Posted on :
14 Haziran 2014 Cumartesi
[0] comments Label:
Ferit Aslan Sarı,
İbrahim Özaydın,
İstanbul İbrahim Özaydın Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi,
kavga,
manşet,
ölüm
Okuldan Ölüme Böyle Gitti
İstanbul'da öğrenim gördüğü İbrahim Özaydın Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi'nde, 4 öğrenci tarafından dövüldüğü iddia edilen ve 21 gün kaldığı yoğun bakım ardından hayatını kaybeden 15 yaşındaki Ferit Aslan Sarı, gözyaşları içerisinde son yolculuğuna uğurlandı.
İddiaya göre, İstanbul İbrahim Özaydın Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi'nde 23 Mayıs 2014 tarihinde meydana gelen olayda, 15 yaşındaki Ferit Aslan Sarı, okulda öğrenim gören 4 kişilik öğrenci grubu tarafından dövülerek komaya girmişti.
Okuldan önce Arnavutköy'deki bir hastaneye kaldırılan, oradan da yaklaşık 3 saat sonra Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edilen Ferit Aslan Sarı, 21 gün yoğun bakım ünitesinde kaldıktan sonra dün sabah itibari ile hayatını kaybetti.
Bugün adli tıp kurumundan alınan cenaze öğleden sonra Zonguldak'ın Ereğli ilçesine bağlı Ormanlı beldesi Caferler köyüne getirildi. Acı feryat ve ağıtlarla karşılanan cenazeyi araçtan indirmek isteyen aile sakinleri, hala Hava ve diğer yakınlarının sinir krizi geçirmesi nedeniyle araçtan indirilemedi. Aile büyüklerinin gelmesi ve uzaklaştırılmak istenen bazı kadınlar fenalık geçirdi.
Kardeşinin karne alacağı gün toprağa verilmesinin kendilerinin acısını bir kez daha artırdığını ifade eden ağabey Halil Sarı, yetkililerden adalet istediklerini söyledi.
Kardeşinin 5 vakit namazında olduğunu ve spor dışında hiç bir alışkanlığının olmadığını kaydeden ağabey Sarı, "Olay öğle arasında oldu. Kardeşim öğle arasında mescitte namaz kılıyor. Yukarıya sınıfına çıkıyor. Sınıfına giderken arkadaşının yanağını sıktıktan sonra sınıfına giriyor. Kardeşimin hemen arkasından sınıfa 4-5 çocuk giriyor. Bunlar başka sınıftan. Kardeşime 'Sen neden o çocuğa vurdun' diye soruyor. Kardeşim de vurmadığını söylüyor. Tartışıyorlar. Kardeşim ayağa kalkar kalmaz şah damarına vuruyor. Ayırmaya çalışıyorlar. Kardeşim gitmeye çalışıyor. Kardeşime koşarak tekme atıyor. O sırada kardeşim kafasını yere vuruyor. O sırada bilincini kaybetmiş. Daha sonra kardeşimi oradan çıkarmaya çalışıyorlar. Oradan bir şekilde Arnavutköy Devlet Hastanesi'ne getiriliyor. Orada da 3 saat 112 ekiplerini bekledik. Orada beyin kanaması geçirdiğini ve ciğerlerin patlamış olduğunu söylediler. Yoğun bakım için Haseki Hastanesi'ne gittik. Orada 21 gün kaldık. Dün vefat etti." diye konuştu.
OLAYI GÖREN ÖĞRENCİLERİ RÜŞVET ALMAKLA SUÇLADILAR
Kardeşinin, okul idaresi tarafından, şakalaşırken kaza olduğunu ve bundan dolayı yaralandığını söyleyen Halil Sarı, "Öğretmenlerin tuttuğu tutanakta arkadaşı ile şakalaşırken yere düştü ve kafasını vurdu. Müdür ve 8 öğretmen böyle bir tutanak tutmuş. Karakola ifade vermeye gittiğimizde müdür, iki tane şahit buldum ben. Ailesi ile birlikte karakola getirdik. Çocuklar ifade verdi. Okul müdürü öğrencileri rüşvet karşılığında getirdiğimizi söylemiş. Öğrenciler aynı okuldan olduklarını ve kardeşimin sınıfında olaya şahit olduklarını söylediler." dedi.
"HERKES KARNESİNİ ALIRKEN, BİZ ONU TOPRAĞA VERİYORUZ"
Diğer çocuklar bugün karnesini alırken kardeşini toprağa verdiklerini ifade eden Halil Sarı, "Maalesef konuşacak bir şey yok. Herkes karnesini alırken kardeşim bugün toprağa verilecek. Adaletin sağlanmasını istiyoruz. Başka bir şey istemiyoruz." diyerek duygularını dile getirdi.
Evin önünde yapılan dua sırasında baba Hüseyin Sarı, oğlunun tabutuna sarılarak göz yaşı döktü. Cenazenin kamyonete yerleştirildiği sırada anne Şengül Sarı, oğlunu son kez görmek istedi. Buna müsaade edilmemesi üzerine sinir krizi geçiren acılı anneyi, yakınları sakinleştirmeye çalıştı. Hala Hava Sarı ise kamyonetin kasasından ayrılmak istemedi.
Ormanlı beldesi şehir merkezi camisine getirilen Ferit Aslan Sarı'nın cenazesi, ikindi namazına müteakip kılınan cenaze namazının ardından Caferler köyündeki aile mezarlığında son yolculuğuna uğurlandı.
Kaynak: Cihan
Okuldan önce Arnavutköy'deki bir hastaneye kaldırılan, oradan da yaklaşık 3 saat sonra Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edilen Ferit Aslan Sarı, 21 gün yoğun bakım ünitesinde kaldıktan sonra dün sabah itibari ile hayatını kaybetti.
Bugün adli tıp kurumundan alınan cenaze öğleden sonra Zonguldak'ın Ereğli ilçesine bağlı Ormanlı beldesi Caferler köyüne getirildi. Acı feryat ve ağıtlarla karşılanan cenazeyi araçtan indirmek isteyen aile sakinleri, hala Hava ve diğer yakınlarının sinir krizi geçirmesi nedeniyle araçtan indirilemedi. Aile büyüklerinin gelmesi ve uzaklaştırılmak istenen bazı kadınlar fenalık geçirdi.
Kardeşinin karne alacağı gün toprağa verilmesinin kendilerinin acısını bir kez daha artırdığını ifade eden ağabey Halil Sarı, yetkililerden adalet istediklerini söyledi.
Kardeşinin 5 vakit namazında olduğunu ve spor dışında hiç bir alışkanlığının olmadığını kaydeden ağabey Sarı, "Olay öğle arasında oldu. Kardeşim öğle arasında mescitte namaz kılıyor. Yukarıya sınıfına çıkıyor. Sınıfına giderken arkadaşının yanağını sıktıktan sonra sınıfına giriyor. Kardeşimin hemen arkasından sınıfa 4-5 çocuk giriyor. Bunlar başka sınıftan. Kardeşime 'Sen neden o çocuğa vurdun' diye soruyor. Kardeşim de vurmadığını söylüyor. Tartışıyorlar. Kardeşim ayağa kalkar kalmaz şah damarına vuruyor. Ayırmaya çalışıyorlar. Kardeşim gitmeye çalışıyor. Kardeşime koşarak tekme atıyor. O sırada kardeşim kafasını yere vuruyor. O sırada bilincini kaybetmiş. Daha sonra kardeşimi oradan çıkarmaya çalışıyorlar. Oradan bir şekilde Arnavutköy Devlet Hastanesi'ne getiriliyor. Orada da 3 saat 112 ekiplerini bekledik. Orada beyin kanaması geçirdiğini ve ciğerlerin patlamış olduğunu söylediler. Yoğun bakım için Haseki Hastanesi'ne gittik. Orada 21 gün kaldık. Dün vefat etti." diye konuştu.
OLAYI GÖREN ÖĞRENCİLERİ RÜŞVET ALMAKLA SUÇLADILAR
Kardeşinin, okul idaresi tarafından, şakalaşırken kaza olduğunu ve bundan dolayı yaralandığını söyleyen Halil Sarı, "Öğretmenlerin tuttuğu tutanakta arkadaşı ile şakalaşırken yere düştü ve kafasını vurdu. Müdür ve 8 öğretmen böyle bir tutanak tutmuş. Karakola ifade vermeye gittiğimizde müdür, iki tane şahit buldum ben. Ailesi ile birlikte karakola getirdik. Çocuklar ifade verdi. Okul müdürü öğrencileri rüşvet karşılığında getirdiğimizi söylemiş. Öğrenciler aynı okuldan olduklarını ve kardeşimin sınıfında olaya şahit olduklarını söylediler." dedi.
"HERKES KARNESİNİ ALIRKEN, BİZ ONU TOPRAĞA VERİYORUZ"
Diğer çocuklar bugün karnesini alırken kardeşini toprağa verdiklerini ifade eden Halil Sarı, "Maalesef konuşacak bir şey yok. Herkes karnesini alırken kardeşim bugün toprağa verilecek. Adaletin sağlanmasını istiyoruz. Başka bir şey istemiyoruz." diyerek duygularını dile getirdi.
Evin önünde yapılan dua sırasında baba Hüseyin Sarı, oğlunun tabutuna sarılarak göz yaşı döktü. Cenazenin kamyonete yerleştirildiği sırada anne Şengül Sarı, oğlunu son kez görmek istedi. Buna müsaade edilmemesi üzerine sinir krizi geçiren acılı anneyi, yakınları sakinleştirmeye çalıştı. Hala Hava Sarı ise kamyonetin kasasından ayrılmak istemedi.
Ormanlı beldesi şehir merkezi camisine getirilen Ferit Aslan Sarı'nın cenazesi, ikindi namazına müteakip kılınan cenaze namazının ardından Caferler köyündeki aile mezarlığında son yolculuğuna uğurlandı.
Kaynak: Cihan
YAZAR: Unknown
Posted: 09 Jun 2014 06:00 PM PDT
Kayseri'de oturan 43 yaşındaki H.Y.'nin evde doğum yaptığı sırada kız bebeğinin sağ bacağını makasla keserek öldürdüğü iddia edildi. Olay, Melikgazi ilçesi Küçükmustafa Mahallesinde dün saat 14.00 sıralarında meydana geldi. Eşinden bir süre önce boşanan yıllarca Almanya'da çalıştığı belirlenen H.Y., 22 yaşındaki oğlu ile Kayseri merkez Melikgazi İlçesi Küçükmustafa Mahallesi'ndeki evlerinde birlikte yaşamaya başladı. Bir başkasıyla girdiği ilişkiden hamile kaldığı öne sürülen H.Y., bunu yakınlarından gizledi. Karnının büyümesiyle ile ilgili sorular üzerine yakınları ve arkadaşlarına, "Karnımda tümör var" diyen H.Y., hamileliğinin 8'inci ayında ilaç içerek, düşük yapmaya çalıştı. İlaçların etkisiyle H.Y.'nin doğumu erken başladı. H.Y., iddiaya göre ters gelen kız bebeğinin makasla sağ bacağını kesti. Bebeğini parçalayarak çıkarmayı düşündüğü öne sürülen H.Y. bunu başaramayınca, 112'yi arayarak yardım istedi. Gelen sağlık görevlileri kadını Kayseri eğitim ve Araştırma Hastanesi Doğumevi Kliniği Acili'ne götürü. Durumu ağırlaşan kadının, doğum salonunda doktorların müdahalesiyle, ters gelen ölü bebeği alındı. EVDE KESİK BACAK BULUNDU Polise yapılan ihbar ardından evde yapılan aramada, bebeğin kesilen sağ bacağı bulundu. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Bebeğinin bacağını kesen annenin akıl sağlığının yerinde olup olmadığının belirlenmesi için Akıl hastanesine de sevk edilebileceği ifade edildi. Cumhuriyet |
Posted: 09 Jun 2014 03:01 PM PDT
İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Diyarbakır'daki bayrağın gönderden indirilmesi olayından sonra twitter hesabından bayrak şiiri paylaştı. Hüseyin Avni Mutlu, bayrak indirme olayından sonra tepkisini internetten bir bayrak şiiri paylaşarak dile getirdi. Mutlu mesajında "Kardeşlik yaşayacak, Al Bayrak ebediyen dalgalanacak, Milletimiz emin olsun, "son sözümüz bu" Hainden hesap sorulacak." ifadelerini kullandı.
Hürriyet
|
Posted: 09 Jun 2014 02:52 PM PDT
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Diyarbakır 2'nci Hava Kuvvet Komutanlığında bulunan direkteki Türk Bayrağının bir gösterici tarafından indirilmesiyle ilgili soruşturma başlattı. Lice ilçesinde önceki gün meydana gelen izinsiz gösterilerde hayatını kaybeden Ramazan Baran'ın cenazesinin mezarlığa götürülüşü sırasında yüzü kapalı bir göstericinin 2'nci Hava Kuvvet Komutanlığında bulunan direkteki Türk Bayrağını indirmesine ilişkin Cumhuriyet Savcılığınca soruşturma başlatıldı. Soruşturma kapsamında, bayrağı indiren göstericinin kimliğinin tespit edilmesi için çalışma başlatıldığı belirtildi. AA |
Posted: 09 Jun 2014 02:32 PM PDT
|
Posted: 09 Jun 2014 02:27 PM PDT
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türk Bayrağı'nın indirilmesiyle ilgili olarak "Diyarbakır 2'nci Hava Kuvvet Komutanlığı'nda direkteki Türk Bayrağı'nın bir gösterici tarafından indirilmesini şiddetle kınıyorum" dedi. Cumhurbaşkanlığının internet sitesindeki açıklamaya göre Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Diyarbakır 2'nci Hava Kuvvet Komutanlığında direkteki Türk Bayrağının bir gösterici tarafından indirilmesini şiddetle kınadı. Gül'ün açıklamasında şu ifadeler yer aldı: "Bayrak hepimizin bayrağı, ortak sembolü ve en önemli değeridir. Millet olarak ezelden ebede uzanan tarihi yolculuğumuzda bağımsızlığımızı ve bunun için verdiğimiz ortak mücadeleyi simgelemektedir. Şunu açıkça vurgulamak isterim ki: Bu ve benzeri çirkin saldırı ve tahrikler hiçbir zaman amacına ulaşamayacaktır. Sorunların çözümü sürecinde, herkesi sorumlu davranmaya, provokatif eylem ve söylemlerden kaçınmaya çağırıyorum." DHA |
Posted: 09 Jun 2014 02:20 PM PDT
ADANA'da Sevgi Evleri'nde geçici olarak kalan 15 yaşlarındaki erkek çocuğun, kuruma getirdiği şişme kadın ile burada kalan çocukları para karşılığı ilişkiye girdirdiği iddiasıyla hakkında işlem yapıldı. Anne ve babası ayrılan 15 yaşlarındaki erkek çocuğu Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü'ne bağlı Sevgi Evleri'ne geçici olarak yerleştirildi. İddiaya göre, izinli olarak kurumdan çıkan ve ismi açıklanmayan çocuk, bir şişme kadın alıp, tekrar Sevgi Evleri'ne döndü. Çocuk, burada kalan diğer erkek çocuklara şişme kadını 5 liraya pazarlardı. Ancak kurumda kalanların ihbarı üzerine Sevgi Evleri'ne gelen polis, şişme kadın ile birlikte çocuğu, Çocuk Şube Müdürlüğü'ne götürdü. Polisin işlem yaptığı çocuk, Sevgi Evleri'ne gönderildi. Ardından da geçici olarak yerleştirildiği yurttan çıkartıldı. DHA |
Posted: 09 Jun 2014 02:09 PM PDT
CHP Tokat Milletvekili Orhan Düzgün, Lice'de Türk bayrağının indirilmesinin ardından Hava Kuvvetleri Komutanı, Genelkurmay Başkanı ve Milli Savunma Bakanı'nı istifaya çağırdı. CHP'li Düzgün, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında Lice'de yaşanan olayları değerlendirerek, "Lice'de ne olup bittiğini işin doğrusu çok bizler de anlayabilmiş değiliz. Çünkü son günlerde hükümet kim, terör örgütü kim, devlet kim, hepsi birbirine karışmış durumda, bazen kol kola görüyoruz bazen karşı karşıya görüyoruz" dedi. Diyarbakır'da Türk bayrağının indirilmesine sert tepki gösteren Düzgün, "Bugün bırakın sınırı kontrol etmeyi Lice'de herhalde ordu tarihimizde ilk defa Türk bayrağı gönderden indirildi ve ordu mensupları seyrettiler" dedi. GENELKURMAY BAŞKANI'NI VE MİLLİ SAVUNMA BAKANI'NI İSTİFAYA ÇAĞIRDI Sancağın ordunun en cevval adamına teslim edildiğinin altını çizen Düzgün, şöyle devam etti: "Sancak asla teslim edilmez. Sancağı teslim alan kişi ölümü de göze almış olan kişidir. Kendi sınırlarımız içerisinde bayrağımız gönderden indirildi. Bunun sonucu şu olmalıydı; bu bayrağın teslim edildiği Hava Kuvvetleri Komutanı, bölgedeki komutan ve Genelkurmay Başkanı derhal istifa etmeliydi. Çünkü ordunun namusu sancağıdır. Bu saydığımız komutanlar artık ordu anlamında askeri anlamında namusları lekelenmiş kişilerdir. Ve bu ülkenin bayrağı artık lekeli kişilere teslim edilemez. Milli Savunma Bakanı da derhal istifa etmelidir. Eğer bu istifalar gerçekleşmezse ilgili kişileri bundan sonra muhatap almayacağımızı, bu kurumda bu koltuklarda oturmalarını doğru bulmayacağımızı açıkça belirtmek istiyorum." Bir soruya da Düzgün, "Bu süreçte örgütle neler konuşuluyor, nerelerin pazarlığı yapılıyor, hangi ödünler veriliyor bir milletvekili sıfatıyla ben bilmiyorum" dedi. Dershanelere ilişkin bir soruya Düzgün, "Benim de dershaneye giden bir çocuğum var. Dershane olayı ülkenin bir gerçeğidir. Milli Eğitim Bakanı bu ihtiyacı ortadan kaldırdıktan sonra dershaneleri kapatmalıdır diye düşünüyorum" dedi. "Genelkurmay Başkanlığından Lice'deki bayrak indirmeye ilişkin yapılan açıklamada , eylemi gerçekleştirenin çocuk yaşta olması nedeniyle müdahale edilmediği şeklinde bir savunma var, ne diyorsunuz?" sorusuna Düzgün, "Maalesef Genelkurmay'ın son zamanlarda yaptığı bir tek şey basın açıklaması yapmak. Örgütün yaptığı eylemleri basın açıklamaları ile topluma duyurmakla yetiniyorlar. Halbuki Genelkurmay'ın görevi toplumu bilgilendirmenin yanında ülkenin bütünlüğünü savunmaktır. Maalesef ülke bütünlüğünü savunmak konusunda Genelkurmay pasifize edilmiştir" yanıtını verdi. Cumhuriyet |
Posted: 09 Jun 2014 02:07 PM PDT
PKK Lideri Öcalan ile görüşen HDP heyeti Öcalan'ın Öncelikle Lice'deki saldırıda hayatını kaybeden Ramazan Baran ve Baki Akdemir'in yaşamlarını yitirmesinden duyduğu üzüntüyü belirterek, başta aileleri ve Lice halkı olmak üzere tüm halkımıza başsağlığı dilediğini aktardı. Halkların Demokratik Partisi (HDP) grup başkan vekilleri İdris Baluken ve Pervin Buldan ile HDP Eş Başkan Yardımcısı Sırrı Süreyya Önder'den oluşan HDP heyeti, PKK Lideri Abdullah Öcalan ile görüşmelerinin ardından İmralı Adası'ndan döndü. HDP Heyetinin bugün İmralı'da gerçekleştirdiği görüşme sonrası yaptığı açıklama şöyle: "Sayın Öcalan, öncelikle Lice'deki saldırıda hayatını kaybeden Ramazan Baran ve Baki Akdemir'in yaşamlarını yitirmesinden duyduğu üzüntüyü belirterek, başta aileleri ve Lice halkı olmak üzere tüm halkımıza başsağlığı diledi. "Bu kayıplarımızın demokrasi ve özgürlük mücadelemizde yitirilen son canlar olmasını diliyorum" dedi. Sayın Öcalan süreçle ilgili olarak ise şunları belirtti: "Yeni aşamanın hayata geçirilmesi için yoğunlaşmam ve umudum aynı kararlılıkla sürmektedir. Bir önceki görüşmemizde her iki tarafı da süreci zorlayıcı gelişmelerden ve provokasyonlara zemin hazırlayacak durumlardan kaçınmaları konusunda duyarlı olmaya çağırmıştım. Bu çağrımı yineleyerek her iki tarafın da anlamlı bir çatışmasızlık durumuna mutlak bir şekilde saygı göstermesini beklemekteyim. Son dönemde yaşanan olaylar süreci zorlamaktadır. Ve büyük sıkıntı yaratmaktadır. Bu sıkıntıları aşma konusunda hep birlikte büyük bir kararlılık ve sağlam bir barış iradesini göstermek durumundayız. Geldiğimiz aşamanın umut verici bir başlangıç olduğunu söylemiştim. Bu gün itibariyle bu umudumun çözüme dönük somut çalışmalara dönüşmeye başladığını gözlemlemekteyim. Tarihi bir aşamadayız. Başarılı olacağımıza da inanıyorum. Bunu başarmamız için burada yürüttüğümüz görüşmelerin tüm kamuoyunun bilgisine açık, şeffaf ve yasal bir şekilde yürütülmesi gerektiği tartışmasızdır. Böyle olması durumunda sürecin spekülasyonlara değil, demokratik çözüme ve bütün ülkenin demokratikleşmesine dönük olduğu herkes tarafından görülecektir. Önemli bir uyarı olarak şunu da belirtmek isterim ki; bizim hiçbir ulusun ulusal değer ve simgelerine karşı olumsuz ve rencide edici bir yaklaşımımız olmamıştır, olamaz. Türkiye halkını bize karşıtlaştırmayı amaçlayan son bayrak provokasyonunun da her iki tarafın gerekli kurumları tarafından ivedilikle soruşturulması ve sonuçlarının tüm halkımızla paylaşılması elzemdir. Bu tarz provokasyonların halkların ortak geleceğini amaçlayan demokratik ulus çözümlemelerimi hedef aldığını herkesin bilmesi gerekir. Bu temelde kalıcı barış ve demokratik çözüm için çaba harcayan tüm kesimleri selamlıyorum. Büyük bedeller ödeyerek sağladığımız çatışmasızlık ortamını ve demokratik çözüm umudunu kalıcı barış sağlanana kadar herkesin titizlikle koruması gerektiği çağrısını önemle yineliyorum." Cumhuriyet |
Posted: 09 Jun 2014 02:06 PM PDT
Erdoğan'dan 'Bayrak' açıklaması: 'Bedelini ödeyecekler' Başbakan Recep Tayyip Erdoğan İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile yaptığı Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey toplantısının ardından basın mensuplarına açıklama yaptı. Erdoğan açıklamasında şu ifadeleri kullandı: "Bayrak indirilmesi konusu, bununla ilgili olarak benim söyleyebileceğim en şiddetli cümle neyse onu siz benden duymuş olun. Konuyla ilgili teftiş başlatıldı. Bunun çocuk olması bizi ilgilendirmez. Bir çocuk bizim kutsalımız olan bayrağı alıyorsa bunun bir karşılığı olacaktır. Çocuktur diye bizim bayrağımıza, kutsalımıza saldırılmasına müsaade etmemiz mümkün değil. Direkten bayrağımızı indirme cüretinde bulunuyor. Orada bulunan askerdi, komutandı hepsi bunun bedelini ödeyecektir.Halkımıza çağrıda bulunuyorum. Bütün bunlar çözüm sürecini bozmaya yönelik adımlardır. Bu provokasyonlara karşı milletçe dik durmamız lazım. Annelerin gösterdiği tavrı herkesin aynı şekilde göstermesini istiyorum. Yol kesmek eşkıya işidir. Bundan böyle bunu yapanlar da bedelini ödeyecektir. Gerekli talimatlar verilmiştir. Kimsenin ülkemizin huzurunu bozmaya hakkı yoktur." Cumhuriyet |
Posted: 09 Jun 2014 07:00 AM PDT
ABD'li 31 yaşındaki Kyle Jones'un 91 yaşındaki Marjorie McCool ile olan birlikteliğini görenler 'aşkın yaşı yok' diyor.
ABD'nin Georgia eyaletinde yaşayan Kyle Jones, kendisinden tam 60 yaş büyük Marjorie McCool (Marge) ile 5 yıldır birliktelik yaşıyor.Yaşlı kadınlara ilgi duyduğunu söyleyen Kyle, huzurevindeki birçok kadınla aynı anda birliktelik yürütüyor "KIRIŞIKLIKLARINI SEVİYORUM" Marge ile ilgili olarak, "boynundaki çizgileri ve kırışıkları seviyorum" diyen Kyle, 60 yaş farkına rağmen aktif seks hayatları olduğunu söylüyor.Birlikte olduğu yaşlı kadınları zaman zaman 50 yaşındaki annesiyle de tanıştıran Kyle, şu an çağrı merkezinde çalışıyor. "YAŞLI KADINLARDAN HOŞLANIYORUM" Bazı erkeklerin sarışın, bazılarının esmer kadınlardan hoşlandığını belirten Kyle, kendisinin de yaşlı kadınlardan hoşlandığını söylüyor. İnternet üzerindeki çöpçatanlık sitelerine de üye olan Kyle, ilgilendiği yaş aralığını 60-80 olarak işaretlediğini söylüyor. Yaşlı kadınlarla sohbete başladığında "çok gençsin" tepkisiyle karşılaşan Kyle, yanıt olarak "bu eğlenceli olabilir" diyor. Aynı anda 5 kadınla birden birliktelik ilişkisi olan Kyle, 2009 yılında Marge ile tanışmış. Bir kitabevinde tanışan ikili, 5 yıldır beraber. 6 çocuk annesi olan Marge, 37 yıldır kocasından ayrı yaşıyor. Başlarda Kyle'yi diğer kadınlardan kıskandığını söyleyen yaşlı kadın, daha sonra bu duruma alıştığını söylüyor. Seks hayatlarının çok renkli olduğunu söyleyen ikili, birlikte keyif aldığını belirtiyor. "ONDAN BÜYÜK TORUNLARIM VAR" Ailesinin de bu duruma karışmadığını söyleyen Marge'nin, Kyle'dan daha büyük torunları var.
Cumhuriyet
|
Posted: 09 Jun 2014 04:00 AM PDT
Konya Valiliği, STV'de yayınlanan 'Şefkat Tepe' adlı dizinin kentteki tarihi ve ören yerlerindeki çekimlerini geçen şubat ayında yasakladı. Yapımcı firmanın itirazı üzerine, 2'nci İdare Mahkemesi tarafından da yürütmeyi durdurma kararı alındı. Karara valilik itiraz etti ve aynı mahkeme yürütmeyi durdurma kararına reddetti. Dizi çekimleri yeniden yasaklandı. Konya Valiliği, 19 Şubat 2014 tarihinde, 'Şefkat Tepe' dizisinin il merkezi ve ilçelerindeki çekimler için daha önceden verilen iznin iptal etmişti. Valilik, gerekçe olarak da İl Kültür Müdürlüğü tarafından Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamına giren mekanlarda yapılan çekimlerin Müze Müdürlüğü'ne önceden bilgi verilmemesi ayrıca ilgili mekanlarda temizlik ve tamirat gibi çalışmaların müze uzmanı denetiminde yapılmamasının yanı sıra 25 Ocak'ta yayınlanan bölümde Hz. Muhammed'e ilişkin görüntülerin yazılı ve görsel basında tepkilere neden olması yönündeki kararı gösterildi. Konya Valiliği'nin kararının artından Samanyolu TV ve dizinin yapımcı şirketi Ser Film, Konya 2'nci İdare Mahkemesi'nde başvurdu. Mahkemede, 21 Şubat 2104 tarihinde, "Dava konusu işlemin dizinin çekim izni onayının iptal edilmesini ve dizi çekimlerinin durdurulmasına ilişkin olması ve uygulanması halinde telafisi güç zarar doğurabilecek nitelikte bulunması nedeniyle, olayın niteliğine ve davanın durumuna göre davalı idarenin savunması ve ara kararı cevabı alınıp ya da savunma ve ara kararına cevap verme süresi geçip yeni bir karar verilinceye kadar, yürütmeyi durdurma kararı aldı. Konya Valiliği de yürütmeyi durdurma kararına itirazda bulundu. Valiliğin itirazı kabul edildi ve yürütmeyi durdurma kararı reddedildi. Valilik tarafından yapılan açıklamada: "SER Film A.Ş'nin Şefkat Tepe Dizisinin Çekim izninin iptaline ilişkin Yürütmeyi Durdurma Talebi Reddedildi. Konya Bölge İdare Mahkemesi, Konya 2. İdare Mahkemesinin SER Film A.Ş'nin talebine (Şefkat Tepe Dizisi) İlişkin verdiği 11.04.2014 gün ve E:2014/186 sayılı Yürütmenin Durdurulması Kararını, Valiliğimizin itirazı üzerine kanuni şartların olayda gerçekleşmediği gerekçesi ile kaldırdı ve yürütmenin durdurulması istemini 20.05 2014 tarihindeki kararıyla reddetti. Bu durumda SER Film A.Ş (Şefkat tepe dizisi) izne tabi yerlerde izin almadan çekim yapamayacak."denildi. Mahkemenin ardından gözler yapımcı firmaya çevrildi. Cumhuriyet |
Posted: 09 Jun 2014 03:00 AM PDT
Hayatımızın vazgeçilmezleri olan akıllı telefonlarda kullandığımız Facebook uygulamasının ortam kaydı yapmasına tepkiler büyüyor. Sosyal medya devi tarafında açıklanan yeni özellik gündeme oturarak büyük tartışmalara neden oldu. Akıllı telefonunuzun mikrofonunu kullanarak dinlediğiniz müzik ve izlediğiniz dizi gibi medya ortamlarını öğrenerek durum güncellemesi yapan özelliğe "Facebook özel hayatımızı dinleyecek" tartışmalarına yol açtı. Uygulamadan rahatsız olan kullanıcılar imza kampanyaları başlatıldı ve bu kampanyalara yüz binlerce kullanıcı katıldı. 750 bin imzaya ulaşmak isteyen imza sahipleri şuan 542 bin kişiyi yanlarına alabildiler. "MAHREMİYETİMİZ TEHLİKE ALTINDA!" Kampanyayı başlatan kullanıcılar "Facebook bu özelliğin zararsız olduğunu, çalan şarkıları ya da TV'de gösterilen film ve dizileri tanımakla sınırlı olduğunu iddia ediyor. Oysa bu bizim mahremiyetimize büyük bir tehdit oluşturuyor. Eğer şimdi harekete geçersek Facebook'un bu özelliği piyasaya sürmesine engel olabiliriz" şeklinde bir manifesto yayınladılar. Cumhuriyet |
You are subscribed to email updates from Sözcü Haber To stop receiving these emails, you may unsubscribe now. | Email delivery powered by Google |
Google Inc., 20 West Kinzie, Chicago IL USA 60610 |