılması caiz midir?"

Din İşleri Yüksek Kurulu "Alkolün temizlikte kullanılması caiz midir?" sorusuna verdiği fetvada alkollü içeceklerin tüketilmesinin İslam dininde kesin olarak haram kabul edildiği vurgulanırken, şöyle devam edildi:

"Bunlar necis oldukları için kullanılmaları da caiz değildir. Dolayısıyla elbise ve beden üzerine dökülmeleri halinde yıkanmaları gerekir. Zira üzerine şarap, şampanya, rakı, konyak ve benzeri alkollü bir içki dökülmüş olanlar bunları yıkamadıkça namaz kılamazlar. İçmek için değil de, temizlik amacıyla üretilmiş olan alkollü maddelerin içilmesi haram olmakla birlikte, temizlik maddesi olarak kullanılması caizdir. Bu nedenle, namaz kılmadan önce bu ürünlerin sürüldüğü yerlerin yıkanması gerekmez."