Sözcü Haber |
- Şevket Çoruh 'hayır'
- Nihat Hatipoğlu 'evet'
- Kenan Sofuoğlu 'evet'
- Öcalan:“Biz Tayyip Bey’in başkanlığını destekleriz”
- Cumhurbaşkanı Başdanışmanı'nın Türkçe'nin ikinci dil olması ve eyalet sistemi hakkındaki düşünceleri
- Referandum oyuna gelince, Ak Partili olarak 'hayır' diyorum
- Elif Doğan Türkmen, haberleşme giderlerinin fazlalığından meclis yönetimini sorumlu tuttu
- Rize'de yeri değiştirilen Atatürk Anıtı'nın kardan benzeri ilgi odağı oldu
- MHP'de Bahçeli'nin tutumuna tepkiler ardı ardına geliyor
- AKP içinde gizli 'hayırcılar' var
- Özgür Özel, sosyal medyada ‘Ayağa Kalk' diyerek kampanya başlattı
- Oslo'da CHP'yi PKK'ya şikayet eden hangi parti?
- Altan Tan, Diyarbakır'da gözaltına alındı
- Skandal görüntüye soruşturma başlatıldı
- Zeytinburnu açıklarında batan gemi sızdırmaya başladı
- Hızla tamamlanan anayasa değişikliği bir haftadır Meclis’te bekliyor
- Reina katili Masharipov: "O gece Cumhuriyet Gazetesi'ne saldıracaktım"
- Çakıcı'dan Erdoğan'a “Bahçeli’ye güvenirseniz MHP oylarıyla ilgili ayazda kalabilirsiniz”
- Tilbe Saran 'hayır'
- Mehmet Ali Güller 'hayır'
- CHP’ni Uyarıyorum
- İsmail Saymaz 'hayır'
- Funda Eryiğit 'hayır'
- Genco Erkal 'hayır'
- Semih Çetin 'hayır'
Posted: 28 Jan 2017 01:30 PM PST Kurtulmuş'un "Başkanlık Sistemi gelince terör bitecek" sözlerine, Şevket Çoruh ironi yaptı. Trafikte sıkışıp, kalan Çoruh, "evet diyeceğim, açın yolları" diyerek var olan durumu ti'ye aldı. Sonra da Münir Özkul'un üzerinde #hayır yazılı fotoğrafını 'şaka yaptım ustam' notuyla paylaştı.
|
Posted: 28 Jan 2017 01:00 PM PST Çok başlılıktan ve kaostan kurtulabilmek için tek nefes ve tek yürek olabilmek için aydınlık bir gelecek için ve evette hayır olduğuna inandığım için ben de evet diyorum.
|
Posted: 28 Jan 2017 01:00 PM PST Tabi ki bende evet diyorum
|
Öcalan:“Biz Tayyip Bey’in başkanlığını destekleriz” Posted: 28 Jan 2017 11:03 AM PST PKK lideri Abdullah Öcalan, 2013'te kendisini İmralı'ya ziyarete gelen heyete başkanlık sistemine tam destek vereceğini açıklamıştı. Öcalan 'Biz AKP ile bu temelde bir başkanlık ittifakına girebiliriz' demişti Başbakan Binali Yıldırım ve MHP lideri Devlet Bahçeli'nin üzerinde anlaştığı cumhurbaşkanlığı sistem adı altında getirilmek istenen denetimsiz başkanlık sisteminin 18 maddesi geçen hafta Meclis Genel Kurulu'nda oylanarak kabul edildi. Bugün 2. turu oylanacak olan başkanlık sistemine PKK lideri Abdullah Öcalan 2013'de tam destek verdiğini açıklamıştı. Tutuklu bulunduğu İmralı Cezaevi'nde 23 Şubat 2013'te HDP/BDP heyetiyle görüşen Öcalan, İmralı Tutanakları'na giren ifadelerinde "Biz Tayyip Bey'in başkanlığını destekleriz" demişti. ABD TİPİ OLSUN Abdullah Öcalan'ın, İmralı'da dönemin BDP Grup Başkan Vekili Pervin Buldan, İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ve Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'la yaptığı, bir MİT yetkilisinin de hazır bulunduğu görüşmenin tutanakları kitap halinde yayımlanmıştı. Tutanaklara göre Öcalan, Sırrı Süreyya Önder'in, "Başkanım her şeyi konuştuk. Bir de başkanlık meselesi var. Kamuoyu bu konuda çok hassas. Totaliter bir yapıya dönüşmesinden endişe ediyorlar" sözleri üzerine Öcalan tutanaklara giren şu ifadeleri kullandı: "Başkanlık sistemi düşünülebilir. Biz Tayyip Bey'in başkanlığını destekleriz. Biz AKP ile bu temelde bir başkanlık ittifakına girebiliriz. Yalnız başkanlık ABD'deki gibi olmalı, devlet meclisi gibi bir senato. İkincisi, bir de halklar meclisi. Bunun adı demokratik meclis de olabilir. Bu da ABD'deki gibi temsilciler meclisi gibi olabilir, Rusya'daki alt duma gibi olabilir. İngiltere'deki avam kamarasının Türkiye versiyonu gibi. Esas olarak HDK'yi (Halkların Demokratik Kongresi) parlamentoya uyarlamak gibi düşünebiliriz." KARDEŞİ DE DESTEKLEMİŞTİ Abdullah Öcalan'ın kardeşi Osman Öcalan da, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın başkanlık hedefine karşı takınılan tavrı eleştirmişti. Mayıs 2016'da Rûdaw'a açıklama yapan Öcalan, "Belirtilmesi gereken bir olgu var. Bu da, Kürtlerin geçmişte parlamenter sisteminden yararlanmamış olmasıdır. Başkanlık sistemine karşı parlamenter sistemi desteklemek tercih edilmemeliydi" ifadelerini kullanmıştı. HDP'Lİ VEKİLLERDEN ŞARTLI DESTEK Haziran ve Kasım 2015 seçimlerinin ardından gündeme gelen başkanlık sistemine HDP milletvekillerinden bazıları da destek vereceklerini açıklamışlardı. HDP Mersin Milletvekili Dengin Mir Mehmet Fırat ve İstanbul Milletvekili Celal Doğan başkanlık sistemine itirazlarının olmadığını belirterek sistemin içeriği ile ilgili açıklamalarda bulunmuştu. Fırat, açıklamasında, başkanlık sistemine itirazları olmadığını, karşı çıktıklarının "Türk tipi başkanlık sistemi" olduğunu, Amerikan tipi başkanlık sistemini ise destekleyebileceklerini söylemişti. Fırat ayrıca, ''Saddam usulü bir başkanlık usulünü kabullenemeyiz. Çünkü orada demokrasi yok. Amerika, Meksika tipi bir öneri gelirse de referanduma da gitmeden Genel Kurul'da kabul ederiz. Bir çekincemiz yok" ifadelerini kullanmıştı. Celal Doğan ise, "Başkanlık sistemi, demokrasinin içerisinde bir sistem. Buna itirazım yok ama nasıl bir başkanlık isteniyor bunun tartışılması gerekir" açıklamasında bulunmuştu. HDP'YE TALİMAT TELEFONU Aydınlık gazetesi yazarı Sabahattin Önkibar, 6 Ocak 2017 tarihli "Öcalan'dan HDP'ye 'Başkanlığa destek olun' telefonu" başlıklı köşe yazısında, Öcalan'ın başkanlık sistemine destek talimatı için HDP'yi aradığını iddia etmişti. Önkibar yazısında şunları aktarmıştı: "Ankara'daki sisler bulvarını aralamaya devam. Abdullah Öcalan devlete şöyle bir teklif yapmış: 'Başkanlığa destek olmama izin verirseniz, telefonla güvendiğim birkaç isme talimat verebilirim.' Talep devletteki ilgililerce değerlendirilip onaylanmış. Ardından Öcalan'ın iki isimle güvenli telefonlarla diyalog kurması ve 'Başkanlığa destek olun zira koşullar değiştiğinde federasyona rahat geçilir' mesajını aktarması sağlanmış. Öcalan'la telefonla görüşen HDP'li iki isim aldıkları mesajı parti kurmayları ve dolayısıyla Kandil ile paylaşmış. PKK^nın Kandil önderi Cemil Bayık, 'Bu devletin oyunu' diyerek karşı çıkmış lakin HDP içinde tartışma uç vermiş. Ve tam bu süreçte başkanlığa keskin karşıtlığı ile bilinen Cemil Bayık güdümündeki HDP'liler bir bir tutuklanmaya başlamış… " |
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı'nın Türkçe'nin ikinci dil olması ve eyalet sistemi hakkındaki düşünceleri Posted: 28 Jan 2017 10:54 AM PST Anayasa Referandumunda "evet" çıkması durumunda gerçekleşecek olan Başkanlık Sistemi'nde "Başkanlık Kabinesinde" muhtemel Milli Savunma Bakanı olarak adı geçen Cumhurbaşkanı Başdanışmanı SADAT Başkanı Adnan Tanrıverdi neler söylemiş neler! "Eyalet sistemi getirilmeli, Türkçe ikinci dil yapılmalı." Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlarından olan asker kökenli Adnan Tanrıverdi'nin açıklamaları Başkanlık Sistemi için gelecekte neler planlandığını ortaya koyuyor. Başkanlık Sistemi'nin gerçekleşmesi durumunda ismi muhtemel Milli Savunma Bakanı olarak geçen Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Adnan Tanrıverdi, TRT'nin mikrofonları önünde verdiği açıklamada kafasındaki yeni Türkiye'yi ortaya koyuyor. "Devletin resmi okullarında isteyen Kürt vatandaşlarımıza kendi dilinde eğitim hakkı sağlanmalı ikinci dil olarak da Türkçe öğretilmelidir diyen Cumhurbaşkanı Baş Danışmanı Adnan Tanrıverdi, Eyalet sisteminin getirilmesi gerektiğini savunarak, "Türkiye Cumhuriyeti'nin taşra teşkilatı ve devletin yönetim şekli yeniden düzenlenmeli. Bu sistem hem Kürtlerin ve diğer etnik grupların özerklik isteklerini kapsayacak hem de devlete bağlılık ve aidiyet duygusunu artıracak şekilde oluşturulmalıdır" diyor. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Adnan Tanrıverdi'nin açıklaması şöyle: TÜRKÇE İKİNCİ DİL OLMALIDIR" "Devletin kurumlarında ve uluslararası ilişkilerde resmi dil Türkçe olmalıdır ancak, Kürtlerin ve diğer etnik grupların kendi dillerini konuşma, geliştirme ve kendi dilinde eğitim yapma özgürlüğü ve imkanı Anayasa ile koruma altına alınmalıdır. Kürtçe dilinin geliştirilmesi devletin kültür programlarında yer almalıdır. Devletin resmi okullarında isteyen Kürt vatandaşlarımıza kendi dilinde eğitim hakkı sağlanmalı, ikinci dil olarak da Türkçe öğretilmelidir. Türkçe eğitim yapan devlet okullarında da ikinci dil olarak Kürtçe dili tedrisata dahil edilmelidir. "EYALET SİSTEMİ GETİRİLMELİDİR" Eyalet sistemi getirilmelidir. Türkiye Cumhuriyeti'nin taşra teşkilatı ve devletin yönetim şekli yeniden düzenlenmelidir. Bu sistem hem Kürtlerin ve diğer etnik grupların özerklik isteklerini kapsayacak hem de devlete bağlılık ve aidiyet duygusunu artıracak şekilde oluşturulmalıdır. Her bakanlık kendilerine bağlı en fazla 6 ila en fazla 10 birimi layıkıyla sevk ve idare edebilir. 81 vilayet merkezden dirayetle yönetilemez. Merkezi idarenin hem ülkemizin diğer milletler nezdindeki menfaatlerini bihakkın koruyabilmesi hem de mahalli ihtiyaçların daha yakın tespit ve karşılanabilmesi için coğrafi, ekonomik, sosyal ve etnik şartlar göz önünde bulundurularak Eyalet sistemi oluşturulmalıdır. Eyalet valileri seçimle işbaşına gelmeli. Adalet, iç güvenlik savunma ve dışişleri merkezden, devletimizin diğer faaliyet alanları eyaletler tarafından mahallinden yönetilmelidir. "CUMHURBAŞKANLIĞI FORSU DEĞİŞSİN" Cumhurbaşkanlığı forsuna bir yıldız daha eklenmelidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Türklerden sonraki en büyük ve asli etnik gurubu Kürtlerdir. Cumhurbaşkanlığı forsunda tarihte kurulmuş 16 Türk Devleti'nin simgesi bulunmaktadır. Eyyübi Hanedanlığı Devleti Kürtler kadar, sünni Müslümanların da iftiharla ve hayırla yad ettikleri bir devlettir. BAHÇELİ BUNLARI HİÇ Mİ DUYMADI? Başkanlık Kabinesi'nde adı Milli Savunma Bakanlığı'na da geçen Cumhurbaşkanı Baş Danışmanı Adnan Tanrıverdi'nin bu açıklamalarının MHP ve ülkücü tabanda nasıl karşılanacağı merak ediliyor? MHP Lideri Devlet Bahçeli ve Genel Merkezi Başkanlık Sistemi'nde Anayasa'nın ilk 4 maddesini koruma altına aldıklarını iddia ediyordu. Başdanışman Adnan Tanrıverdi'nin Cumhurbaşkanlığı'ndaki tüm bu açıklamalarına rağmen halen devam ederken, MHP'nin Anayasa'nın ilk dört maddesini nasıl güvence altına alabildikleri ve Başkanlık Sistemi geçtikten sonra bu nasıl koruyabilecekleri belli değil. İŞTE ADNAN TANRIVERDİ'NİN TÜRKÇE'NİN İKİNCİ DİL OLMASI VE EYALET SİSTEMİ HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİ: |
Referandum oyuna gelince, Ak Partili olarak 'hayır' diyorum Posted: 28 Jan 2017 10:42 AM PST Çiğ sütün açıktan satışının yasaklanması ile ilgili düzenlemeye tepki göstererek referandumda "hayır" diyeceğini söyleyen AKP'li bir vatandaş sosyal medyanın gündemi oldu. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, bir süre ömce yaptığı açıklamada çiğ sütün doğrudan arzına yönelik düzenlemenin detaylarını kamuoyu ile paylaşmış, artık açıktan çiğ süt satışının yapılamayacağını söylemişti. Çelik'e Türkiye gazetesi yazarı Fuat Uğur tepki göstererek düzenlemenin referanduma yakın dillendirilmesine tepki göstermişti. Uğur'dan sonra Bakan Çelik'e bir tepki de bir süt üreticisinden geldi. Sosyal medyada paylaştığı videoyla düzenlemeye tepki gösteren vatandaş, "Biz açıkta süt satıyoruz. Az çok geçinmeye çalışırken açıktan süt satmamızı da engellediniz. Artık almış olduğunuz 30-40 bin liralık maaşınızdan bize de bir miktar sadaka, -köprü altlarında dileneceğiz çünkü- geçerken bize de 1-2 lira bir sadaka atarsınız artık. Bu referandum oyuna gelince, ben de bir Ak Partili olarak 'hayır' diyorum ve tüm bakanlarımın, milletvekillerimin hepsini kınıyorum." dedi. |
Elif Doğan Türkmen, haberleşme giderlerinin fazlalığından meclis yönetimini sorumlu tuttu Posted: 28 Jan 2017 10:26 AM PST CHP Adana Milletvekili ve TBMM Başkanlık Divanı Üyesi Elif Doğan Türkmen, 1 milyon 200 bin liralık haberleşme giderine ilişkin açıklama yaptı. Türkmen, giderlerin fazlalığından meclis yönetimini sorumlu tuttu ve fahiş fiyata hizmet alındığını öne sürdü. Anayasa görüşmelerinin ardından tatile giren mecliste, milyonluk fatura tartışması yaşanıyor. Son yapılan divan toplantısında, Meclis İdari Amiri AK Partili Salim Uslu isim vermeden, bir katip üyenin haberleşme ve posta giderlerinin 1 milyon 200 bin lirayı bulduğunu söyledi. O ismin, CHP Adana Milletvekili Elif Doğan Türkmen olduğu kısa sürede ortaya çıktı. Yazılı bir açıklama yapan CHP'li Elif Doğan Türkmen, maliyetlerden haberi olmadığını belirtti. Türkmen, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Meclis yönetimi tarafından satın alınan, kaça alındığını bilmediğimiz, kullanımımıza sunulan bu hak ve hizmetlerin fahiş fiyatlarından sorumlu tutulması gereken kişinin ben olmadığımı düşünüyorum. Bu tamamen açık olan harcamaların ulaştığı düzey konusunda tarafıma hiçbir bilgi ve maliyet bildirilmemiştir. Asıl sorulması gereken sorunun; bu hizmetleri fahiş fiyatlardan satın alıp bu konuda bize en küçük bir bilgi bile vermeden kullananlara olması gerekir." Meclis, milletvekillerinin 1 yıl içinde 2 maaş tutarına kadar olan telefon ve posta masraflarını karşılıyor, ancak başkanlık divanı üyeleri için bir üst sınır bulunmuyor. |
Rize'de yeri değiştirilen Atatürk Anıtı'nın kardan benzeri ilgi odağı oldu Posted: 28 Jan 2017 10:12 AM PST |
MHP'de Bahçeli'nin tutumuna tepkiler ardı ardına geliyor Posted: 28 Jan 2017 10:05 AM PST MHP Gölova İlçe Başkanı Recep Kılıçin tarafından genel merkeze gönderilen dilekçede referandum süreci nedeni ile istifa kararı aldıkları belirtildi. İstifa nedenleri arasında 4 aya yakın süredir MHP'nin Sivas il yönetimi bulunmamasını da gösteren Kılıçin, "Daha Sivas'a il başkanı belirleyemeyenlerin Türkiye'ye başkan belirlemeye kalkmasını trajikomik bulduğumuzu beyan etmek istiyoruz" dedi. Recep Kılıçin istifa mektubunda, 47 yıldır siyasi geleneği olan ülkücü hareket davasına ömrünün sonuna kadar hizmet edeceklerini belirterek, "Fakat inandığımız değerler ile temsil ettiğimiz makam çeliştiği takdirde vazgeçeceğimiz şey değerlerimiz, ülkümüz değil oturduğumuz makam ve koltuk olacaktır. Bu tavrın ülküdaşlarımıza örnek olması temennisi ile yönetim olarak istifa ediyoruz. Yaşadığımız referandum sürecinde 'evet' diyen bir MHP Genel Merkezini temsil etme imkan ve ihtimalimiz yoktur" ifadelerine yer verdi. |
AKP içinde gizli 'hayırcılar' var Posted: 28 Jan 2017 10:00 AM PST CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, AKP içinde yüzde 5 oranında gizli 'Hayır' oyu verecek kişi bulunduğunu belirtti. CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, "Bu kadar baskının olduğu yerde insanların kendisini açık etmesi mümkün değildir" dedi. Partisinin Bolu İl Başkanlığı ziyaretinde konuşan Tekin, anayasa referandumu sürecine de değinerek şunları söyledi: "AK Parti'nin çok ciddi şekilde bu süreçle ilgili 'Hayır' vereceğini biliyorum. Şuna emin olun yüzde 5 gizli 'Hayırcılar' var. 'Neden' diyeceksiniz? Bu kadar baskının olduğu yerde insanların kendisini açık etmesi mümkün değildir. Ben Milliyetçi Hareket'in özellikle Ülkücü Hareket'in çok ciddi çabasını görüyorum. Gittiğim illerde de onu görüyorum. Bu sadece ülkücülerin, milliyetçilerin, CHP'lilerin değil herkesin sorunu. Ben AK Parti'li kardeşlerimizin de büyük ağırlıklı olarak bu sorunlu anayasaya 'Hayır' diyeceğini çok iyi biliyorum. Bu iktidarın telaşı biraz da o." 'MÜTEAHHİT YOLSUZLUĞU' AÇIKLAMASINA DESTEK Tekin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dün Ankara'da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından düzenlenen Şehircilik Şurası'nda müteahhitlerin kot farkı üzerinden yolsuzluk yaptığına ilişkin açıklamalarına destek verdi. Tekin, şöyle konuştu: "Osmanlı'nın başkenti Bursa'nın ortasına hançer gibi binalar yaptılar. Bütün itirazlarımıza rağmen derdimizi kimseye anlatamadık. Bunlar yapıldı ve sayın Cumhurbaşkanı çıktı ve 'Bunlar ihanettir' dedi. Gerçekten ihanettir. Ben sayın cumhurbaşkanına çağrıda bulunmak istiyorum. Biz CHP olarak her türlü desteği vermeye hazırız. Şehirlerimizi kimler katlettiyse, kimler mahvettiyse, kot farklarını kimler kullandıysa gelin bir soruşturma açın her türlü desteği vermeye hazırız." |
Özgür Özel, sosyal medyada ‘Ayağa Kalk' diyerek kampanya başlattı Posted: 28 Jan 2017 10:00 AM PST Ahmed Arif'in 'Anadolu' şiirini seslendiren Özgür Özel, twitter hesabı üzerinden 'Öyle yıkma kendini, Öyle mahzun, öyle garip… AYAĞA KALK Biz kazanacağız. #Hayır' diyerek paylaştı. Özel'in yaptığı paylaşım kısa sürede sosyal medyada gündem oldu. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, görüntülü şiirin 10 milyon kişi tarafından izlendiğini belirterek, "Bir yandan Türkiye'de bu kadar gerilim, kutuplaşma, şiddet, terör ve gözyaşı varken, bir Ahmed Arif şiirinin umut olabilmesi hala daha umudun var olduğunu gösteriyor" dedi. UMUTSUZLUĞA KARŞI ŞİİRLİ ÖNLEM CHP'li Özel, "Türkiye'de bu anayasa değişikliğiyle ilgili çok ciddi endişeler bulunduğunu bunu bir rejim değişikliği olarak gördüklerini, Cumhuriyet kazanımları, Atatürk'ün kurduğu parlamenter sistemin çok ciddi bir şekilde yara alacağını düşündüklerini söyledi. Özel, şöyle devam etti: "23 Nisan 1920'de saraydan halka verilmiş egemenliği bu kez halktan alınıp tekrar saraya verileceği bir süreci yaşıyoruz. Bu konuda 1 ay boyunca TBMM'nin anayasa değişikliği komisyonunda ve genel kurulunda sabahlara kadar süren, günde 18 saatleri bulan büyük bir mücadele verdik bu değişikliklere engel olabilmek için. Türkiye'de bu gidişattan rahatsız olan, rejim değişikliğini istemeyen milyonlarında gözü kulağı mecliste oldu. Şimdi bunun meclisten geçmesiyle birlikte anayasa değişikliği artık halka gidecek. Bizim mecliste bunu engelleyemememiz bir yılgınlık veya üzgünlük yaratmaması lazım. Çünkü esas mücadele alanı referandum sırasında tüm Türkiye olacak. Bu amaçla moral ve motivasyonu, birlikteliği sağlayabilmek için ve meclisteki mücadelenin umutsuzluğa dönüşmemesi için bir çağrıda bulunmak gerekiyordu. Ahmed Arif'in çok sevdiğim şiiri olan 'Anadolu'yu okudum." "ŞİİR GÜNÜMÜZDEKİ DURUMLARI ANLATIYOR" CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, müzik eşliğinde ve Türkiye'nin genel görüntüleriyle seslendirdiği şiirin şuan ülkenin içinde bulunduğu durumu anlattığını belirterek, "Sözleri bugünlere bakınca anlamlıdır. Özellikle şiirin öne çıkan yerleri günümüzdeki durumları anlatıyor. Bunun referandum sürecinde rejimin değişmesinden kaygı duyan cumhuriyetçi, demokrat, milliyetçi, vatansever insanların bir araya gelerek, ayağa kalkarak, ülkeye sahip çıkmalarına ilişkin demokratik bir çağrıdır" diye konuştu. "25 YIL SONRA İLK DEFA ŞİİR OKUDUM" 25 yıl aradan sonra ilk defa şiir okuduğunu ifade eden Özel, "Küçük yaşlardan beri okulda şiir okurdum. Öğretmenlerim iyi şiir okuduğumu söylüyorlardı. Bugüne kadar buna ihtiyaç duymamıştım. Ama yaklaşık 25 yıl sonra bir kez daha şiir okudum. Okuduğum şiir müzik ve Türkiye görüntüsü ile birleştirince ortaya güzel bir görüntü çıktı. Bu kadar büyük patlama beklemiyordum. Şuanda Türkiye'de 10 milyon kişi tarafından bu görüntü izlenmiş. Bunda sosyal medyanın gücünü görüyoruz. Benim sosyal medyada toplam 400 bin takipçim var. Ancak bütün sevenlerimizin, milletvekillerimizin paylaşmasıyla görüntü 10 milyon kişi tarafından izlenmiş. Hızla da yayılıyor" dedi. CHP'li Özel ayrıca, Ahmed Arif'in şiirinin bir umut olduğunu ifade ederek, "Bir yandan Türkiye'de bu kadar gerilim, kutuplaşma, şiddet, terör ve gözyaşı varken, bir Ahmed Arif şiirinin umut olabilmesi hala daha umudun var olduğunu gösteriyor. Ülkeye olan inancın kaybedilmediğini gösteriyor" diye konuştu. CHP'li Özel son olarak, anayasa değişikliğiyle ilgili başlayan referandum sürecinde halka 'hayır' çağırısında bulunması amacıyla il ve ilçe teşkilatlarında yapılacak çalışmaların belirlenmesi için yarın parti genel merkezinde toplantı yapılacağını ifade etti. |
Oslo'da CHP'yi PKK'ya şikayet eden hangi parti? Posted: 28 Jan 2017 10:00 AM PST CHP'li Muharrem İnce, Zonguldak'ta partisinin CHP İl Danışma Kurulu toplantısında konuştu. CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, AKP'nin 2010 referandumunda FETÖ ile şimdi de MHP yönetimiyle koalisyon kurmaya çalıştığını söyleyerek, "Koalisyon meşrudur, yasaldır, ahlaklıdır koalisyon kurmak. Asıl ahlaksız koalisyon, seçimden önce kurulan koalisyondur" dedi. Zonguldak'ta Genel Maden İşçileri Sendikası Şemsi Denizer salonunda CHP İl Danışma Kurulu toplantısına İstanbul Milletvekilleri Mehmet Akif Hamzaçebi ve Gürsel Tekin, Yalova Milletvekili Muharrem İnce, Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen, Zonguldak Milletvekilleri Şerafettin Turpçu ve Ünal Demirtaş ile partililer katıldı. Toplantıda konuşan Muharrem İnce, Başbakan Binali Yıldırım'ın, anayasa referandumu sürecinde CHP'yi bölücülerle kol kola olmakla suçlamasına yanıt verdi. İnce, şunları söyledi: "Bir ara düşük profilli birisini arıyorlardı hatırlıyorsunuz değil mi? Hani 'bin' deyince binen Ali, 'in' deyince inen Ali, 'dur' deyince duran Ali var ya o. Dün 'Ey CHP, sen bölücüler ile kol kolasın' diyor. O kendini imha etmek için uğraşan Binali Yıldırım'a sesleniyorum. 'Başkanlık gelmezse Türkiye bölünür' diyor. Yani 'Ben Başbakanlığa devam edersem Türkiye bölünür' demek istiyor. Yani 'Ben beceriksizim' diyor. Binali Yıldırım'a sorum şunlar: Oslo'da CHP'yi PKK'ya şikayet eden hangi parti? Habur'da terörist karşılama törenleri düzenleyen, 34 kişiyi 210 dakikada yargılayıp beraat ettiren kim? Valilere 'Operasyon yapmayın, izin vermeyin' diye baskı yapan kim? Dolmabahçe'de fotoğrafları çektiren kim?" 'AHLAKSIZ KOALİSYON SEÇİMDEN ÖNCE KURULANDIR' AKP sözcülerinin 'Başkanlık sisteminde koalisyon olmayacak' iddialarına değinen İnce, "En büyük koalisyon sizsiniz zaten. 2010 referandumunda koalisyon ortaklarınız kimdi? FETÖ'ydü. 'Yetmez ama evet' diyen dönek solculardı. Açılım sürecinde koalisyon ortağınız kimdi? PKK'ydı. Şimdi MHP yönetimiyle koalisyon kurmaya çalışıyorsunuz. MHP tabanıyla değil. Yönetimi ayrı, tabanı ayrı olduğundan hiçbir kuşkum yok. Koalisyon meşrudur, yasaldır, ahlaklıdır koalisyon kurmak. Asıl ahlaksız koalisyon seçimden önce kurulan koalisyondur. Tıpkı 2010'da FETÖ ile kurdukları koalisyon gibi" dedi. "FUTBOLCU HER TOPA GİRMEZ" Muharrem İnce, Anayasa referandumu için sosyal medyada 'evet' kampanyası başlatan futbol yorumcusu Rıdvan Dilmen'i de eleştirerek şöyle dedi: "Futbolcu her topa girmez. Çünkü bu diktatörlük topu. Acaba sen futbol federasyonu başkanı mı olmak istiyorsun? Acaba oğlan bu aralar yeni bir iş almış olabilir mi? Şirketin adını da açıklamamı ister misiniz? Güçlü Türkiye olacakmış? Sana futbol dilinden sorayım o zaman. Bir kişi hem futbolcu, hem takım kaptanı, hem teknik direktör, hem kulüp başkanı, hem merkez hakem komitesi başkanı, hem dopingle mücadele kurulu başkanı, hem federasyon başkanı olursa güçlü futbol olur mu? Kendinizi kullandırmayın. Sanatçılara söylüyorum. Başrol oyuncusu olun, figüran olmayın. Cumhurbaşkanı da 'Başkanlık sistemi doping etkisi yapacak' diyor. Doping yasaklı maddedir, suç olandır. Dopingle kazandığını görürlerse geri alırlar." '23 NİSAN'A DENK GETİRMEK İSTİYORLAR' Meclis'ten geçen anayasa değişikliği teklifinin henüz Cumhurbaşkanı'na gitmediğini hatırlatan İnce, "Ne oldu da 9 gündür imzalamıyor. Meclis göndermiyor. Daha Meclis'ten gitmedi Cumhurbaşkanı'na. 23 Nisan'a denk getirmek istiyorlar. Meclis'in açıldığı gün Meclis'i kapatmak istiyorlar. İntikam almak istiyorlar. Nefretlerini kusuyorlar Cumhuriyet'e. 12 Eylül 2010'da referandum yaptılar. Neden? Solcuları kandırmak için. Sözde Kenan Evren'i yargılayacaklardı. Şimdi de birinci meclisi, Atatürk'ü sorgulatmak istiyorlar. İntikam duyguları var kafalarının arka tarafında" dedi. |
Altan Tan, Diyarbakır'da gözaltına alındı Posted: 28 Jan 2017 10:00 AM PST HDP Diyarbakır milletvekili Altan Tan, Diyarbakır'da gözaltına alındı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü bir soruşturma kapsamında HDP Diyarbakır Milletvekili, Diyarbakır'daki evinde gözaltına alındı. Hakkında gözaltı kararı verilen Altan Tan, Diyarbakır'daki evinden saat 18.00 sıralarında gözaltına alındı. Tan, Diyarbakır Adliyesi'ne götürülürken kişisel sosyal medya hesabından gözaltına alınışını, "Şuan Diyarbakır'daki evimde polislerce gözaltına alınıyorum" diye duyurdu. Diyarbakır Adliyesi'ne götürülen Altan Tan'la ilgili işlemlerin sürdüğü belirtildi. |
Skandal görüntüye soruşturma başlatıldı Posted: 28 Jan 2017 09:56 AM PST 10 Kasım'da, 4 katlı binaya bir Türk Bayrağı ile Erdoğan'ın posterinin yanyana, bir kat aşağısına ise küçük bir Atatürk flaması asılmasına soruşturma başlatıldı. Bilecik'te geçen 10 Kasım'da, Sağlık Müdürlüğü ile Halk Sağlığı Müdürlüğü'nün bulunduğu 4 katlı binaya büyük bir Türk Bayrağı ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın posterinin yanyana, bir kat aşağısına ise küçük bir Atatürk flaması asılmasına soruşturma başlatıldı. CHP Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün, Sağlık Bakanlığı'nın yanıtlaması amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)Başkanlığı'na soru önergesi verdi. Milletvekili Tüzün, soru önergesinde şu ifadelere yer verdi: "Seçim bölgem Bilecik'te bu yıl 10 Kasım'da, İl Sağlık Müdürlüğü ve Halk Sağlığı Müdürlüğü binasının üst katına büyük boy Türk Bayrağı ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın posteri asılırken, büyük önder Atatürk aşağılanmak istercesine alt kata ve küçük boyutta bir flama asılmakla yetinilmiştir. Vatandaşların, Atatürk'e yapılan bu saygısızlığın düzeltilmesi istekleri ise karşılıksız bırakılmıştır. Bu çerçevede; Böyle bir uygulamayı doğru buluyor musunuz? 'Ulusal ve Resmi Bayramlar ile Mahalli Kurtuluş Günleri, Atatürk Günleri ve Tarihi günlerde Yapılacak Tören ve Kutlamalar Yönetmeliği' uyarınca, Bilecik'te 10 Kasım anma törenleri program belirlenmesi amacıyla komite çalışması yapılmış mıdır? Komite tarafından kamu kurum ve kuruluşlarına, anma törenlerinin ruhuna uygun olarak Atatürk posteri asılması için bir talimat gönderilmiş midir? Ülkemizin kurtuluşuna önderlik eden, Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk'ün anısına saygısızlık yapan İl Sağlık Müdürlüğü ve Halk Sağlığı Müdürlüğü'ndeki bu olayla ilgili inceleme ve araştırma yapılmış mıdır? Konuyla ilgili kurum yöneticileri hakkında soruşturma açılmışsa sonucu nedir?" BAKAN AKDAĞ: SORUŞTURMA BAŞLATILDI Sağlık Bakanı Recep Akdağ, milletvekili Yaşar Tüzün'ün soru önergesi üzerine yazılı açıklamada bulundu. Akdağ, konuyla ilgili olarak Bilecik İl Sağlık Müdürlüğü tarafından soruşturma başlatıldığını belirterek şöyle dedi: "Bilecik Vali Yardımcısı Başkanlığında 'Ulusal ve Resmi Bayramlar ve Mahalli Kurtuluş Günleri, Atatürk Günleri ve Tarihi günlerde yapılacak tören ve kutlamalar Yönetmeliği' Cumhuriyetimizin kurucusu, Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümünün 78'inci yıldönümünde 10 Kasım anma tören programı belirlenmesi amacıyla İl Anma Komitesi çalışma yapmıştır. Komite Başkanı tarafından tüm kamu kurum ve kuruluşlarına anma töreninin ruhuna uygun olarak bayrak ve Atatürk posteri asılması için talimat verilmiştir. Ancak Bilecik İl Sağlık Müdürlüğü ve Halk Sağlığı Müdürlüğü'nün astıkları Atatürk posterinin ebatlarının uygun olmadığı görülmesi üzerine İl Sağlık Müdürlüğü tarafından ilgililer hakkında soruşturma başlatılmıştır. Konuya gösterilen ilgiye teşekkür ederim." |
Zeytinburnu açıklarında batan gemi sızdırmaya başladı Posted: 28 Jan 2017 09:55 AM PST Zeytinburnu'nda dün akşam saatlerinde batan "Bereket" adlı kuru yük gemisinden sızıntı başladı. Zeytinburnu açıklarında dün akşam demirli haldeki bir geminin su alarak batmaya başladığı ihbarı üzerine Deniz polisi ve Sahil Güvenlik ekipleri harekete geçmişti. 2 bin 980 grostonluk, 115 metre uzunluğundaki gemi hızla su alırken kısa süre içinde sulara gömüldü. Geminin sadece arka bölümünde bulunan güverteleri su üzerinde kaldı. Geminin hacizli olduğu ve 2014 yılından bu yana aynı yerde demirli olduğu içinde personel bulunmadığı öğrenildi. YÜZER BARİYERLERLE ÇEVRİLDİ Batıkla ilgili bu sabah saatlerinde çalışmalar devam etti. Gemiden sızıntı meydana geldiğinin tespit edilmesi üzerine sızan maddenin çevreye yayılmaması için büyük bölümü suyun içinde bulunan geminin çevresi bariyerlerle çevrildi. Geminin çevresinde bulunan denizde temizlik çalışmaları başlatıldı. Geminin çevresinde bir deniz temizlik çevresi görev yapmaya başlarken, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü'ne ait bir römorkör de hazır bekletiliyor. Öte yandan Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü'de gemi ile ilgili bir açıklama yayınladı. Açıklamada şöyle denildi; "27.01.2017 Tarih saat 16:50 civarında İstanbul Ahırkapı demir bölgesinde demirli olan Tanzania bayraklı 8721284 Imo nolu Bereket isimli gemisinin meyillendiği ihbarı üzerine seyir, can, mal ve çevre emniyetini teminen derhal olay bölgesine Kıyı Emniyeti 4 hızlı tahlisiye botu ve Şark römorkörü sevk edilmiştir.Kazazede gemi üzerinde herhangi bir personele rastlanılmamış olup, kazazede geminin hızlı bir şekilde su aldığı tespit edilmiştir. Kısa bir süre içinde yaşam mahalli ve ambarlara su girişi olmuş ve gemi yarı batık haline gelmiştir. Durum derhal, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığımız ilgililerine bildirilmiş ve alınan talimat üzerine deniz yüzeyinde oluşan kirliliğe Şark römorkörü ile Kıyı Emniyeti 4 ve Kıyı Emniyeti 6 hızlı tahlisiye botları ile müdahaleye başlanılmıştır." |
Hızla tamamlanan anayasa değişikliği bir haftadır Meclis’te bekliyor Posted: 28 Jan 2017 09:51 AM PST Meclis'teki Komisyon ve Genel Kurul aşamaları büyük hızla tamamlanan anayasa değişikliği bir haftadır Meclis'te bekliyor. CHP ve HDP'ye göre AK Parti hâlâ referandum tarihine karar veremedi. "Partili Cumhurbaşkanlığı"nı içeren 18 maddelik anayasa değişiklinin Meclis'te kabul edilmesinin üzerinden tam bir hafta geçti. Meclis Genel Kurulu'nda 21 Ocak Cumartesi günü 339 oyla kabul edilen değişikliğin hemen ardından Cumhurbaşkanı onayına sunulması bekleniyordu. Ancak henüz dosya Cumhurbaşkanlığına gönderilmedi. 'REFERANDUM TARİHİNİ NETLEŞTİREMEDİLER' CHP Grup Başkanvekili Levent Gök'e göre bu durumun nedeni referandum tarihine henüz karar verilememesi. Gök, "Meclis'te yapılacak bir işlem kalmadı, dosya hazır ama henüz gönderilmedi, bekletiliyor. Henüz referandum tarihini netleştirememiş görünüyorlar. Sonuçta Cumhurbaşkanının sadece 15 gün inceleme süresi var. Orada bekletmek yerine Meclis'i tercih ediyor görünüyorlar. İktidar partisinin belirleyeceği referandum tarihine göre gönderecekler" dedi. Dosya Meclis'te beklerken Başbakan Binali Yıldırım'ın, "Anayasa değişikliği onay için Cumhurbaşkanlığına sunuldu" açıklamasını, "Kendilerinden haberi yok" sözleriyle değerlendiren Gök, referandum için 9 ya da 16 Nisan üzerinde plan yapıldığını söyledi. 'BAŞKA BİR HESAP MI VAR?' HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen de bu duruma tepki gösterdi. Anayasa değişikliğinin halen Meclis'te bekletildiğini söyleyen Bilgen, "Değişiklik teklifini Meclis'ten çıkarmak için ortalığı velveleye verenler, Komisyon aşamasındaki konuşmalarda 5 dakikayı çok görenler, Genel Kurul'da sahte oy kullanmaya yeltenenler şimdi aynı aceleci tavrı sergilemiyorlar. Başka bir hesap mı var merak ediyoruz" diye sordu. 1 HAFTA DAHA BEKLETİLEBİLİR Meclis'te kabul edilen değişiklik Pazartesi günü Cumhurbaşkanlığına sunulur ve Erdoğan hemen onaylarsa 2 Nisan'da referandum mümkün. Ancak referandum için 16 Nisan tarihi planlanıyorsa kabul edilen değişiklik Meclis'te bir hafta daha bekletilebilir. |
Reina katili Masharipov: "O gece Cumhuriyet Gazetesi'ne saldıracaktım" Posted: 28 Jan 2017 09:48 AM PST CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya "Gazete binasında önlem almak için ne bekliyorsunuz?" diye sordu. REİNA katili Masharipov'un polisteki ifadesi ortaya çıktı. Masharipov'un "O gece Cumhuriyet Gazetesi'ne saldıracaktım. Ancak kimse yoktur diye gitmedim" dediği öğrenildi. Masharipov'un ifadesinin ortaya çıkmasının ardından konuyu TBMM gündemine taşıyan CHP Milletvekili Barış Yarkadaş, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi. Yarkadaş, "Reina katili, Cumhuriyet Gazetesi'nin Şişli'deki merkezine saldıracağını söylemesine rağmen, binanın önünde ve çevresinde neden önlem almıyorsunuz?"diye sordu. Gazete binasının korunaksız olduğuna dikkat çeken Yarkadaş, "Gazetede tedbir almak için, katliam olmasını mı bekliyorsunuz?" Sorusunu da yöneltti. Cumhuriyet Gazetesi yönetiminin konuya ilişkin bilgilendirilmediğine de dikkat çeken TBMM Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu Üyesi Yarkadaş, İçişleri Bakanı Soylu'nun tehdidin boyutlarına ilişkin açıklama yapmasını da istedi. |
Çakıcı'dan Erdoğan'a “Bahçeli’ye güvenirseniz MHP oylarıyla ilgili ayazda kalabilirsiniz” Posted: 28 Jan 2017 09:44 AM PST Alaattin Çakıcı, cezaevinden yazdığı mektupla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a seslendi. Bolu F Tipi Cezaevinde yatmakta olan Alaattin Çakıcı, cezaevinden yazdığı mektupla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a seslendi. Çakıcı "Bahçeli'ye güvenirseniz MHP oylarıyla ilgili ayazda kalabilirsiniz" ifadelerini kullandı. Çakıcı mektubunda Erdoğan'a seslenerek şu ifadeleri kullandı: "Dünyada hastaya saygı duymayan kim olursa olsun, hele ki bunlar yemin etmiş doktorlar ise yazıklar olsun. Devletimiz savaş halindeyken milletin yetkisiyle Başkomutan olduğunuz bilinmektedir, savaşın dışında Başkomutanım değilsiniz. Savaşın dışında her ne kadar emrinizde de olsa başkomutan Genelkurmay Başkanıdır. Bu benim ilkemdir." Başkanlık anayasası referanduma dair Çakıcı "Anayasa paketinin meclisten geçerek onay alması (ilk dört madde hariç) size verilen yetki 1876 1. Meşrutiyet yetkilerinden çok daha geniştir. Dilediğiniz zaman meclisi fesih edebiliyorsunuz. Referandumda Büyük Birlik Partisi, Saadet Partisi, MHP'den kopan muhaliflerin oylarının %15-16 yı bulacağının farkında mısınız? HDP beni alakadar etmez ,ancak %11 oyu var ,CHP'nin (Marksistleri beni alakadar etmez) ancak ulusalcılar ve Atatürkçüler alakadar eder onlarında %26 oyu var" ifadelerini kullandı. "BAHÇELİ'YE GÜVENİRSENİZ AYAZDA KALABİLİRSİNİZ" "Devlet Bahçeli'nin düne kadar sizi vatan hainliği ile suçladığını ne çabuk unuttunuz? Bahçeli'ye güvenirseniz MHP oylarıyla ilgili ayazda kalabilirsiniz. Belki %4-5 oy size akar" diyen Çakıcı sözlerine şöyle devam etti: "Aziz Türk Milletinin Adalet Bakanı sesi gür çıkar, elini masaya vurur, geri adım atmaz. İçişleri Bakanı ve Dışişleri bakanı gibi. Bakın Sayın Cumhurbaşkanım Allah ve Allaha teslim olmuş bir mümin dilden Allahı sevip gönülden Allah'ı sevmeyeni, Allah ve Allah'a teslim olmuş mümin sevmiyorsa, O kişi Allah'ı dili ve kalbiyle sevmiyorsa, dini politikaya alet ediyorsa bende onu sevmiyorum. Oğlunla ilgili bir lafı 15 Temmuz evveli söylemiştim, Konunun arkasında sen çıkarsan diye belirttiğim mahkeme zaptında bellidir." |
Posted: 28 Jan 2017 08:00 AM PST |
Posted: 28 Jan 2017 08:00 AM PST İkna edecek "Evet"çi MHP'li arıyorum; tanıdığım MHP'liler hep "Hayır"cı. Yani referandumun bir kaybedeni de Bahçeli olacak! #BaşkanlığaHayır
|
Posted: 28 Jan 2017 07:10 AM PST İrfan O. Hatipoğlu Mustafa Kemal Üniversitesi Anayasada yapılacak değişiklikler meclisten geçti. Referandumla halkın onayı alınmak isteniyor. Çıkan karara göre; ülkemiz nasıl bir rejimle yönetilecek, 93 yıldır edinilen cumhuriyet kazanımları hebamı edilecek, yeniden kul mu olacağız? Beklentim halkın kul olmayı karşı çıkacağı, siyasi iktidar tarafından aşındırılan çağdaş yaşam değerlerini geri almak, azarlanmayı/aşağılanmayı kabullenmediğini göstermek için kararın "hayır" çıkacağı yönündedir. Bu süreçte kamunun olanakları, oluşturulan korku/yıldırma atmosferi, ölçüsüz dezenformasyon, karşı çıkılamayacak kadar büyük rant olgusuyla mücadele edeceğimizi de unutmayalım. Yaşadığımız 15 Temmuz kalkışması, arkasından ilan edilen olağan üstü hal uygulaması ve süreç içinde gündeme getirilen anayasa değişiklikleri ülkemizde olağan günler yaşanmadığını gösteriyor. Buna 15 yıllık AKP iktidarının getirdiği yorgunlukta eklenmelidir. Halkımız AKP iktidarı uygulamaları/dayatmaları nedeniyle yorgunudur. Çünkü başta yaşam biçimi olmak üzere önemsediği tüm değerler aşındırıldı. Mezhepsel ayrışmalar kışkırtıldı. Komşu komşusunun Müslümanlığından şüphelenir oldu, komşular arası kim daha iyi "Müslüman" tartışması başlatıldı. Toplumu geriye dönüştürmek için İslam'ı metalaştırdılar. Eğitim başta olmak üzere yaşamın her aşamasında din görünür kılındı. Aklı ve bilimi öteleyen, dini menkıbeleri referans alan bir toplum oluşturuldu. Geliştirdikleri takiyyeci anlayışın arakasına sığınarak demokrasi, vesayet rejimine karşı mücadele verdiklerini inandırarak toplumu 'Mankurt'laştırdılar. Yapılacak anayasa değişiklikleri ile değerler aşınmasını/halkın yorgunluğu kalıcı kılınmak isteniyor. Toplumun geriye doğru dönüştürülmesine karşı koyacak, oluşturulan dinci atmosferin yırtılıp atılmasına katkı sağlayacak en büyük siyasi oluşum Cumhuriyet Halk Partisidir. Ne var ki CHP üst yönetimi toplumu geriye götüren dinci anlayışa karşı tavrını koyamamakta, din karşıtı olarak algılanıyor diye AKP'nin uygulamalarına sesiz kalmakta. Dinci söylemlerle yorulan toplumdan nemalanma uğraşı içine girmektedir. Genel/yerel seçimleri öncesi "dinsiz" olmadığını kanıtlama mücadelesi verdi. Parti bu seçimiyle halktan, cemaatçi/dinci guruplardan yeterli karşılığı alamadı. Bu deneyime karşın dinci söylemde ısrarcı olduğunu anayasa referandumu sürecinde de tekrarlayacak gibi görünüyor. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Anayasa değişikliğiyle ilgili 'İslamiyet'te istişare vardır. Burada öyle bir şey yok. Her şeye tek başına karar verecek' sözleri ile değişikliklerin 'İslami değildir' vurgusu yapması gibi… Sayın genel başkan ve partinin üst yöneticileri neyin İslami olduğu, neyin İslami olmadığı tartışması başlatması anayasa değişikliğinin demokrasi karşıtlığını örter. Kitleler içi boşaltılmış tartışmanın içine sürüklenir. CHP'nin ve anayasa değişikliklerine hayır diyen cephede gediklerin açılmasına, yenilgisinin önünü açar. Neden? İslamiyet öncelikle "İslami yaşam biçimi" dayatır. Bu yaşam biçiminin değişmez kuralları vardır. Uzlaşmacı değil, tarafların İslami kurallara bağlı kalmasını ister. Sayın Kılıçdaroğlu'nun belirttiği 'İslamiyet'te istişare vardır" vurgusunun günlük yaşamda karşılığı da yoktur. Diğer yandan CHP yandaşları günlük yaşamlarında İslami ritüelleri öne çıkartmazlar. Kadın haklarına, günlük yaşama, dünyaya bakış açıları farklıdır. Dincilerle hiç bir ortak paydada buluşmazlar. Namaz kılmak, mevlit, cenaze törenlerinde bulunmak öncelikleri arasında değildir. Dini nikah gibi uygulamaları önemsemezler. Aralarında cumhuriyetin kurucu ilkelerinden kaynaklanan güvensizlik vardır. Bu nedenle dincilerle ortak demokrasi mücadelesi geliştirilemez. CHP'ni uyarıyorum. Dinci söylem sarmalından kendisini kurtarmalıdır. Çünkü demokrasi mücadelesi, çağdaş yaşam anlayışının korunması dini söylemlerle yapılamaz. Demokrasiyi ortadan kaldıracak, tek adam diktasına yol açacak anayasa değişikliklerini dini referanslarla karşı çıkmak mücadeleyi kısırlaştırır/güçsüzleştirir. Ülkeyi karanlıklar içine sürüklemek isteyenlerin önü açar. Doğru olan demokrasiyi benimseyen, günlük yaşamını dinin egemenliğinden arındırmış, çağdaş yaşam biçimine benimseyen geniş kitle ile ortak bir sinerji oluşturulmasıdır. |
Posted: 28 Jan 2017 06:14 AM PST hayırlı günler gençler
|
Posted: 28 Jan 2017 04:00 AM PST Yarınlarımızı tek bir kişinin kelamıyla değil, birlikte kurduğumuz demokrasi umuduyla #hayır
|
Posted: 28 Jan 2017 04:00 AM PST Hepimiz birimiz için değil, hepimiz hepimiz için. #HAYIR
|
Posted: 28 Jan 2017 04:00 AM PST 15 Temmuz'da Gazi Meclisi bombalayanlar Milletten dersini aldı. 21 Ocak'ta meclisin feshini onaylayanlara da sandıkta ders vermeliyiz.HAYIR
|
You are subscribed to email updates from Sözcü Haber. To stop receiving these emails, you may unsubscribe now. | Email delivery powered by Google |
Google Inc., 1600 Amphitheatre Parkway, Mountain View, CA 94043, United States |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder