GÜNDEM


More

Sözcü Haber

Unknown on : 2 Mayıs 2015 Cumartesi 0 YORUMLAR
Unknown
ETİKETLER :

Sözcü Haber


1 Mayıs 2015 (!)

Posted: 01 May 2015 09:38 AM PDT

1 Mayıs 'yasak ve polis şiddeti bayramı' böyle kutlandı

İstanbul'da polis AKP valisinin emriyle abluka ve olağanüstü hal uyguladı. Metro, Metrobüs ve vapurlar çalıştırılmadı. Polis Taksim'e giden yolları Beşiktaş, Mecidiyeköy, Şişhane, Dolmabahçe ve Cihangirden kesti. Taksim'e çıkmak isteyen sendika ve grupları gaza boğdu.

AKP, emekçilerin Taksim Meydanı'nda bayram kutlaması yapmasına yoğun güvenlik önlemleri ile engel olurken Beşiktaş ve Okmeydanı'nda polisten sert müdahale geldi.

203 GÖZALTI

İstanbul Valiliği, 1 Mayıs nedeniyle bugün çıkan olaylarda 203 kişinin gözaltına alındığını, 6 emniyet mensubu ve 18 göstericinin de yaralandığını açıkladı.

Beşiktaş'ta toplanan gruplar, Taksim'e doğru yürüyüşe geçmek için hareketlenince, polis TOMA ve biber gazı ile müdahale etti.Atılan biber gazlarından etkilenen grup üyeleri dağıldı. CHP Beşiktaş İlçe Merkezi'ne sığınan göstericileri polis bina girişine kadar takip etti. Polis ile göstericiler arasında arbede yaşandı. Olaylar sırasında çok sayıda kişi gözaltına alındı.


DİSK Genel Başkanı Kani Beko, KESK Genel Başkanı Lami Özgen, TMMOB, Türk Tabipleri Birliği temsilcilerinden oluşan 1 Mayıs Tertip Komitesi üyeleri ve ÖDP Genel Başkanı Alper Taş ile Emniyet yetkilileri arasında Taksim Meydanı'na çıkma konusunda uzun süre tartışma yaşandı. Sendikacılar Taksim'e çıkma konusunda ısrar ederken, Emniyet yetkilileri kesinlikle buna izin vermeyeceklerini söylediler. Emniyet yetkilileri sınırlı sayıda sendikacının Taksim'e gitmesine izin verileceğini belirtirken, sendikacılar arkadan gelecek gruplarla konuşarak bir olay çıkmasına izin verilmeyeceğini belirtti. Ancak taraflar arasında uzlaşma çıkmadı.

 Beşiktaş'ta toplanan gruplar saat 14.00'te yürüyüşe geçmek için hareketlenince, polis biber gazı ve TOMA'dan tazyikli su sıkarak göstericilere müdahale etti. TOMA'nın önünde bulunan bir grup polise bir süre direnmeye çalıştı. Çıkan arbede sırasında polis grubun içinden bazı kişileri gözaltına aldı. Olayların ortasında kalan "Kuzey Ormanları Savunması"na üye yaşlı bir kişinin ise fenalaşarak yere düştüğü görüldü. Sağlık ekipleri fenalaşan kişiye ilk müdahaleyi yaptıktan sonra ambulansla hastaneye götürdü.

Arbede sırasında, grubun taşıdığı, üzerinde kırmızı ve beyaz güllerle "1 Mayıs" yazılı çelenk de parçalandı. Parçalanan çelengi yoldan atmak isteyen bir polisin ayağıyla çelengi ezmesi dikkat çekti. Polisin müdahalesiyle gruplar Beşiktaş Çarşı'nın içinde ara sokaklara dağıldı. Bazı göstericiler ise polise şişe ve taş ile karşılık verdi. Polis  grupları ara sokaklara kadar takip etti

 Polisin kovaladığı bazı göstericiler CHP Beşiktaş İlçe binasına sığındı. Polis grubu gözaltına almak için CHP Beşiktaş İlçe binasının bulunduğu iş hanına girdi. Bu sırada polis ile göstericiler arasında arbede yaşandı. Olayın ardından, polisler herhangi bir kişiyi gözaltına almadan binadan ayrıldı. Polisin Barbaros Bulvarı ve çeşitli noktalardaki müdahalesi sırasında çok sayıda gösterici gözaltına alındı. Gözaltılara tepki gösteren eylemciler polise taş atarken, bazı eylemcilerin de havai fişek attığı görüldü.

 Eylemciler "Her yer Taksim / Her yer direniş" ve "Hırsız, katil AKP" sloganları atarken, polisler ile göstericiler arasında Barbaros Bulvarı'nda kovalamaca yaşandı. Bu sırada polisin gaz bombası kullanması nedeniyle çevreyi gaz bulutu kapladı. Grupların ara sokaklara kaçarak dağılmasının ardından, Barbaros Bulvarı yaklaşık 10 saat sonra trafiğe açıldı.

 Beşiktaş'ta yapılan müdahale sonrası gözaltına alınanlar Başbakanlık Ofisinin yanında hazır bekletilen polis otobüslerine bindirildi. İki otobüse bindirilen gözaltındaki kişiler, Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesine muayene götürüleceği sırada bir grup avukat, araçların gidişini engelledi. Gözaltına alınanların isimlerini öğrenmek isteyen avukatlar ile polis arasında uzun süre tartışma yaşandı. Tartışmanın uzaması üzerine polis müdürleri, avukatların uzaklaştırılmasını ve araçların gitmesi emrini verdi. Avukatlar polis tarafından itilerek araçların önü açıldı. Yoğun güvenlik önlemleri nedeniyle vatandaşlar da zor anlar yaşarken, birçok yol trafiğe kapatıldı.



DİSK'TEN İLK AÇIKLAMA

DİSK üyeleri ise, Şişli'deki genel merkez binası önünde toplanmaya başladı. DİSK önceki 1 Mayıs kutlamalarının aksine üyelerine genel merkez önünde değil, Beşiktaş ve Şişli Meydanı'nda toplanma çağrısı yaptı. Gerekçe olarak da Şişli'deki genel merkez binasının riskli olmasını gösterdi.

Binadaki risk polis müdahalesi değil, çatlaklardı. Olası bir müdahalede binlerce kişinin aynı anda binaya girmesinin riskli olacağını düşünen DİSK yönetimi bu 1 Mayıs'ta üyeleri için farklı toplanma yerleri gösterdi.

Binadaki çatlaklar gözle görülürken binanın taşıyıcı kolonlarından örnek alındığı da kameralara yansıdı.

DİSK BİNASI RİSKLİ

Konuya ilişkin bir açıklama yapan DİSK Nakliyat -İş Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu, " DİSK Yönetim Kurulu'nun almış olduğu kararla DİSK binasının riskli olduğu gerekçesiyle üyelere genel bir çağrı buraya yapılmadı. Ama biz sendika olarak buranın 1 Mayıs'lar açısından da önemli olduğunu düşünüyoruz. O bakımdan buraya gelip, burada sabahladık üyelerimizle" diye konuştu. Binanın fiziki koşullarının kalabalık bir kitleyi taşıyamayacağını söyleyen Küçükosmanoğlu, Ama burası işçilerin evi. Elbette binanın fiziki koşulları düşünülerek farklı önlemler alınabilir" dedi.

1 MAYIS SEBEBİYLE YOLLAR KAPALI!

Sabah saatlerinde Mecidiyeköy'de iş yerlerine gitmek isteyen vatandaşlar, 1 Mayıs nedeniyle kapatılan yollar nedeniyle E-5 karayolu üzerinden yürüdü. Bazı vatandaşların ise işe yetişmek için koştuğu görüldü.

MECİDİYEKÖY'DE YOLLAR KAPATILDI, VATANDAŞ YÜRÜDÜ

Yolların kapanmasına tepki gösteren bir vatandaş, "Okmeydanı'ndan yarım saattir E-5'in kenarından yürüyorum. Şişli'ye geldik kapalı, Mecidiyeköy'e geldik orası da kapalı" derken, bir başka vatandaş ise, "Ne yazık ki otobüs, metrobüs çalışmıyor. Yaklaşık 25 dakikadır yürüyorum" şeklinde konuştu.

ŞİŞLİ CAMİİ'NİN DUVARINA '1 MAYIS' UYARISI

Şişli Camii'nin duvarına, "İşçi bayramınızı kutlar, Allah rızası için tarihi camii duvarlarına yazı yazılmamasını rica ederiz" yazılı pankart asıldı.

Dış ticaret açığında rekor artış

Posted: 01 May 2015 10:35 AM PDT


Dış ticaret açığı Mart ayında yüzde 17.2 arttı

Türkiye İstatistik Kurumu ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı işbirliğiyle oluşturulan dış ticaret verilerine göre, Mart ayında dış ticaret açığı yüzde 17.2 artarak 5 milyar 251 milyon dolardan 6 milyar 154 milyon dolara yükseldi.

ihracat Mart ayında, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 14.4 azalarak 12 milyar 570 milyon dolara, ithalat yüzde 6.1 azalarak 18 milyar 723 milyon dolara geriledi.

İhracatın ithalatı karşılama oranı 2014 Mart ayında yüzde 73.7 düzeyindeyken, bu yıl Mart ayında yüzde 67.1'e düştü.

Avrupa Birliği'ne (AB) yapılan ihracat, yüzde 11.8 azalarak 5 milyar 343 milyon dolara gerilemesine karşın, ihracattaki genel düşüşe bağlı olarak ve AB'nin ihracattaki payı yüzde 41.2'den, yüzde 42.5'e çıktı.

En büyük dış pazar Almanya'ya yapılan ihracat Mart ayında 1 milyar 80 milyon dolar olurken, bu ülkeyi 1 milyar 31 milyon dolar ile İngiltere, 745 milyon dolar ile Irak ve 597 milyon dolar ile Birleşik Arap Emirlikleri izledi.

Buna karşılık en büyük ithalat 2 milyar 347 milyon dolar ile Çi'den yapıldı. Bu ülkeyi 2 milyar 191 milyon dolar ile Rusya, 1 milyar 814 milyon dolar ile Almanya ve 960 milyon dolar ile İtalya izledi.

Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı yüzde 3.7, orta yüksek teknolojili ürünlerin payı ise yüzde 30.6 olurken, yüksek teknolojili ürünlerin imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı yüzde 13.5, orta yüksek teknolojili ürünlerin payı ise yüzde 44.6 olarak gerçekleşti.

Polis şiddetine protesto

Posted: 01 May 2015 10:30 AM PDT


ABD'nin Maryland eyaletinin Baltimore kentinde siyahi genç Freddie Gray'in gözaltındayken hastaneye kaldırılıp ölmesi sonrası başlayan protestolar sürüyor.

Akşam saatlerinde Pensilvanya Bulvarı'nda toplanan bir grup gösterici, sivil itaatsizlik göstererek sokağa çıkma yasağına uymayı reddetti.

Sık sık sloganlar atan göstericiler, bölgenin ileri gelenlerinin araya girmesiyle evlerine dağıldılar.

Olayda 2 gösterici gözaltına alındı.




IŞİD'den kan donduran infaz

Posted: 01 May 2015 10:05 AM PDT


Her gün akılalmaz vahşet görüntüleriyle gündeme gelen terör örgütü IŞİD, hırsızlık yaptığı iddia edilen iki kişiyi kafalarını beton bloklarla ezerek infaz etti.

Irak'ın Ninova kentinde yaşanan katliam, çevredekiler tarafından da izlendi.

Söz konusu iki kişinin değerli eşyalarını çaldıkları bir kadını öldürdüğü iddia ediliyor.

Vahşet görüntüleri, yine IŞİD bağlantılı sosyal medya hesaplarından paylaşıldı.

Çözüm süreci bizim açımızdan yolun sonuna geldi

Posted: 01 May 2015 09:59 AM PDT


HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, "Çözüm süreci bizim açımızdan yolun sonuna geldi, artık bunu toparlama görevi hükümetindir. O da ne şartla olur? Hükümetin bize verdiği sözlere ve mutabakatlara sahip çıkacağını deklare etmesiyle olur" dedi.

HDP Grup Başkanvekilleri İdris Baluken ve Pervin Buldan ile HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'den oluşan 'İmralı Heyeti' bugün çözüm süreci hakkında bir basın toplantısı yaptı.

Çözüm Süreci'nde gelinen son noktayı anlatan Önder, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sürece yönelik yaptığı "Karşı karşıya oturulan bir masa olması devletin çöktüğü anlamına gelir" açıklamasını eleştirerek "Şu gördüğünüz masa büyüklüğünde bir yeni masa yapıldı İmralı'da. Ortada bir masa var fakat koltukları boş şu anda. Bu yöntem gerek ciddiyet anlamında gerekse de Sayın Cumhurbaşkanı'nın yürüttüğü itibarsızlaştırma anlamında hükümetin de buna sahip çıkmamasıyla süreç an itibariyle hükmünü yitirmiştir" dedi.

"SİYASET EŞİTTİR RİYAKARLIK DEĞİLDİR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarını ve heyet ile görüşmeleri gerçekleştiren hükümet temsilcilerinin bu açıklamalara yanıt vermemesini eleştiren Önder, "İktidar bloğu ortadan ikiye bölünmüş durumda. Bir tarafında Cumhurbaşkanı geri tarafında hükümet bunlar da kendi içlerinde birçok parçaya bölünmüş durumdalar. Biz isterdik ki, hatta İmralı Müzakere Heyeti olarak bir gün de buna pay bıraktık. Biz isterdik ki Cumhurbaşkanı, 'Ortada masa yok, taraf da yok Kürt sorunu da yok' dediği zaman Sayın Davutoğlu ya da Sayın Akdoğan ya da çözüm kurulunun üyelerinden herhangi birisi çıksın 'Sayın Cumhurbaşkanı bu mesele öyle değil, biz de muhahaplarımızla böyle mutabık kalmadık' desinler diye bir gün bekledik. Onun yerine bize söylenen 'Ya bu siyasettir, seçim öncesidir' ve benzeri sığ yaklaşımlar. Arkadaşlar siyaset eşittir riyakarlık değildir. Siyaset eşittir erdemsizlik hiç değildir. En genel en basit ahlak anlayışı söylediklerinizde bir tutarlılık ve ciddiyet olmasını öngörür. Dolayısıyla karşımızda en az en genel anlamıyla ikiye bölünmüş bir iktidar bloğu var. Biz bunun içerisinden bir barış çıkarmaya çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.

"SÜREÇ HÜKMÜNÜ YİTİRMİŞTİR"

Sırrı Süreyya Önder, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sayın Cumhurbaşkanı 'Ortada bir masa yok' diyor, 'Taraflar da yok' diyor. Bu kesinlikle doğru değil arkadaşlar. En azından şu gördüğünüz masa büyüklüğünde bir yeni masa yapıldı İmralı'da. Fiziksel olarak söylüyorum. Tam şu masa hacminde belki biraz küçük bir yeni masa yapıldı. Bu İzleme Komisyonu ve devlet heyetinin genişletilerek bizim müzakere heyetimize de yeni eklemeler yapılarak bu meseleyi Dolmabahçe Mutabakatı'nda hükümetle mutabık kaldığımız başlıklar altında konuşmak ve bir sonuca vardırmak için yapıldı. Ortada bir masa var fakat koltukları boş şu anda. Bu yöntem gerek ciddiyet anlamında gerekse de Sayın Cumhurbaşkanı'nın yürüttüğü itibarsızlaştırma anlamında hükümetin de buna sahip çıkmamasıyla süreç an itibariyle hükmünü yitirmiştir"

Biz asgari ücreti de sizin ne mal olduğunuzu da biliyoruz

Posted: 01 May 2015 09:56 AM PDT


CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma gününe dair değerlendirmelerde bulundu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sözlerine yanıt verdi.

Kemal Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

Ben bu ülkede asgari ücretle çalışanların hangi koşullarda yaşadığını bilen biriyim.
Çünkü ben oğluma telefon açıp oğlum "paraları sıfırla" demiyorum.

Bir simit bir çay hesabı yaptım. Bir aile sadece bir çay ve simit yese 900 lira yapıyor. Geriye 49 lira kalıyor.

Bunu bilmeyen biri çıkıp asgari ücret 1500 lira olacak diye felaket senaryosu yazıyor.
Asgari ücreti biz bilmiyormuşuz. Hiç meraklanmasınlar biz asgari ücreti de sizin ne mal olduğunuzu da biliyoruz.

1500 lira vereceğiz diyoruz, "bu ücretli için zulümdür" diyor. Sen kaç lira alıyorsun? 13 bin lira alıyorsun.

Biz CHP olarak halkın yanındayız zaten.

Sayın cumhurbaşkanı ile beni muhatap etmeyin dedim.

Namus ve dürüstlük nedir neden cumhurbaşkanına sormuyorsunuz, o yemin etti, neden bana soruyorsunuz.

Demokrasiyi kim bitirdi, oturup masalarda milletvekili listelerini kim hazırladı.

Neden milletin vekilini millet seçmiyor.

200 yıllık parlamenter sistemimiz var nasıl oldu da 13 yılda bu kayboldu.

Biz bu ülkede siyasette kavga istemiyoruz. Cumhurbaşkanı cumhurbaşkanlığını bilmeli, başbakan başkanlığını bilmeli ana muhalefet lideri de ana muhalefet liderliğini bilmeli.

Kemal Sunal'ın TV'lerde sansürlenen film sahnesi... 1 Mayıs marşı

Posted: 01 May 2015 09:52 AM PDT


1972 tarihli ve başrollerinde Kemal Sunal, Ali Şen, Sami Hazinses ve Meral Orhonsay gibi isimlerin paylaştığı Köşeyi Dönen Adam'ın final sahnesi sosyal medyada ilgi görmeye devam ediyor. Yönetmenliğini Atıf Yılmaz'ın üstlendiği filmin sonu sansürlenerek bir çok kez televizyonlarda o şekilde gösterilmişti. İşte Kemal Sunal'ın çok konuşulan 1 Mayıs sahnesi..


Yaşanacak Bir Türkiye İçin Kardeşim Gel Sende Son Çare CHP

Posted: 01 May 2015 02:07 PM PDT



ATATÜRK ile çıktık yola, tek duamız var yaşanacak bir TÜRKİYE
Şanlı bayrağımız, altı okumuz, secdemiz, hepsi burada, İNÖNÜ' de
Eyyy! Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkı derdi hep bizlere
Hiçbir zaman, din, dil, ırk, mezhep farkı gözetmedi, kucakladı hepimizi de
Yüceltti Türkü, kadını, çocuğu, çiftçiyi, işçiyi, memuru, sanatçıyı hep birlikte
Bir olduk vatan için ÇANAKKALE, KURTULUŞ ve her cephede
YAŞANACAK BİR TÜRKİYE İÇİN KARDEŞİM GEL SENDE SON ÇARE CHP


Yeni Türkiye'nin temeliydi CUMHURİYETÇİLİK işledi benliğimize
Türkiye Cumhuriyeti, ilelebet yaşayacaktır MİLLİYETÇİLİK özümüzle
Halkın halk tarafından halk için idaresi HALKÇILIK ilkesiyle
Türkiye koşullarına uygun bir ekonomik politika DEVLETÇİLİK'le
Yurttaşların, vicdan, ibadet ve din hürriyetidir LAİKLİK bizce
Türk toplumunun aydın ve ileri yönde gelişimi İNKILÂPÇILIK önde
YAŞANACAK BİR TÜRKİYE İÇİN KARDEŞİM GEL SENDE SON ÇARE CHP


Sosyal demokrasi, eşitlik, özgürlük, barış, dayanışma, kardeşiz el ele
İdealimiz özgür insan güçlü yurttaş ile ATATÜRKÇÜ ortak bir geleceğe
Yeter ki cennet vatan gelsin muasır medeniyetler seviyesine
Demokrasi ekonomik kalkınma insani gelişmişlik hep bizimle
Bizde kardeşim vatan millet yoksulluk ve işsizlik en hayati mesele
Bir ana ağlasa yüreğimize kan damlar hiçbir ana ağlamasın ülkemizde
YAŞANACAK BİR TÜRKİYE İÇİN KARDEŞİM GEL SENDE SON ÇARE CHP


Allah ile aldatan Allah'sızlara kanma budur en büyük yıkıcı tehlike
Müslüman iyi dürüst olan değil, iyi dürüst olan Müslümandır dinimizde
Allah'ı ile arana kul sokma, oku anla uygula Kur'an-ı Kerim'i ana dilinde Türkçe
Vatanı Gazi'den başkası iyi bilemez oku anla uygula Nutuk'u ana dilinde Türkçe
Dini siyasete alet edenden hayır gelmez kimseye, iman senin tertemiz kalbinde
İbadetini yap evinde caminde kime ne, yeter ki sokma şirki, kini, nefreti meclise
YAŞANACAK BİR TÜRKİYE İÇİN KARDEŞİM GEL SENDE SON ÇARE CHP


Kur'an-ı Kerim diyor ki; istediğini dindar değil ehliyetli iste
Şoför istesen dindar ilk binişinde toslar duvara direğe ehliyeti nerede
Kul kuldan üstün olamaz dindarlıkla o mertebe yüce Allah'ın nezdinde
Bak Japonya yarıdan fazlası ateist ama insanlar yaşıyor mutluluk ve esenlikle
Dini dinciden kurtar, alet ettirme, menfaate, ticarete, siyasete
Maun lanetledi onları uyan yoksa sende gideceksin aynı lanete
Maun saraylarından şeytanın elinden kurtar gözü yaşlı vatanı ezdirme
YAŞANACAK BİR TÜRKİYE İÇİN KARDEŞİM GEL SENDE SON ÇARE CHP


Emperyalizme ezici balyozu vuran ilk ve tek doğuludur o müthiş efsane
Unutmadı, unutamadı bu acıyı fırsat gözlemekte intikam alacak kalleşçe
Şehit gazi çocuğu emperyalizm her an senin kara gölgen güvenme kimseye
Bu mücadele hiçbir zaman son bulmayacak TÜRK yaşadığı sürece
Bir bakmışsın eğitimde, basında, ekonomide, dilde, dinde, ve hatta Meclis de
Gözünü dört aç savun TÜRKİYE CUMHURİYETİ' nin değerlerini ölümüne
YAŞANACAK BİR TÜRKİYE İÇİN KARDEŞİM GEL SENDE SON ÇARE CHP


Sonsuz güven hiç şüphe etme Anadolu'nun asil Kemal'ine
Sadece vatan, millet, özgürlük, kardeşlik var bir bak Seçim bildirgesine
Yurdumuzun tüm fertlerini ayrımsız eşit kucaklayan hak ve hürriyetle
Ferah mutlu huzur dolu acıların yaşanmadığı bir ülke namusuyla şerefiyle
Dincilerin, ırkçıların, Emperyalistlerin def edildiği mutlu bir kardeşliğe
Kemal düşman olur kardeşi kardeşe düşman eden bu alçak zihniyete
YAŞANACAK BİR TÜRKİYE İÇİN KARDEŞİM GEL SENDE SON ÇARE CHP


Kılıçdaroğlu bizimle seninle hepimizle altın kaplı yüreğiyle
Aldanma sen o hurafe masallara koş gel aydınlık geleceğe
Ne bir kutu, yalan dolan, sahtecilik, ne aldatır Allah ile
Mustafa Kemaller tükenmez Eyyy! zalimler bu böyle biline
Vatan elden gidiyor kardeşim eskiye ölçme sen yüreğini dinle
Bak ne diyor sana Kemal, söz sana noterle ve namusum şerefimle
YAŞANACAK BİR TÜRKİYE İÇİN KARDEŞİM GEL SENDE SON ÇARE CHP


Kutsal vatan için yüzbinlerce ya şehit ya gazi oldu yedi düvelde
Ne duruyorsun öyle imansızı görüyorsun işte sende kükresene
Vatanı kutulara doldurmuşlar parsel parsel çalmışlar gündüz gece
Bunlar Ata'nın yasakladığı lanetli 150'liklerin soyu bir araştır incele
Oturmuşlar masaya sanki kardeş kardeşe ama bir bak şehidinin katiliyle
Yeter artık şehidimize gazimize Türklüğümüze bu zulüm bitsin bu işgence
YAŞANACAK BİR TÜRKİYE İÇİN KARDEŞİM GEL SENDE SON ÇARE CHP


Yüce Türk çocuğu, sensin nesli iki cihanda şanlı güzel üzülme
Gazi'nin kağnıları ÇANAKKALE' den KURTULUŞ' a yine gider gerekirse
Elbet bir gün olacak sana zulüm eden Meclis mahşer ayın yedisinde
İşte o zaman dolacak vatana Nes-li Kemaller gülüşerek neşeyle
İstiklal ve bayrak uğruna ''YA İSTİKLAL YA ÖLÜM '' son nefesimizle
Heyyy! Emperyal dünya ödendi bedel ''NE MUTLUTÜRKÜM DİYENE''
YAŞANACAK BİR TÜRKİYE İÇİN KARDEŞİM GEL SENDE SON ÇARE CHP



HASAN DURGUT
hido.hasan@hotmail.com
https://www.facebook.com/hido.hasan

Öğretmenim Siz Sanatçı mısınız?‏

Posted: 01 May 2015 01:55 AM PDT



Genç Müzisyen Vildan Turan Hem Öğretmen Hem Sanatçı!

Son zamanlarda dikkatleri üzerine çeken ve müzik listelerinde hızla yükselen halk müziği sanatçısı Vildan Turan, profesyonel sanat hayatının yanı sıra İzmir'in Menemen ilçesinde bir devlet okulunda müzik öğretmenliği yapıyor.

Hem Öğretmen Hem Sanatçı!

Müzikal kariyerinin yanında öğretmenlikten vazgeçmeyen, bir gece önce televizyonda olan Vildan Turan, ertesi sabah evine 28 km uzaklıkta bulunan okuluna elinde flütü, mp3 çaları ve hoparlörleri ile sınıfa giriyor. Televizyondan izledikleri, radyoda dinledikleri öğretmenlerini sınıfta elinde defter ve flütüyle görmek minik öğrencileri açısından ilk bakışta anlamlandırması karışık bir hale dönüşüyor.

Vildan Turan 'a en sık gelen soru ise ''Öğretmenim, siz sanatçı değil misiniz neden buradasınız ve öğretmenlik yapıyorsunuz?'' oluyor.

Öğrencilerine türkü, Türk Sanat Müziği ve bazen de popüler müziklerle çeşitlendiren Vildan Turan iki mesleğin de hayatının en büyük tutkusu olduğunu belirtiyor.


Detaylı Bilgi:
https://www.facebook.com/vildanturan
https://twitter.com/vildanturan83

Akp`nin Hukukçu (!) Vekillerine İthaf Olunur

Posted: 01 May 2015 01:48 AM PDT


Hukukçu kimliği ile tanınan yazıp çizdikleri ve söyledikleriyle hadiselere sadece akıl ve mantık zaviyesinden objektif bakabilme erdemini gösteren ve bu meziyeti nedeniyle her kesimden takdir ve taltif gören gazeteci yazar Taha Akyol, hükümetin güdümünde bulunan HSYK marifetiyle yaşanan son hadiselerde cereyan eden hukuk skandalları silsilesini teferruatıyla anlatan bir yazı kaleme almış.

Yürürlükte bulunan ve ilgili kanun koyucu da dahil olmak üzere idari ve siyasi tüm kurumları bağlayan yasa, kararname ve iç tüzük hükümlerini madde madde sıralayarak bir döneme damgasını vuran "ergenekon balyoz kck davaları ile son olarak 17/25 aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarında görev alan üst düzey emniyet personeline yönelik olarak, ramazan günü bir sahur vakti medyatik müsveddeler gözetiminde yapılan operasyonun uygulanış şekliyle birlikte operasyonun alt yapısını ve hukuki gerekçelerini oluşturacak olan hazırlık safhasında ki eksikliklerden gözaltı işlemlerinin yapıldığı esnada " emir yüksek yerden iması içinde bir yerden gelen talimatla hareket ettikleri ap açık belli olan yeni atanan çömez memurların ısrarla yaptıkları yanlışlardan" ve sonrasında medya araçları vasıtasıyla hazırlık evresi gerekirse gözaltı işlemi yapılması, şüphelilerin emniyette ifadelerinin alınarak " haklarında mevcut olan suçlama dosyasının delilleriyle birlikte savcılığa iletilmesi" ve ilerleyen süreçte diğer yargı aşamalarının tamamının gizli yürütülmesi gerektiği halde operasyonun her anının bilinçli bir şekilde aşama aşamama kamu oyunu yanlış yönlendirme amacı taşıyan psikolojik harekat izlenimi verecek şekilde özellikle bir kısım medya araçları vasıtasıyla servis edilmesi ve daha nicesi gibi sayısız hukuk rezaletlerini akıcı üslubu içinde sıraladıktan sonra şu tespitte bulunuyor:

"Sizin yaptığınızı MAC CARTY bile yapamadı"

Akyol yazısının devamında " temel hak ve hürriyetlerin iyileştirilmesi devletin otoriter yapısının dizginlenerek hukuk kuralları içerisinde daha çok hesap verebilir ve kamu adına yargı kurumları aracılığı ile denetlenebilir bir seviyeye getirilmesi ve hepsinden önemlisi kamu güdümünden baskı,tehdit ve yönlendirmelerinden bağımsız yargı mekanizmasının bütünüyle arındırılması amaçlarını taşıyan ve bu yönüyle 1980 askeri darbesinin ürünü olan 82 anayasa ile kısmen de olsa yüzleşebilme imkanı tanıyan " 12 eylül 2010 tarihli referandumda alınan % 60 seviyesinde ülke siyasi tarihinde rekor sayılabilecek haklı bir desteğe rağmen;17/25 aralık soruşturmasının hemen ardından parti program ve iç tüzüğünde halen yazılı bulunan ve partinin kuruluş felsefesini oluşturan tüm değer kıstas ve kriterlerden dönüş yaparak " bir dönem biz bu derin yapılarla milli irade adına hesaplaşıyoruz " diyerek siyaseten nemalandığı vesayet iradesinin ulusalcı kanat temsilcileriyle adeta ağız ve fikir birliği etmişçesine "Türkiye Cumhuriyetin 80 yıllık mazisinde bilgi birikimi ve tecrübesiyle sahip olduğu civar ülke demokrasilerine yol gösteren entellektüel vizyonunu " reddederek şahsi menfaatleri doğrultusunda kurguladıkları idari düzeneği yine idarenin tahakkümü altında kurgulanan hukuksal zemin üzerinde sağlamlaştırma ve kamu idaresi içinde parti merkezli olarak doğrudan yapılanma girişimlerine mani olan yada muhalif duruş sergilen istisnasız her kesimi " nev-i şahsına münhasır taassub otoritesinin gayrı meşru çocuğu hüviyetini taşıyan " yargıçlık sistemini bir tür silah gibi kullanarak itibarsızlaştırma baskı altına alma yada cezalandırma gibi faşizan yöntemlerle " kurgu hegamonyasına " boyun eğmeye zorlama amaçlı olarak kullanma gayesiyle sanal devlet düşmanları icat etme ve otoriteye bağlı medya ajanları aracılığıyla kamuoyu gözünde küçük düşürme iftira ve yalan ifadelerle bezenmiş ısmarlama ve süsleme yayımlarla toplumlara " olanı olduğu gibi değil dilediği gibi sunma " ve 7/24 tekrar eden tekdüze yayınlarla zaten kafası karışık olan toplumları siyasi iradenin dilediği ve istediği şekilde düşünmeye mecbur etmek gibi algı yöntemleriyle mevcut varlıklarını korumayı hedefleyen vesayet anlayışının yeni dönem temsilcilerine kamu hukukunun aidiyet ölçülerinde tesis edilmesi noktasında uyarılarda bulunuyor ve akp nin hukukçu vekillerini yukarıda sıraladığım hususlarla ilgili olarak hassasiyet çizgisinde göreve çağırıyor ve diyor ki:

"İktidarı içine düştüğü ve ısrarla sürdürdüğü bu hukuksuzluk yanlışından çıkması konusunda akp nin hukukçu vekillerinin sorumluluğu vardır bir an önce yapılan yanlışlardan dönülmesi ve hukuk devleti ilkesinin yargı sistemine yerleşmesi açısından partili diğer meclis uyelerinin uyarılması hukuk skandalları noktasında aydınlatılması görevini üstelenmek durumundadır"

Taha Akyol`un, yargı erkinin yürüttüğü bir yolsuzluk soruşturmasının ucu kabine üyeleri ve başvekilin ahalisine ulaşmasının ardından yapılan bir operasyon sonrası hukuk ilke ve teamüllerini yok sayan bir tür kabile devleti zihniyetine bürünen ve toplumun her kesiminde bu konudaki haklı eleştiri ve uyarılarına karşı alıcılılarını " kendini kurtarma ve aklama adına " bütünüyle kapatan ve parti içinden ve dışından kamu idaresi içinde vaktiyle görev almış yada halen vazifesinde bulunan her kesimden gelen "dost acı söyler" babında tavsiye niteliği taşıyan samimi eleştirilere bile tahammül edemeyen iktidar partisinin daha doğrusu eski başvekilin " emir ve direktifleri doğrultusunda iş yapan sözde vekillerin parti merkezinden talimatla genel tasarıları gece gündüz çalışarak yasal ve anayasal karşılıklarını araştırmadan komisyonlardan kavga gürültü geçirerek genel kurulda da sayısal çoğunluğun sağladığı parmak üstünlüğünden istifade ederek " düzenlemelerin pozitif ve negatif yönlerini " tartışmak bir yana aleyhinde tek bir söz söylemeyen ve en kısa sürede merkezden gelen taslakların genel kuruldan geçirilmesi ve hızla yasalaşması noktasında noter tasdik makamı gibi çalışarak sadece " oturumu yöneten başkanın oylamaya sunulmuştur kabul edenler etmeyenler " sualine parti otoritesinin emrine göre hareket edecek derecede iradeleri bağlanmış olan ve bu zavallı halleri ile değil milleti kendilerini dahi temsil etmekten aciz bir duruma düşürülmüş vekillerin " iktidarı ve hele ki odalarının sayısı bilinmeyen sarayının karanlık dehlizlerinde uzaktan kumada ile mevcut hükümetin her hareketini yönlendiren eski başvekili üstelik de kamuoyu önünde basın kuruluşları aracılığıyla eleştirmesi yada olan biten hadiseleri kendi zaviyesinden değerlendirmesi veyahut yapılan düzenlemeler ekseninde cereyan eden istenmeyen hadiselere yönelik olarak şahsi fikirlerini ifade etmesi tek parti iktidarının tek adam yönetimine karşı pek mümkün görünmüyor..


Napolyo`nun dediği gibi " Dünya`da zulüm hiç eksik olmuyor lakin bu durum kötülerin çokluğundan değil iyilerin sessizliğinden kaynaklanmakta " tespitine vurgu yaparak tekrar etmiş olayım :

"Nerde (!) akp`li vekillerde eski başvekil yada partisinin işine gelmeyen bir beyanı telaffuz edecek yürek"

Her yönüyle siyasetin kirli çarkına dahil olmuş,miri malından beslenen,rant talan dolan ve ziyan ekonomisinin içinde ister istemez yolsuzluk ve rüşvet batağına bulaşmış ve bal tutan parmağını yalar darb-ı meselinde ifade edildiği üzere harama el uzatmış ve " siyaset – medya –sermaye " üçgeninde kurulan ve kamu otoritesinin mensubiyet yelpazesi altında devasa boyutlara ulaşan milli servetin peşkeş çekilmesi döngüsünün kesintisiz biçimde sürdürülebilmesinde aktif rol oynayan;özet olarak eline,diline,beline ve dahi her bir zerresine kir ve pislik bulaşmış olan milli iradeyi temsil masalı ile şahsi iradelerini temsil etmekten dahi aciz hale getirilmiş bir vekilin parti yönetimine ve hele ki dümen başı eski başvekile eleştirilerde bulunarak " arkadaşlar kral çıplak " diyebilme cesareti göstermesi mevcut şartlar dahilinde imkansızdır.

17 aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonun sonrası istifa eden 4 bakandan birisi olan lakin istifasıyla ilgili olarak basın mensuplarının önünde kamuoyuna izahat verirken başvekil de istifa etmeli dedikten çok değil on gün sonra şahsiyet ve haysiyetini ayaklar altına alarak tükürdüğünü yalayan ve hiç utanmadan bir de efendisinden özür dileyen bakan bayraktar örneğinde görüldüğü üzere akp vekillerin içinde hukukçu kimliği olsa bile parti otoritesinin bariz yanlışlarına dur diyebilecek medeni cesarete sahip hiç kimse çıkmaz bugüne kadar da çıkmadı zaten...

Parti içinde geçmiş dönemlerde dahil olmak üzere alnı ak yüreği pek olan,şeref ve haysiyetiyle vazife yapmış ve hiç bir illegaliteye bulaşmamış akp nin kuruluş bildirgesinde ve parti programında yer alan yazılı değerler istikametinde görev almış " sözünü kimseden sakınmayan " hak bilen vicdan sahibi vekiller 17 aralık sabahından itibaren kendi derdine düşen ve yargı denetimini engelleyebilme adına devlet yönetimi ve idare nizamını tehlikeye düşürecek ve kamu güvenliğinde zaafiyetlere sebebiyet verecek hukuksuz eylem ve işlemlerine " başvekil ve iktidar mensuplarının adli bir soruşturmaya karşı yürüttükleri hamasi ve düşmanca tavırlarına ve gerilimi tırmandırmaktan başka hiçbir işe yaramayan nefret dolu beyanlarına " daha ilk günden itibaren " milli iradenin temsili vazifesinin getirdiği sorumluluk gereği " karşı duran ve yapılan yanlışlıkları açık bir şekilde kamuoyuyla paylaşmaktan ve hatta gerekirse kendi vekil arkadaşlarıyla ve başvekille tartışmaktan bile tereddüt etmeyen cesur yürekler " başvekil ve ahalisi hatada ısrar etmeye devam etme kararlılığından vazgeçme niyetinde görünmediğinden dolayı " istifa etme yürekliliğini göstererek parti ile olan ilişkilerini bitirmişlerdi..

Geride kalan üç maymunları ise Efendimiz ( SAS ) buyurduğu gibi " haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır " uyarısını referans alarak söylemiş olayım :

Allah (CC) Affetsin…


Malum-u İlam
pembekonak@hotmail.com
http://twitter.com/rasyonelboyut

Hiç yorum yok: