1 Kasım seçimlerinde AKP'nin tek başında iktidar olmasının ardından basında türbanlı bir hakimin fotoğraflarının yer alması YARSAV ve Yargıçlar Sendikası'nı harekete geçirdi. Yargı mensupları, Anayasa Mahkemesi'nin, yargıçların dini simgelerden arınması için adım atmasını istedi.
YARSAV ve Yargıçlar Sendikası'nın konuyla ilgili ortak açıklamasında, "Şimdiye dek yargıçlar ve savcılarla ilgili bir düzenleme yapılmadığından bahisle kadın yargıçların başları kapalı görev yapabileceklerini kabule imkan yoktur. Zira evrensel hukuk ve etik kurallarda bağlayıcılığı olan kurallardır ve bu nedenle de Türkiye Cumhuriyeti devleti tarafından Birleşmiş Milletler 2003/43 sayılı Bangalore Yargı Etiği İlkeleri kabul edilmiştir. Üstelik bu ilkeler HSYK'nın kararı ile kendi mevzuatımıza da aktarılmıştır" denildi.
Duruşma salonlarının yargıcın tarafsız olduğu inancına gölge düşürecek her türlü dini ve siyasi simgeden arındırılması, yargıcın da dini ve siyasi simgelerden uzak durması gerektiği kaydedilen açıklamada, "Ülke rejiminin demokratik, sosyal hukuk devleti çizgisinden siyasal İslam çizgisine kayışın elbette bir çok işareti vardır fakat, en kuvvetli ve tehlikeli işaret yargı üzerinden verilendir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti artık bir siyasal İslam devletine doğru ciddi şekilde evirilmiştir. Bu durum demokrasi, özgürlük, hukukun üstünlüğü ve yargının bağımsızlığı, tarafsızlığı ilkesi ile demokrasilerin olmazsa olmaz koşulu olan laikliğe açıkça saldırı teşkil eden bir siyasi iktidar hamlesidir. Otoriter siyasal İslam yönetimine doğru gidişe dur demenin son aşamasına gelinmiştir. Yaşadığımız zaman köprüden önceki son çıkıştır. Bu gidişe dur demek bir yurttaşlık görevidir" ifadeleri kullanıldı.

'BU GİDİŞE DUR DEYİN'
Açıklamada yargının bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü konusunda çağrı da yapıldı: Yurttaşları haysiyetlerine sahip çıkmaya, demokrasi ve özgürlüklerden yana tavır almaya çağırıyoruz. Öncelikle tüm otoriterleşme faaliyetlerinin yargının sopa olarak kullanılması suretiyle yapılması nedeniyle yargının diğer sivil unsurları olan Yargıda Birlik Derneği ve Demokrat Yargı Derneği'ni bu gidişe dur demeye davet ediyoruz. Başta Türkiye Barolar Birliği olmak üzere tüm baroları siyasal İslam'a gidişe karşı ayağa kalkmaya çağırıyoruz. Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay'ı yargının bağımsızlığı ve yargıçların tarafsızlığının ancak yargılama alanlarının ve yargıçların dini simgelerden arınması ile mümkün olacağını, hukukun üstünlüğü ilkesinin egemen olduğu laik, demokratik Cumhuriyetin bir gereği olduğunu açıklamaya, yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü ilkesine sahip çıkmaya çağırıyoruz.

Türk-İş: 1300 lirayla geçim olmaz
L20 toplantısının 'Eşitsizlik, İşsizlik Ücretler' adlı oturumu öncesi konuşan Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, bin 300 lirayla geçinmenin mümkün olmadığını vurgulayarak ülkede 5 milyon 400 bin civarında asgari ücretle çalışanın bulunduğunu bildirdi.

Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Antalya'da G20 Liderler Zirvesi öncesinde Limak Atlantis Otel'de düzenlenen L-20 toplantısının "Eşitsizlik, İşsizlik, Ücretler" adlı oturumu öncesi, asgari ücrete yapılacak zamma ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bu hafta Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Başbakanlık'ta bir araya geldiklerini ve yaklaşık 7 saat süren bir toplantı gerçekleştirdiklerini belirten Atalay, işverenlerin tamamının da toplantıda hazır bulunduklarını aktardı. Atalay, bin 300 lira ile geçinmenin mümkün olmadığını vurgulayarak, ülkede 5 milyon 400 bin civarında asgari ücretle çalışanın bulunduğunu bildirdi. Bu paranın başlangıç ücreti olduğunu anlatan Atalay, şu bilgileri verdi:

'BİR SIKINTI GÖRMÜYORUM'
"Bu konuyla ilgili söz konusu toplantıda bir, iki işverenimizin serzenişi oldu ama bir problem görmüyorum, bir sıkıntı da görmüyorum. Sayın Başbakan, işverenlerin büyük bölümü de bu konuyla ilgili olumlu görüş belli etti. Bazı işverenlerimiz de 'bu yükün bir bölümünü hükümet alsın' diye ifade etti. Bununla ilgili Sayın Başbakan da 'bir çalışma yapacaklarını' söyledi. Aralık ayı başında komisyon toplanacak, Türk-İş olarak da biz komisyonun tarafıyız. Asgari ücrete yapılacak zamma ilişkin biz, 'evet' diyoruz, hükümet 'evet' diyor, işverenlerin de 'evet' diyeceğini umut ediyorum. Asgari ücretle çalışan işçiler ocak ayının başından itibaren bin 300 lira almaya başlayacak. Asgari ücrette bir problem görmüyorum. Bir an evvel insanlara ocak ayının başından bu paralarını versinler."

'YILLARDIR ÇALIŞANLARIN KADEMESİ ARTIRILMALI'
Atalay, bu konuya ilişkin aslında önemli bir sorunun olduğunu ileri sürerek, "On yıldır işyerlerinde çalışanlar var, bin 300 lira para alıyor. Yeni işe giren de bin 300 lira alacak, bunların durumu ne olacak? Bunların kademesinin artırılması gerekiyor. Problemin biri bu" diye konuştu.
Diğer bir problemin daha bulunduğunu belirten Ergün Atalay, "Çok tehlikeli ve az tehlikeli işler var. Bunların ücretinin bin 300 liranın üzerinde olması gerekiyor. Bir tekstil ya da gıda sektöründe çalışanla, madende çalışanın durumu bir olmamalı, diye düşünüyorum" değerlendirmesinde bulundu.

'SATIN ALMA GÜCÜ ARTIRILMALI'
L20 toplantısındaki "Eşitsizlik, İşsizlik, Ücretler" isimli oturumda da, Türk-İş Genel Başkanı Atalay, Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) Başkanı Joao Antonio Felicio ve Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan birer konuşma yaptı. Atalay, bu yılın şubat ayında L20 başlangıç toplantısını düzenlediklerini hatırlatarak, L20'nin görüş ve politika önerilerini Türkiye'de daha bilinir kıldıklarını söyledi. Atalay, bu kapsamda gerçekleştirdikleri toplantılarda, dünyada işsizlik sorununun geldiği kritik durumu ve gelir eşitsizliğini anlattıklarını ifade etti.

'SORUMLULUK ALIN'
L20'nin ve tüm G20 ülkelerinin güçlü bir sosyal koruma, asgari ücret sistemi ile toplu pazarlık sistemini talep ettiklerini aktaran Atalay, ücretlerin ve çalışan kesimin satın alma gücünün artırılması, iç talebin canlandırılması gerektiğini, istihdam yaratacak büyük alt yapı yatırımlarının zorunlu olduğunu ifade ettiklerini de kaydetti. Toplantılarda özellikle Türkiye'de çok yoğun şekilde yaşanan sığınmacı krizine değindiklerini anımsatan Atalay, mültecilerin yoğun oldukları bölgelerde, ücretlerin azalması ve kayıtdışının artması başta olmak üzere pek çok sosyal ve kültürel sorun yaşandığını anlattıklarını belirtti, G20 ülkelerinin, Suriyeli mülteciler konusunda daha fazla sorumluluk almak zorunda olduğunu söyledi.

Paris'te yaşanan terör saldırılarında ölü sayısı 127'ye ulaştı. Paris polisinin yaptığı açıklamaya 80'i ağır olmak üzere 300 yaralı var. Saldırıyı IŞİD üstlendi

Fransa'nın başkenti Paris'te Cuma gecesi yaşanan terör saldırılarında en az 127 kişinin öldüğü, 80'i ağır 300 kişinin yaralandığı açıklandı. Paris saldırıları sonrasında Eyfel Kulesi de süresiz olarak ziyarete kapatıldı.

SALDIRILARI IŞİD ÜSTLENDİ
Paris saldırılarını üstlenen IŞİD, Fransa'nın "en büyük hedef" olmaya devam edeceğini açıkladı.
Sosyal paylaşım sitelerinde dünyanın dört bir yanından Fransa'ya destek mesajları yayınlandı. Çoğu 'Je suis Paris' hepimiz Paris'iz mesajıyla destek verdi. Ülkede çoğu resmi binalar Fransız bayrağının renkleri lacivert, beyaz, kırmızı renkli ışıklarla aydınlatıldı. 66,5 milyon Fransız yasta, halen terör olayının şoku yaşanıyor.
Fransa'nın dış temsilciliklerinde bayraklar yarıya çekildi. Temsilcilik binalarında hayatını kaybedenler için mumlar yakıldı, çiçekler bırakıldı.

SINIR DENETİMLERİ SIKILAŞTI
Almanya ile Fransa sınır kapılarında denetimler Cumartesi sabahı saat 3.00'den itibaren yeniden başladı. Fransız ve Alman sınırlarında her iki ülkenin güvenlik güçleri sınırları denetliyor. Almanya, Fransa, İsviçre üçgeninde 100 kilometreyi geçen sınır şeridinde kontroller başladı. Hafta sonu sınır trafiği hareketlendi.

MİLLİ FUTBOL TAKIMI ALMANYA'DA
Alman Futbol Milli takımının oyuncuları Cumartesi sabahı sıkı güvenlik çemberi altında Paris Havaalanına getirildi. Milli takım oyuncuları öğlen saatlerinde Almanya'nın Frankfurt kentine ulaştı. Paris'te yaşanan terör saldırıları dünyayı sarstı. İlk alınan bilgilere göre Paris'te terör saldırılarının 6 semtte yapıldığı, iki teröristin öldürüldüğü öğrenildi. Eylemi planlayan teröristlerin aranmasına devam ediliyor.