YAZAR: Unknown
NİJERYA emniyet istihbaratı, kaçırdığı kız öğrencilerin görüntülerini yayınlayıp takas isteyen örgütün lideri Ebubekir Şekau’nun öldüğünü iddia etti.
Nijerya emniyetine bağlı gizli servisin sözcüsü Marilyn Ogar, önceki gün yayınlanan videodaki görüntülere rağmen, Boko Haram’ın lideri Ebubekir Şekau’nun öldüğünü öne sürdü. Ogar, dün düzenlediği basın toplantısında, Boko Haram’ın bir marka haline geldiğini, herhangi birinin herhangi bir ismi kullanarak ortaya çıkabileceğini ifade ederek, gerçekte Ebubekir Şekau’nun ölü olduğunu bildiğini söyledi. Marilyn Ogar ayrıca güvenlik güçlerinin verdiği bilgiden şüphe edilmemesi gerektiğini vurguladı.
HÜKÜMETTEN MÜZAKERE MESAJI
Bu arada Nijerya Özel Görevler Bakanı Tanimu Turaki kızların salıverilmesi için hükümetin Boko Haram ile müzakerelere hazır olduğunu söyledi. ABD ise kız öğrencilerin bulunması için ülke üzerinde insanlı keşif uçuşlarına başladı. Nijerya’da ayrıca aralarında Federal Soruşturma Bürosu (FBI) üyelerinin de bulunduğu 30 Amerikalı uzman da arama çalışmaları kapsamında görev yapıyor.
HÜKÜMETTEN MÜZAKERE MESAJI
Bu arada Nijerya Özel Görevler Bakanı Tanimu Turaki kızların salıverilmesi için hükümetin Boko Haram ile müzakerelere hazır olduğunu söyledi. ABD ise kız öğrencilerin bulunması için ülke üzerinde insanlı keşif uçuşlarına başladı. Nijerya’da ayrıca aralarında Federal Soruşturma Bürosu (FBI) üyelerinin de bulunduğu 30 Amerikalı uzman da arama çalışmaları kapsamında görev yapıyor.
Posted on :
24 Kasım 2013 Pazar
[0] comments Label:
ABD,
amerika,
atom bombası,
dünya,
iran,
uranyum,
uranyum zenginleştirme,
uzaklaşma
İran'dan Dünyayı Şaşırtan Hamle!
On yıllardır süren İran ile Batı'nın, nükleer müzakereler ile ilgili olarak yapılan pazarlıklarda ilk kez, geçici de olsa, bir anlaşma sağlandı.
İran ile 6 büyük dünya gücünün(P5+1), Cenevre saatiyle, Pazar gününün 3 gibi çok erken saatlerinde ulaştığı anlaşma ile, İran nükleer programının önemli kısımlarını dondurmaya söz verirken, Batı da geçici olarak İran'a karşı koyduğu bazı ambargoları hafifletecek.
Önümüzdeki 6 ay boyunca, İran'ın nükleer programının dondurulması, ve nükleer faaliyet tesislerinin geriye döndürülmesi için uğraşı verilecek.
Beyaz Saray'ın yayınladığı bildiriye göre, toplamda İran yaklaşık 7 milyar dolarlık bir mali ambargodan kurtulmuş olacak. Ve bu kolaylıklar önümüzdeki 6 ay için geçerli olacak. Eğer İran, verdiği sözleri yerine getirmezse, bu kolaylıklar da duracak.
Yapılan anlaşmanın maddeleri, Beyaz Saray tarafından açıklandı:
İran:- %5 üzerindeki uranyum zenginleştirmesinin durduracak ve %5 üzerinde zenginleştirmeye yarayacak teknik bağlantıların ortadan kaldıracak.
- %20 zenginleştirmeye yakın uranyumunu etkisiz hale getirecek.
- Yeni santrifuj inşa etmeyi durduracak.
- Yeni uranyum zenginleştirme tesisleri inşa etmeyecek
- Arak reaktörünü inşa etmeyecek
- Arak reaktörü için yakıt üretimini ve reaktöre yönelik diğer faaliyetleri durduracak
- Uluslararası Atom Enerji Kurumu (IAEA) müfettişlerine Natanz ve Fordow reaktörlerine günlük denetleme imkanı verecek.
- IAEA müteffitişlerine santrifüj kurma tesislerine ulaşım imkanı verecek.
IAEA'ya İran tarafından verilen bu sözlerin doğrulanma adımları için İran ve P5+1 ortak Komisyon kuracak.
İran'ın verdiği bu sözlere karşılık P5+1 şu kolaylıkları sağlayacak:
- Önümüzdeki 6 ay boyunca nükleer programla ilgili yeni ambargolar getirilmeyecek.
- Altın ve diğer bazı değerli metaller, İran'ın oto sektörü ve petro-kimya endüstrisiyle ilgili olarak bazı ambargoların kaldırılması.
- İran havayolları ile ilgili bazı ambargoların kaldırılması.
- İran'ın petrollerinin alımı ile ilgili bazı kolaylıklar sağlayarak, şu anki azaltılmış seviyede devamının sürmesi.
- 400 milyon dolarlık devlet bursu yardım programının transferinin sağlanması.
- İnsani yardım transaksiyonlara kolaylık sağlanması
Birçok Amerikalı Kongre üyesi, özellikle Cumhuriyetçi üyeler, yapılan anlaşmayı eleştirmeye başladılar.
Ambargolar mı başardı?
CNN’den Nick Thompson’a göre, İran 2007 yılından itibaren 3000 sayısında uranyum zenginleştirmeye yarayan santrafüj sahibi oldu. Bugün ise Carnegie Endownment’daki İran uzmanı Mark Hibbs’e göre, 19 bin santrafüje sahip İran.
Ama ambargolar İran’ın ekonomisine kapanması zor olan darbeler indirdi. yine CNN’den John Defrerios’a göre, petrol gelirleri düştü, İran’ın parası %80 oranında değer kaybetti, enflasyon yükseldi ve devlet istihdamında çok büyük düşüşler yaşandı.
Carnegie’deki bir başka İran uzmanı Karim Sadjadpour’un Vatan'a verdiği bilgilere göre, bir önceki İran Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinejad’ın diplomasiden uzak ve dünyayı hiçe sayan tavrı, Batı’nın İran’ı izole etmesinde çok büyük rol oynadı. Ahmedinejad adeta, söylediği skandal sözler ile İsrail ve Batı liderlerinin İran’a karşı ambargoları yenilemesinde kolaylık yaratıyordu.
Ahmedinejad’ın görev süresinin bitmesiyle birlikte ise, doğru veya yanlış, reformcu olarak bilinen Hassan Ruhani ve diplomatik yönüyle bilinen Javad Zarif dışişleri bakanı oldu. Göreve geldiğinden beri adeta ‘’charm offensive’’ hamleleri başlatan bu ikili, bir anda Batı’da büyük bir izleyici ve sempati duyan kitleye sahip oldu. Twitter, Youtube ve Facebook’u kendi ülkesinde yasaklayan İran rejimi, bu kanalları etkili bir şekilde kullanarak Batı’ya ulaştı.
Washington’da özellikle Obama yönetimi ile birlikte etkin hale geçen Amerikalı liberal kanat, eskiden beri güvercin yaklaşımı ile bilinen ve her ne olursa olsun İran rejimi ile bir anlaşma yapılması gerektiğine inanan bir düşünceye sahipti. Neoconların Irak ve Afganistan başarısızlıkları ile Bush döneminin kapanmasından sonra bu kanadın yerini bir anlamda kapan liberaller, bugünlerde ABD ile İran arasındaki yakınlaşmayı en kuvvetli destekleyen kimseler.
İran Atom Bombasına Ne Kadar Yakın?
İran’ın nükleer programıyla ilgili sürekli şekilde yapılan spekülasyonlar, İran’ın bir atom bombası inşa etmek istediğinde bunun için bir ay ila altı ay civarında zamana ihtiyacı olduğunu savunuyor.
Carnegie Endownment’daki İran uzmanı Mark Hibbs’e göre ise, İran’ın ihtiyacı olan süre 1 ila 3 yıl arasında.
Anlaşma Sadece Geçici
Hatırlanması gerekir ki burada işaret edilen bütün bu şartlar, ilk ve geçici bir anlaşma için üzerinde durulan konular. Bu kısmi anlaşma onaylanmasıyla, önümüzdeki 6 ay içinde iki taraf tekrar müzakere masasına oturacak ve bu kez temel parametlerle sürekli bir anlaşma sağlamaya çalışacak.
Kaynak: Vatan
Önümüzdeki 6 ay boyunca, İran'ın nükleer programının dondurulması, ve nükleer faaliyet tesislerinin geriye döndürülmesi için uğraşı verilecek.
Beyaz Saray'ın yayınladığı bildiriye göre, toplamda İran yaklaşık 7 milyar dolarlık bir mali ambargodan kurtulmuş olacak. Ve bu kolaylıklar önümüzdeki 6 ay için geçerli olacak. Eğer İran, verdiği sözleri yerine getirmezse, bu kolaylıklar da duracak.
Yapılan anlaşmanın maddeleri, Beyaz Saray tarafından açıklandı:
İran:- %5 üzerindeki uranyum zenginleştirmesinin durduracak ve %5 üzerinde zenginleştirmeye yarayacak teknik bağlantıların ortadan kaldıracak.
- %20 zenginleştirmeye yakın uranyumunu etkisiz hale getirecek.
- Yeni santrifuj inşa etmeyi durduracak.
- Yeni uranyum zenginleştirme tesisleri inşa etmeyecek
- Arak reaktörünü inşa etmeyecek
- Arak reaktörü için yakıt üretimini ve reaktöre yönelik diğer faaliyetleri durduracak
- Uluslararası Atom Enerji Kurumu (IAEA) müfettişlerine Natanz ve Fordow reaktörlerine günlük denetleme imkanı verecek.
- IAEA müteffitişlerine santrifüj kurma tesislerine ulaşım imkanı verecek.
IAEA'ya İran tarafından verilen bu sözlerin doğrulanma adımları için İran ve P5+1 ortak Komisyon kuracak.
İran'ın verdiği bu sözlere karşılık P5+1 şu kolaylıkları sağlayacak:
- Önümüzdeki 6 ay boyunca nükleer programla ilgili yeni ambargolar getirilmeyecek.
- Altın ve diğer bazı değerli metaller, İran'ın oto sektörü ve petro-kimya endüstrisiyle ilgili olarak bazı ambargoların kaldırılması.
- İran havayolları ile ilgili bazı ambargoların kaldırılması.
- İran'ın petrollerinin alımı ile ilgili bazı kolaylıklar sağlayarak, şu anki azaltılmış seviyede devamının sürmesi.
- 400 milyon dolarlık devlet bursu yardım programının transferinin sağlanması.
- İnsani yardım transaksiyonlara kolaylık sağlanması
Birçok Amerikalı Kongre üyesi, özellikle Cumhuriyetçi üyeler, yapılan anlaşmayı eleştirmeye başladılar.
Ambargolar mı başardı?
CNN’den Nick Thompson’a göre, İran 2007 yılından itibaren 3000 sayısında uranyum zenginleştirmeye yarayan santrafüj sahibi oldu. Bugün ise Carnegie Endownment’daki İran uzmanı Mark Hibbs’e göre, 19 bin santrafüje sahip İran.
Ama ambargolar İran’ın ekonomisine kapanması zor olan darbeler indirdi. yine CNN’den John Defrerios’a göre, petrol gelirleri düştü, İran’ın parası %80 oranında değer kaybetti, enflasyon yükseldi ve devlet istihdamında çok büyük düşüşler yaşandı.
Carnegie’deki bir başka İran uzmanı Karim Sadjadpour’un Vatan'a verdiği bilgilere göre, bir önceki İran Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinejad’ın diplomasiden uzak ve dünyayı hiçe sayan tavrı, Batı’nın İran’ı izole etmesinde çok büyük rol oynadı. Ahmedinejad adeta, söylediği skandal sözler ile İsrail ve Batı liderlerinin İran’a karşı ambargoları yenilemesinde kolaylık yaratıyordu.
Ahmedinejad’ın görev süresinin bitmesiyle birlikte ise, doğru veya yanlış, reformcu olarak bilinen Hassan Ruhani ve diplomatik yönüyle bilinen Javad Zarif dışişleri bakanı oldu. Göreve geldiğinden beri adeta ‘’charm offensive’’ hamleleri başlatan bu ikili, bir anda Batı’da büyük bir izleyici ve sempati duyan kitleye sahip oldu. Twitter, Youtube ve Facebook’u kendi ülkesinde yasaklayan İran rejimi, bu kanalları etkili bir şekilde kullanarak Batı’ya ulaştı.
Washington’da özellikle Obama yönetimi ile birlikte etkin hale geçen Amerikalı liberal kanat, eskiden beri güvercin yaklaşımı ile bilinen ve her ne olursa olsun İran rejimi ile bir anlaşma yapılması gerektiğine inanan bir düşünceye sahipti. Neoconların Irak ve Afganistan başarısızlıkları ile Bush döneminin kapanmasından sonra bu kanadın yerini bir anlamda kapan liberaller, bugünlerde ABD ile İran arasındaki yakınlaşmayı en kuvvetli destekleyen kimseler.
İran Atom Bombasına Ne Kadar Yakın?
İran’ın nükleer programıyla ilgili sürekli şekilde yapılan spekülasyonlar, İran’ın bir atom bombası inşa etmek istediğinde bunun için bir ay ila altı ay civarında zamana ihtiyacı olduğunu savunuyor.
Carnegie Endownment’daki İran uzmanı Mark Hibbs’e göre ise, İran’ın ihtiyacı olan süre 1 ila 3 yıl arasında.
Anlaşma Sadece Geçici
Hatırlanması gerekir ki burada işaret edilen bütün bu şartlar, ilk ve geçici bir anlaşma için üzerinde durulan konular. Bu kısmi anlaşma onaylanmasıyla, önümüzdeki 6 ay içinde iki taraf tekrar müzakere masasına oturacak ve bu kez temel parametlerle sürekli bir anlaşma sağlamaya çalışacak.
Kaynak: Vatan
YAZAR: Unknown
Pakistan İçişleri Bakanı Nisar, Tehrik-i Taliban Pakistan lideri Mesud'un öldürüldüğünü doğrulayarak "Mesud'un öldürülmesi, bölgedeki barış çabalarının öldürülmesidir" dedi.
Yerel kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Tarık, Mesud'un İHA saldırısında hayatını kaybettiğini açıkladı. Tarık, yeni Tehrik-i Taliban Pakistan (TTP) liderinin seçilmesi için örgüt şurasının henüz kararını vermediğini söyledi.
Şuranın,Mesud'un yerine geçecek kişiyi belirlemek için bir araya geldiğini, üst düzey komutanların görüşlerinin alınmasının ardından yeni liderin ancak 2-3 gün içerisinde açıklanabileceğini ifade etti.
Tarık, İHA'ların aşiretler bölgesi üzerinde devamlı uçtuğunu, şura üyelerinin de saldırılara maruz kalmamak için sürekli yer değiştirdiğini ifade ederek, yeni liderin açıklanmasının bu yüzden zaman alacağını belirtti.
Öte yandan, Enformasyon Bakanı Pervez Raşid, gazetecilere yaptığı açıklamada, İHA saldırılarının TTP ile yürütülmesi planlanan barış görüşmelerini engelleyemeyeceğini söyledi. Bakan Raşid, hükümetin TTP ile müzakereleri başlatma fikrinde bir değişiklik olmadığını ifade ederek, "Bu kez İHA, barış görüşmelerini vurdu ama biz barışın görüşmelerinin ölmesine izin vermeyeceğiz" dedi.
Pakistan İçişleri Bakanı Nisar: "Mesud'un öldürülmesi, bölgedeki barış çabalarının ölümüdür"
Pakistan İçişleri Bakanı Chaudhry Nisar, Tehrik-i Taliban Pakistan lideri Hekimullah Mesud'un öldürüldüğünü doğrulayarak, "Mesud'un öldürülmesi, bölgedeki barış çabalarının öldürülmesidir" dedi.
Nisar, Mesud'un öldürülmesi ile ilgili olarak düzenlediği basın toplantısında, son 7 haftadır TTP ile barış görüşmelerinin başlatılması için çok çabaladıklarını, bugün itibari ile de müzakerelerin başladığını kamuoyuna açıklamayı düşündüklerini söyledi.
Nisar, bu düşüncelerinin Mesud'un öldürülmesi ile gerçekleşemediğini belirterek, şunları kaydetti:
"ABD Başkanı Barack Obama, Başbakan Navaz Şerif ile görüşmesinde, Taliban ile barış görüşmelerini destekleyeceklerini söylemişti. Sayın Başkan'a sormak istiyorum, acaba böyle mi destekliyorlar? ABD'ye sesleniyorum. Hekimullah Mesud çok yerlerde dolaştı. Afganistan'a gitti. Bizim haberimiz vardı. Bizim haberimiz olduğuna göre mutlaka sizin de haberiniz vardır. Neden onu o zaman öldürmeniz de barış görüşmelerinin başlayacağı gün öldürdünüz? ABD'nin bu İHA saldırısını barışı engellemek için yaptığına inanıyoruz. Başbakanımız şu anda Londra'dan dönüyor. Döndüğünde kabine toplanacak ve ABD ile ilişkiler gözden geçirilecek."
Bu arada Pakistan Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, ABD'nin İslamabad Büyükelçisi Olson'un bakanlığa çağrılarak İHA saldırıları ile ilgili kaygıların iletildiği ve Pakistan'ın bölgeye barış getirme çabalarına karşın Mesud'un öldürülmesinin protesto edildiği belirtildi. Olson'a, İHA saldırılarının uluslararası hukuka aykırı olduğunun iletildiği belirtilen açıklamada, Pakistan'ın ulusal egemenliğinin ihlal edilmesinin de kınandığı ifade edildi.
Şuranın,Mesud'un yerine geçecek kişiyi belirlemek için bir araya geldiğini, üst düzey komutanların görüşlerinin alınmasının ardından yeni liderin ancak 2-3 gün içerisinde açıklanabileceğini ifade etti.
Tarık, İHA'ların aşiretler bölgesi üzerinde devamlı uçtuğunu, şura üyelerinin de saldırılara maruz kalmamak için sürekli yer değiştirdiğini ifade ederek, yeni liderin açıklanmasının bu yüzden zaman alacağını belirtti.
Öte yandan, Enformasyon Bakanı Pervez Raşid, gazetecilere yaptığı açıklamada, İHA saldırılarının TTP ile yürütülmesi planlanan barış görüşmelerini engelleyemeyeceğini söyledi. Bakan Raşid, hükümetin TTP ile müzakereleri başlatma fikrinde bir değişiklik olmadığını ifade ederek, "Bu kez İHA, barış görüşmelerini vurdu ama biz barışın görüşmelerinin ölmesine izin vermeyeceğiz" dedi.
Pakistan İçişleri Bakanı Nisar: "Mesud'un öldürülmesi, bölgedeki barış çabalarının ölümüdür"
Pakistan İçişleri Bakanı Chaudhry Nisar, Tehrik-i Taliban Pakistan lideri Hekimullah Mesud'un öldürüldüğünü doğrulayarak, "Mesud'un öldürülmesi, bölgedeki barış çabalarının öldürülmesidir" dedi.
Nisar, Mesud'un öldürülmesi ile ilgili olarak düzenlediği basın toplantısında, son 7 haftadır TTP ile barış görüşmelerinin başlatılması için çok çabaladıklarını, bugün itibari ile de müzakerelerin başladığını kamuoyuna açıklamayı düşündüklerini söyledi.
Nisar, bu düşüncelerinin Mesud'un öldürülmesi ile gerçekleşemediğini belirterek, şunları kaydetti:
"ABD Başkanı Barack Obama, Başbakan Navaz Şerif ile görüşmesinde, Taliban ile barış görüşmelerini destekleyeceklerini söylemişti. Sayın Başkan'a sormak istiyorum, acaba böyle mi destekliyorlar? ABD'ye sesleniyorum. Hekimullah Mesud çok yerlerde dolaştı. Afganistan'a gitti. Bizim haberimiz vardı. Bizim haberimiz olduğuna göre mutlaka sizin de haberiniz vardır. Neden onu o zaman öldürmeniz de barış görüşmelerinin başlayacağı gün öldürdünüz? ABD'nin bu İHA saldırısını barışı engellemek için yaptığına inanıyoruz. Başbakanımız şu anda Londra'dan dönüyor. Döndüğünde kabine toplanacak ve ABD ile ilişkiler gözden geçirilecek."
Bu arada Pakistan Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, ABD'nin İslamabad Büyükelçisi Olson'un bakanlığa çağrılarak İHA saldırıları ile ilgili kaygıların iletildiği ve Pakistan'ın bölgeye barış getirme çabalarına karşın Mesud'un öldürülmesinin protesto edildiği belirtildi. Olson'a, İHA saldırılarının uluslararası hukuka aykırı olduğunun iletildiği belirtilen açıklamada, Pakistan'ın ulusal egemenliğinin ihlal edilmesinin de kınandığı ifade edildi.
Posted on :
29 Ekim 2013 Salı
[0] comments Label:
ABD,
barack obama,
başbakan,
manşet,
reform,
Suriye,
twitter,
washington
Obama'nın Tweet'leri Hack'lendi
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ı destekleyen hacker grubu Suriye Elektronik Ordusu bu kez de ABD Başkanı Barack Obama'nın tweet'lerini hack'ledi.
Başkan'ın göç yasası reformlarıyla ilgili tweet'lerinde yer alan bir link Washington Post gazetesindeki bir makale yerine YouTube'dan bir videoya gitti. "Suriye terörizmle karşı karşıya" başlıklı videoda 11 Eylül'le başlayan kanlı terör görüntüleri bulunuyordu.
Başkan'ın göç yasası reformlarıyla ilgili tweet'lerinde yer alan bir link Washington Post gazetesindeki bir makale yerine YouTube'dan bir videoya gitti. "Suriye terörizmle karşı karşıya" başlıklı videoda 11 Eylül'le başlayan kanlı terör görüntüleri bulunuyordu.
Video YouTube'un "şok edici ve tiksindirici içerik" politikası nedeniyle yayından kaldırılırken, Suriye Elektronik Ordusu CNNMoney'e yaptığı açıklamada, Başkan'ın "Organizing for Action" kampanyası kapsamında paylaştığı tweet'leri kısaltmak için kullanılan ShortSwitch hesabına girdiğini açıkladı.
Grubun bir üyesi, "Twitter ve Facebook'ta paylaşılan OFA linkleri hack'lendi ve Suriye'yle ilgili gerçekleri gösteren bir videoya yönlendirildi" dedi.
Hack'lenen iki tweet yüzlerce kişi tarafından RT'lenirken linkler düzeltildi.
Suriye Elektronik Ordusu'nun bu operasyonu Organizing for Action ekibine yönelik bir phishing saldırısının ardından gerçekleştirdiğine inanılıyor.
Hacker'lar bunun ShortSwitch'in dışında MyBarackObama.com ve donate.barackobama.com gibi sitelerin kontrolünü de ele geçirdi.
Suriye Elektronik Ordusu'ndan bir kişi CNNMoney'e OFA ekibinden bir kişinin hesabının hack'lendiğinin kanıtı bir ekran görüntüsü de yolladı.
Posted on :
26 Ekim 2013 Cumartesi
[0] comments Label:
ABD,
biyonik insan,
rich walker,
robot,
smithsonian channel,
teknoloji
Dünyanın İlk Biyonik Adamı
Bilim dünyası bu icadı konuşuyor... Nefes alan, atan bir kalbi olan, insan beynini taklit eden biyonik adam geliştirildi.
Smithsonian Channel adlı belgesel kanalında yayımlanan bir programda dünyanın ilk biyonik adamı tanıtıldı. Robotik bilimi uzmanı Rich Walker ve Matthew Godden tarafından parçaları bir araya getirilen biyonik adam, pankreastan akciğerlerine kadar yapay organlara, insanlardaki gibi işleyen kan dolaşımına sahip. İnsan beynini taklit eden bir beyne sahip olan biyonik adam, ABD’de geliştirilen retina protezi sayesinde görüyor.
Bilimadamları, Washington’daki Smithsonian Ulusal Uzay Müzesi’nde gösterilecek biyonik adam sayesinde; insan vücudunun ne ölçüde geliştirilebileceğini ve ömrü uzatan eklentilerin neler olabileceğini keşfetmek istiyor.
1 MİLYON DOLAR
Bir milyon dolara (1.98 milyon Türk Lirası) mal olan robotun modeli, İsviçre’nin Zürih Üniversitesi’nden Bertolt Meyer tarafından hazırlandı. Meyer, dünyanın en yetenekli biyonik uzmanlarından biri olarak kabul ediliyor. Protez bacakları desteklemesi için ‘Rex’ denilen dış iskeletler inşa edildi. Bilek ve ayakları ise MIT’te görevli biyo-mühendis Hugh Herr tarafından geliştirildi.
Bilimadamları, Washington’daki Smithsonian Ulusal Uzay Müzesi’nde gösterilecek biyonik adam sayesinde; insan vücudunun ne ölçüde geliştirilebileceğini ve ömrü uzatan eklentilerin neler olabileceğini keşfetmek istiyor.
1 MİLYON DOLAR
Bir milyon dolara (1.98 milyon Türk Lirası) mal olan robotun modeli, İsviçre’nin Zürih Üniversitesi’nden Bertolt Meyer tarafından hazırlandı. Meyer, dünyanın en yetenekli biyonik uzmanlarından biri olarak kabul ediliyor. Protez bacakları desteklemesi için ‘Rex’ denilen dış iskeletler inşa edildi. Bilek ve ayakları ise MIT’te görevli biyo-mühendis Hugh Herr tarafından geliştirildi.
Posted on :
[0] comments Label:
ABD,
başbakan recep tayyip erdoğan,
başkan barack obama,
edward snowden,
haber,
istihbarat,
manşet,
marie harf dışişleri sözcüsü
'Türkiye'yi Dinlemedik' Diyemedi
35 ülke liderinin dinlendiği yönündeki iddialar, ABD'li yetkilileri zor duruma düşürdü. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, konuyla ilgili yeni iddiaların da gündeme gelebileceğini söyledi. Sözcüye, Başbakan Erdoğan'ın ofisinde bulunan böcekler de soruldu.
ABD’li eski istihbarat çalışanı Edward Snowden’ın tetiklediği dinleme krizi ABD’yi her geçen gün daha çok sıkıştırıyor. Ülkeler iddialar sonrası Washington’dan teker teker hesap sorarken, Başkan Barack Obama da dünya liderlerine telefon edip “Sizi dinlemiyoruz” garantisi veriyor.
ABD Dışişleri Sözcüsü, garantilerin her müttefik için geçerli olmadığını açıklarken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ofisinde geçen sene bulunan böceklerle ilgili, “Bu türden dinleme faaliyetlerine Amerikalıların dâhil olmadığı garantisini Türklere verdiniz mi” sorusuna, “Ben bunu duymadım” yanıtını verdi ancak “Dinlemedik” demedi.
Dinleme krizi, ABD’nin peşini bırakmıyor. En son önceki gün 35 dünya liderinin ABD’nin gizli istihbarat örgütü Ulusal Güvenlik Ajansı tarafından dinlendiğinin ortaya çıkmasından sonra ABD’nin başının daha da ağrıyacağı neredeyse kesinleşti.
Eski NSA çalışanı Edward Snowden’ın beş ay önce basına sızdırdığı belgelerle patlayan skandalın ardından Brezilya ve Almanya Birleşmiş Milletler’de ABD’nin dinleme faaliyetlerini hedef alan bir düzenleme çalışması başlattı. ABD Yönetimi de dün terörle mücadele kapsamındaki istihbarat çalışmalarını mahremiyet hakları açısından gözden geçirme kararı aldığını duyurdu.
ABD, NATO müttefikleri için bile “Sizi dinlemiyoruz” garantisi vermekten kaçınırken, Türkiye’nin şimdiye kadar ABD’ye bu konuda bir rahatsızlık iletip iletmediği bilinmiyor. ABD’nin Başbakan Erdoğan’ın ofisinden çıkan böcekler konusu dâhil Türk liderlerin dinlenmediği yönünde Türkiye’ye verdiği bir garanti de henüz yok.
HER ÜLKEYE FARKLI VAKA
ABD Dışişleri Sözcüsü Marie Harf, dünkü basın toplantısında konuyla ilgili olarak, şimdiye kadar Brezilya, Meksika, Fransa ve Almanya ile krize neden olan dinleme suçlamalarının her ülke için farklı bir boyut taşıdığını söyledi.
Harf, bu ülkelere verilen “Dinlenmiyorsunuz” garantisinin başka ülkeler için de geçerli olup olmadığı sorusuna, “Bakın bu konuşmalar, vaka bazındadır. Endişelerin olduğu her farklı ülkede bazen özel bazen diplomatik olarak bazen kamuoyu önünde olur. Herkesi kapsayacak bir açıklama yapmayacağım” dedi. Harf, “O zaman Merkel ve Hollande’a verdiğiniz garantilerin diğer NATO müttefikleri için bile geçerli olmadığını mı varsaymalıyız” şeklindeki soruya da, “Her vaka farklıdır” yanıtını verdi.
TÜRKLERDEN ENDİŞE İLETİLMEDİ
Harf, “Özellikle Başbakan’la (Erdoğan) ilgili olacak şekilde, Türkler Amerikalıların Türkiye’deki dinleme operasyonlarıyla ilgili size bir endişe dile getirdiler mi?” sorusuna, “Benim bildiğim yok. Bu konuyu hiç gündeme getirdiler mi bilmiyorum ama benim bilgim dâhilinde değil. Böyle bir şey kesinlikle duymadım” dedi.
Geçen sene Ankara’daki Başbakanlık ofisinde bulunan böceklerle ilgili, “Örneğin bu türden dinleme faaliyetlerine Amerikalıların dâhil olmadığı garantisini Türklere verdiniz mi?” şeklindeki soruya da, “Tek tek bütün ortaklarımızla karşılaştığımız her olayın üzerinden gidip bu konuyu dönem içinde gündeme getirip getirmediklerine bakmak sanırım benim için imkânsız olur. Ben bunu duymadım. Ama bu konuda daha fazla bir bilgim olur mu bakmaktan mutlu olurum” dedi.
ABD Dışişleri Sözcüsü, garantilerin her müttefik için geçerli olmadığını açıklarken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ofisinde geçen sene bulunan böceklerle ilgili, “Bu türden dinleme faaliyetlerine Amerikalıların dâhil olmadığı garantisini Türklere verdiniz mi” sorusuna, “Ben bunu duymadım” yanıtını verdi ancak “Dinlemedik” demedi.
Dinleme krizi, ABD’nin peşini bırakmıyor. En son önceki gün 35 dünya liderinin ABD’nin gizli istihbarat örgütü Ulusal Güvenlik Ajansı tarafından dinlendiğinin ortaya çıkmasından sonra ABD’nin başının daha da ağrıyacağı neredeyse kesinleşti.
Eski NSA çalışanı Edward Snowden’ın beş ay önce basına sızdırdığı belgelerle patlayan skandalın ardından Brezilya ve Almanya Birleşmiş Milletler’de ABD’nin dinleme faaliyetlerini hedef alan bir düzenleme çalışması başlattı. ABD Yönetimi de dün terörle mücadele kapsamındaki istihbarat çalışmalarını mahremiyet hakları açısından gözden geçirme kararı aldığını duyurdu.
ABD, NATO müttefikleri için bile “Sizi dinlemiyoruz” garantisi vermekten kaçınırken, Türkiye’nin şimdiye kadar ABD’ye bu konuda bir rahatsızlık iletip iletmediği bilinmiyor. ABD’nin Başbakan Erdoğan’ın ofisinden çıkan böcekler konusu dâhil Türk liderlerin dinlenmediği yönünde Türkiye’ye verdiği bir garanti de henüz yok.
HER ÜLKEYE FARKLI VAKA
ABD Dışişleri Sözcüsü Marie Harf, dünkü basın toplantısında konuyla ilgili olarak, şimdiye kadar Brezilya, Meksika, Fransa ve Almanya ile krize neden olan dinleme suçlamalarının her ülke için farklı bir boyut taşıdığını söyledi.
Harf, bu ülkelere verilen “Dinlenmiyorsunuz” garantisinin başka ülkeler için de geçerli olup olmadığı sorusuna, “Bakın bu konuşmalar, vaka bazındadır. Endişelerin olduğu her farklı ülkede bazen özel bazen diplomatik olarak bazen kamuoyu önünde olur. Herkesi kapsayacak bir açıklama yapmayacağım” dedi. Harf, “O zaman Merkel ve Hollande’a verdiğiniz garantilerin diğer NATO müttefikleri için bile geçerli olmadığını mı varsaymalıyız” şeklindeki soruya da, “Her vaka farklıdır” yanıtını verdi.
TÜRKLERDEN ENDİŞE İLETİLMEDİ
Harf, “Özellikle Başbakan’la (Erdoğan) ilgili olacak şekilde, Türkler Amerikalıların Türkiye’deki dinleme operasyonlarıyla ilgili size bir endişe dile getirdiler mi?” sorusuna, “Benim bildiğim yok. Bu konuyu hiç gündeme getirdiler mi bilmiyorum ama benim bilgim dâhilinde değil. Böyle bir şey kesinlikle duymadım” dedi.
Geçen sene Ankara’daki Başbakanlık ofisinde bulunan böceklerle ilgili, “Örneğin bu türden dinleme faaliyetlerine Amerikalıların dâhil olmadığı garantisini Türklere verdiniz mi?” şeklindeki soruya da, “Tek tek bütün ortaklarımızla karşılaştığımız her olayın üzerinden gidip bu konuyu dönem içinde gündeme getirip getirmediklerine bakmak sanırım benim için imkânsız olur. Ben bunu duymadım. Ama bu konuda daha fazla bir bilgim olur mu bakmaktan mutlu olurum” dedi.
Posted on :
16 Ekim 2013 Çarşamba
[0] comments Label:
ABD,
fbı,
ilça mafyası,
manşet,
piyasa,
sahte ilaç,
türk polisi,
türkiye
Sahte İlaca Karşı Türk Polisi-FBI İttifakı
Piyasaya sahte ilaç sürülmesi küresel bir sorun haline gelirken FBI'yla işbirliği yapan Türk polisi, sahte ürünlerle mücadele için yeni bir şube kurulmasına karar verdi.
İlaç mafyalarının başta pahalı kanser ilaçları olmak üzere değişik hastalıklarla mücadelede kullanılan ilaçların sahtesini piyasaya sürmesi hastaların hayatını tehlikeye sokuyor. Dünyanın önde gelen güvenlik birimleri ve akademisyenler ABD’de bir araya gelip sahte ilaçla mücadeleyi tartıştı.
2014 yılında başlatılacak sahte ilaca karşı küresel savaş için Türkiye’den de 15 emniyet yetkilisi ABD’deki toplantılara katıldı.
İLAÇ MAFYALARI CİDDİ TEHDİT
Üç ayrı üniversiteden akademisyenler ve FBI’la da görüşen Türk yetkililer ilaç mafyalarının, özellikle piyasada pahalı ilaçlar arasında yer alan kanser ilaçları yaptıkları, bunun da hastalar üzerinde ciddi bir tehdit oluşturduğunu belirtti.
FBI, uluslararası sahte ilaç şebekelerinin yöntemlerini ve operasyonlarla ilgili detayları verdi. Çalışmalar sonunda insan sağlığının ve firmaların marka değerini ciddi oranda tehdit eden sahte ürünlerle ilgili emniyette yeni bir şube kurulmasına karar verildi. Yeni şube için çalışmalar önümüzdeki günlerde başlayacak.
2014 yılında başlatılacak sahte ilaca karşı küresel savaş için Türkiye’den de 15 emniyet yetkilisi ABD’deki toplantılara katıldı.
İLAÇ MAFYALARI CİDDİ TEHDİT
Üç ayrı üniversiteden akademisyenler ve FBI’la da görüşen Türk yetkililer ilaç mafyalarının, özellikle piyasada pahalı ilaçlar arasında yer alan kanser ilaçları yaptıkları, bunun da hastalar üzerinde ciddi bir tehdit oluşturduğunu belirtti.
FBI, uluslararası sahte ilaç şebekelerinin yöntemlerini ve operasyonlarla ilgili detayları verdi. Çalışmalar sonunda insan sağlığının ve firmaların marka değerini ciddi oranda tehdit eden sahte ürünlerle ilgili emniyette yeni bir şube kurulmasına karar verildi. Yeni şube için çalışmalar önümüzdeki günlerde başlayacak.