Posted on :
23 Kasım 2013 Cumartesi
[0] comments Label:
BBC,
beşşar esad,
dünya,
haber,
Hizbullah,
İran,
Lübnan,
Suriye,
Ürdün
Suriye Ordusu Nihai Operasyona Hazırlanıyor
Yerel kaynakların; Suriye'de 2,5 yılı aşkın süredir devam eden iç savaş açısından 'hayati' önemde olduğunu söyledikleri Kalamun bölgesine yönelik geniş kapsamlı bir ordu operasyonu bir süredir bekleniyordu. Son günlerde artan çatışmalar bunun işareti mi?
Suriye'deki iç savaşı yakından izleyen kaynaklar, bir süredir Kalamun Dağları olarak bilinen bölgeyi kapsayan bölgede, Suriye ordusunun yapacağı ‘büyük bir askeri operasyondan’ söz ediyordu.
Kalamun Operasyonu'nun başladığına ilişkin henüz bir açıklama yapılmadı ancak birkaç haftalık hareketlilik ve şiddetlenen çatışmaların ardından bu ‘beklenen büyük operasyonun başlamış olabileceği’ iddiaları dile getirilmeye başlandı.
Şam’da bulunan gazeteci Hediye Levent’in BBC Türkçe için kaleme aldığı haber analiz de bu iddiayı dile getiriyor.
Hediye Levent’in yazısı şöyle:
Suriye haritasına bakıldığında güney-kuzey yönünde Ürdün sınırından başlayıp Dera, Otoyolun Şam-Humus arasındaki kısmı Lübnan sınırına paralel ilerleyen dağlık-ormanlık bir alandan oluşuyor.
Şam ve Humus kentlerinin içinden geçerek Halep'te sona eren otoyol göze çarpar. Otoyoldan Şam yönüne Hamidiye, TelKelah, Kuseyr, Sadad, Garra, Deyr Atiyeh, Nbik, Yabrud, Kuteyfe, Duma ve Şam merkez olarak sıralanıyor.
Otoban kenarında sıralanan Deyr Atiyeh, Nbik, Yabrud'un yanı sıra muhaliflerin etkili olduğu çok sayıda küçük yerleşim birimi de var.
Suriye ordusunun buralara yönelik askeri operasyon başlattığı ve kasabaları kırsalları ile birlikte kontrol altına almaya çalıştığı söylenebilir.
Bu nedenle sık sık otoyol trafiğe kapatılıyor. Yabrud-Şam kırsalı arasında kalan bazı bölgelere yönelik hava bombardımanı yapıldığı da gelen haberler arasında.
Peki bu bölge neden belki de aylar sürecek askeri operasyon başlatılacak kadar önemli?
Muhalifler Lübnan üzerinden temin edilen silah, para, savaşçıyı Kalamun bölgesinden Suriye içine taşıyabiliyor ve bu sayede Şam ve Humus, kırsalları ile birlikte tehdit altında tutulabiliyor.
Yine Ürdün sınırından Halep'e uzanan otoyol sivil ve askeri nakliyat açısından tek güzergah. Muhalifler otobanı tam anlamıyla kontrol altına alamasa da nakliyatta yaşanan her türlü aksaklık çatışmaların seyrini değiştirmekten Şam'da temel tüketim maddelerinin teminine ve fiyat artışlarına kadar birçok durumu doğrudan etkileyebiliyor.
Suriye ordusu açısından bölge, "ordunun personel ve enerjisinin önemli bir kısmını Şam'ın ve otoyolun korunması için kullanmak zorunda kalması nedeniyle kesinlikle kontrol altına alınmalı."
Ülkenin çalışır durumdaki 2 rafinerisi olan Banyas ve Humus rafinerilerinin güvenliğinin sağlanmasının yanı sıra, operasyonun başarılı olması halinde "Şam'ın kuzeyden güvenliği sağlanarak güneye yani Dera'ya yönelmenin kolaylaşacağı" hesabı yapılıyor.
Özetleyecek olursak, Suriye ordusu Kalamun Operasyonu ile "muhalifleri, Şam-Humus arasındaki bölgede otoban ile Lübnan sınırı arasında sıkıştırmayı" hedefliyor. Bu çerçevede, "muhalifleri yerleşim birimlerinden çıkararak Lübnan sınırındaki dağlık araziye itmeye çalışıyor" denilebilir.
Her ne kadar 2 cümlede özetleniyor olsa da operasyonun kolay olmayacağı ve kısa sürede bitmeyeceği açık. Dağlık ve on yıllardır özellikle kaçakçılık için kullanılan yüzlerce ara yolun bulunduğu çok geniş bir arazi... Suriye ordusunun ve silahlı muhaliflerin hummalı bir şekilde hazırlandığı operasyon 2,5 yılı aşkın süredir devam eden savaşın miladlarından biri olarak akıllarda kalacak gibi görünüyor.
HİZBULLAH KATILACAK MI?
Kalamun Operasyonu'nda da aktif rol alacağı dile getirilen Hizbullah'ın "operasyon çerçevesinde Lübnan sınırında konuşlanacağı" belirtilse de Suriye içine kadar girerek operasyona katılacağını savunanlar da var.
Muhalifler Hizbullah'ı "Esad yönetimine destek olmakla" suçlarken, Hizbullah "El Kaide uzantılı silahlı muhaliflerin Suriye-Lübnan sınırındaki ve Lübnan içindeki Şiileri tehdit ettiğini" öne sürüyor. Geçtiğimiz gün, El Kaide uzantılı bir grubun Lübnan'daki İran Büyükelçiliği'ni hedef alan bombalı saldırılarını "İran'dan çok Hizbullah'a Kalamun operasyonu öncesi mesajı" şeklinde yorumlayanlar da bulunuyor.
DÜNÜN BİLANÇOSU. 64 ÖLÜ!
Suriye'de, rejime bağlı ordu birliklerinin çeşitli kentlerde muhaliflere yönelik ağır silahlarla düzenlediği operasyonlarda 8'i çocuk, 4'ü kadın 64 kişinin öldüğü bildirildi.
Suriye İnsan Hakları Örgütü (SNHR) tarafından yapılan açıklamada, Esed'e bağlı ordu birliklerinin karadan ve havadan yönetim karşıtlarına yönelik gerçekleştirdiği operasyonlarda başkent Şam'ın banliyölerinde 26, Humus'ta 9, Halep'te 9, Rakka, İdlib ve Hama'da 5'er, Dera'da 3 Kuneytra ve Hasekede birer olmak üzere 64 kişinin hayatını kaybettiği belirtildi.
Bu arada, muhalif MASAR haber ajansı, muhalif İslami Cepheye bağlı silahlı tugayların Şam'ın Doğu Guta bölgesinde yer alan ve rejimin kontrolündeki El Carba, İbedat, Kasimiye, Behariye, Kayse ve Deyr Selam beldelerinin kontrolünü sağladığını duyurdu.
İslami Cephenin, bölgede rejim güçleriyle girdiği çatışmalarda 8 tankı imha ettiği, onlarca askeri etkisiz hale getirdiği, aralarında Hizbullah ve Ebu Fadıl Abbas Tugayı milislerinin de bulunduğu 40 kişi de esir aldığını duyuran MASAR, başkent Şam'ın Duma, Haresta, Dareyya, Kabun, Berze ve Yermuk banliyöleri ile Nebek beldesinde silahlı muhaliflerle Esed güçleri arasında yoğun çatışmaların yaşandığını ve rejimin söz konusu yerlere havan topu ve roketlerle vurduğunu bildirdi.
Suriye resmi haber ajansı SANA ise güvenlik güçlerinin başta Şam'ın kırsalı olmak üzere ülke genelinde düzenlediği operasyonlarda çok sayıda silahlı grubu etkisiz hale getirdiğini, silahlarına el konulduğunu ve araçlarının imha edildiğini duyurdu.
Kaynak: BBC Türkçe
Kalamun Operasyonu'nun başladığına ilişkin henüz bir açıklama yapılmadı ancak birkaç haftalık hareketlilik ve şiddetlenen çatışmaların ardından bu ‘beklenen büyük operasyonun başlamış olabileceği’ iddiaları dile getirilmeye başlandı.
Şam’da bulunan gazeteci Hediye Levent’in BBC Türkçe için kaleme aldığı haber analiz de bu iddiayı dile getiriyor.
Hediye Levent’in yazısı şöyle:
Suriye haritasına bakıldığında güney-kuzey yönünde Ürdün sınırından başlayıp Dera, Otoyolun Şam-Humus arasındaki kısmı Lübnan sınırına paralel ilerleyen dağlık-ormanlık bir alandan oluşuyor.
Şam ve Humus kentlerinin içinden geçerek Halep'te sona eren otoyol göze çarpar. Otoyoldan Şam yönüne Hamidiye, TelKelah, Kuseyr, Sadad, Garra, Deyr Atiyeh, Nbik, Yabrud, Kuteyfe, Duma ve Şam merkez olarak sıralanıyor.
Otoban kenarında sıralanan Deyr Atiyeh, Nbik, Yabrud'un yanı sıra muhaliflerin etkili olduğu çok sayıda küçük yerleşim birimi de var.
Suriye ordusunun buralara yönelik askeri operasyon başlattığı ve kasabaları kırsalları ile birlikte kontrol altına almaya çalıştığı söylenebilir.
Bu nedenle sık sık otoyol trafiğe kapatılıyor. Yabrud-Şam kırsalı arasında kalan bazı bölgelere yönelik hava bombardımanı yapıldığı da gelen haberler arasında.
Peki bu bölge neden belki de aylar sürecek askeri operasyon başlatılacak kadar önemli?
Muhalifler Lübnan üzerinden temin edilen silah, para, savaşçıyı Kalamun bölgesinden Suriye içine taşıyabiliyor ve bu sayede Şam ve Humus, kırsalları ile birlikte tehdit altında tutulabiliyor.
Yine Ürdün sınırından Halep'e uzanan otoyol sivil ve askeri nakliyat açısından tek güzergah. Muhalifler otobanı tam anlamıyla kontrol altına alamasa da nakliyatta yaşanan her türlü aksaklık çatışmaların seyrini değiştirmekten Şam'da temel tüketim maddelerinin teminine ve fiyat artışlarına kadar birçok durumu doğrudan etkileyebiliyor.
Suriye ordusu açısından bölge, "ordunun personel ve enerjisinin önemli bir kısmını Şam'ın ve otoyolun korunması için kullanmak zorunda kalması nedeniyle kesinlikle kontrol altına alınmalı."
Ülkenin çalışır durumdaki 2 rafinerisi olan Banyas ve Humus rafinerilerinin güvenliğinin sağlanmasının yanı sıra, operasyonun başarılı olması halinde "Şam'ın kuzeyden güvenliği sağlanarak güneye yani Dera'ya yönelmenin kolaylaşacağı" hesabı yapılıyor.
Özetleyecek olursak, Suriye ordusu Kalamun Operasyonu ile "muhalifleri, Şam-Humus arasındaki bölgede otoban ile Lübnan sınırı arasında sıkıştırmayı" hedefliyor. Bu çerçevede, "muhalifleri yerleşim birimlerinden çıkararak Lübnan sınırındaki dağlık araziye itmeye çalışıyor" denilebilir.
Her ne kadar 2 cümlede özetleniyor olsa da operasyonun kolay olmayacağı ve kısa sürede bitmeyeceği açık. Dağlık ve on yıllardır özellikle kaçakçılık için kullanılan yüzlerce ara yolun bulunduğu çok geniş bir arazi... Suriye ordusunun ve silahlı muhaliflerin hummalı bir şekilde hazırlandığı operasyon 2,5 yılı aşkın süredir devam eden savaşın miladlarından biri olarak akıllarda kalacak gibi görünüyor.
HİZBULLAH KATILACAK MI?
Kalamun Operasyonu'nda da aktif rol alacağı dile getirilen Hizbullah'ın "operasyon çerçevesinde Lübnan sınırında konuşlanacağı" belirtilse de Suriye içine kadar girerek operasyona katılacağını savunanlar da var.
Muhalifler Hizbullah'ı "Esad yönetimine destek olmakla" suçlarken, Hizbullah "El Kaide uzantılı silahlı muhaliflerin Suriye-Lübnan sınırındaki ve Lübnan içindeki Şiileri tehdit ettiğini" öne sürüyor. Geçtiğimiz gün, El Kaide uzantılı bir grubun Lübnan'daki İran Büyükelçiliği'ni hedef alan bombalı saldırılarını "İran'dan çok Hizbullah'a Kalamun operasyonu öncesi mesajı" şeklinde yorumlayanlar da bulunuyor.
DÜNÜN BİLANÇOSU. 64 ÖLÜ!
Suriye'de, rejime bağlı ordu birliklerinin çeşitli kentlerde muhaliflere yönelik ağır silahlarla düzenlediği operasyonlarda 8'i çocuk, 4'ü kadın 64 kişinin öldüğü bildirildi.
Suriye İnsan Hakları Örgütü (SNHR) tarafından yapılan açıklamada, Esed'e bağlı ordu birliklerinin karadan ve havadan yönetim karşıtlarına yönelik gerçekleştirdiği operasyonlarda başkent Şam'ın banliyölerinde 26, Humus'ta 9, Halep'te 9, Rakka, İdlib ve Hama'da 5'er, Dera'da 3 Kuneytra ve Hasekede birer olmak üzere 64 kişinin hayatını kaybettiği belirtildi.
Bu arada, muhalif MASAR haber ajansı, muhalif İslami Cepheye bağlı silahlı tugayların Şam'ın Doğu Guta bölgesinde yer alan ve rejimin kontrolündeki El Carba, İbedat, Kasimiye, Behariye, Kayse ve Deyr Selam beldelerinin kontrolünü sağladığını duyurdu.
İslami Cephenin, bölgede rejim güçleriyle girdiği çatışmalarda 8 tankı imha ettiği, onlarca askeri etkisiz hale getirdiği, aralarında Hizbullah ve Ebu Fadıl Abbas Tugayı milislerinin de bulunduğu 40 kişi de esir aldığını duyuran MASAR, başkent Şam'ın Duma, Haresta, Dareyya, Kabun, Berze ve Yermuk banliyöleri ile Nebek beldesinde silahlı muhaliflerle Esed güçleri arasında yoğun çatışmaların yaşandığını ve rejimin söz konusu yerlere havan topu ve roketlerle vurduğunu bildirdi.
Suriye resmi haber ajansı SANA ise güvenlik güçlerinin başta Şam'ın kırsalı olmak üzere ülke genelinde düzenlediği operasyonlarda çok sayıda silahlı grubu etkisiz hale getirdiğini, silahlarına el konulduğunu ve araçlarının imha edildiğini duyurdu.
Kaynak: BBC Türkçe
Posted on :
6 Nisan 2013 Cumartesi
[0] comments Label:
beşşar esad,
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu,
gündem,
türkiye
Davutoğlu: Esad Kendi Vehim Dünyasında Yaşıyor
06.04.2013 Cumartesi 20:50
Bu Habere 0 Yorum Yapıldı
Bu Haber 255 Defa Okunmuştur
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'in Türkiye'yle ilgili suçlamalarına ilişkin, "Kendi vehim dünyasında yaşıyor Beşşar Esed" dedi.
Davutoğlu, Mali Dışişleri Bakanı Tieman Hubert Coulibaly ile Hilton Oteli'nde düzenlediği ortak basın toplantısında, Suriye Devlet Başkanı Esed'in bir Türk televizyon kanalına verdiği mülakatta dile getirdiği Türkiye'ye yönelik suçlamaları değerlendirdi.
Bir gazetecinin bu konuyla ilgili sorusu üzerine Davutoğlu, Esed'in ne kendi halkı, ne uluslararası toplum, ne de Türkiye nezdinde güvenilirliği kalmadığını ifade ederek, şunları kaydetti:
"Hala Türkiye'de tabii Beşşar Esed'in propagandası için onunla mülakat yapanlar çıkabiliyor, onunla toplantı yapan ana muhalefet partisi üyeleri çıkabiliyor. Ama herhalde hiçbir şey Beşşar Esed'in argümanı ya da diğerleri, hiçbir şey 100 bine yakın insanın katledilmesi, 1 milyonu aşkın mültecinin ülkeyi terk etmesi, 3 milyonu aşkın mültecinin ülke içinde yerinden edilmesi ve yüz binlerce yaralı, acılı insanın ortaya çıkmasına neden olan bu saldırılardan ve bu baskıcı rejimin katliamlarından daha gerçek değildir."
Davutoğlu, "Kendi vehim dünyasında yaşıyor Beşşar Esed" ifadesini kullanarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hele hele Türkiye İsrail arasında Suriye'ye karşı işbirliği vs. gibi argümanların hiçbir zemini yoktur. Türkiye hiçbir zaman herhangi bir komşusuyla ilgili olarak İsrail veya herhangi bir üçüncü tarafla bunu konuşmaz. Kendi komşularıyla kader birliği yapar. Bunlar Beşşar Esed'in kendi katliamlarını örtme çabasından başka bir şey değil. Dolayısıyla ciddiye alınacak bir husus da değil. Ama ciddiye alınması gereken hala Beşşar Esed'in bu kanlı bilançosunu örtme çabalarıdır."
Davutoğlu, İsrail'in Gazze'ye yönelik hava saldırısının Orta Doğu barış sürecini ve Türkiye ile İsrail arasındaki "özür" sonrası gelişmeleri nasıl etkileyeceği şeklindeki soru üzerine de Türkiye'nin İsrail'den taleplerinin karşılanmasıyla ilgili görüşmelerin sürdüğünü belirterek, "Fakat İsrail Gazze'ye veya Filistin'e dönük herhangi bir yanlı uygulama içine girdiğinde de Türkiye her zaman tavrını ortaya koyar, koymuştur. Bundan sonra da bu konudaki tutumumuz açık olur" şeklinde konuştu.
"Son gelişmelerle ilgili olarak da gerekli mesajlar, gerekli tepkiler gösterilmiştir" diyen Davutoğlu, "Herkesin bu süreçte dikkatli olması lazım. Yeni bir müzakere süreci başlayacaksa, Orta Doğu barış sürecini sabote edecek adımlardan kaçınmak icap eder" dedi.
Bir gazetecinin bu konuyla ilgili sorusu üzerine Davutoğlu, Esed'in ne kendi halkı, ne uluslararası toplum, ne de Türkiye nezdinde güvenilirliği kalmadığını ifade ederek, şunları kaydetti:
"Hala Türkiye'de tabii Beşşar Esed'in propagandası için onunla mülakat yapanlar çıkabiliyor, onunla toplantı yapan ana muhalefet partisi üyeleri çıkabiliyor. Ama herhalde hiçbir şey Beşşar Esed'in argümanı ya da diğerleri, hiçbir şey 100 bine yakın insanın katledilmesi, 1 milyonu aşkın mültecinin ülkeyi terk etmesi, 3 milyonu aşkın mültecinin ülke içinde yerinden edilmesi ve yüz binlerce yaralı, acılı insanın ortaya çıkmasına neden olan bu saldırılardan ve bu baskıcı rejimin katliamlarından daha gerçek değildir."
Davutoğlu, "Kendi vehim dünyasında yaşıyor Beşşar Esed" ifadesini kullanarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hele hele Türkiye İsrail arasında Suriye'ye karşı işbirliği vs. gibi argümanların hiçbir zemini yoktur. Türkiye hiçbir zaman herhangi bir komşusuyla ilgili olarak İsrail veya herhangi bir üçüncü tarafla bunu konuşmaz. Kendi komşularıyla kader birliği yapar. Bunlar Beşşar Esed'in kendi katliamlarını örtme çabasından başka bir şey değil. Dolayısıyla ciddiye alınacak bir husus da değil. Ama ciddiye alınması gereken hala Beşşar Esed'in bu kanlı bilançosunu örtme çabalarıdır."
Davutoğlu, İsrail'in Gazze'ye yönelik hava saldırısının Orta Doğu barış sürecini ve Türkiye ile İsrail arasındaki "özür" sonrası gelişmeleri nasıl etkileyeceği şeklindeki soru üzerine de Türkiye'nin İsrail'den taleplerinin karşılanmasıyla ilgili görüşmelerin sürdüğünü belirterek, "Fakat İsrail Gazze'ye veya Filistin'e dönük herhangi bir yanlı uygulama içine girdiğinde de Türkiye her zaman tavrını ortaya koyar, koymuştur. Bundan sonra da bu konudaki tutumumuz açık olur" şeklinde konuştu.
"Son gelişmelerle ilgili olarak da gerekli mesajlar, gerekli tepkiler gösterilmiştir" diyen Davutoğlu, "Herkesin bu süreçte dikkatli olması lazım. Yeni bir müzakere süreci başlayacaksa, Orta Doğu barış sürecini sabote edecek adımlardan kaçınmak icap eder" dedi.