GÜNDEM


More

YAZAR: Unknown
BDP'nin üslup konusundaki uyarılarına rağmen, PKK'dan çözüm sürecini tehdit eden ifadeler geliyor.

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, çözüm sürecinin devam etmesi için üç şartı açıkladı. 

Bayık, Abdullah Öcalan’ın şartlarının değişmesi, yasal değişiklik yapılması ve müzakerelere üçüncü tarafın eklenmesi koşuluyla sürecin devam edebileceğini söyledi.

Bayık, İmralı’ya giden BDP heyetine dönük müdahalelere de tepki gösterdi. Sürecin devamı için eşit koşullar oluşturulması gerektiğinin altını çizen Bayık, müzakere sürecine geçilebilmesi için de şartları sıraladı.

Bayık’ın değerlendirmeleri şöyle: 

“Öcalan'a karşı tutumlarından en ufak bir değişiklik olmadı. Mesela BDP heyeti üç kişiyle başladı, iki kişiye indi. Sürekli heyetler değiştirildi. Önce Ahmet Türk heyetten çıkartıldı. Sürekli heyette değişiklikler yapıldı. Sırrı Süreyya Önder heyetten çıkartıldı. Şimdi de Selahattin Demirtaş BDP Eşbaşkanı olarak heyetten çıkartıldı. Bunlar neden çıkartıldı? Bazı eleştiriler yaptıkları için. Dünyanın neresinde görülmüştür bir sorunu çözmek isteyenin karşı heyeti de kendileri oluşturmuş? Bu, yapılanları ciddiye almamaktır. Heyeti yok saymaktır. Hem kendi heyetini belirliyor, hem karşı tarafın heyetini kendisi belirleyecek. Bu eşitliğe aykırıdır. 

Neden karşı tarafa doğru düzgün, ne yapmak istedikleri ile ilgili bilgi vermiyorlar, yol haritalarını ortaya koymuyorlar? Akil insanları kendileri oluşturdular. Kendilerinin oluşturduğu bu insanlar emek harcadılar. Rapor hazırladılar, raporlar sundular. Erdoğan rapor aldıktan sonra yol haritalarını açıklayacaklarını söyledi. Rapor aldı ama yol haritalarını açıklamadılar. Bütün bunlar neden yapılıyor? Çünkü sorunu çözme amaçları yok. Öcalan'ın yanına giden heyeti değiştiriyorlar. Bir taraftan devlet bütün heyetiyle oturtup tartışıyor, diğer taraftan tek başına Önder Apo. Hiçbir eşit şart yok. 

Bu sorun çözülmek isteniyorsa eşit koşulların yaratılması gerekiyor. Ve üçüncü tarafın gözetiminde oluşturulmalı. Ne üçüncü tarafa izin veriliyor. Ne de Öcalan'ın koşullarında bir değişiklik oluyor. Bir ağır mahkum muamelesiyle sorun güya çözülmek isteniyor. Bu saygısızlıktır. Kürtler onurludur. Kürtler onursuzluğu kabul etmez. Bu tutumlarından vazgeçmeleri gerekiyor. Vazgeçmezlerse müzakere sürecine geçilemez. Müzakere sürecine geçilmesi için; Öcalan'ın şartları değiştirilmeli, yasalarda değişiklik yapmalı ve üçüncü tarafın gözetiminde görüşmeler ve müzakerelerin yapılması gerekiyor.

Bunlar kabul edilirse o zaman süreç tekrar başlayabilir. Müzakereler tekrar geliştirilebilir. Eğer bunlar kabul edilmezse süreç AKP tarafından bitirilmiştir. Süreç devam ediyor gibi sözler seçim yatırımıdır. propaganda amaçlıdır.”

Bayık son olarak şunları belirtti: “PKK en güçlü dönemini yaşıyor. Artık kimse Kürtleri kandıramaz. Öcalan'ın şartlarını değiştirecekler, yasal değişiklikler yapacaklar ve üçüncü tarafından gözetiminde müzakerelerin yapılmasını kabul edecekler. Aksi taktirde süreç bitmiştir. Bize dayatılan savaştır.
YAZAR: Unknown
BDP-DTK heyetiyle görüşen Murat Karayılan başkanlığındaki KCK yönetimi, sürece tamdestek verdi.

Kuzey Irak’a geçerek Kandil’e giden ve Abdullah Öcalan’ın mesajını ileten BDP-DTK heyetiyle görüşen Murat Karayılan başkanlığındaki KCK yönetimi, sürece tamdestek verdi. Kandil, Abdullah Öcalan’ın mektubuna 10 gün içerisinde yanıt verecek. BDP-DTK heyeti, Abdullah Öcalan’ın mesajını iletmek için çarşamba gecesi Süleymaniye’ye gitti. Ancak heyetin buradaki kalma süresi, savaş uçaklarının Kandil’i bombalaması nedeniyle uzadı. Bunun üzerine heyet, Kandil’egüvenli olarak gidebilmek için Ankara ile temasa geçip bombardımanın durmasını istedi. Heyet, hava operasyonunun sürece zarar verdiğini, Öcalan’ın Kandil’e yazdığı mektubu iletebilmeleri için uygun koşullar gerektiğini bildirdi.

KANDİL DAĞI’NDA 7 SAAT GÖRÜŞTÜLER
Bu temasların ardından Kandil bombardımanı durduruldu ve BDP-DTK heyeti önceki akşam saatlerinde Süleymaniye’den Kandil’e gitti. Görüşmenin gizli tutulması için tüm tedbirler alındı hatta milletvekilleri telefonlarını bile kapattı. Kandil Dağı’ndaki görüşmeye KCK’nın başkanı olarak Murat Karayılan ile bazı örgüt yöneticileri ve Süleymaniye’den giden BDP-DTK heyeti katıldı. Yaklaşık 7 saat süren görüşmede, Öcalan ile geçen hafta görüşen Altan Tan ve Sırrı Sürreyya Önder ile daha önce gidip görüşen Ahmet Türk detaylı açıklamalar yaptı.

KARAYILAN: ÖCALAN’IN ARKASINDAYIZ
Görüşmenin sonunda Murat Karayılan’ın da Abdullah Öcalan’la İmralı’da başlatılan sürecin arkasında olduklarını ve Öcalan’ın yol haritasını desteklediklerini, bu konuyla ilgili örgüt olarak çözüm istediklerini söylediği ileri sürüldü. BDP-DTK heyeti de sürecin arkasında durduklarını, aynı desteği KCK’dan beklediklerini aktardı. Murat Karayılan, İmralı’da başlatılan sürecin çok önemli ve olumlu olduğunu, Kürt sorununun çözümü için bu tarihi fırsatın kaçırılmaması gerektiğini, çözüm konusunda tüm irade ve güçleriyle Öcalan’ın arkasında olduklarını söyledi.

PKK 9 KAMU GÖREVLİSİNİ BIRAKACAK
Kuzey Irak’taki Süleymaniye temaslarının ardından Erbil’e geçen BDP ve DTK heyeti basın toplantısı düzenledi. BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, Kandil’e gittiklerini anlattı, şöyle dedi: “Murat Karayılan başkanlığında bir heyetle görüştük. Bize cevaplarını 1 hafta 10 gün içinde iletecekler. Kaçırılan 9 kamu görevlisi konusunda onları ailelerine kavuşturacak bir çalışma başlatacaklarını söylediler. Bu çalışmanın da 10 gün içinde bitmesi bekleniyor. BDP olarak da bu kişilerin ailelerine kavuşması için çalışmamızı sürdüreceğiz. İmralı’da başlatılan görüşmeler her gün bir adım ileri gidiyor. Barışı sağlamak ve akan kanı durdurmak için ilk günden beri çabamız sürüyor. Yoğun hava operasyonu nedeniyle bir gün gecikmeli olarak Kandil’e gittik.”

TÜRK: KARŞI ADIM GEREKİR
Toplantıda Kürtçe konuşan Mardin Bağımsız Milletvekili Ahmet Türk de şunları söyledi: “Çözüm sürecinde atılan adımlara karşılık, karşı adımlar atılması gerekir. Adımlar atılırsa barışın gelmesi çabuk olur. Bu süreç konusunda Sayın Öcalan’a teşekkür ediyoruz. Bütün Türk ve Kürt siyasi partilerin barış için çalışma yapmaları ve rollerini oynamalıdırlar.”
Posted on : 18 Şubat 2013 Pazartesi [0] comments Label: , , , , , ,

Karayılan İmralı'yı İşaret Etti

YAZAR: Unknown
Murat Karayılan, Abdullah Öcalan'ın çizeceği çözüm modeline katılacaklarını söyledi.
Terör örgütü PKK'nın liderlerinden, KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan, İmralı'da tutuklu bulunan Abdullah Öcalan'ın çizeceği çözüm modeline katılacaklarını söyledi.

PKK Yürütme Komitesi ve KCK Yürütme Konseyi toplantılarını gerçekleştirdiklerini anlatan Karayılan, "Hareketimiz Önderliğin arkasındadır demiyoruz; hareketimiz Önderliğimizin hareketidir ve Önderlikle bir bütündür. Elbette ki Önderlikle yürüyecektir." dedi.

PKK'ya yakınlığıyla bilinen ANF'nin sorularını cevaplayan Murat Karayılan, Kürt sorununu çözmenin artık 'olmazsa olmaz' olduğunu belirtti. Toplumsal uzlaşma çerçevesinde halkların birbirine düşmanca değil kardeşçe yaklaşması gerektiğini vurgulayan Karayılan, kültürlerin bir arada yaşamasını zenginlik olarak gören bir perspektifle köklü ve kalıcı barışın gelişeceğini kaydetti.

Karayılan, özetle şu görüşleri dile getirdi: "Kürt sorunu Türkiye'nin ve bölgenin en ciddi sorunudur. Bu sorunu çözmek için ciddi ve tutarlı bir siyasal duruşa ve iradeye ihtiyaç vardır. Henüz devlet ve hükümet katında ciddiye alınabilecek bir pratik adım atılmadı. Bu sorunun tümünü bir kerede çözelim de demiyorum. Adım adım ilerlemek gerekiyor. Ama bunun için öncelikle hükümetin, Parlamento'nun ve devletin yapacağı şeyler vardır. Biz bu sürecin samimiyetine dair çok büyük bir kuşku taşımaktayız. Öncelikle Kürt tarafının zayıflatılmasını esas alan yaklaşımlar değil, karşılıklı birbirini anlama temelinde çözüm yaklaşımları gündemleşmek zorundadır. Bu anlamda güven artırıcı pratik adımlara ihtiyaç vardır.

Önderliğimiz tek taraflı bir çağrı değil her iki tarafa çağrı anlamına gelen yeni bir 'yol haritası'nı sunabilir. Yeni Anayasada Kürtlerin eskisi gibi dışlanması değil, artık yer alması gerekiyor. Türkiye'de yaşayan tüm farklı kesimlere yer veren yeni bir anayasal bakış açısıyla Türkiye toplumu kendini yeniden biçimlendirmek zorundadır.

Kimsenin kimseyi dışlamadığı, farklılıkların zenginlik olarak görüldüğü, uzlaşı içerisinde bir arada yaşamanın zemini böyle geliştirilebilir. Türkiye Cumhuriyeti'nin sınırları içerisinde yaşayan herkesin kardeşçe ve eşitçe yaşaması için 1921 Anayasası temel alınabilir. ve özellikle 9 Şubat 1922'de Meclis'in 63'e karşı 374 oyla kabul ettiği 20 maddelik Kürt reformu, sorunun çözümünde temel referans alınabilir. Kürtler de bir millettir. Bu milletin millet olmaktan kaynaklı hakları vardır. Bunlar doğal ve insani haklardır. Daha başka bir şey istenilmiyor."