Posted on :
14 Ağustos 2014 Perşembe
[0] comments Label:
amerika,
f-16,
f-35,
füze,
manşet,
Suriye,
türkiye
Türkiye, ABD'den 320 Milyon Dolara Füze Alıyor
ABD Savunma Güvenlik ve İşbirliği Dairesi (DSCA) Türkiyenin 320 milyon dolar değerinde çok sayıda gelişmiş AMRAAM füzesi satın almak için talepte bulunduğunu açıkladı.
Hava Kuvvetleri Komutanlığı için alınan füzeler F-35 ve F-16’larda kullanılacak. DSCA, daha önce Türkiye’nin çok sayıda denizaltı torpidosu talep ettiğini açıklamıştı. Türk askeri kaynaklar da bu alımı doğruladı. ABD Kongresi’nin onayına satışla ilgili çarpıcı ayrıntılar da yer alıyor. Füzelerin nerede kullanılacağı da açıklandı.
F-16 VE F-35’LER İÇİN
Alınacak füzeler, Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın envanterine 2018’de girecek hayalet uçak F-35’lerde kullanılacak. Füzeler gerekli olması durumunda envanterdeki F-16’lara takılacak. Türkiye 145 adet orta menzilli havadan-havaya AMRAAM füzesi, 40 adet ateşleyici, 10 adet füze yönlendirme sistemi için ABD’ye 320 milyon dolar ödeyecek. ABD Senatosu’na gönderilen onay isteğinde “füzelerin NATO üyesi olan Türkiye’nin deniz ve kara sınırlarından gelecek hava tehditlerine karşı kullanılabileceği” belirtildi.
DSCA açıklamasında, “Türkiye, bölgede barış ve istikrarın sağlanmasında ABD’nin ortağı. Bu NATO müttefikimizin, bölgede kabul edilebilir bir askeri dengeye katkıda bulunacak şekilde güçlü ve hazır bir savunma imkan ve kabiliyeti geliştirmesi ve bunu korumasına destek verilmesi, ABD’nin ulusal çıkarı için hayatı önem taşıyor” denildi.
SURİYE’Yİ VURAN FÜZELER
Suriye’ye ait bir askeri helikopter, geçen yıl Türk savaş uçaklarının kullandığı bu füzelerle düşürüldü. Mart’da düşürülen Suriye savaş uçağını da aynı tipteki füzeler vurdu. 20 ülkenin envanterinde yer alan bu füzelerden Türk Hava Kuvvetleri’nin elinde de var. Ancak, alınan füzelerle bu sayı daha da artırılıcak. AMRAAM füzeleri savaş uçaklarından fırlatılarak diğer hava araçlarını vurmaya yarıyor. 1980’lerin sonunda geliştirilen füzeler, takip sistemlerinin zor yanıltılması nedeniyle en ölümcül füze olarak biliniyor. Ses hızının 4 katı üzerinde uçabilen ve 72 kilometre menzilli füze, pilot tarafından atıldığına “aktif” yani kendi başına veya “yarı aktif” yani uçak radarından bilgi alarak hedefini bulabiliyor. Kendisine karşı bir yanıltma yapıldığında füze bu defa üzerindeki özel bilgisayar sayesinde kendisini “yanıltmanın yapıldığı merkeze” yönlendiriyor
Hava Kuvvetleri Komutanlığı için alınan füzeler F-35 ve F-16’larda kullanılacak. DSCA, daha önce Türkiye’nin çok sayıda denizaltı torpidosu talep ettiğini açıklamıştı. Türk askeri kaynaklar da bu alımı doğruladı. ABD Kongresi’nin onayına satışla ilgili çarpıcı ayrıntılar da yer alıyor. Füzelerin nerede kullanılacağı da açıklandı.
F-16 VE F-35’LER İÇİN
Alınacak füzeler, Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın envanterine 2018’de girecek hayalet uçak F-35’lerde kullanılacak. Füzeler gerekli olması durumunda envanterdeki F-16’lara takılacak. Türkiye 145 adet orta menzilli havadan-havaya AMRAAM füzesi, 40 adet ateşleyici, 10 adet füze yönlendirme sistemi için ABD’ye 320 milyon dolar ödeyecek. ABD Senatosu’na gönderilen onay isteğinde “füzelerin NATO üyesi olan Türkiye’nin deniz ve kara sınırlarından gelecek hava tehditlerine karşı kullanılabileceği” belirtildi.
DSCA açıklamasında, “Türkiye, bölgede barış ve istikrarın sağlanmasında ABD’nin ortağı. Bu NATO müttefikimizin, bölgede kabul edilebilir bir askeri dengeye katkıda bulunacak şekilde güçlü ve hazır bir savunma imkan ve kabiliyeti geliştirmesi ve bunu korumasına destek verilmesi, ABD’nin ulusal çıkarı için hayatı önem taşıyor” denildi.
SURİYE’Yİ VURAN FÜZELER
Suriye’ye ait bir askeri helikopter, geçen yıl Türk savaş uçaklarının kullandığı bu füzelerle düşürüldü. Mart’da düşürülen Suriye savaş uçağını da aynı tipteki füzeler vurdu. 20 ülkenin envanterinde yer alan bu füzelerden Türk Hava Kuvvetleri’nin elinde de var. Ancak, alınan füzelerle bu sayı daha da artırılıcak. AMRAAM füzeleri savaş uçaklarından fırlatılarak diğer hava araçlarını vurmaya yarıyor. 1980’lerin sonunda geliştirilen füzeler, takip sistemlerinin zor yanıltılması nedeniyle en ölümcül füze olarak biliniyor. Ses hızının 4 katı üzerinde uçabilen ve 72 kilometre menzilli füze, pilot tarafından atıldığına “aktif” yani kendi başına veya “yarı aktif” yani uçak radarından bilgi alarak hedefini bulabiliyor. Kendisine karşı bir yanıltma yapıldığında füze bu defa üzerindeki özel bilgisayar sayesinde kendisini “yanıltmanın yapıldığı merkeze” yönlendiriyor
Posted on :
24 Kasım 2013 Pazar
[0] comments Label:
ABD,
amerika,
atom bombası,
dünya,
iran,
uranyum,
uranyum zenginleştirme,
uzaklaşma
İran'dan Dünyayı Şaşırtan Hamle!
On yıllardır süren İran ile Batı'nın, nükleer müzakereler ile ilgili olarak yapılan pazarlıklarda ilk kez, geçici de olsa, bir anlaşma sağlandı.
İran ile 6 büyük dünya gücünün(P5+1), Cenevre saatiyle, Pazar gününün 3 gibi çok erken saatlerinde ulaştığı anlaşma ile, İran nükleer programının önemli kısımlarını dondurmaya söz verirken, Batı da geçici olarak İran'a karşı koyduğu bazı ambargoları hafifletecek.
Önümüzdeki 6 ay boyunca, İran'ın nükleer programının dondurulması, ve nükleer faaliyet tesislerinin geriye döndürülmesi için uğraşı verilecek.
Beyaz Saray'ın yayınladığı bildiriye göre, toplamda İran yaklaşık 7 milyar dolarlık bir mali ambargodan kurtulmuş olacak. Ve bu kolaylıklar önümüzdeki 6 ay için geçerli olacak. Eğer İran, verdiği sözleri yerine getirmezse, bu kolaylıklar da duracak.
Yapılan anlaşmanın maddeleri, Beyaz Saray tarafından açıklandı:
İran:- %5 üzerindeki uranyum zenginleştirmesinin durduracak ve %5 üzerinde zenginleştirmeye yarayacak teknik bağlantıların ortadan kaldıracak.
- %20 zenginleştirmeye yakın uranyumunu etkisiz hale getirecek.
- Yeni santrifuj inşa etmeyi durduracak.
- Yeni uranyum zenginleştirme tesisleri inşa etmeyecek
- Arak reaktörünü inşa etmeyecek
- Arak reaktörü için yakıt üretimini ve reaktöre yönelik diğer faaliyetleri durduracak
- Uluslararası Atom Enerji Kurumu (IAEA) müfettişlerine Natanz ve Fordow reaktörlerine günlük denetleme imkanı verecek.
- IAEA müteffitişlerine santrifüj kurma tesislerine ulaşım imkanı verecek.
IAEA'ya İran tarafından verilen bu sözlerin doğrulanma adımları için İran ve P5+1 ortak Komisyon kuracak.
İran'ın verdiği bu sözlere karşılık P5+1 şu kolaylıkları sağlayacak:
- Önümüzdeki 6 ay boyunca nükleer programla ilgili yeni ambargolar getirilmeyecek.
- Altın ve diğer bazı değerli metaller, İran'ın oto sektörü ve petro-kimya endüstrisiyle ilgili olarak bazı ambargoların kaldırılması.
- İran havayolları ile ilgili bazı ambargoların kaldırılması.
- İran'ın petrollerinin alımı ile ilgili bazı kolaylıklar sağlayarak, şu anki azaltılmış seviyede devamının sürmesi.
- 400 milyon dolarlık devlet bursu yardım programının transferinin sağlanması.
- İnsani yardım transaksiyonlara kolaylık sağlanması
Birçok Amerikalı Kongre üyesi, özellikle Cumhuriyetçi üyeler, yapılan anlaşmayı eleştirmeye başladılar.
Ambargolar mı başardı?
CNN’den Nick Thompson’a göre, İran 2007 yılından itibaren 3000 sayısında uranyum zenginleştirmeye yarayan santrafüj sahibi oldu. Bugün ise Carnegie Endownment’daki İran uzmanı Mark Hibbs’e göre, 19 bin santrafüje sahip İran.
Ama ambargolar İran’ın ekonomisine kapanması zor olan darbeler indirdi. yine CNN’den John Defrerios’a göre, petrol gelirleri düştü, İran’ın parası %80 oranında değer kaybetti, enflasyon yükseldi ve devlet istihdamında çok büyük düşüşler yaşandı.
Carnegie’deki bir başka İran uzmanı Karim Sadjadpour’un Vatan'a verdiği bilgilere göre, bir önceki İran Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinejad’ın diplomasiden uzak ve dünyayı hiçe sayan tavrı, Batı’nın İran’ı izole etmesinde çok büyük rol oynadı. Ahmedinejad adeta, söylediği skandal sözler ile İsrail ve Batı liderlerinin İran’a karşı ambargoları yenilemesinde kolaylık yaratıyordu.
Ahmedinejad’ın görev süresinin bitmesiyle birlikte ise, doğru veya yanlış, reformcu olarak bilinen Hassan Ruhani ve diplomatik yönüyle bilinen Javad Zarif dışişleri bakanı oldu. Göreve geldiğinden beri adeta ‘’charm offensive’’ hamleleri başlatan bu ikili, bir anda Batı’da büyük bir izleyici ve sempati duyan kitleye sahip oldu. Twitter, Youtube ve Facebook’u kendi ülkesinde yasaklayan İran rejimi, bu kanalları etkili bir şekilde kullanarak Batı’ya ulaştı.
Washington’da özellikle Obama yönetimi ile birlikte etkin hale geçen Amerikalı liberal kanat, eskiden beri güvercin yaklaşımı ile bilinen ve her ne olursa olsun İran rejimi ile bir anlaşma yapılması gerektiğine inanan bir düşünceye sahipti. Neoconların Irak ve Afganistan başarısızlıkları ile Bush döneminin kapanmasından sonra bu kanadın yerini bir anlamda kapan liberaller, bugünlerde ABD ile İran arasındaki yakınlaşmayı en kuvvetli destekleyen kimseler.
İran Atom Bombasına Ne Kadar Yakın?
İran’ın nükleer programıyla ilgili sürekli şekilde yapılan spekülasyonlar, İran’ın bir atom bombası inşa etmek istediğinde bunun için bir ay ila altı ay civarında zamana ihtiyacı olduğunu savunuyor.
Carnegie Endownment’daki İran uzmanı Mark Hibbs’e göre ise, İran’ın ihtiyacı olan süre 1 ila 3 yıl arasında.
Anlaşma Sadece Geçici
Hatırlanması gerekir ki burada işaret edilen bütün bu şartlar, ilk ve geçici bir anlaşma için üzerinde durulan konular. Bu kısmi anlaşma onaylanmasıyla, önümüzdeki 6 ay içinde iki taraf tekrar müzakere masasına oturacak ve bu kez temel parametlerle sürekli bir anlaşma sağlamaya çalışacak.
Kaynak: Vatan
Önümüzdeki 6 ay boyunca, İran'ın nükleer programının dondurulması, ve nükleer faaliyet tesislerinin geriye döndürülmesi için uğraşı verilecek.
Beyaz Saray'ın yayınladığı bildiriye göre, toplamda İran yaklaşık 7 milyar dolarlık bir mali ambargodan kurtulmuş olacak. Ve bu kolaylıklar önümüzdeki 6 ay için geçerli olacak. Eğer İran, verdiği sözleri yerine getirmezse, bu kolaylıklar da duracak.
Yapılan anlaşmanın maddeleri, Beyaz Saray tarafından açıklandı:
İran:- %5 üzerindeki uranyum zenginleştirmesinin durduracak ve %5 üzerinde zenginleştirmeye yarayacak teknik bağlantıların ortadan kaldıracak.
- %20 zenginleştirmeye yakın uranyumunu etkisiz hale getirecek.
- Yeni santrifuj inşa etmeyi durduracak.
- Yeni uranyum zenginleştirme tesisleri inşa etmeyecek
- Arak reaktörünü inşa etmeyecek
- Arak reaktörü için yakıt üretimini ve reaktöre yönelik diğer faaliyetleri durduracak
- Uluslararası Atom Enerji Kurumu (IAEA) müfettişlerine Natanz ve Fordow reaktörlerine günlük denetleme imkanı verecek.
- IAEA müteffitişlerine santrifüj kurma tesislerine ulaşım imkanı verecek.
IAEA'ya İran tarafından verilen bu sözlerin doğrulanma adımları için İran ve P5+1 ortak Komisyon kuracak.
İran'ın verdiği bu sözlere karşılık P5+1 şu kolaylıkları sağlayacak:
- Önümüzdeki 6 ay boyunca nükleer programla ilgili yeni ambargolar getirilmeyecek.
- Altın ve diğer bazı değerli metaller, İran'ın oto sektörü ve petro-kimya endüstrisiyle ilgili olarak bazı ambargoların kaldırılması.
- İran havayolları ile ilgili bazı ambargoların kaldırılması.
- İran'ın petrollerinin alımı ile ilgili bazı kolaylıklar sağlayarak, şu anki azaltılmış seviyede devamının sürmesi.
- 400 milyon dolarlık devlet bursu yardım programının transferinin sağlanması.
- İnsani yardım transaksiyonlara kolaylık sağlanması
Birçok Amerikalı Kongre üyesi, özellikle Cumhuriyetçi üyeler, yapılan anlaşmayı eleştirmeye başladılar.
Ambargolar mı başardı?
CNN’den Nick Thompson’a göre, İran 2007 yılından itibaren 3000 sayısında uranyum zenginleştirmeye yarayan santrafüj sahibi oldu. Bugün ise Carnegie Endownment’daki İran uzmanı Mark Hibbs’e göre, 19 bin santrafüje sahip İran.
Ama ambargolar İran’ın ekonomisine kapanması zor olan darbeler indirdi. yine CNN’den John Defrerios’a göre, petrol gelirleri düştü, İran’ın parası %80 oranında değer kaybetti, enflasyon yükseldi ve devlet istihdamında çok büyük düşüşler yaşandı.
Carnegie’deki bir başka İran uzmanı Karim Sadjadpour’un Vatan'a verdiği bilgilere göre, bir önceki İran Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinejad’ın diplomasiden uzak ve dünyayı hiçe sayan tavrı, Batı’nın İran’ı izole etmesinde çok büyük rol oynadı. Ahmedinejad adeta, söylediği skandal sözler ile İsrail ve Batı liderlerinin İran’a karşı ambargoları yenilemesinde kolaylık yaratıyordu.
Ahmedinejad’ın görev süresinin bitmesiyle birlikte ise, doğru veya yanlış, reformcu olarak bilinen Hassan Ruhani ve diplomatik yönüyle bilinen Javad Zarif dışişleri bakanı oldu. Göreve geldiğinden beri adeta ‘’charm offensive’’ hamleleri başlatan bu ikili, bir anda Batı’da büyük bir izleyici ve sempati duyan kitleye sahip oldu. Twitter, Youtube ve Facebook’u kendi ülkesinde yasaklayan İran rejimi, bu kanalları etkili bir şekilde kullanarak Batı’ya ulaştı.
Washington’da özellikle Obama yönetimi ile birlikte etkin hale geçen Amerikalı liberal kanat, eskiden beri güvercin yaklaşımı ile bilinen ve her ne olursa olsun İran rejimi ile bir anlaşma yapılması gerektiğine inanan bir düşünceye sahipti. Neoconların Irak ve Afganistan başarısızlıkları ile Bush döneminin kapanmasından sonra bu kanadın yerini bir anlamda kapan liberaller, bugünlerde ABD ile İran arasındaki yakınlaşmayı en kuvvetli destekleyen kimseler.
İran Atom Bombasına Ne Kadar Yakın?
İran’ın nükleer programıyla ilgili sürekli şekilde yapılan spekülasyonlar, İran’ın bir atom bombası inşa etmek istediğinde bunun için bir ay ila altı ay civarında zamana ihtiyacı olduğunu savunuyor.
Carnegie Endownment’daki İran uzmanı Mark Hibbs’e göre ise, İran’ın ihtiyacı olan süre 1 ila 3 yıl arasında.
Anlaşma Sadece Geçici
Hatırlanması gerekir ki burada işaret edilen bütün bu şartlar, ilk ve geçici bir anlaşma için üzerinde durulan konular. Bu kısmi anlaşma onaylanmasıyla, önümüzdeki 6 ay içinde iki taraf tekrar müzakere masasına oturacak ve bu kez temel parametlerle sürekli bir anlaşma sağlamaya çalışacak.
Kaynak: Vatan
Posted on :
6 Nisan 2013 Cumartesi
[0] comments Label:
ABD,
amerika,
brezilya,
çin,
dünya,
güney afrika,
hindistan,
kuzey kore,
manşet,
rusya,
savaş
ABD'nin Gizli Projesi Deşifre Oldu
06.04.2013 Cumartesi 10:34
Bu Habere 4 Yorum Yapıldı
Bu Haber 8385 Defa Okunmuştur
Amaç, BRICS denilen Brezilya , Rusya ,Hindistan , Çin , Güney Afrika 'nın IMF 'yealternatif yapı kurmasını engellemek.
Çin 'i kuşatıp yeni ekonomik düzeni doğmadan boğmak. ABD 'nin Pasifik 'e ve Kore Yarımadası 'na askeri yığınağı sürüyor. ABD ve Kuzey Kore arasında son bir hafta içinde giderek yükselen tansiyonun ardında askeri değil ekonomik hedeflerin bulunduğu ileri sürüldü.
Yenişafak 'ın haberine göre, Ekonomik krizdekiABD ve müttefiklerinin, Kuzey Kore gerginliğini bahane edip bu yolla BRICS'in alternatif ekonomik yapısını ve özellikle Çin 'i kuşatarakyeni küresel ekonomik düzeni kurma planınıdaha doğmadan boğmayı amaçladığı belirtildi .Kuzey Kore 'nin geçen yıllardaki daha sert çıkışlarını görmezden gelen ABD 'nin bu seferki öfkesinin altında bu hesapların yattığı vargulandı.
DURBAN'DAKÜRESEL KARAR
Wahington'un 2008'de BM gözlemcilerine izin vermeyen, 2009'daGüney Kore gemisini vurarak 46 denizciyi öldüren, 2010'da Güney Kore adasına top atışı yapan Kuzey Kore'ye ses çıkarmadığını hatırlatan dünyanın saygın dergilerinden Time, 'ABD'nin asıl amacı Kuzey Kore'nin nükleer füzeleri ve savurduğu tehditler değil. Temel hedef Çin, Rusya, Hindistan, Brezilya ve Güney Afrika Cumhuriyeti'nin oluşturduğu BRICS grubunun geçen hafta Uluslararası Para Fonu IMF ve Dünya Bankası'na alternatif diye oluşturacakları yeni küresel ekonomik düzen' diye yazdı.
DENGELER SARSILACAK
Güney Afrika'nın Durban kentinde geçen hafta beşincisi yapılan BRICS zirvesinde, ortaya çıkan en önemli sonuç, beş ülkenin batılı bankaların küresel ekonomideki tekeline alternatif oluşturacak bir banka kurma kararı olmuştu. Banka başlangıçta 50 milyar dolarlık bir sermayeye sahip olacak. Buna ek olarak Çin ve Rusya ticaretlerinin yaklaşık yarısını dolar bölgesi dışına çıkarma kararı da alındı. Time'a göre bu gelişmeyi değerlendiren uzmanlar, sadece küresel ekonominin değil bütün olarak küresel dengelerin de değişeceği bir dönemden bahsetti.
Analizlerde BRICS'in atılımının BM'nin yapısı dahil, İkinci Dünya Savaşı sonrasında oluşan dengeleri tamamen değiştireceği kaydedildi. Yorumlarda, 'ABD'nin Kore krizini bu kadar tırmandırmasının altında bu gerçek yatıyor. Bu bahaneyle Çin'in burnunun dibine yığınak yaparak BRISC'in yeni küresel ekonomik atağının önünü kesecek' değerlendirmesi öne çıktı.
DURBAN'DA
Wahington'un 2008'de BM gözlemcilerine izin vermeyen, 2009'da
DENGELER SARSILACAK
Güney Afrika'nın Durban kentinde geçen hafta beşincisi yapılan BRICS zirvesinde, ortaya çıkan en önemli sonuç, beş ülkenin batılı bankaların küresel ekonomideki tekeline alternatif oluşturacak bir banka kurma kararı olmuştu. Banka başlangıçta 50 milyar dolarlık bir sermayeye sahip olacak. Buna ek olarak Çin ve Rusya ticaretlerinin yaklaşık yarısını dolar bölgesi dışına çıkarma kararı da alındı. Time'a göre bu gelişmeyi değerlendiren uzmanlar, sadece küresel ekonominin değil bütün olarak küresel dengelerin de değişeceği bir dönemden bahsetti.
Analizlerde BRICS'in atılımının BM'nin yapısı dahil, İkinci Dünya Savaşı sonrasında oluşan dengeleri tamamen değiştireceği kaydedildi. Yorumlarda, 'ABD'nin Kore krizini bu kadar tırmandırmasının altında bu gerçek yatıyor. Bu bahaneyle Çin'in burnunun dibine yığınak yaparak BRISC'in yeni küresel ekonomik atağının önünü kesecek' değerlendirmesi öne çıktı.